LAİKLİK İNSAN HAKLARININ TEMELİ, KADIN HAKLARININ YAŞAM GARANTİSİDİR!
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday yazdığı makalede; “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günlerde dünyada saygın yer edinmesinin ve Ortadoğu coğrafyasında Müslüman ülkelerde örnek olmasının sebebi laik bir ülke olmasıydı. Çağdaş demokrasilerin ön koşulu olan laiklik ilkesin devletin akla ve bilime dayalı olarak yönetilmesi devlet ile din işlerinin ayrı tutulması esasına dayanmaktadır. 10 Nisan 1928 tarihinde Anayasadan Türkiye Devletinin “Dinî İs lamdır” hükmü çıkarılmış, Anayasada laikliğe ilk adım atılmıştır. 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasada değişiklik yapılarak devletin cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçı olduğu hükmü Anayasaya konulmuştur.
Bu önemli değişiklikle laiklik Anayasamızda Cumhuriyetimizin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez ilkeleri arasında yerini almıştır.
21 Yıldır yok etmek için verilen sinsi mücadeleye karşın nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan İslam devletleri arasında hukuk ve devlet sistemini tam olarak laikleştirmeyi başarabilmiş tek ülke Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Laiklik ilkesi ülkemizde demokrasinin, insan haklarının ve kadın haklarının tek güvencesidir.
Ülkemizde örnek olan bu çağdaş anlayışın yerleşmesinin sebebi ve temel taşı da laik eğitim sistemidir.
Ne yazık ki, İslamcı ve şeriat özlemcisi iktidarlar yüzünden akla bilime dayalı laik eğitimden giderek uzaklaştırılmak için her yol denemektedir.
Tek Adam otokratik anlayışında ve Cumhur ittifakında her alanda dine referanslı yapılanmaya yönelik girişimlerin artması; bağnaz, cahil ve talancı tarikat ve cemaatler eliyle dayatılan uygulamalardan dolayı da endişelerimiz ciddi boyutlara varmıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk on yılında yapılan inanılmaz bir cesaret ve kararlılıkla Atatürk devrimleriyle, şeriattan laikliğe doğru bir yol haritası çizilmiş ve laik devlet düzeni adım adım yaşama geçirilmiştir:
Laiklik tüm dünyada saygınlık, güvenirlik, ülkede barış, huzur ve gelecek güvencesi kazanmaktır.
Özellikle çağdaş eğitimin, siyasetin, devlet yönetiminin, sivil toplum kuruluşlarının, aile yapısı ve toplum yaşamının eşitlik ilkesi ve hukuk güvencesiyle akla ve bilime dayandırılmasıdır.
Eğitim başta olmak üzere kurumsal yapılardaki amaçlı bozulmalar, dinci İslamcı dayatmalarla eğitimin yozlaştırılması laik sitemi dinamitlemektir.
Laikliğin eğitimde kaybedilmesi sonucunda diğer kurumların da laik niteliği sarsılmakta ve laik düzenin bozulmasına neden olmaktadır.
Laiklik, en temek ve anlaşılır konumuyla, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan hürriyetinin devlet tarafından güvence altına alınmasıdır.
Ancak laiklik aynı zamanda insanların farklı dini inançlarına, ibadetlerine karışılmamasıdır.
Ne yazık ki 21 yılda tüm ülkeyi iflas ettirip halkını açlığa yoksulluğa mahkûm eden Cumhur ittifakı ve tek Adam faşizmi keyfi ve amaçlı politikalarıyla laiklik ilkesini yok etmek eğitimden ve yaşamdan kaldırmak için uğraşmaktadır.
21 yılda siyasal İslam’ı kurumlaştırmak isteyen iktidar ve yancıları, özellikle tarikat, cemaat ve iktidarın yan kolu olan daha doğrusu arka bahçesi olan Diyanet işleri ile kanalıyla laikliği yok etmek için uğraşmaktadır.
En başta bu ilkel anlayışla çağdaş ve insanın onuru olan laik hukuk düzeni ile güvence altına alınmış kadın hakları yok edilmek isteniyor.
Özellikle yargı güvencesindeki boşanma hakkına, nafaka, velayet hakkına karşı yozlaşan bir kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerici ve bağnaz dayatmalarıyla siyasal İslamcı iktidara payanda olduğu günleri yaşıyoruz.
Geçmişte yasada var olan haklar dindar olduğunu iddia eden cahil kadınlar tarafından kullanılamıyordu.
Tek Adam gericiliğindeyse laiklik ilkesi Diyanet aracılığıyla uydurma dini yorumlarıyla kadınların hakları tehlike altına girmektedir.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, daha fazla uzatmaya gerek yok…
Dünyadaki saygın yerimizi yeniden kazanmak ve kadını yok sayan köle kabul eden İslam ülkelerine karşın Laik Cumhuriyetin eşit ve onurlu kadınları ve erdemli insanları olmak için laik sisteme sahip çıkmak zorunayız.
5 Şubat laikliğin kabulünün yıl dönümünde hepimize kutlu olsun.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONULAR
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ