KILIÇDAROĞLU’NA AÇIK MEKTUP
İstifa seslerinin ayyuka çıktığı CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13’cü Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde gösterdiği çaba için emekli bir isimden tam destek geldi. Kılıçdaroğlu’na yazılan mektupta;
Sevgili Kemal Kılıçdaroğlu,
Biliyorum üzgünsün.
Biliyorum mizacın itibarıyla belli etmesen de kırgınsın.
Kazanamadın, çünkü iftira etmedin.
Kazanamadın çünkü camide nutuk atıp, dini duyguları sömürmedin. Gerçi istesen de yapamazdın. Sokmazlardı bile seni camiye, çünkü Alevisin. Allah muhafaza orada linç bile edilebilirdin.
Kazanamadığının bir nedeni de Alevi olmandı.
Aslında en önemli nedenlerden biriydi bu.
Oysaki nerden bileceklerdi Aleviliğin hoşgörü, saygı, sevgi, kadın erkek eşitliği ve her canlıyı ayırt etmeden sevdiği bir anlayış ve yaşam tarzı olduğunu.
Nerden bileceklerdi, esasında Aleviliğin sadece ve sadece Türklere mahsus olduğunu. Taa Yavuz Sultan Selim’le başlamışlardı Aleviliği yalan ve iftiralarla dışlayıp, sürmeye, öldürmeye ve ötekileştirilerek yok saymaya.
Kazanamadın, çünkü hiç yalan söylemedin.
Hiç iftira atmadın.
Hele hele ne siyasi rakiplerine, ne de hiç kimseye hakaret etmedin. Tek kelime kötü söz söylemedin.
Oysa tam 21 yıldır yalanla, iftirayla, küfürle, öfkeyle yönetilmiş bu halkta kabul görebilmen için az biraz da olsa küfür etmen, yalan ve iftira söylemen gerekirdi.
Biraz maço olup, hoşuna gitmeyen soru ve eleştirilere fırça atıp, küfürle cevap vermen gerekirdi.
Senin bu naif, uysal, saygılı, nazik duruşun kaybetmende en büyük engeldi.
“Hiç sevemedim, böyle lider mi olur” dediler.
“Lider dediğin, bir lider gibi sövecek, höst dedi mi herkes susacaktı” dediler.
Böyle görmüştü, böyle bilmişti ve bu özellikleri aramıştı halk bir liderde.
Sen ise, her gece Youtube kanalından çocuklara, gençlere, kadınlara, emeklilere ve işçilere sadece sevgi, saygı, refah ve onurlu güzel günler vaat ediyor, ekonomiyi nasıl düze çıkartacağını, ülkeyi hem bölgesinde, hem dünyada sözü dinlenen, saygı duyulan bir ülke yapacağından bahsediyordun.
Oysa bu muydu halkın ve ülkenin sorunu?
Bir de tuttun, kutuplaşmış bulunan her türlü siyasi görüşü daha adil ve daha demokratik bir ülke için birleştirmeye çalıştın. Hiç kimsenin bunlar bir araya gelemez dediği, “altı benzemezi” bir araya getirdin. Oysa birileri tüm siyasi kariyerini bu ayrışmaya, bu kutuplaşmaya, bu kavgaya borçluydu.
Bu muydu senin yapacağın!?
Halk senden bunu mu bekliyordu?
Bu kabul edilemezdi!
Gandi vari tutumunla “Hak hukuk, adalet” diye taa Ankara’dan İstanbul’a yürümek,
siyasi görüşü ve kimliği ne olursa olsun haksızlığa uğrayan kişilerin umudu olmak ve
bunca yaşına rağmen, halkın için durmadan çalışıp, çözüm üretmek senin neyineydi Kılıçdaroğlu?
Bu halk affeder miydi bunları?
O çok ve çok sevdiği Reisleri Tayyip’e değişirler miydi seni hiç?
Adamın öfkesi, fırça atışı bile endamlıydı. Yakışıyordu ona! Hatta, sırf ondan fırça yemek için bile olsa her türlü hokkabazlığı yapanlar bile varmış. Adam dövmesiyle bile güzel hikayeler anlatılırdı.
Sende var mı hiç böyle meziyet?
Sen, birilerinin cinsel tercihini afişe edip, lanetledin mi hiç?
İki yetişkin arasında yaşanan özel ilişkileri videolara çekip şantaj malzemesi yaptın mı?
Hatta bunu yapanlar, utanmadan, arlanmadan suçu senin üstüne attığında da sessiz bile kaldın.
Sen hiç “açılım” adına Pkk teröristlerini çadır mahkemesinde akladın mı?
Apo’ya destek mektupları yazdırdın mı?
Fetöye methiyeler düzüp “ne istediniz de vermedik?” diye onları besleyip büyüttün mü?
Bunların hiç birini yapmadın!
Hatta her türlü terör olaylarını da lanetledin ama bilmiyordun ki, teröre karşı olmanın yolu önce o terörü örgütlerini büyütüp, beslemek ve palazlandırmaktan geçerdi.
Bunu bile anlayamadın!
Dolayısıyla adayın terör seviciliğine çıkması hiç te boşuna değildi Kılıçdaroğlu.
Şayet zamanında sen de terör örgütlerine birazcık destek verseydin adın da terör seviciliğine çıkmazdı.
Evini, mutfağını da gördük.
Yakışır mıydı hiç bir lidere bu kadar sadelik?
Sanki sıradan bir vatandaşın evi gibi.
Ne şatafat vardı, ne albeni.
Lider dediğin şatafatı sevecek.
Gözü yükseklerde, saraylarda olacak.
İtibardan tasarrufa kaçmayacak!
Hırsını da sevmemişti bu millet.
Öyle ki, kendi yerine 2018 de CB adayı gösterdiğin kişi bile, 2023 de senin seçilmemen için her türlü siyasi taklaları atarak seçilmene engel olmaya çalıştı.
Hatta, kendisi CB adaylığından çekilmesine rağmen, zamanında kader birliği yaptığın o kişi “içimden gelmiyor” diye sana desteğini bile açıklamadı.
…ve ayrıca, bunca yıllık bürokrasi ve parti yönetiminde adın ne rüşvetle, ne talanla, ne rantla ilgili hiç bir şaibeye karışmamış.
Bu kabul edilebilir bir şey değildi.
Yönetici dediğin biraz da kendine çalışmalı. Bu konuyla ilgili meşhur atasözümüz bile var. “Bal yiyen, parmağını yalar” diye. Sana, “çalıyor ama çalışıyor” bile diyemedi bu millet.
Böyle mi olması gerekiyordu?
Çok üzdün bu milleti çokkk!
Tüm bunları hak ediyordun Kılıçdaroğlu, çünkü;
– Fazla insandın!
– Fazla iyiydin!
– Fazla demokrattın!
– Fazla dürüsttün!
– Fazla naziktin!
– Fazla hoşgörülüydün!
– Fazla naiftin!
– ADAM GİBİ ADAMDIN!
Tabi ki sevemezdi bu millet seni bu özelliklerinden dolayı.
Seni ancak bizim gibi mallar, dışlanmışlar, ötekileştirilmişler SEVER!
ASLINDA SEN KAYBETMEDIN. BIZ KAYBETTIK!
BUGÜN KAYBETMİŞ OLARAK GÖZÜKEBİLİRSİN, AMA ŞUNU BİL KI, SEN BU ÜLKEYE YENİ BİR ANLAYIŞ, YENI BIR UMUT VE YENİ BIR KIPIRDAMA GETIRDİN!
SEVGİLI KEMAL, BİZ DIŞLANMIŞLAR SENI ÇOK, HEM DE ÇOK SEVDİK!
SEN BİZE YENİ ŞAFAKLAR AÇTIN!
BİRAZCIK OLSUN İNSANİ DEĞERLERİ HATIRLATTIN!
İYİ Kİ VARSIN VE VAR OLMAYA DA DEVAM ET!
Saygı ve sevgilerimle
Fuat YÜCEL