Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi ve KBB Anabilim Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, kemik iletimli işitme çözümlerinin tedaviye yanıt vermeyen hastaların umudu olabileceğine dikkat çekti.
Kemik iletimli işitme çözümleriyle işitme yetisi geri kazanılabilir
İşitme kaybı, basit bir kulak kirinden orta kulak iltihabı ve tümörlerine, iç kulak anomalileri ve beyin dahil olmak üzere işitsel sinir hastalıklarına kadar çok geniş sağlık sorunlarına bağlı olarak gelişebiliyor. İşitsel çözümlerde ise sorunlara bağlı bir tedavi modeli uygulamak gerekiyor. Doğuştan kulak kanalı ve kulak kepçesi gelişmemiş, orta derecede işitme kaybı yaşayanlarda kemik iletimli işitme çözümlerinin tedaviye yanıt verdiğini kaydeden Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi ve KBB Anabilim Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, “Kronik tedaviye cevap vermeyen, dış kulak yolu iltihabından dolayı konvansiyonel işitme cihazı kullanamayan, iletim veya karma işitme kaybı olan hastalar kemik iletimli işitme çözümleriyle işitme yetisini tekrar kazanılabilir” dedi.
İşitme kaybı tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemler, ileri teknolojilerin gücünden faydalanarak oldukça etkili çözümler sunuyor. Bu yöntemlerden biri de kemik iletimli işitme çözümleri. Kemik iletimli işitme çözümleri, kafa kemiğine vida aracılığı ile monte edilen ataşmanın dışarıdan gelen ses ile titreşerek direkt iç kulağı uyarmasıyla işitmeyi sağlıyor. Kemik iletimli işitme çözümlerinin vücut ile uyumlu cihazlar kullanarak işitme desteği sağladığını belirten Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi ve KBB Anabilim Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akdağ, şu açıklamalarda bulundu:
“İşitme kaybı yaşayanlar ve aileleri sosyal, eğitsel, psikolojik ve akademik anlamda adeta bir engellilik süreci yaşıyor. Kemik iletimli işitme çözümleri gibi teknolojik implantlar, hastaların bu sorunların üstesinden gelerek, mutlulukla tanışmalarına ve hayata sıkıca bağlanmalarına olanak tanıyor. 5 yaştan büyük çocuklarda ve yetişkinlerde kullanılabilen kemik iletimli işitme çözümlerinin uygulanmasında işitsel değerlendirme kriterlerini dikkate almak gerekiyor. Cerrahi müdahale sonrasında hastalar aradıkları mutluluğa ve konfora erişebiliyor. Uygulama, tıbbi endikasyonların olduğu birçok kriterlerde sağlık uygulama tebliği konsepti içerisinde değerlendiriliyor. Bu kapsamda devlet geri ödemesini belli miktarda gerçekleştiriyor.”
İşitsel ve konfor açısından yüksek performans sunuyor
Kemik iletimli işitme çözümlerinin kullanılan implant ile işitme duyusunun kemik vasıtasıyla sağladığına değinen Prof. Dr. Mehmet Akdağ, “Kemik iletimli implantlar gerek yazılımsal ve gerekse boyut olarak işitsel ve konfor açısından oldukça yüksek bir performans sunuyor. Bu cihazlar, gerek akıllı telefonla olan bağlantıları ve gerekse cihaza eklenen yazılım programları ile dış sesleri minimize edebiliyor. Dolayısıyla rüzgar ve gürültü gibi dış seslerden etkilenmiyor. Cihaz takıldıktan sonra işitsel ve konuşma ayırt edilmesi gibi odyolojik takip oldukça önemli. Hastanın cihazın takıldığı tarafta hijyen sağlaması gerekiyor. Saç dahi hijyen ortamını yok edebilir. Koklear implantta olduğu şekilde dış parçanın travma gibi etkenlerden korunması da oldukça önemli. Bu sürecin son derece dikkatli bir şekilde geçirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Nanoteknoloji ve yapay zekâ teknolojisiyle implantsız tedavi
Kemik iletimli işitme çözümlerinin yeni nesil teknolojilerin etkisiyle gelişimini sürdürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Mehmet Akdağ, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Dünyada kullanımı 1970’lere dayanan kemik iletimli implantlar, gelişen teknolojiyle kendini sürekli yeniliyor. Yön belirleme, gürültüde sesin anlaşılırlığı, cep telefonu veya kalabalık bir konferansta mikrofon alıcıları ile uyumluluk, havuz veya denizde yüzebilme imkanları sağlıyor. Yine gelişen teknoloji sayesinde boyutları da giderek küçülüyor. Nanoteknoloji ve yapay zekâ gibi yeni nesil teknolojilerle daha küçük ve daha fonksiyonel bir implant cihazı geliştirilmesi üzerine çalışmalar yürütülüyor. Steamcell dediğimiz hücre kültürleri ile sinir hücrelerinin rejeneratif ve fonksiyonel çalışmaları, cerrahi tekniklerin gelişmesi ile ek bir implant olmadan işitme kaybının ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar da umutlarımızı yeşertiyor.”
|