Hükümetin acilen büyükşehir yasasını değiştirmesi gerekiyor

İnegöl’de çeşitli ziyaretler gerçekleştiren Önder Aksakal, esnafla sohbet ettikten sonra İnegöl Ziraat Odası’nda tarım sektörünün temsilcileri ile bir araya geldi.

Bursa’nın İnegöl ilçesinde çeşitli ziyaretlerde bulunan Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, gazetecilere yaptığı açıklamada, “HDP kavramı bizim için dağdaki PKK’lının meclisteki temsilcisidir. Bunu milletvekilleri ve yöneticileri itibari ile söylüyorum.” dedi. Büyükşehir yasası ile birlikte tarım alanlarının daraldığını savunan Aksakal, şu ifadeleri kullandı: “Ülke 20 yıldır özellikle tarım sektöründe, Avrupa Birliği’nin de AK Parti’nin ilk iktidara geldiği yıllarda ortaya koyduğu baskı ile tarımdan uzaklaştırıldı. Milyonlarca hektar arazi tarım dışı bırakıldı. Dolayısıyla o bölgelerdeki üreticilerimiz, kendilerine yeni geçim alanları aramaya başladı. Köyden şehirlere yerleştiler. Büyükşehirlerdeki kargaşaların ana nedenlerinden bir tanesi de bu.”

Büyükşehir yasasına dair değişikliği eleştiren Önder Aksakal, “İkinci konu sadece iktidarı kaybetmemek adına, özellikle yerelde iktidarı kaybetmemek adına büyükşehir yasasını değiştirdiler. Her tarafı büyükşehir yaptılar. Köylerde insanların hareket alanını daralttılar. Hayvancıların o meralarda sığını besleyen insanların imkânlarını elinden aldılar. Maalesef tarım ve ziraatçılık ciddi darbe aldı. Hükümetin acilen büyükşehir yasasını değiştirmesi gerekiyor. Köyleri köylülere geri vermesi gerekiyor ve tarımsal üretimi, özellikle stratejik ürünlerde hesapsız kitapsız desteklemesi gerekiyor.” diye konuştu.

HDP’yi PKK’nın meclisteki temsilcisi olarak konumlandırdıklarını belirten Aksakal, şöyle tamamladı: “HDP kavramı bizim için dağdaki PKK’lının meclisteki temsilcisidir. Bunu milletvekilleri ve yöneticileri itibari ile söylüyorum. Bugün HDP’ye oy vermeye mahkum edilen insanlarımızla bir hesabımız yok. Onlar bu ülkenin vatandaşları. En az bizler kadar bu ülkenin birinci sınıf vatandaşları. Gazetelerde zaman zaman görüyoruz, çok yadırgadığımı ifade etmek isterim, Kürt seçmen diyor. Bu memleket Türkiye Cumhuriyeti, Kürt seçmen, Türk seçmen, Çerkez seçmen, Roman seçmen diye bir kavram olamaz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyız. Herkes istediği partiye oy verebilir ama hiçbir parti, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü üzerine siyaset üretemez. Buna zinhar karıyız. Bunu mutlak sağlamalıyız.”