HUKUKU SİYASETE ALET EDEREK GEZİDEN SUÇLU YARATAMAZSINIZ. GEZİ GURURUMUZ, ONURUMUZ VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR.
Geçmiş dönem Parti Meclis Üyesi Güler Buğday makalesinde; “Ucuz kabadayılık yaparak AB’ye rest çeker görünüp aslında yapacağı yaptırımlardan korkarak yargıya müdahale ederek hukuksuz, adil olmayan ama kanuni bir kararla milyonların desteklediği geziyi beş kişiyi suçlu ilan ederek kapatmak istediler.
Oysa anlamadıkları, görmek istemedikleri, kavrayamadıkları ve her gün dozunu artırdıkları baskılar, dayatmalar, haksızlıklar, soygun düzeni ve siyasal İslam’ın çağ dışı dayatmaları artık kabul görmüyor.
Ne yaparlarsa yapsınlar, yandaş medya ve satılmış kalemlerin yazdıkları ve amigo mantıklı çıkarcı tayfasının ezber yaptıkları övgüleri ve iktidarı kutsamaları kendi taraftarlarında bile itibar bulmuyor.
Çünkü yıllarca dillerinden düşürmedikleri din iman, vatan, millet edebiyatı ve yancısı milliyetçi (!) stepnesinin “BEKA” diyerek yaptığı kara propagandaya artık kimse itibar etmiyor.
Dün Yargıtay’ın verdiği karar hiç kimseyi tatmin etmedi ve Gezi Parkı davası artık yargının kara bir lekesi olarak belleklere kazındı.
Milyonların hep birlikte “Gezi Onurumuzdur hepimiz gezideydik…” sözlerine karşılık beş kişiyi suçlu ilan etmek yargı adına komediden hukuk adına cinayetten başka bir şey değildir.
Boşuna uğraştılar artık bu absürt karardan sonra hiç kimse; Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’i suçlu olarak görmez ve göremez.
23 yılda sata sava yoksulluğu ve açlığı ülkeye kader yapan çürümüş ve kirlenmiş iktidar; sonunun geldiğini gördükçe tüm faşist yöntemleri dayatıyor, gerici cemaat ve tarikatlarla toplumu dizayn ederken saray yargısı ile halkları hizaya sokmak istiyor.
Burada asıl sorun her açıdan biten tükenen ve seçim öncesi verdiği hiçbir sözü tutamadığı için felaketi yaşatan Tek Adam ve soygun çetesinin ceberutluğu değil muhalefetin yetersizliğidir.
İyi Partililerin ve Meral Akşener’in, sürekli yalpalaması, tutarsız ve yakışıksız açıklamaları ile adeta AKP ve Tek Adam’ın adeta yaşam iksiri olmaya çalışıyorlar.
Millet İttifakının diğer partileri de oyları olmadan ve halklarda ciddi karşılıkları olmadan CHP’den haksız ve emeksiz elde ettikleri milletvekilleri nedeniyle komplekslerinden teşekkür etmek yerine saygısızlık ve vefasızlık yapıyorlar.
AKP nine ve saray rejiminin ülkeyi getirdiği felakete tavır koymak yerine yasa tanımayan, hukuku katletmiş, halkları bölmüş ve soygun düzeni ile açlık ve yokluğu halka, para pul güvence ve inanılmaz varlıkları kendilerine hak saymış Tek Adam diktasının yeni anayasa yapmasına sessiz ve suskun kalıyorlar.
İşte bu kaosta bu kargaşada ve bu karanlığın hâkim olduğu düzende ulu çınar dediğimiz, cumhuriyeti kuran partimiz CHP ne yapıyor?
Bana göre havanda su dövüyor.
“Değişim, yenileşme ve yeniden yapılanma” diyerek nasıl değişilmez ve statüko nasıl korunur onu kanıtlıyorlar.
3.5 yıldır yapılmayan kurultayı yeniden yapmak, yorulan, başarısız olan, örgütü küstüren hatta bölen il ve ilçe yönetimlerini yenilemek için aylardır yeniden kendilerini tüketiyorlar.
Üstelik daha bölünmüş, daha ilkesiz, daha inançsız ve daha yakışıksız yöntemleri kullanarak aralarında yarışıma görüntüsünde savaşıyorlar.
Hatta daha antidemokratik yöntemler genel merkezden dayatılarak beş benzemezler, özeleştiri vermeden düşman kardeşler aynı çuvala doldurup adına da “Hepimiz birleştik, başarıya giden yolda buluştuk” gibi inandırıcı olmayan sözler ortalarda uçuşuyor.
CHP’de tüm aymazlığa ve güven vermeyen yeni yapılara karşın bir kaç duyarlı ve görevinin bilincinde olan vekil elinden geleni yapsa da yeterli olmuyor.
Bu kadar yoksulluğu görüyorlar, bu kadar açlığın, çaresizliğin kader olmadığını ve çocuklarımızın gelişimini engellediğini görselerde kendi varsıllıkları ve kendi çocuklarının lüks içindeki yaşamlarının bozulmaması için o koltuklardan vazgeçemiyorlar.
Ben sürekli olumsuzluk ve hataları yazmaktan inanın hiç mutlu değilim.
Ancak ikiyüzlü olamam.
Halının altına süpürülen pislikleri bilerek kendimi de dostlarımı da kandıramam.
Aksini ispat etmek istiyorlarsa koparsınlar kıyametleri bu kadar haksızlık ve hukuksuzluk karşısında susmasınlar ve popülist davranmasınlar.
Varsıl siyasetçilerin ve çok varsıl vekillerin kendi aile efradı ve çocuklarına sağladıkları imkânların rahatlığında aç çocuklara ve 7500 TL ile sürünen emeklilere çare bulmak için onlarla birlikte eylem bile yapmamalarını görüyor ve kınıyorum.
Açlık sınırının 20 binlerin üstüne çıktığı günümüzde 150.000 TL’nin üzerinde maaş alıp 2 ay tatil yapan ve hala tatmin olmayan vekillere karşın en azından çalışırken emekli maaşlarından vazgeçmeyenlerin hiçbir sorunu çözmeyeceğini biliyoruz.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ