HUKUK DEVLETİNİN VE LAİK CUMHURİYETİN VAZGEÇİLMEZİ OLAN 3 MART DEVRİM YASALARI…

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen üç yasa kimliğimizdir ve asla vazgeçilemez.

Hukuk devletinin, Laik Cumhuriyet’imizin ve Öğretim Birliğinin temel taşlarıdır.

Bu üç yasa ile hilafet kaldırılarak demokratik, laik hukuk devleti yolunda en büyük adım atılmıştır.

İkinci olarak kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu (öğretim Birliği Yasası) ile kız çocuklarına erkek çocuklarıyla eşit eğitim imkânı sağlanmış ve bilimsel düşüncenin önü açılmıştır.

Laik Cumhuriyet’in ve evrensel hukuk devriminin temelini oluşturmuştur bu üç yasa.

Bu günlerde ısrarla yok edilmek istenen ve istismar edilende ne yazık ki Cumhuriyetimizin temel taşı olan bu 3 yasa olmuştur.

Oysa bu 3 yasa gibi tüm devrim yasaları ile ülkemizin çağdaş dünyanın saygın ve onurlu bir üyesi olması sağlanmıştır.

3 Mart 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerden olan tüm yasalar gibi

Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması çok önemli değerli ve bizlerin vazgeçilmezimizdir.

3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen 429 sayılı birinci yasayla din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını sağlanmıştır.

“Şeri’ye ve Evkaf Vekaleti, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletleri” kaldırılmış, yerine Diyanet İşleri Başkanlığı; Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genel Kurmay Başkanlığı kurulmuştur.

23 yıllık dinci, şeriat özlemcisi ve despot iktidarın en fazla istismar ettiği bu kurumlarda kendilerine bu saygın olanağı veren Atatürk’e ihanet içinde davranmaktalar.

Bizler yani çağdaş ve özgür bireyler olarak 101 yıl önce kabul edilen ve bizlerin kimliği olan bu yasalara ihanet edenlere daha fazla izin vermemeliyiz.

23 yılda ülkemizde her alanda yıkıma sebep olan iktidar, kendi saltanatlarını sürekli kılmak için despotizme baş vurmaktadır.

Bu nedenle hiç beklemeden hemen seçim yapılması için çalışmak zorundayız.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.

GÜLER BUĞDAY