Hodri meydan Erdoğan! Açıklamanızı bekliyorum
Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Adana’da Furkan Vakfı üyelerine polis şiddetini savunan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sosyal medya hesabından yanıt verdi. Davutoğlu, “Gerçek din tacirliği, her gün başörtüsü savunusu yapmak ama coplanan başörtülü kadınlarla ilgili sessiz kalmaktır” ifadelerini kullanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenerek, “Hodri meydan” diyerek Erdoğan’ın açıklama yapmasını istedi.
Adana’da 2 gün önce Furkan Vakfı üyelerinin yaptığı eyleme polis orantısız şekilde müdahale etmiş, görüntüler büyük tepki çekmişti.
BAHÇELİ POLİS ŞİDDETİNİ SAVUNMUŞTU
Muhalefet partileri art arda tepki paylaşımlarında bulunurken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında polis şiddetini savunmuş ve “Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum” demişti.
BAHÇELİ’YE DAVUTOĞLU’NDAN YANIT
Bahçeli’nin sözlerine Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yanıt verdi. Twitter hesabından paylaşımda bulunan Davutoğlu, “Sn. Bahçeli, demokratik hukuk devletinde yaptırım şerefli Türk Yargısı tarafından uygulanır. Ve gerçek din tacirliği, her gün başörtüsü savunusu yapmak ama coplanan başörtülü kadınlarla ilgili sessiz kalmaktır. Hodri meydan Sn. Erdoğan açıklamanızı bekliyorum.” dedi.
“GÖRÜNTÜLER, KAMU VİCDANIMIZDA DERİN YARALAR AÇTI”
Davutoğlu konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
* Geçtiğimiz pazar günü Adana’dan ülkemizin her bir yanına yayılan görüntüler, kamu vicdanımızda derin yaralar açtı. Sokak ortasında coplanan çocuklar, kadınlar, yükselen feryatlar ve 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışmayan bir tablo. Hatırlayacaksınız, hemen tepki vermiş, hem bu olayları şiddetle kınamış, hem de sorumlular hakkında derhal soruşturma açılması çağrısında bulunmuştuk.
“BAHÇELİ TOPLUMUN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA BU OLAYLARI DOĞRU VE MEŞRU KABUL ETTİ”
*Bizim açıklamamızdan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da orantısız güç kullanıldığını kabul etti ve soruşturma başlayacağı vaadinde bulundu. Dün de Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu olayları kınadı ve yine ‘gereken yapılacak, soruşturma açılacak’ dedi. Bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütün toplumun gözünün içine baka baka hem bu olayları doğru ve meşru gördüğünü ifade etti, hem de şerefli Türk polisinin yaptırım uygulayarak doğru yaptığını ifade etti.
“HUKUK DEVLETİNDE YAPTIRIM, ŞEREFLİ TÜRK YARGISI TARAFINDAN UYGULANIR”
*Sayın Bahçeli, size hatırlatmak isterim, demokratik hukuk devletinde yaptırım, şerefli Türk yargısı tarafından uygulanır. Şerefli Türk polisi, ortada bir suç varsa dahi suçluyu alır ve yargıya teslim eder. Bu en temel demokratik hukuk ilkesidir. Eğer milli ve manevi değerler açısından diyorsanız, biz savaş esnasında bile kadınlara ve çocuklara dokunmayın diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Yani ortaya çıkan tablo, muhataplarının görüşleri ne olursa olsun, hem demokratik hukuk devletine, hem toplumumuzun derin tarihi arka plana dayanan manevi değerlerine aykırıdır.
*Furkan Vakfı yetkilileri vaktinde bizim aleyhimize de ağır eleştirilerde bulundular. Bugün onların hukukunu savunurken, sadece onların değil, ilerde baskı altına alınması muhtemel insanların da hukukunu koruyoruz.
“ÖNCE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN YAYIMLADIĞI YÖNETMENLİĞE KARŞI ÇIKIN”
*Orada coplanan her kadın, orada feryadı duyulan her çocuk, bizim kadınımız, bizim çocuğumuz ve şerefli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Eğer şerefli Türk polisinin hukukunu koruyacak iseniz, her şeyden önce İçişleri Bakanlığının yayımladığı yönetmelikle polislerimizin, emniyet görevlilerimizin 2-3 tayin yerine 4-5 tayinle 3-4 yılda bir yer değiştirmesini ön gören yönetmeliğe karşı çıkardınız.
*Evet Türk polisi demokratik hukuk kurallarına uyan şerefli emniyet görevlileridir. Bu tablodan onları tenzih ederiz. Aynı gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de 52 kilo 500 gram patlayıcının bir polis memurunun aracında bulunduğunu da açıkladı. Kim olursa olsun, hangi görevde bulunursa bulunsun, bulunduğu makam ve görevin yetkileri dışında yetki kullanamaz. Bizim devlet anlayışımız da budur, demokratik hukuk devleti anlayışımız da budur.
“İÇİŞLERİ BAKANI, HUKUKA, DEVLETE SADIK İSE…”
*Ayrıca, öve öve yere göğe sığdıramadığınız İçişleri Bakanı, hukuka, devlete sadık ise ve devlet ahlakının gereğini yapacak biriyse önce bildiğini söylediği mafyadan, suç örgütlerinden maaş alan milletvekillerinin adını açıklamalıdır.
“BUGÜN İÇİŞLERİ BAKANI DA ERDOĞAN DA BİR SINAVDADIR”
*Bugün İçişleri Bakanı da bir sınavdadır, Sayın Erdoğan da bir sınavdadır. Acaba İçişleri Bakanı kabul ettiği orantısız güç kullanımının gereğini yapıp, soruşturma mı açacak, yoksa ‘arkama Bahçeli’yi aldım’ diyerek pervasızca, hukuk dış eylemleri teşvik etmeye devam mı edecek?
“28 ŞUBAT ÜZERİNDEN TEHDİTLER SAVURARAK İKTİDARINI KORUMA ÇABASI ARTIK SON NOKTASINA GELMİŞTİR”
*Sayın Erdoğan ise daha büyük bir sınavdadır. Her gün başörtüsü istismarı yaparak, her gün geniş kitleleri 28 Şubat üzerinden tehditler savurarak iktidarını koruma çabası artık son noktasına gelmiştir. Sayın Bahçeli’ye son bir sözüm de şudur; din tacirlerinden bahsetmişsiniz. Gerçek din tacirliği, her gün başörtüsü savunusu yapmak ama coplanan başörtülü kadınlar karşısında sessiz kalmaktır.
“İKİ GÜN DAHA BEKLEYECEĞİM”
*İki gün daha bekleyeceğim. Ve sayın Erdoğan iki gündür sessiz. Eğer bu coplanan başörtülü kadınlar, çocuklar başka bir ülkede yaşanmış olsaydı, ya da muhalefetten bir belediye başkanı olduğu bir yerde bir zabıta memuru, herhangi bir başörtülüye her hangi bir söz söylemiş olsaydı, herhalde yeri göğü inletirdi.
* Sayın Erdoğan sizden, sayın Bahçeli’yle aynı minvalde düşünmediğiniz konusunda net açıklama bekliyoruz. Bu tablo doğru mudur? Bu tablo meşru mudur? Bu tablo sizin içinize sindi mi? Yarınki grup toplantısını sadece bu perspektifle dinleyeceğim ve ona göre perşembe günü kamuoyumuza önemli açıklamalarda, çağrılarda bulunacağım.