HASTALAR DA ECZACILAR DA PERİŞAN !
Zafer Partisi Sözcüsü Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu partisinin haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Şehirlioğlu: ‘’Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar ile İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan Avro kuru 10,76 TL olarak değerlendirildi. Reel Avro kurunun 20 lira civarında olması nedeniyle bu güncellemenin ‘Bulunmayan ilaç’ sorununa çare olmayacağını TEİS olarak kamuoyuna açıklamıştık. Avro kuru güncellemesinden önce yok olan ilaçlar hala bulunmuyor. Özellikle çocuk antibiyotikleri, ateş düşürücü şuruplar, mevsimsel grip şurupları, öksürük şuruplarında sorun artarak devam ediyor. Ecza depolarından nöbetçi eczanelere bile günlük 1-2 kutu tevzi gönderiliyor. Hastalar sorun çözüldü zannedip eczacılara sözlü ve fiziki şiddet uyguluyor. ‘’
İLAÇ BULUNMUYOR, ÜRETİLDİĞİ SÖYLENEN İLAÇLAR İSE YETERLİ OLMUYOR!
‘’Ülkemizde ilaç üretiminde kullanılan etken maddelerin %98’i yurtdışından gelmektedir. 19,86 liraya alınan bir hammadde ile ilaç üretilip 10,76 liraya piyasaya verilmesini beklemek ancak safiyane bir hayal olabilir. Diğer taraftan hangi firma ithal ilaçları yurtdışında 19,86 liraya alınan bir ilacı bizim ülkemizde 10,76 liraya piyasaya sürer ve bulunmasını sağlar? ‘’
‘’İlacın bulunabilir ve ulaşılabilir olması önemlidir. Çünkü bulunamayan ilaç en pahalı ilaçtır. Nerede ise bütün ilaçlarda sıkıntı mevcut, ya çok az üretiliyor yahut hiç üretilmiyor. Açıkçası eski SSK günlerine dönmekten korkuyoruz. Bu yüzden yetkililerin ilaca ulaşmayı kolaylaştıracak gerçek iyileştirmeleri bir an önce yapmasını talep ediyoruz.’’
ECZACILAR “İMDAT” DİYOR! |
SAĞLIKTA ŞİDDET
‘’2021’de toplam 316 sağlık çalışanı şiddete uğrarken, bu sayı 2022’nin ilk beş ayında 184’e ulaştı. 197 saldırganın 70’i hakkında adli işlem yapılmadı, gözaltına alınan 47 kişi serbest bırakıldı. Türk Tabipleri Birliği’nin 2020-2022 Çalışma Raporu’na göre ise doktorların %84’ü en az bir kere şiddete maruz kalmış.’’
SAĞLIKTA ŞİDDETİN ÖNLEMESİ
‘’Sağlıkta dönüşümün hastaneler ve personel üzerinde ortaya çıkardığı performans kaygısının kaldırılması ve hizmetin sunumunu usul ve esasları açısından belirlenmesinde hâkim rolün hekim ve sağlık çalışanları tarafına kaydırılması. Kurumların ve personelin üzerindeki iş yükü ve hasta yoğunluğunun öne geçilmesi için sevk zinciri vb. gibi tedbirlerin alınması. Nüfus yoğunluğuna hizmet ihtiyacına paralel kurum ve personel ihtiyacının yeniden değerlendirilip yapılan düzeltmelerin güncel kalmasına dikkat edilmesi. Toplumun sağlık hizmetine bakışını ve ihtiyaç algısını düzeltecek sağlık okuryazarlığını arttıracak çalışmalar yürütülmesi. Sağlık çalışanlarının özlük hakları, disiplin, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen mevzuatın gözden geçirilmesi. Her şeyden önemlisi sağlık sisteminde yaşanan problemlerin, eksik ve aksaklıkların çalışan değil, sistem ve yönetici kaynaklı olduğunun belirtilmesi.’