Demokrat Zafer

Gündüz kuşağı programları ve dizilerin toplum üzerindeki etkileri;

Yerli ve Milli Parti Aile ve Kadın Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatma Atıcı yapmış olduğu yazılı açıklamada; ”

Toplumun değerlerine aykırı olan dizi ve gündüz kuşağındaki kadın programlarında sahnelenen rezaletler ahlaki yozlaşmaya yol açıyor. Bazı televizyon dizileri ve programları, toplumun inanç ve ahlak değerlerini onarılması zor bir şekilde tahrip etmektedir.

Özellikle ‘’gündüz kuşağı ve özellikle kadınlara yönelik bir takım programlar manevi ve ahlaki değerlerini derinden sarsmaktadır. Program yapımcıları özellikle reyting değerine önem vermektedir. Reyting için program sunucularında ünlü kişileri seçmekteler ve programın çekiciliğini ve izlenirliliğini arttırmaktadırlar. Programın konukları ev kadınları, eğitim ve sosyal düzeyleri düşük olduğu için tartışmalarında sadece kendi özelliklerini değil yakınlarından şahit oldukları kişilerinde özellerini kurumsal alana taşıyarak ifşa etmektedirler.

Toplumumuzu ayakta  tutan, paylaşımcı yardımlaşma, güven duygusu , sadakat ve aile içindeki aile değerleri vardır. Bu programlar işte bu toplumu ayakta tutan tüm değerlere zarar vermektedir. Sosyal bir virüs gibidir. Toplumda yayılır ortaya çıktığında da iş işten geçmiş olur.

Bu programları toplumdaki yozlaşmanın, kötülüğün, korku duygusu, güvensizliği, ailelerin parçalanmasının, aile içi huzursuzluğun, kadının hem cinsleri tarafından aşağılanmasının temel göstergesidir.

Örneğin; ABD’de ne kadar önlem almaya çalışırsada baş edemedikleri için toplumda açık evlilik yaşanmaktadır. Yani evli çiftlerin her birinin ayrıca sevgilileri vardır ve bu durum normalleşmiştir.

Ülkemizde de bu durum çığrından çıkmaktadır. Eğer ki bu yozlaşmayı kabul etmiyorsak. Geleceğimizi bu tehlikeden korumamız gerekir. Toplum da artık eskisi sosyal normlarımız kalmadı. Mahalle kontrolü, sosyal kontrol, geniş aile yapısı, aile bağları, sosyal bağlar, dayanaklar zayıfladı. Bunun yanısıra bu topluma ve aileye zarar veren programlar artmaktadır. Şiddet içerikli programlar çocuklarıda da şidete eğilimi tetiklemektedir. Şiddet olayını en olumsuz etkiside çocuğun kendi gördüğü şiddettir. Çocuklar aile içinde şiddete maruz kalıyorsa, şiddeti sorun çözme yöntemi gören bir ortamı varsa, birde üzerinde sanal siddet veya filimlerdeki şiddet eklenince toplumdaki şiddet artmaktadır. Ülkemizde filimlerde, çocuğa yönelik şiddet olayları, aile içi şiddet olayları 3. Sayfa haberleri olarak tüm topluma kimlik bilgileri ile deşifre ediliyor. Yani olaylar normalleştiriliyor. Bu durum tüm medyanın yaşamsal gıdasıdır. Ancak toplum içinde oldukça tehlike unsurudur.

Topluma acı çektirerek onun üzerinden reyting yapmak, çıkar peşinde koşmak etik değildir. Tüm programlar için denetim gereklidir

Tüm kanallardaki gündüz kuşağı ve dizi programları için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve RTÜK’ü göreve davet ediyorum.

‘2025’in ‘’Aile yılı’’ olması münasebetiyle özellikle anne, baba, çocuk ve aile bağını güçlendiren, dolayısıyla güçlü toplum olmak için daha eğitici, öğretici programlara öncelik verilmelidir.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ