Demokrat Zafer

Güler Buğday yazdı; KATLİAMLARA SUSAN, HUKUKSUZLUKTAN MEDET UMANLAR, DESPOT BİR DÜZENİN PİYONU OLURLAR.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Suriye’de yaşanan Alevi Katliamına, ülkemizde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na kurulan kumpaslara sesiz kalamayız!..
Tarihimizde yaşatılan birçok katliamın acılarını hala yaşıyor, ahlak ve vicdan sahibi olanlar tanık olduğumuz bu tür vahşetlerden dolayı insanlığımızdan utanıyoruz.
Çünkü bir türlü gerçeklerle yüzleşemiyoruz.
Gerçek suçluları bulup hak ettikleri cezaları almalarını hiçbir zaman sağlayamıyoruz.
Hatta tarihte yaşanmış bazı katliamları anımsatmak ve konuşmak hala bugün bile suç sayılıyor!
Oysa her ne olursa olsun yapılan katliamları hele hele sivil halklara karşı yapılanları haklı görmek, savunmak insan onuruna karşı işlenmiş suç ve tehlikeli bir hastalıktır.
Ülkemizde canımızı yakan göz göre göre yapılan birçok katliam yaşandı…
Bunları incelediğimizde dinci, bağnaz, şeriat özlemcisi, hatta faşizan duyguların etkisinde olanların yaptığı veya yaptırdığı barbarlık ve vahşet olduğunu görürüz.
Ne yazık ki yıllardır ülkemizde egemen olan sağ ve sığ iktidarlar bu karanlık güçlerden her zaman medet umdular.
Onları ve gerçek suçluları koruyup kolladılar.
Bu insanlık dışı katliamlarda çoğunlukla ülkemizin aydınlık yüzlü yurttaşları olan Aleviler her zaman kurban seçildiler.
Uzatmaya gerek duymadan soruyorum.
Aylardır her zaman iç işlerine karışıp hata yaptığımız komşumuz Suriye’de kanlı bir katilin kravat takması ve kendini Cumhurbaşkanı ilan etmesini ilk tanıyan ülke biz olduk.
Yetmedi uçak gönderip getirttiğimiz terörist ve katil Ahmed Eş-Şarayı (Son İsmi Böyle) ağırlayarak katlettiği askerlerimizin canlarımızın kemiklerini sızlattık.
Komşumuz Suriye’yi, Diktatör Esat’tan kurtarmak için yıllardır teröristlerle birlik olan Tek Adam Saray Rejimi ne yazık bu katili ilk tanıyan olmasına karşın kendisinden itibar bulamayan ve yok sayılan konuma sokulmuştur.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, emperyalizmin ve onun maşalarının paramparça ettiği Suriye’de aylardır mazlum halklara ve özellikle ALEVİLERE karşı soykırım amaçlı barbarca bir katliam yapılmaktadır.
Bu vahşete ve mezhep savaşlarına sessiz kalan bir ülke olmak bizlere Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Dünyada Sulh” diyen dünya liderinin ülkesine yakışıyor mu?
Daha öncede bu konuyu yazdım:
“SURİYEDE ALEVİ KATLİAMI VAR, BU VAHŞETE SESSİZ KALAN, DUYMAZDAN- GÖRMEZDEN GELEN SUÇ ORTAĞI OLUR.” diye paylaştım.
Ne yazık ki bu vahşete karşı gerekli olan karşı duruşu, tavrı ve engel olmak için müdahaleyi TEK ADAM iktidarından göremedik.
Hatta kravatlı katilin “Esat artıklarını temizliyor” gibi iğrenç ötesi açıklamalarına hak veren bir tavırla yetkililerimizi bu adamın ayağına Suriye’ye gönderdik.
Sadece CHP 15 milletvekilini Hataya gönderip bu Alevi Katliamını kınaması yeterli olmamıştır.
85 milyonluk ülkemizde en az 20 milyon Alevi’nin yaşadığını düşünürsek bu suskunluk ve umursamazlıkta insanlığımıza yakışmamıştır…
Bireysel kınamalar olsa da Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda sessiz kalması kabul edilemez.
Çok düşündürücü; Alevi yurttaşlarımızla CAN olmuşuz ama nedense “GAVUR” dediğimiz insanlar kadar onlara karşı duyarlı olamıyoruz.
Dün Almanya’da duyarlı olan demokrat yurttaşlar ve Alevi’ler Köln’de toplanıp Suriye’de yapılan Alevi katliamını kınayarak lanetlediler.
Türkiye Cumhuriyeti bu insanlık dışı barbarca işlenen katliamı durdurmak için müdahale ve mücadele etmek zorundadır.
Bugün yine tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliamın işlendiği gündür:
Halepçe Katliamı’nın üzerinden 37 yıl geçti acılarını unuttuk mu?
16 Mart 1988’de 5 bini aşkın masum kişi üzerlerine yağdırılan bombalar sonucunda vahşice yaşamını yitirdi.
Ben o günden bu yana elma iyemiyorum…
Ne yazık ki tarihimizde bu gün utancımız olan farklı acılar yaşadık ve ne yazık ki ders alamadık.
16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı saldırı yapıldı.
Hesap sormaz gerçeklerle yüzleşmez ve suçlulardan hesap sormazsak hepimiz bu katliamlardan sorumlu sayılırız.
Yine ülkede Tek Adamın keyfiyetinde ülkemizde açlık yoksulluk ve hukuksuzluk dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır.
Duyarlı ve namuslu ne kadar aydın, gazeteci ve siyasetçi varsa hukuksuz olarak tutsakken suç işleyenler ve mafya artıkları tarikat ve cemaatler baş tacı ediliyor.
Halklarımız aç ve çaresizken bir avuç kan emici ülkede saltanat sürmektedir.
Bu yozlaşmış düzeni yok edecek olan cumhuriyeti kuran partimiz CHP inanılmaz bir şekilde saldırıya uğramış ve hukuksuz şekilde aşağılık bir tezgahla kuşatılmıştır.
Bu kirli ve karanlık düzenden kurtulmak için “Hemen Seçim” diyen ve Tek Adamı 4 kez yenerek halklarda güven ve sevgi kazanan Ekrem İmamoğlu’na karşı yapılan saldırılarında dünyada tek örneği yoktur.
Tek Adam ve suç ortakları korkuyorlar, 23 yılda yok ettikleri ülkemizin tüm kaynaklarının ve soygun düzenimin hesabını veremeyecekleri için çok korkuyorlar.
Halklar aç ve çaresizken kendileri saraylarda saltanat sürdükleri için ve kirlettikleri tüm kurumların hesabını sorabilecek yürekli, halklarda karşılığı olan sevilen ve güvenilen Ekrem İmamoğlu’nu siyaset dışına itmek istiyorlaR
Müsaade etmeyelim.
Ekrem İmamoğlu’nun nezdinde ülkemizde tüm haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayanlara sahip çıkalım.
Bırakalım lüks salonlarda kendi aramızda toplanmaları ve Almanya’da sahip çıkılan canlara Alevi dostlara yapılan katliamlara izin vermeyelim.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ