Güler Buğday yazdı; ATATÜRK’ÜN GENÇLERİ ÜLKENİN GELECEĞİNE EL KOYDU.

Bugün 2 Nisan gençlerimiz, sadece anayasal haklarını aramak için ülkede uygulanan adaletsizlik, despotizm, soygun düzeni ve keyfi tutuklamaları kınamak için en barışçı, en zekice ve en estetik tarzda eylem yapmak istediler.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bireylerin ifade özgürlüğü, katılımcı demokrasi ve toplumsal denetim açısından vazgeçilmez bir haktır.

Anayasa’nın 34. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi bu hakkı açık şekilde tanımış ve koruma altına almıştır.

34. madde: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Bu kısa anımsatmadan sonra günlerdir ülkemizi açık hava cezaevine çeviren, önüne geleni haksız hukuksuz tutsak yapan despotluğa ve saray keyfiyetine karşı kınamak için tavır koyan gençlerimizede saldırdılar.

Çocuklarımızın üzerine tomaları sürüp, kimyasal silah sayılan gaz bombaları, plastik mermilerle saldırıp genç kızları bile yerlere yatırıp tekmeleyerek hatta bir kişinin başında on kişi öldüresiye döverek işkence yaptılar.

Hiçbir suçu olmayan, barınamayan, karınları doymayan ve gelecek güvencelerinin keyfi bir düzenle yok edilebileceğini gördükleri için barışçıl tarzda eylem yapan ve yavrularımızı tutukladılar.

İddialar doğru ise orada da katillerle ve yıllanmış mahkumlarla aynı yerlere konup aç susuz bırakılarak tüm ülkenin bayramını acı ve utanç içinde geçirmelerine sebep oldular.

Annelerin göz yaşları kurumadı ancak hiç birisinin bu ceberutluk karşısında başı öne eğilmedi.

Faşizmi dayatanların, vicdan fakirlerinin unuttukları bir şey vardı:

Onlar “kindar ve dindar (!) nesil” değildi.

Büyük Önder Atatürk’ün gençleri ve askerleriydiler.

Dünya lideri Atamız onlara şu sözlerle vasiyet etmişti:

“Gençler, ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizlersiniz” diyerek görev vermişti.

Gençlerimiz onun için bir çağrı yaptı:

“Sadece bir gün ülkede gerçek patron kim despotlara, hak hukuk bilmez ve tasa tanımazlara gösterelim” dediler.

“Ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek yoksul halktan kazanan ama sadece saray rejimine hizmet eden sermaye kesimine ve soygun düzeninin çetelerine ders vermek için hiçbir şey almadan uyarmak için çağrı yapmışlardır.

Adına ister boykot deyin, isterse bir uyarı ve ikaz deyin artık halkımız ve gençlerimiz ülkenin geleceğine yön vermektedir.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bazı firmalar için yaptığı boykot çağrısı, üniversite öğrencilerince daha anlamlı bir konuma taşınmıştır.

Gençlerimiz aldıkları kararla 2 Nisan günü hiçbir alım satım yapmayacaklar.

Ülkede 23 yıllık yıkım ve soygun iktidarına ve yasaları yok sayarak otokratik bir dayatmayla halkların yaşamına, malına mülküne yani geleceğine el koyan ittifaka haddini bildirmek için hiçbir şey almayarak destekleyeceğiz.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.

GÜLER BUĞDAY