Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday makalesinde eski günleri yad ederek dostluğun önemine dikkat çekti. Buğday makalesinde;
İnsanoğlu için ölümün kaçınılmaz son olduğunu biliyoruz ve hepimiz bu gerçeğin bilincindeyiz.
Ancak bazen bir salgın, bazen kader olmaması gerekirken bir afet ve ihmaller sonucu bir depremi felakete hatta katliama çeviren ve canımızı çok yakan ölümler yaşanınca acımız katlanıyor ve isyanımız büyüyor.
Birde bu acılara son zamanlarda sıkça ve beklenmedik biranda meydana gelen kalp krizinden kayıplar yoğunlaşıp dostlarımızı ve yoldaşlarımızı kaybederek sınanıyoruz.
En son olarak beklenmedik bir anda Can Dostum, 45 yıllık yoldaşım Avukat Vedat Çanaklı’yı kaybetmek gerçekten beni çok üzdü ve sarstı.
Çünkü biz Vedat’la, yıllar içinde o kadar çok şey yaşayıp gördük ve anı biriktirdik ki inanılmaz zenginliğimizdi bu anıların yoldaşlığı..
Günlerce konuşsak konu bitmezdi. Her şeyden önce biz çok dürüst ve vefalıydık.
Asla birbirimize ihanet etmez, en zor zamanlarda birbirimizi yalnız bırakmaz ve işimize gelmeyince sırtımızı dönmez ve asla yolda bulduklarımızla değişmezdik!!!!
Çünkü biz gerçekten dost, abla kardeş, yoldaş ve candık.
Ben meslekten atılıp çok zor koşullarda iş kurduğum günlerde ürettiklerimi pazarlamak için birçok ile giderken Vedat bana şoförlük yapacak kadar mütevazı ve gerçek bir dosttu.
Gündüz işimizi yapıp gece mutlaka beğendiğimiz bir restoranda uzun uzun eski dostları anar ve yaşadıklarımızdaki güzellikleri veya hayal kırkılıklarını konuşurduk.
Vedat Çanaklı bir doğa aşığıydı.
Yaşamının tercihini hep doğayla iç içe olarak ve ağaçların, çiçeklerin içinde geçirmeyi tercih etti.
Bunun için en sonunda bir köy evini “Gün Batımı Restoran” olarak yaşama geçirdi ve dostlarıyla adeta buluşma mekânı yaptı.
Biz kendisi ile her gün olmasa bile mutlaka ikinci gün konuşur her konuda sohbet ederdik.
Vedat, bendeki kalp sorunundan dolayı çok endişe eder ve “üzme kendini bu kadar gece gündüz yazıp uyarıyorsun anlayana mı var?” diye beni sürekli uyarırdı.
Kim derdi ki kendisi bir anda kalpten yaşama veda edip benden önce gidecek!!!
Oysaki karar vermiştik artık her şeyi dert etmeyecek ve bizde biraz kendimiz için yaşayacaktık.
Hayal kuruyorduk, bu yaz birlikte Yunan Adalarına sıkça gidip rakı balık yapacaktık.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, benim ayağım bileğimden, tarak kemiğimden ve parmaklardan üst üste kırılıp ben 3,5 ay alçıyla tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğumda birçok dostum, yoldaşım ve evlat dediklerim yardımcı oldular.
Ancak Vedat o yaz bana inanılmaz bir şekilde destek oldu. Beni çoğu zaman Edremit’teki özel hastaneye o getirip götürdü.
Yine benim bu sene kimseyi ağırlamadığım meşhur balkonlarımda Güre’deki evimde birçok kez ekmeğimizi bölüşüp güzel günler ve zamanlar geçirdik.
Vedat, CHP’deki başarısızlığı, insan kıymetinin bilinmemesini ve ideolojik yozlaşmadan dolayı bana kızardı:
“Yapma Dostum, kendini boşuna feda edip sabahın köründe kalkıp yazarak anlatarak uğraşıyorsun anlayan kim?” diye söylenip dururdu.
Bana ısrarla, “CHP’de belli bir kesim hatta çoğunluk mevki, makam, hata rant için oradalar. Senin ne işin var orada?” diye bana kızar ve bırak bu partiyi derdi.
Artık Vedat Çanaklı yok. Ben eksildim. Ben çok mutsuzum.
Seçim geceleri bana gelinirdi masa balkona konurdu ve birlikte yaşartdık o heyecanı.
Yine öyle olacaktı ama olamadı.
Ve ben artık böyle güvenilir, vefalı, kıymet bilen, verdiğin emeği yok saymayacak ve zor günlerinde yanında asla ihanet etmeyen dostların varlığından çok emin değilim!!!!
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ben bu yazı ile hem sesli düşündüm, hem dertleştim, hemde eski bir CHP’li olan Vedat Çanaklı’nın cenazesine gelmeyen CHP’lilere sitem etmek istedim.
Hatta onun restoranında ağırlanıp kıymet verilip, sevilip sayılıp bir taziye dilemeyenlere de yazıklar olsun diye bu yazıyı yazdım!!!
Bu arada Bursa Barosu ’da bu konuda sınıfta kaldı.
Bir gün sonra beni arayıp geç duyduklarını beyan ederek ikinci gün bir taziye mesajı yayınladılar.
Bu arada Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve ekibine teşekkür ederim.
Umurumda değil başkanın kendisi hakkında yapılan dedikodular ve karalamalar…
Turgay Erdem’den ben kendim için yardım istemem.
Hatta kızım konumundaki ECEM tam 21 yıldır Nilüfer Belediyesinde çalışıyor:
Kendisi yüksek tahsilli, yabancı dil bilen ve gece gündüz koşturan kimseyi kırmayan, dünya iyisi bir eleman.
Ecem 21 yılsonunda yeni işe girenle aynı parayı alan bir konumda olduğu halde kızmam, kırılırım ama hakkını yemem ve ben Başkanın bu duyarlılıklarını her zaman takdir ederim.
Çünkü nerede bir mağdur bana ulaşmışsa ben başkandan ne zaman o insanlar adına yardım istediysem bir tekini geri çevirmemiştir…
Vedat Çanaklı’nın ani ölümü ile perişan olan ailesi ve bu konularda tecrübesi olmayan oğlu Ozan Çanaklı ’ya anında ulaşıp her şeyi çözdüler ve hayır dua aldılar.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, siz siz olun hırsa kapılmadan, verilen emekleri unutmadan, iyilik gördüğünüz insanlara nankörlük yapmadan, sırtınızı dönmeden ve “ben merkezli” olmadan yaşayın ve yaşatın.
Ülkemizde yaşam artık çok zor ve çok acımasız. Ölüm hepimize şah damarımız kadar yakın.
Hırs ve ego zehirlenmesi yaşamayın, insanları tüketmeyin ve kirletmeyin inanın değmez!!!!
Can Dostum Vedat’a güle güle derken ebediyette ışığı bol olsun diyorum.
Gittiği yerlerde buradan daha çok dost ve güzel insan var. Kötülerle yaşamaktan hepimiz olumsuz etkileniyoruz galiba.
Bozulmadan, kirlenmeden, yozlaşmadan veda etmek nasip olsun isterim.
Vedat için kimseye dua edin demeyeceğim ama dostlarla bir kadeh parlatırken zamansız yolcu ettiğimiz o güzel dostumuza bir “ŞEREFE” yapalım
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.