GELECEĞİMİZ VE KURTULUŞUMUZ BİLİMDEDİR
“Deprem öncesi ve sonrası Makina Mühendislerinin rolü” konularına ilişkin, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İhsan Taşkınsel yazılı bir açıklama yaptı. Taşkınsel tarafından yapılan açıklama şöyle:
BURSA- 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük deprem ve artçılarının meydana getirdiği hasar sonucu 11 ilimizi içine alan bir coğrafya içerisinde büyük yıkım yaşanmış ve yaşanan yıkım neticesinde on binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Öncelikle deprem bölgesindeki tüm yurttaşlarımızın yakınları başta olmak üzere tüm ülkemize başsağlığı, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar dileriz.
Yüreğimizde derinden hissettiğimiz bu acı bizlere; Türkiye‘nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini akıllarımızdan çıkarmadan, şehirleşmede yapı sağlamlığının tüm yönlerinden irdelenmesi gerektiğini hatırlatmıştır.
Öncelikle deprem öncesinde tasarım ve uygulama aşamalarında; yapının statiğinde olduğu gibi; ısıtma, soğutma, havalandırma, sıhhi ve yangın tesisatları gibi mekanik tesisatlarında da birtakım önlemler alınması gereklidir.
Tesisatların tümü için bina dilatasyon geçişlerinde kompansatör kullanılmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca yüksek katlı binalarda tesisat ana hatlarının da kompansatör olacak şekilde tasarlanması gerekir.
Tesisatlara ait borulamaların, binanın taşıyıcıları olan kolon ve kirişleri delerek veya keserek geçmelerine kesinlikle müsaade edilmemeli, bu tür uygunsuzlukların bina ana taşıyıcı dayanıklılığını etkileyeceği unutulmamalıdır. Deprem öncesi binalarda yapılacak incelemelerde tesisat elemanlarının iyi sabitlenmiş olup olmadığı yanı sıra, bu husus gözlemlenerek önlemler ve yaptırımlar hızla devreye alınmalıdır.
Özellikle endüstriyel ve ticari binalardaki; Asma tavanlar içerisinde bulunan klima ve havalandırma cihazları ile bunların kanal ve borulamalarında sismik önlemlerin muhakkak alınmış olması, askı çubukları veya çelik profiller ile doğrudan tavana montajda oluşacak sismik yüklerin de dikkate alınması şarttır. Bütün bunlar ile mekanik tesisat bileşenlerinin yoğun olarak kullanıldığı endüstriyel ve ticari binalardaki tesisat eleman ve donanımlarının bu bakış açısıyla tekrar kontrol edilmesi, deprem sırası veya sonrasında can güvenliği açısından önem arz etmektedir.
Yine çatı veya bodrum katlarda bulunan su depoları, soğutma kuleleri, paket klima cihazları, soğutma grupları, klima santralleri, kazanlar ve fanlar gibi mekanik tesisat elemanlarının kaidelerine sismik önlemler alınarak uygun bağlanmış ve özellikle yüksek ağırlığı bulunan bu sistemler ile asansör makine dairesi gibi binaya statik yük yükleyen bileşenlerin bina statik hesaplarında dikkatte alınmış olması gereklidir.
Sadece bu ana donanımların değil, bu donanımlara bağlanacak boru ve kanal gibi hatlarda da sismik önlemler alınmalıdır.
Ayrıca; Depremlerde yaşanan kayıpların belirli bir oranının deprem sonrası bina ve tesisatta oluşan hasarlar ve yangınlardan meydana gelebildiği bilinen bir gerçektir. Deprem sırasında bina tesisatının zarar görmemesi için gerekli önlemlerin önceden alınmasının yanı sıra bina yangından koruma sistemi, duman tahliye fanları gibi tesisat donanımlarının deprem sonrası çalışır vaziyette kalması can güvenliği açısından önemlidir.
Evsel olarak kullanımı yaygınlaşan doğal gaz tesisatının deprem sırasında veya hemen sonrasında bina gaz bağlantısının kesilmesi büyük önem taşımaktadır. Deprem sırasında belli büyüklükler sonrası sismik hareketi algılayarak gazın binaya girişini otomatik olarak kesen elektro-mekanik koruma vanaları bina girişlerinde mevcuttur ve ilgili yönetmelikler ile de zorunlu tutulmaktadır. Deprem sırasında bina ana taşıyıcıları zarar görmese ve yıkım oluşmasa dahi oluşabilecek bir gaz kaçağı başta yangın olmak üzere birçok riski barındırmaktadır. Bu nedenle sismik hareketi algılayan gaz kesme cihazı ve gazı kesen selenoid vanalar bu hatlarda önemli rol oynamaktadır. Bu donanımlarında belirli periyotlarda bağımsız kurumlarca denetlenmesi ve sürekli çalışır durumda tutulması deprem sonrası güvenliğin sağlanması açısından oldukça önemlidir.
Yine endüstriyel tesislerde bulunan bina içi ve bağımsız bacalarda oluşan veya oluşabilecek hasarların sistemin sağlıksız çalışmasına ve ölümcül kazalara yol açabileceği unutulmamalıdır. Tesis yeniden devreye alınmadan önce mutlaka kontrolü sağlanmalıdır.
Yine deprem sonrasında kullanılır durumda olan, hasarsız veya az hasarlı olarak sınıflandırılmış binaların tesisatlarının devreye alınmadan önce son kontrollerinin uzman ekiplerce yapılması ve ancak oluşturulan raporlar sonrasında binanın kullanımına izin verilmesi kamu güvenliği açısından önemini hatırlatmak isteriz. Ayrıca bu binalarda yer alan kamuya açık Asansörlerin ise devreye alma işlemlerinin, imalatçısı/bakımcısı ve yetkili A tipi muayane kuruluşunca müştereken hazırlanan yeniden piyasaya arzı tanımlayacak son kontrol raporlarını olumlu olması durumunda mümkün olması gerektiğini belirtiriz.
Bu vesileyle depremzede vatandaşlarımızı nitelikli mekânsal ve ekonomik imkânlara kavuşturacak, refah düzeylerini yükseltecek tüm süreçlerde meslek ilkelerimiz ve birikimlerimiz doğrultusunda tüm gücümüzü ve birikimimizi sunmaya açık olduğumuzu kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyururuz.