FİNANSAL SUÇ RİSKLERİ SANCTION SCANNER İLE MİNİMUMA İNİYOR
YTÜ Yıldız Teknopark firmalarından Sanction Scanner, geliştirdiği ürünlerle yatırım şirketi, finans şirketi, kripto para şirketi, banka vb. finansal kuruluşlara kara para aklama ve terörün finansmanı gibi finansal suçları önlemeye yönelik çözümler ile suç risklerini minimuma indirip ‘müşteri sorgulama’, ‘müşteri işlem izleme’ ve ‘dinamik müşteri risk değerlendirmesi’ çözümleriyle 40’tan fazla ülkede faaliyet yürütüyor
Bankacılık, fintek, sigortacılık gibi alanlarda suç risklerini minimuma indiren çözümleriyle bugün 40’tan fazla ülkede hizmet veren ve kısa sürede başarılı bir grafik yakalayan Sanction Scanner’ın kurucusu Fatih Coşkun ile girişimin sunduğu hizmetleri, hedeflerini, Rusya-Ukrayna savaşının sektöre etkilerini konuştuk.
YTÜ Yıldız Teknopark’ta Haziran 2019’da faaliyetlerine başlayan Sanction Scanner, klasik ve yeni nesil (NeoBank) bankalar, fintekler, yatırım şirketleri, finans şirketleri, sigorta şirketleri, kripto para şirketleri, para transferi şirketleri, sermaye piyasaları, leasing ve faktöring şirketleri gibi çeşitli finansal kuruluşlara hizmet veriyor. Geliştirdikleri ürünlerle söz konusu kuruluşları suç risklerine karşı koruyan ve riski en aza indirmeyi amaçlayan Sacntion Scanner, bugün 40’tan fazla ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. 2021 yılında Türkiye’de fintek kategorisinde ‘En İyi Ürün’, ‘Yılın Start-up’ı’, ‘En İyi Veri Kullanımı’ gibi birçok ödül kazanan girişim, Londra’da yerel otoriteler tarafından en iyi yapay zekâ şirketleri arasında ve en iyi start-up şirketleri arasında gösterildi.
Kullanıcılara müşteri sorgulama, işlem izleme ve risk değerlendirme hizmetleri sunuluyor
Müşteri memnuniyeti ve kullanım kolaylığının öncelikleri olduğunu belirterek sözlerine başlayan Fatih Coşkun, Sanction Scanner olarak kullanıcılarına sundukları müşteri sorgulama, müşteri işlem izleme ve dinamik müşteri risk değerlendirmesi çözümlerini şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de, Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) koyduğu kurallar gibi uluslararası arenada da MASAK benzeri, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gibi kurumların finansal şirketlere dikte ettikleri belli başlı kurallar var. Bu kurumlar, terörizme finansman sağlanmasını önlemek veya kara para aklamayı engellemek için şirketlere kurallar getiriyor. Şirketlere, müşterilerini bünyelerini alırken kontrol etmelerini, müşterilerin finansal işlemlerinde anormallik olması durumunda bunun tespit edilmesini ve kendilerine bildirilmesini istiyor. Biz de bu noktada bu kontrol işlemini sağlayan yazılımlar üretiyoruz. Müşteri sorgulama hizmetimiz şöyle işliyor; örneğin bir müşteri bir banka hesabı açacak. Banka bizim geliştirdiğimiz ürün sayesinde müşterinin, dünyanın herhangi bir yerinde kara liste kaydının olup olmadığını milisaniyeler içinde tespit edebiliyor. Müşterinin durumu hakkında kısa sürede bilgi sahibi olunabiliyor.”
“Kara para aklamalarını tespit edebiliyoruz”
“İkinci hizmetimiz olan müşteri işlem izleme hizmetini şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Aylık net bir gelir aralığınız var ve ona göre belli bir bant aralığında finansal işlemlerinizi yapıyorsunuz. Bir ay, hesabınıza kazancınızın 10 katı para geliyor ve siz bunu ayrı ayrı beş hesaba paylaştırıyorsunuz, bu anomali oluyor yani normalin dışında bir aksiyon gerçekleşiyor. Biz bu anomalilerden kara para aklamaları tespit edebiliyoruz. Bunun gibi binlerce senaryo var ve biz bu durumları geliştirdiğimiz yazılımla tespit edebiliyoruz. Dinamik müşteri risk değerlendirmesinde ise her müşteri veya şirkette farklı seyreden risk puanlarını ölçmeyle ilgili bir çözüm sunuyoruz. Tanımlanan riskler yüksekse anomali tespitlerini sıklaştırıyor riskler düşükse genişletiyoruz.”
Söz konusu üç hizmetin en temel özelliğini “hem Türkiye’de hem yurt dışı regülasyonlarına uygunluk” olarak ifade eden Coşkun, “Yazılımımız tüm dünyanın kara listelerini denetleyicilere sunabiliyor, bunları rutin olarak sorgulamalarına ve işlemleri izlemelerine imkan veriyor. 3,5 senelik dilimde yazılımı 40’tan fazla ülkede çalıştırdık.” dedi.
En fazla kullanım Avrupa’da
Yazılımlarının en fazla Avrupa’da kullandığına dikkat çeken ve buradaki organizasyonun büyük bölümünü 2020 Ağustos’ta İngiltere’de açtıkları ofis aracılığıyla yürüttüklerini ifade eden Coşkun, “Bu bölgede finansal güç daha fazla ve regülasyon daha sert. Türkiye’deki bir firmanın karşılaştığı regülasyon sıkılığı ile Avrupa’daki bir ülkenin karşılaştığı regülasyon sıkılığı bir değil. Denetimler Orta Doğu’da vb. bölgelerde daha rahatken Avrupa’da özellikle Amerika’da çok daha sert ve cezalar çok ağır.” diye konuştu.
Kripto para, kripto borsa, NFT’lerle finans sektörü kabuk değiştiriyor
Kripto para, kripto borsa ve NFT’lerle finans sektörünün kabuk değiştirmeye başladığını dile getiren Coşkun, “Bunların büyük oranda kullanım amacı ise para aklamak. Buralarda bir hizmet sağlanıyor. Bu kurumlar henüz regüle olmamasına rağmen Türkiye’de MASAK regülasyonu var. Dolayısıyla biz de onların işlemlerine yardım ediyor, güvenli bir şekilde müşteri edinmelerini, izlemelerini sağlıyoruz.” dedi.
Sanction Scanner’da hedef Avrupa’nın ilk üç girişimi arasında yer almak
Gelecek hedefleri hakkında konuşan Coşkun, “İlk hedefimiz Avrupa’da, alanımızda ilk üç arasında yer almak. Şu anda ilk 10’un içindeyiz. Özellikle ürünlerimizin kalitesini daha iyi pazarlamamız lazım o nedenle bu tarafa daha fazla yatırım yapacağız. Yakın zamanda bir yatırım alma durumumuz da var.” dedi. İngiltere’nin ardından Körfez Bölgesi ve ABD’de de şube açma hedefleri olduğunu sözlerine ekleyen Coşkun, halihazırda var olan ürünlerine altı ay içinde bir yenisini ekleyeceklerini de belirterek, piyasaya çıkaracakları yeni ürünün şirket ortaklarını kara listede bulma üzerine kurulu bir sistemi içereceğini söyledi.
“Rusya – Ukrayna Savaşı’nın ardından işlem sayımız 15 katına çıkardı”
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın finans sektörüne etkisine de değinen Fatih Coşkun, “Müşterilerimizin neredeyse hepsi yeni yaptırımlara karşı hassaslar. Çünkü yaptırım uygulanmış bir şirketle çalışıyor olmak büyük bir problem. Bu durum dünyanın herhangi bir bankasında hesap açamamanıza, tüm finansal sistemden soyutlanmanıza ve para cezası almanıza sebep olabilir. Bu noktada yaptırımların yakından takip edilmesi lazım. Rusya, savaş başlangıcından sonra 25-26 gün içinde dünyada en çok yaptırım alan ülke oldu. Birçok bankası, şirketi yaptırımlı hale geldi. Avrupa’daki, Türkiye’deki şirketlerin de bu yaptırımlara uyma zorunluluğu var. Bu durum ilk ortaya çıktığında önce paniğe yol açtı, ‘Bir boşlukta mıyız?’ ‘Bu durumu nasıl takip edebiliriz?’ gibi sorular sorulmaya başlandı. Ardından daha fazla sorgulama yapıldığı için işlem sayılarımız neredeyse 15 katına çıktı. Bu finansal açıdan bizi rahatlatan bir şey ama bir o kadar da risk barındırıyor. Bunun dışında gece yarıları açıklanmaya başlanan yaptırımları yakından takip edip anında sistemimize entegre ettik ve bu şekilde her gelişmeyi erişilebilir kılmaya çalıştık.” ifadelerinde bulundu.
“Teknopark şirketi olmak bir avantaj“
Son olarak YTÜ Yıldız Teknopark’ta yer almanın Sanction Scanner için ne anlama geldiğiyle ilgili konuşan Fatih Coşkun sözlerini şöyle noktaladı:
“Biz bir mühendislik ekibiyiz. Daha önce plazada çalışıyorduk, o ortamla burası arasında pozitif yönde bir fark var. Devlet teşvikleri, kira avantajları gibi destekler zaten çok önemli. Üniversitenin içinde olmak özellikle yeni kaynak çekmek için bir avantaj. Ek olarak Teknopark şirketi olmak dışarıdaki müşterinin gözünde de bir artı sağlıyor. Sonuçta buraya bir proje üreterek girdik ve düzenli denetimlerimiz oluyor bu da karşı tarafın gözünde daha avantajlı bir konumda olmamızı sağlıyor.”