Demokrat Zafer

ERDOĞAN’NIN “MODEL ORTAKLIK TARTIŞILMAZ” İFADESİ KONUSUNDA ABD NE KADAR SAMİMİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin 47’nci Başkanı olarak seçilen Donald Trump’ı tebrik ettiği telefon görüşmesine ilişkin detayları açıklayarak, “Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşansa da Türkiye ve ABD’nin model ortaklığı tartışılmaz” dedi. Görüşmede Trump’ı Türkiye’ye davet ettiğini söyleyen Erdoğan, yeni ABD yönetiminden İsrail’deki çatışmalara dur demesini beklediğini ifade etti. Erdoğan, “Sayın Trump’ın İsrail’e sağlanan silah desteğini kesmesinin iyi bir başlangıç olabileceğini söyleyebilirim” ifadesini kullandı.

Bu açıklamaların sonrasında Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, TBMM’de yaptığı açıklamada; ”

“ABD Başkanlık seçimlerinde büyük başarı elde ederek yeniden başkan seçilen Donald Trump’ın geçmişte Türkiye’ye karşı sergilediği tehditkâr ve olumsuz politikalardan hareketle bundan böyle Türkiye ile nasıl bir politik yol haritası içerisinde olacağı doğrusu merak konusudur.

Özellikle Rahip Brunson’un tutukluluğu ve Suriye’nin kuzeyi ile ilgili yaptığı açıklamada; “Türk liderler bu tehlikeli ve yıkıcı yola devam edecek olurlarsa, Türkiye’nin ekonomisini hızlıca yok etmeye tamamen hazırım” şeklinde tehditte bulunmuş ve Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği “diplomatik teamül ve nezaketten uzak mektupla da bunu ortaya açıkça koymuştu.

Sayın Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı olarak seçilmesi dolayısıyla yaptığı telefon görüşmesi sonrasında iki ülke ilişkileri konusunda açıklamalar yaparken; F-35 konusuyla ilgili Trump’ın başkanlığı döneminde Türkiye’den bahsederken “Parayı verdiler buna rağmen siz hala uçakları vermiyorsunuz” beyanları bulunduğunu vurgulaması ve “Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşansa da Türkiye ve ABD’nin model ortaklığı tartışılmaz” şeklindeki beyanın gerçekleri pek yansıtmadığı muhakkaktır.

Oysa ki, Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan ve 11 Eylül 2001 New York’taki ikiz kulelerine yönelik saldırı sonucu Ortadoğu’da yaşanan kritik gelişmeler Türkiye’ye yönelik tehdit algılarının iyice artmasına neden olmuştur. Özellikle ABD ile Doğu Akdeniz, İsrail, Suriye ve Rusya ile yaşanan farklılaşmalar iki ülke arasındaki ilişkileri iyice kopma noktasına getirmiştir.

Ortadoğu’da son dönemlerde yaşanmakta olan kaygı verici gelişmeler, Türkiye’ye yönelik tehdit algılarını iyice artırmıştır. Bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye-ABD ilişkileri “stratejik ortaklık” ve Obama yönetimi sırasında ortaya çıkan “model ortaklık” formüllerine rağmen Türkiye’ye karşı yürütülmekte olunan izolasyon politikalarının farklı mecralara yönelik olduğu bir gerçektir.

ABD Başkanı Trump’ın geçmiş başkanlığı döneminde imzaladığı 2020 Ulusal Savunma Yetki Yasası’nda, Türkiye’ye yönelik yaptırım maddelerinde S-400 alım işlemi nedeniyle F-35 uçaklarının teslim edilmemesi ve Türkiye’ye ABD’nin “Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele (CAATSA)” kapsamında yaptırım öngörülmesi, Türk Akımı’na yönelik yaptırım ve GKRY’ne yönelik ambargoların şartlı olarak kaldırılması Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın F-35 konusunda yaptığı açıklamayla büyük çelişki oluşturmaktadır.

Trump’ın ABD ve İsrail’in hayati çıkarlarının korunması ve daha zayıf, korumasız ve tamamen ABD tarafından manipüle edilen ülkelerden oluşan yeni bir Ortadoğu politikasının gerçekleşmesi için büyük çaba içerisinde olacağı muhakkaktır. Bu durumun, Türkiye’yi daha zorlu bir konjonktürle karşı karşıya bırakması söz konusu olabilir.

Sonuç olarak, geçmişte ABD’ye tek taraflı bağımlı politikalarda gelinen noktayı göz önüne alarak Türkiye’nin çıkarlarını önceleyen politikaların hayata geçirilmesi artık kaçınılmaz olduğunu ifade etmek isteriz.” dedi.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ