EPSİLON’DA MART AYI NASIL GEÇTİ?
Epsilon, Mart 2022’de farklı kategorilerde yerli ve yabancı yazarların kaleminden çıkan çok geniş bir kitap seçkisini her yaştan okurlarıyla buluşturdu. Epsilon logolu tüm kitaplar raflarda ve internet satış sitelerinde!
Paçinko
Min Jin Lee
National Book Award Finalist
Uluslararası Çoksatan
“Yaşadığımız çağa dair büyüleyici bir masal… Tek kelimeyle muhteşem!”
-Daily Mirror
“Lee, Koreli bir ailenin dört jenerasyonu arasında gezinirken görkemli bir efsane yaratıyor.”
-San Francisco Chronicle
“Yalnızca birkaç kişinin kazandığı ve sayısız kaybedeni olan bir oyundu bu. Yine de oynamaya devam ettik çünkü şanslı kişiler olabileceğimizi umuyorduk.”
1900’lerin başında, Koreli sakat bir balıkçının kızı Sunja, evlerinin yakınındaki deniz kıyısında karşılaştığı zengin bir yabancıya âşık olur. Bu gizemli adam, genç kadına büyük vaatlerde bulunarak onu baştan çıkarıp hamile bıraktıktan sonra aslında evli olduğu açığa çıkar. Çok sevdiği ailesini bu planlanmamış hamilelikle utandırmak istemeyen Sunja, kurtuluşu genç ve hasta bir bakanın kendisini Japonya’ya götürmeyi teklif edişinde bulur. Sunja, evini terk etmesi ve oğlunun imtiyaz sahibi babasını reddetmesi anlamına gelen bu kararı aldığında yankısı nesiller boyu sürecek dramatik bir destanı da başlatmış olur.
Hareketli sokak pazarlarından Japonya’nın en iyi üniversitelerinin salonlarına ve yeraltı suç dünyasının paçinko odalarına dek iz süren bu eser, okurunu Japonya’da yaşayan Koreli göçmenlerin hayatına dahil ediyor. Lee’nin karmaşık ve tutkulu karakterleri vasıtasıyla yoksulluk, istismar, savaş, intihar ve servet birikiminin birden fazla nesil üzerindeki etkisine tanık olurken bize çok uzak görünen bir kültürün kapısını aralıyor.
Zengin dili, derin duygulara hitap eden hikâye ediş tarzıyla Paçinko bir aşk, fedakârlık, hırs ve sadakat öyküsü.
Bin Gemi
Natalie Haynes
“Bana şarkını söyle Musa, dedi ve ben de söyledim. Kadınların, gölgeler içindeki kadınların şarkısını söyledim. Unutulmuş, göz ardı edilmiş, adı anılmamışların şarkısını söyledim. Bu asla bir veya iki kadının hikâyesi değildi. Bu hepsinin hikâyesiydi. Bir savaş, yaşamlarına dokunduğu insanların yarısını göz ardı etmez. Öyleyse biz neden edelim?”
Gecenin yarısında bir kadın uykusundan uyanır ve sevdiği şehrin alevler içinde olduğunu görür. Grekler ve Troyalılar arasındaki on yıllık savaş artık sona ermiştir. Troya düşmüştür. Kaderleri artık Greklerin elinde olan Troyalı kadınlardan onlar adına Akhilleus’la savaşan Amazon prensesine, Odysseus’un dönüşünü bekleyen Penelopeia’dan kan davaları yüzünden her şeyi başlatan üç tanrıçaya…
Burada anlatılan hikâyeler, hayatları Troya Savaşı’nın ilmeklerine dolanmış kadınların hikâyeleri.
“Natalie Haynes, kendine özgü tutkusu, zekâsı ve feminist bakış açısıyla Troya Savaşı’nın sessiz kadınlarına ihtiyaç duyulan sesi veriyor.”
– Madeline Miller, Ben, Kirke‘nin yazarı
“Sürükleyici bir feminist başyapıt.”
– Deborah Frances-White
“Natalie Haynes hızla bu neslin Mary Renault’su olmakta; Troya Savaşı’nı tamamen kadınların bakış açısıyla anlattığı Bin Gemi, yazarın eserleri içinde en iyisi.”
– Observer
“Haynes mesleğinin ustası. En eski hikâyelerimizden birine sıcacık bir hayat üflemeyi başarıyor.”
– Telegraph
Benim Bir Adım Var
Chanel Miller
Dünyayı Sarsan Taciz Davasının Gerçek Hikâyesi
Goodreads Okur Ödülü Adayı
Kaliforniya Kitap Ödülü (2019)
Dayton Edebiyat Barış Ödülü (2020)
Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü (2011)
Chanel Miller’ın hayatı bir gece Stanford Üniversitesi’nin kampüsünde cinsel tacize uğradığında değişti. Başta bütün dünya onu Emily Doe ismiyle tanıyordu. Davası için yazdığı yazı BuzzFeed’de yayınlandığında milyonlarca kişiyi etkilemiş ve harekete geçirmiş, dünya çapında pek çok dile çevrilmiş, Kongre’de okunmuş, Kaliforniya yasalarında değişiklik yapılmasına ilham vermiş ve davadaki yargıcı koltuğundan etmişti; ama en önemlisi insanlara ilk kez kendi saldırı deneyimlerini paylaşma cesareti vermişti.
Artık Chanel Miller, Emily Doe ismini bir kenara bırakıyor, yaşadığı travmayla ve kelimelerin gücüyle ilgili hikâyesini anlatmak için kimliğini geri alarak “Benim Bir Adım Var” diyor. Yargılama sırasında yaşadığı utancı, mağdurların en iyi senaryolarda bile karşılaştıkları baskıyı tek tek gözlerönüne seriyor. Hikâyesi, failleri korumaya yönelik önyargılı bir kültüre ışık tutuyor, en savunmasız olanları yüzüstü bırakmak için tasarlanmış adalet sistemini suçluyor ve nihayetinde, ıstırabı arkada bırakıp dolu dolu ve güzel bir hayat yaşamak için gereken cesareti aşılıyor.
Benim Bir Adım Var, cinsel saldırı hakkındaki düşüncelerinizi sonsuza dek değiştirecek, neyin kabul edilebilir olduğuna dair inançlarınıza meydan okuyacak ve şifanın çalkantılı gerçekliğini dürüstçe ortaya serecek.
“Saldırıya uğramış çok sayıda kişiden deneyimlerini kendilerine saklamalarını ve bir başkasının potansiyelini korumak için acılarını küçültmelerini isteyen bir dünyada, Benim Bir Adım Var okurlardan yazarın göz kamaştırıcı, küçülemez varlığını hesaba katmalarını istiyor.”
-The Guardian
Arkadaş Kalalım – İlişki Durumu: Karışık
Abby Jimenez
Hayatında dramaya yer vermemekte kararlı olan Kristen, alaycılığı ve dobralığıyla tanınan bir kadındır. Çocuğu olmayacağı gerçeğini kabullenmeye çalışmaktadır ve hayatının bundan sonrasını baba olmak istemeyen bir erkekle geçirmeyi düşünmektedir. Ancak Kristen’ın tüm planları en yakın arkadaşı Sloan’un düğününü organize ederken Josh’la tanışmasıyla beklenmedik bir biçimde değişecektir.
Josh Kaliforniya’ya yeni taşınmış, altı kız kardeşi sayesinde kadınlar hakkında çok şey bilen, şefkatli ve esprili bir adamdır. Kristen’la tanıştıklarında aralarında inanılmaz bir çekim olur. Ne var ki Josh baba olmak istemektedir. Kristen ise kendisi hakkındaki gerçeği ondan saklayarak aralarında olanları arkadaşlığın güvenli bölgesinde tutmaya kararlıdır.
Hayatın zorlukları karşısında birbirlerine tutunup umut bulan Kristen ile Josh’un sıradışı hikâyesi kalplerinizde özel bir yer edinecek.
Kıvrak zekânın, ince esprilerin ve duygusal yoğunluğun mükemmel bir birleşimi.
– Kirkus Reviews
En sevdiğiniz romantik komedi olmaya aday!
– Popsugar
Assassin’s Creed® – Başlangıç
Del Col, Kaiowa, Lima
Mısır. Batlamyus döneminin sonlarındaki kargaşa dolu yıllar. Tehlikeli bir entrikanın ortaya çıkmasıyla birlikte İskenderiyeli Aya hayatını adaleti sağlamak adına bir Kardeşlik inşa etmeye adar. “Gizli Olanlar” adıyla bilinen bu grup, insanların özgür iradesini kontrol etmek isteyenleri öldürmek için gölgelerin içinde çalışır.
Yeni operasyon üssü Roma’da olan Aya, şimdi gözlerini yeni bir hedefe dikmiştir… Güce aç diktatör Julius Caesar’a…
Ubisoft’un çoksatan video oyunundan ilham alan, Anthony Del Col’un yazdığı ve PJ Kaiowa’nın çizdiği bu macerada bizimle birlikte Suikastçı Kardeşliği’nin başlangıcına yolculuk yapın.
Assassin’s Creed® – Geçmişin Yansımaları
Edginton, Favoccia, Lopez
ASSASSIN’S CREED SERİSİNİN EN SEVİLEN KARAKTERLERİ, DAHA ÖNCE HİÇ ANLATILMAMIŞ HİKÂYELERİYLE BU CİLTTE.
Otso Berg bir ikilemle karşı karşıyadır ve bu ikilemi sadece geçmiş çözebilir.
Suikastçı Kardeşliği’nin en cesur ve en zeki karakterlerinden bazılarının geçmişini takip etmek için Animus teknolojisini kullanan Usta Tapınakçı, rakiplerine karşı mevcut dengeyi kendi lehine değiştirmeyi umar. Bunun için düşmanından dersler almaktan, düşmanın kendisi olmaktan daha iyi bir yol var mı?
Ian Edginton ve Valeria Favoccia’dan benzeri olmayan bir Assassin’s Creed çizgi romanı. Ezio Auditore, Altaïr Ibn-La’Ahad, Edward Kenway ve Ratonhnhaké:ton dahil olmak üzere serinin en unutulmaz Suikastçılarından bazılarının daha önce hiç anlatılmamış maceralarını içeren bu cilt, tüm Assassin’s Creed hayranlarının ilgisini çekecek
Aşkın –de Hali
Büşra Yılmaz
“O an kalkıp ona koşabilirdi ama ayakları gelecekteki güzel günlere değil, çözemediği geçmişine doğru ilerliyordu. Oradaki düğümler ayaklarına dolaşmış, geleceğine yürümesine izin vermiyordu.”
Geçmişteki aşklarına takılıp kalmıştı altısı da… Şimdiki zamanda yolları kesişince hikâyeleri birbirine karıştı.
Umutla ararken ümitsizliğe düştükleri o gerçek aşk neredeydi? Otobüse yetişmeye çalışırken mi düşürmüşlerdi, paspasın altına mı süpürmüşlerdi? Kaybettikleri yerde miydi hâlâ, hiç ummadıkları birinde mi?
Hep birlikte geçmişlerine bakarken anladılar ki; bildikleri ve bilmedikleri bütün hâlleriyle aşk, gözlerinin önünde idi.
Çık Dışarıya Oynayalım
Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme Yolculuğu
Gaye Amus
- Orman anaokulu nedir?
- Sınıf dışı eğitim ne demek?
- Doğa pedagojisi nedir?
- Kendimizi ormanın güvenli kollarına nasıl bırakabiliriz?
- Doğada oyun esnasında cesaret verici, çevreye de özen gösteren cümleleri nasıl kullanırız?
- Kötü hava diye bir şey var mı?
Dışarı çıkmaya hazır mısınız? Bu kitabı okuduktan sonra sınırlarınızı okul binalarının çok ilerisine taşımak isteyeceksiniz. Çünkü Gaye Amus yıllara yayılan deneyimini kendi hikâyesinin dönüm noktalarıyla birleştirerek okulöncesi sınıf dışı eğitim macerasını anlatıyor. Ülkemizde Doğada Öğreniyorum’un kurucusu olarak da tanıdığımız Amus, açık havada olmanın çocuklara ve hatta yetişkinlere getirdiği bakış açılarını anlatırken, kuzey ülkelerinde öğrendiklerini de kitap aracılığıyla paylaşıyor. Eğitmenler ya da ebeveynler olarak çocuğun doğal ritmine, onun ihtiyaçlarına ve ilgilerine dayalı bir akışa dahil olmak istiyorsanız haydi, Çık Dışarıya Oynayalım!
“Çocuklar, onlara rehber olan yetişkinler ve çevremiz, hepimiz birbirinden beslenen ve yenilenen doğanın kendisiyiz.”
Gaye Amus
El Gibi
Ayşenur İnce
“Yarası yüreklerinde saklı olanların hikâyesi”
Bir kahramanını kaybettiği anda diğerini bulan yaralı bir kuştu Feride. Uçmak için ihtiyaç duyduğu kanatları çok erken yaşta kırılınca çocuk yanı hep eksik, hep buruk kaldı. En büyük acısı onu bambaşka bir hikâyeye sürüklediğinde de yaralı kalbi diğer yarısını orada buldu. Mehmet, Feride’nin en büyük hayaliydi. Oysa tek hayalinin en derin yarası olacağını bilemezdi.
Onu düşledi, onu sevdi, onu bekledi… Ve bir gün hiç gelmeyeceğini kabul ettiğinde her şeyi anladı. İki kişilik sevmek, iki kere yanmaktan fazlası değildi…
Evlilik Anlaşması
Tessa Dare
Tarihi aşk romanlarının yıldızlarından ve New York Times Çoksatanlar listesinin vazgeçilmez isimlerinden Tessa Dare’den zekice diyaloglarla ve tutkulu dokunuşlarla hayat bulan bir aşk hikâyesi…
Waterloo Savaşı’ndan yüzünün yarısı tanınmaz hâlde dönen Ashbury Dükü korkunç görünümü sebebiyle nişanlısı tarafından terk edilmişti. Ne var ki Ash’in bir vârise ihtiyacı vardı ve hiç vakit kaybetmeden kendine bir eş bulması gerekiyordu. Fakat yüzü bu hâldeyken onunla kim evlenmek isterdi ki? Büyük bir yalnızlığın içine hapsolan Ash, kütüphanesinde ansızın beliren davetsiz misafir Emma’yla karşılaştığında bu sıradan terzinin, aradığı tüm özelliklere sahip olduğunu anlamıştı. Kız, şefkatli, iyi eğitimli ve espriliydi. Ayrıca yeterince güzeldi ve kirasını ödeyemediği için evinden atılmak üzereydi.
Dük tanıştıkları gün ona evlenme teklif ettiğinde Emma onun akıl sağlığından endişe etmiş ve bunu dile getirmekten çekinmemişti. Ash ise bu yoruma hiç aldırmadan evliliklerinde geçerli olacak birbirinden tuhaf şartları sıralamıştı.
Emma hayallerindeki aşk evliliğinden oldukça uzak olan bu garip teklife hayır dese de Ash onu ikna etmek için çabalamaya devam edecekti. Ancak Emma’nın henüz bilmediği bir şey vardı: Dük son derece aklı başında ve karşı konulamaz bir adamdı.
İlk sayfalarından itibaren sizi içine alacak olan Evlilik Anlaşması, Emma ile Ash’in sıradışı aşk hikâyesiyle olduğu kadar Tessa Dare’in cüretkâr ve eğlenceli üslubuyla da okurların kalbinde yer edinecek.
Evren Sensin – Kozmik Benliğin Keşfi
Menas Kafatos, Deepak Chopra
Büyük patlamadan önce ne vardı? Evren neden bu kadar mükemmel bir uyum içinde? Hayat ilk olarak nasıl başladı?
Bu kitapta bu tarz sorular için modern bilimin sunabileceği en iyi yanıtları ve bu yanıtların neden tatmin edici olmadığını okuyacaksınız. Yazarların yaratıcı sürecin nasıl çalıştığını ortaya koyma yöntemleri sayesinde kendinize dair tamamen farklı bir görüşe ulaşacaksınız. Böylece, yanıtların herkesin kendi deneyiminden geldiği bir evrende yeni keşiflerin yolu açılacak.
Evrenle ilgili çok fazla çözülmemiş bilmece ve cevaplanmamış soru var. İnsanlık tarihindeki iki büyük dünya görüşü olan bilim ve maneviyat, gerçek olanı keşfetmemiz, bu bilmeceleri çözmemiz ve cevapsız soruları yanıtlamamız için katkıda bulunur.
Chopra ve Kafatos’a göre önümüzdeki çağda evren, insan yaşamının kozmosta bir nokta olduğu şekliyle değil tamamen bir “insan evreni” olarak yeniden tanımlanacak. Evren Sensin’de, isminden de anlaşılacağı üzere, her birimizin zaman ve uzayın en geniş alanlarına uzanan gerçekliğin yaratıcıları olduğumuzu ifade ediyor.
Bu iki büyük aklın sunduğu şey, kim olduğumuza ve en büyük potansiyelimize ulaşırken dünyayı nasıl daha iyi hâle getirebileceğimize dair cesur ve yeni bir anlayış.
Felaketler
P.C. Cast, Kristin Cast
NEW YORK TIMES ÇOKSATAN YAZARINDAN
Rüzgâr her şeyi değiştirebilir.
Yetenekli bir biliminsanının üvey kızı olan Foster Stewart hiç de normal bir hayat yaşamamıştır ve on sekiz yaşına bastığı gün her şeyi geride bırakır.
Tate “Gece Şahini” Taylor, sıradan ama bir o kadar da ihtişamlı bir hayat sürdürüyordur. Ufak kasabasını vuran bir felaket ânında Foster’la tanışır ve bu felaket, akıllarına bile gelmeyecek olağanüstü güçlerini ortaya çıkarır: Hortumları kontrol edebiliyorlardır.
Tate ve Foster, kökenleriyle ilgili gerçeği ve yeteneklerinin kaynağını keşfettiklerinde, kendileri gibi başka gençlerin de var olduklarını öğrenirler ve amansız bir kaçış hikâyesi başlar. Peşlerindeki Esas Dörtlü’den uzak durmalı ve kendileri gibi olağanüstü güçleri olan diğer üç çifti hiç vakit kaybetmeden bulmalıdırlar. Aksi hâlde hem kendi hayatları hem de dünya, geri dönüşü olmayan felaketlerle sarsılacaktır.
“Gece Evi serisinin anne-kız yazar ekibi, yeni bir seriye nefes kesici bir başlangıç yapıyor.”
-Publisher’s Weekly
“Bu kitabı bilimkurgu, fırtınalı hava, elementel güçler, süper kahramanlar ve eşsiz kurgular seven herkese öneririm.”
-Young Adult Book Central
Safsatalar Ansiklopedisi – Kısaltılmış Edisyon
Immanuel Tolstoyevski
“İnsan akılcı düşünen bir hayvan değildir, düşüncelerini akıl kılıfına uyduran bir hayvandır.”
- Safsata bilgisi sizi neden daha mutsuz eder?
- Hangi safsataların Latincesi size ortamlarda puan kazandırır?
- Ad hominem nedir hepimiz öğrensek, Demokrasi Endeksi’nde 36 sıra atlayıp Papua Yeni Gine’ye yetişir miyiz? Almanya kıskançlığından çatlar mı?
- Neden bizden bir Devlet, bir Retorik, bir Organon çıkmamış? Yunan bu işlere 2300 sene önce başladıysa niye bugün Mars’ta sirtaki yapmıyor, yerçekimsiz ortamda tabak çanak kırmıyor?
- İnsanlık Mars kolonisinden bahsedecek kadar ilerlemişken, insan niye binlerce yıldır yerinde sayıyor?
- En son ne zaman bir tartışma sonucu temel bir inancınızı değiştirdiniz?
- Zihninizin sürücü koltuğunda mısınız, yolcu koltuğunda mı? Mantık, inanç, tartışma, evrimsel psikoloji, retorik, mitoloji, edebiyat, aşk, şehvet, intikam… Reytingler için gereken ne varsa hepsini içeren bu geniş coğrafyayı, birbiri üstüne inşa edilmiş tam 50 safsata incelemesiyle keşfedeceğiz.
Amacım “memleketi kurtarmak” veya içinizdeki o maymundan bir übermensch yaratmak değil. Ne de olsa, daha karşısındakiyle konuşmasını öğrenemeden internet ile her yana bağlanmış, daha kendisini tanıyamadan uzayı keşfetmeye başlamış trajik yaratıklarız. Bu kitabın asıl amacı, Delfi’deki Apollon Tapınağı’na 2500 sene önce kazınmış o meşhur öğüdü yerine getirmek: “Taşa oturma! P.S.: Kendini de tanı biraz.”
Sessiz Yürekler
Gwen Florio
Khaled Hosseini hayranlarına şiddetle tavsiye edilecek bir eser.
-Library Journal
Farklı kültürlere ve dünya görüşlerine sahip, biri Amerikalı, iki güçlü kadın… Ve bariz farklılıklarına rağmen birbirlerine nasıl da benzediklerini acı bir biçimde ortaya koyan, her birinin portrelerinin ustalıkla çizildiği, sürprizlerle dolu sarsıcı bir hikâye. Gwen Florio, okurlarına yalnızca madalyonun öteki yüzünü göstermekle kalmıyor; 11 Eylül sonrasında Afganistan’da yaşananları da apaçık gözler önüne seriyor. Bir taraftan koşulların hayli zor olduğu bir coğrafyada yolları kesişen iki kadının yaşadıklarını anlatırken, diğer taraftan da saldırıların bedelini ödeyen sivil halka işaret ederek politik sorunlara da dikkat çekiyor.
“Pek çok kültürün kesiştiği bir bölgede geçen, zengin, sürükleyici ve akıllardan çıkmayan bir öykü. Herkesin okumasını isteyeceğiniz yürek burkan bir kitap.”
-Jamie Ford
Sezgisel Yeme
Evelyn Tribole, Elyse Resch
Sağlıklı Beslenme Alanında Çığır Açan Yaklaşım
“Bu kitap diyet yapmakla ilgili başka bir kitap daha değil. Yiyeceklerle kişinin zihni, bedeni ve ruhu arasındaki ilişkiyi geliştirecek, basit ve on adımlı bir yaklaşım! Sezgisel Yeme, hayatın niceliğini ve niteliğini daha iyi hâle getirmek için psikolojik ve fiziksel sağlığı en üst düzeye taşıyacak prensipleri öne çıkarıyor; bu yaklaşım benim de geçtiğimiz otuz beş yıl boyunca tanıtımını yaptığım ve hakkında yazdığım bir şey. Kendi hastalarım da dahil, pek çok hastaya ve halka çok faydalı olacağına inanıyorum ve bu kitabı şiddetle öneriyorum!”
-Prof. Dr. Carl J. Lavie, Ochsner Kalp ve Damar Enstitüsü yönetici profesörü
- Yaptığınız diyetler işe yaramadığında kendinizi suçluyor musunuz?
- Etrafınızdaki herkes “yemediklerinden”, diyetlerden, kalorilerden bahsederken bir şey yemek istemek bile korkutucu mu geliyor?
- Her gün tartılmaktan, kalori saymaktan, yiyeceklerin karbonhidrat değerlerine bakmaktan yediklerinizden tat alamıyor musunuz?
- Yediğiniz küçük bir tatlı bile kendinizi günlerce aç bırakmanıza, sonunda karşı koyamadığınız açlık hissi de kontrolünüzü kaybederek aşırı yemenize mi sebep oluyor?
- Aç olduğunuzu anlamayı ve doyduğunuzu hissetmeyi unuttunuz mu?
- Aynanın karşısına geçtiğinizde kendinizi değil, yalnızca fazla kilolarınızı mı görüyorsunuz?
- “Ye!”, “Yeme!”, “Bunu yap!”, “Şunu yapma!” diye emirler yağdıran sözde diyet uzmanları ve her gün yenisi eklenen beslenme kuralları yüzünden kendi içsesinizi duyamıyor musunuz?
- Günlük stres, yaşadığınız olumsuz deneyimler ve önüne geçemediğiniz duygularla baş etmek için tek çözümünüz yemeye başvurmak mı?
- Kilonuzdan, görünüşünüzden, yeme tarzınızdan utanmak kişisel başarılarınızı ve sosyal hayatınızı olumsuz mu etkiliyor?
Peki, bunların sorumlusunun etrafımızı kuşatan diyet kültürü olduğunu hiç düşündünüz mü?
Beslenme ve yeme bozuklukları uzmanı yazarlar Evelyn Tribole ve Elyse Resch, yiyeceklerle barışmak ve doğal vücut ağırlığınıza ulaşarak bedeninizle olan ilişkinize baştan başlamak için çığır açan “Sezgisel Yeme” anlayışını tüm bilimsel dayanaklarıyla ortaya koyuyor.
Yemekten korkmak istemiyorsanız, her öğününüzün karmaşık bir matematik problemine dönüşmesinden sıkıldıysanız, diyet çemberinde dönmekten yorgun düşmüş bedeninize anlayış göstermek istiyorsanız vücudunuzun doğuştan gelen bilgeliğine güvenmeye başlayın ve sezgilerinizin size ne yiyeceğinizi söylemesine izin verin.
Yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurabilmenize, açlık ve tatmin işaretlerine dikkat göstermenize, zihniniz ve vücudunuzla derin bir ilişki kurmanıza yardımcı olacak Sezgisel Yeme, başucu kitabınız olarak artık yanınızda…
“Severek yemiyorsanız hiç yemeyin, severek yiyorsanız tadını çıkarın!”
Toplayıcı
Carme Chaparro
Esrarengiz bir kayıp, cevapsız sorular… Dört yaşındaki Nicolas’ın kaybı tüm İspanya’yı sarsmış, ardından da sıradan bir “gündem” olarak hafızalarda kalmıştı. Bir çocuğun, sadece üçüncü sayfa haberlerinden ibaret olmaması ve ailesinin dinmeyen gözyaşlarının sonunun gelmesi gazeteci Ines Grau, dedektif Ana Aren ve ekibinin elindeydi. Çözümü gittikçe imkânsızlaşan “kayıp” düğümü, kaybolmaya başlayan yeni çocuklarla içinden daha da çıkılmaz bir hâle gelmişti. Nicolas ve kaybolan diğer çocukların akıbeti çözüme kavuşacak mıydı? Cevapsız soruların yanıtları nelere mal olacak, nasıl yaralar açacaktı?
Gazeteci Carme Chaparro tarafından yazılan ve tüm dikkatleri üzerine toplayan bu kitap, sizi bir dedektif gibi ipuçlarının peşinden sürükleyecek. Kendinizi bu gizemin bir parçası gibi hissedeceksiniz.
Bilgi için: epsilonyayinevi.com