EĞİTİM SEN Bursa; ‘Eşit İşe Eşit Ücret’
EĞİTİM SEN Bursa Şubesi Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında, 2022-20233 eğitim öğretim yılı değerlendirmesi yapılırken, bir yandan da ‘Eşit işe eşit ücret’ vurgusu yapıldı.
EĞİTİM SEN Bursa Şubesi tarafından yapılan basın açıklaması;
2022/’23 eğitim öğretim yılının ilk yarısında öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları Millî Eğitim Bakanlığı’nın yine gündeminde olmamıştır. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik talepler görmezden gelinirken, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret talepleri yok sayılmıştır.
“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ ORTADAN KALDIRILMIŞTIR”
Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesinin 14 Şubat 2022 tarihinde Resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 19 Kasım 2022 tarihinde Kariyer Basamakları Sınavı yapılmış ve kamuda yıllardır uygulanan “eşit işe eşit ücret” ilkesi fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarında 15 Ocak 2023 itibariyle “eşit işe eşit ücret” uygulaması bizzat siyasi iktidar ve MEB eliyle kaldırılmış bulunmaktadır. ÖMK çerçevesinde yapılan Kariyer Basamakları Sınavı sonrasında “başöğretmen” ve “uzman öğretmen” unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş alacaktır. Örneğin 1. ve 2. derecede olan bir “başöğretmen” aynı derece ve kademedeki diğer meslektaşlarından net 4 bin 944 TL; “Uzman öğretmen” ise aynı derece ve kademedeki meslektaşından farklı bir iş yapmadığı halde net 2 bin 472 TL daha fazla maaş alacaktır.
“EŞİTLİKTEN, ADALETTEN VE NİTELİKLİ EĞİTİMDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
ÖMK sonrasında bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmenin 14 bin 480 TL, “uzman öğretmen”in 16 bin 930 TL, “başöğretmen”in 19 bin 385 TL maaş alması haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Aynı işi yapan öğretmenler arasında sadece derece ve kademeden kaynaklı maaş farklılığı olabilir. Bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değildir.
Öğretmenlik mesleği ve öğretmenin saygınlığı ÖMK üzerinden polemiğe açılmış, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiştir. Önümüzdeki dönemde çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Bu durum ayrıca çocuğunu “uzman” ya da “başöğretmen” sınıfına yazdırmak isteyen velilerden yüksek miktarlarda “kayıt parası” ya da “bağış” talep edilmesini kaçınılmaz olarak beraberinde getirecektir.
Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan aynı işi yaptığı halde bu kadar farklı ücretlendirme yapılan başka bir meslek grubu bulmak mümkün değildir. ÖMK ile öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de dahil edilmiş, aynı derece ve kademedeki öğretmenlere yönelik farklı ücretlendirme politikası sonucunda iş yerlerimizde huzursuzluk artmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Kariyer Basamakları Sınavı (KBS) sonrasında aynı sınıfta, aynı konuyu anlatan bir öğretmenin sırf unvanı farklı olduğu için farklı maaş alması doğru değildir. Eğitim Sen olarak talebimiz ÖMK sonucunda oluşan ücret farklarının “eşit işe eşit ücret” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi, derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak en düşük öğretmen maaşının yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmesidir.
PEKİ BURSA NE DURUMDA?
• Hala okullarımızda yardımcı personel yok denecek kadar az,
• Hala okullarımızda güvenlik görevlisi yok,
• Hala okullarımızda açlık sınırının yarısında ücretle, ücretli öğretmenler çalıştırılıyor,
• Hala yıkılan okullarımızın yerine yenileri yapılmadı, binası yıkılan okullar başka okul bünyesinde eğitim öğretime devam etmekte,
• Hala okullarımızda sözde seçmeli dersler, okul idarecilerinin istekleri ve zorlamalarıyla seçilmekte,
• Hala okullarımızda laboratuvar yok,
• Hala okullarımızda sanat ve spor salonları yok,
• Taşımalı okullardaki öğrencilere dalga geçer gibi verilen yemeklerle öğrencilerin doyması mümkün değil,
• Okullarımızın bünyesindeki ana sınıflarının tabelası değiştirilip, ana okulu yapıldı, MEB şu kadar yeni ana okulu açtık diye duyurular yapıyor.
• Okullarımız çeşitli dini dernek ve vakıfların cirit attığı yerler haline gelmiş durumda, diğer taraftan bu çevrelerin baskısıyla yıllardır yaptığımız resim yarışmasına verilen onay iptal edilmiştir.
• Bütün bunlar yetmezmiş gibi; geçen hafta okullarda, kurs ve destek eğitimleri iptal edilerek, İHH Yardım Vakfının toplantıları yapıldı, öğretmen arkadaşlarımız bu toplantılara katılmaya zorlanmıştır.
• Temel gıdaya ulaşamayan öğrencilerimiz okullara beslenme getiremezken, kantinden yiyecek bir şeyler alamazken, MEB yaptığı protokollerle dernek ve vakıflara paralar aktarmaya devam etmektedir.