DR. MUSTAFA ESGİN İLE BURSA’YA DAİR HER ŞEY…!!
Gelen okuyucu soru ve yorumlarına baktığımızda hem sayı, hem de nitelik olarak Bursalıların kendisini unutmadığını anladığımız 27.Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Esgin ile okuyucularımızdan gelen sorulara yanıtlar aldığımız samimi, sohbet tadında kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
*** Öncelikle değerli vekilim bizleri, ekibimizi bu modern ve de yeni Nilüfer Doruk Hastanenizde konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Görünen o ki gelen soru ve yorumlara baktığımızda Bursa sizi hiç unutmamış. Hatta birçok Bursalı milletvekili listelerinde sizi göremedikleri için hayal kırıklığına uğradıklarını da belirtmişler. Bu yorumlarla başlayalım isterseniz.
BURSA’MIZI TEMSİL ETMEK BENİM İÇİN ŞEREFTİ, ONURDU..!!
Ziyaretinizden dolayı ben de sizlere teşekkür ederim. 27.Dönem Milletvekili olarak Bursa’mızı temsil etmek benim için bir şerefti, onurdu. Bu temsiliyetin sorumluluğu altında arkadaşlarımızla birlikte çalıştık. Milletvekilliği siyasi bir görevdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde siyasi kadrolarımızla /milletvekili arkadaşlarımızla birlikte özellikle Bursa yatırımlarına önem verdik. Ulaşım ve sağlık yatırımları başta olmak üzere birçok alanda önemli
yatırımların Bursa’mıza kazandırılmasında çaba ortaya koyduk. Tabii covid dönemi 2,5 yıl kadar sürdü. Bu arada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde özellikle muhalefetin soru önergelerine, AK Parti grubu adına en fazla cevap veren, genel kurul konuşması yapan, basın mensupları ile Bursa’mızın sorunlarını, meselelerini, yapılacak çalışmaları gündeme getiren bir milletvekili olarak bu çalışmaları kentimiz adına takip ettim. Bir de tabii hemşerilerimizle yoğun iletişim içerisinde oldum. Zaten hekim olmam nedeniyle de toplumla duygusal bağımız da her zaman çok güçlü olmuştur. Bu çerçevede “vekil burada, vekil her yerde” konseptiyle mahalle bazında mahalle başkanlarımızla, muhtarlarımızla ve STK’larımızla bir araya geldik. Ulaşılabilir bir şehir olmasıyla ilgili Bursa’da yoğun çalışmalar gerçekleştirdik. Bu noktada; otobanımızın yapılması son derece önemliydi. Hızlı tren var tabii ki yine. Bir de hava yolu ile ulaşılabilir bir şehir olmayla ilgili son günlerde yoğun bir de gündem var. Bunların hepsi siyasi gündemler değil. Siyasetin Bursa’ya hizmet ettiği ölçüde bir anlam ifade ettiğini düşünüyorum. Memleketimize hizmet ettiği ölçüde, memleketimizin değerlerine katkı sağladığı ölçüde, bu işlerin bir anlamı, önemi var. Bağlı bulunduğum siyasi harekette, Sayın Cumhurbaşkanımızdan da millete, memlekete hizmet etmeyi, milletin değerlerine hizmet etmeyi, katkı sağlamayı, milleti ve değerlerini yüceltmeyi anladım ve buna katkı sağlamaya çalıştım.
BİZ BURSA’YIZ DAHA İYİSİNİ DE YAPABİLİRİZ…!!
Bu çerçevede, güzel bir dönem geçirdiğimizi düşünüyorum. Son günlerde havaalanımızla ilgili önemli gelişmeler var. Şunu kabullenemiyorum; yani Bursa’ya ait değerlerin göz ardı edilmesine, değersizleştirilmesine, yeterince değerlendirilememesine kayıtsız kalamıyorum. Bursa neden daha iyi bir noktada olmasın? Gençler, çocuklar Bursa’ya baktıklarında daha büyük bir kıvancı, inancı, beklentiyi ortaya koyamasınlar? Gençlerimizin, çocuklarımızın büyükleri olarak onlara daha güzel bir gelecek hazırlamak, bununla ilgili potansiyelimizi değerlendirmek niçin mümkün olmasın? Tabii Bursa çok farklı bir şehir! Tüm yönleriyle baktığımızda, Bursa bir ekonomi şehri, sanayi şehri, istihdamın şehri. Diğer taraftan baktığımızda, Bursa’nın bütün ilçelerinde çok önemli bir tarımsal potansiyeli var. Az önce covid döneminden bahsettik. Pandemi dönemi bize neyi gösterdi, tarım meselesi bir Milli Güvenlik meselesidir. Onun için Bursa’nın bu yöndeki potansiyeli çok kıymetli. Bir diğeri de turizm ile ilgili olan potansiyelimiz! Dünyada böyle bir şehir yok. Alternatifli bütün turizm çeşitlerine ev sahipliği yapabiliyoruz. Kış turizmini burada yapabiliyor musunuz? Yapabiliyorsunuz. İnanç, tarihi ve kültür turizmini? Evet. Doğa turizmini? Evet. Sağlık turizmini? Evet yapabiliyoruz… Bunun içerisinde medikal turizm de var. İşte bakın şu anda bu hastanede yurt dışından gelen hastalar var. Körfezden gelen hastalar var, Ortadoğu coğrafyasından gelen, Türki cumhuriyetlerden gelen, Balkanlar’dan gelen, Afrika’dan gelenler var, Avrupa’dan gelen hastalarımız var. Çekirge Termal sularını da kullanarak burada bir genel hastanenin içerisinde çok geniş medikal tedavi ve rehabilitasyon fırsatı sunuyoruz. Robotumuzla, Termal suyumuzla bununla ilgili yapmış olduğumuz altyapı yatırımlarıyla, ekibimizle, ekipmanımızla bunları gerçekleştiriyoruz. Yani biz bunları yapabiliriz, biz Bursa’yız, bunları gerçekleştirebiliriz, hatta daha iyisini yapabiliriz.
DERNEĞİ KURDUĞUMUZDA BURSA ULAŞILABİLİR BİR ŞEHİR DEĞİLDİ..!!
Sağlık turizmi derneğini kurduğumuzda arkadaşlarımızla birlikte bir baktık ki Bursa ulaşılabilir bir şehir değil. Otoban da yok o zaman, İstanbul’a da uzağız, her yere uzağız. Çok önemli bir bölgede, üretim merkezinde bakıyorsunuz sanayi ürünleri yurt dışına %78 oranında karayoluyla ihraç ediliyor. Raylı sistemlerimiz yok, liman bağlantılarımız yok, lojistik merkezimiz yok. Havaalanımız var ama yok hükmünde. Yıllar yılı biz kendi kamuoyumuzda havalimanımızı ve değerlerimizi kabul ettirmekle süreç geçirdik. Dedik ki; bizim havalimanımızı kullanmamız lazım. Sabiha Gökçen’i incelemeye gittik. İlk defa Bursa’dan bir heyet geliyor, dediler. İstanbul’da Sabiha Gökçen Havalimanı’nın gelişmesi için önemli bir çalışma vardı. Bursa’dan bir heyet olarak; ne yaptınız, ne yapmaya çalışıyorsunuz, stratejiniz nedir, diye sorduk. Sabiha Gökçen’in bulunduğu lokasyona Kurtköy’e pergelin sabit ucunu yerleştirerek bir daire çizdiler dairenin içerisinde Bursa vardı, İzmit vardı, Yalova vardı, İstanbul’un Anadolu yakası vardı. Şimdi bakın stratejilerinizi ortaya koyamazsanız geleceğe yönelik bir hamle yapamazsınız. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle Sabiha Gökçen Havalimanı tamamen doldu. Uçaklar inemiyor, kalkamıyor. Geçen haftaki yoğunluğu, eski bayramlardaki terminal görüntülerini, uçağı kaçıranlar, saatlerce bekleyenler oldu.
SABİHA GÖKÇEN’DEKİ BURSA YOLCUSU
%27…!!
Şimdi biz Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki her 4 yolcudan birinin (%27’dir bu arada oran) Bursa yolcusu olduğunu ortaya koyarsak, Burulaş araçlarıyla taşınan Bursa yolcusunun 1 yıllık rakamının 1 milyon 700 bin olduğunu ortaya koyarsak daha net bir değerlendirme yapabiliriz. Biz kendi potansiyelimizi görelim, buna inanalım. Elbette ki, İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanları da bizim havalimanlarımız, bizim çıkış noktalarımız. Biz bu kadar sağlık turistini nerelerden getiriyoruz, oralardan getiriyoruz. Biz, Bursa Havalimanı işlevsel hale getirsek de oraları kullanmaya devam edeceğiz. Mesela biz bir Sabiha Gökçen olamayız bunu biliyoruz. İstanbul Airport Sayın Cumhurbaşkanımızın bir vizyon projesi, dünyanın en önemli havalimanı. Çok önemli bir gelişme ortaya koyuyor ama bakıyorsunuz işte geçen hafta hava şartlarındaki olumsuzluklar nedeniyle İstanbul’daki havalimanlarının da etkilenmesi söz konusu oldu, siyasi gündemler vs.vs.Ben bir paylaşım yaptım, İstanbul’daki hava şartlarından dolayı uçakların Bursa’ya yönlendirilmesi ile ilgili. İstanbul havalimanlarının en doğru alternatifi Bursa havalimanıdır. Dikkat ederseniz Yenişehir’i ısrarla vurgulamıyorum, Yenişehir bizim canımız, ciğerimiz. Ama Bursa’da 10 tane Havalimanı yok ki onların ayrı ayrı isimlerini söyleyelim. Önce bir Yunuseli havalimanımız vardı, bazı kriterlerden dolayı kullanamıyoruz, kullanma imkanımız yok. O zaman bizim kent birlikteliği ile bu havalimanımız üzerine bir fikir birliğine kavuşmamız lazım. Bursa Havalimanı terminolojisini herkese kabul ettirmeliyiz. Çünkü en güçlü markamız Bursa’nın ta kendisidir.
HALA DAHA İSTANBUL’A GİDİYORUZ CÜMLESİNİ DUYMAK İSTEMİYORUM…!!
Şimdi son günlerdeki gelişmelerle birlikte Antalya, Adana, Mersin seferleri başladı, uygun fiyatlarla…Uçakların gün ve saatlerinin planlaması da gayet iyi. Bununla ilgili çalışma üretiyoruz, ben artık Bursa’da hiç kimsenin çıkıp biz o havalimanına gidene kadar Sabiha Gökçen’e gidiyoruz, İstanbul’a gidiyoruz, cümlesini duymak istemiyorum. Güzel kardeşim nereye gitmek istiyorsan git, kimse seni tutmuyor! Bursa’da yaşayan bir hemşerimizsen Bursaspor’u tutmayabilirsin ama Bursaspor’a saygı duyacaksın, Bursaspor’a saygısızlık yapamazsın. Bu şehirde yaşayan, nefes alan veren birisi olarak istediğin takımı tutmakta serbestsin. Ama bu şehrin takımına saygısızlık yapma hakkın yok. Bu şehirde yaşayan birisi olarak istediğin havalimanına gidebilirsin ama Bursa’nın havalimanını ve gösterilen canhıraş mücadeleye zarar verecek bir cümle kurma ve yorum yapma hakkına sahip değilsin. İstediğin yerden binebilirsin, istediğin yere gidebilirsin, ama Bursa’nın bu noktadaki mücadelesine zarar verecek bir yaklaşım içerisinde olamazsın. Yanlış bir şey yapmış olursun, doğru bir şey yapmış olmazsın.
OTOBANDAN SONRA İSTANBUL BURSA’YA YAKLAŞTI
Osmangazi Köprüsü’nden sonra, İki tür cümle kuruldu. Bu iki cümle birbirinin aynısı olarak görünüyor ama aslında birbirinden çok farklı. Osmangazi Köprüsü’nden sonra Bursa ile İstanbul’un konumlandırılmasıyla ilgili, Birinci cümle şöyle; Osmangazi Köprüsü’nden sonra biz İstanbul’a yaklaştık. Ama biz cümleyi böyle kurmuyoruz. Biz ikinci cümleyi kuranlardanız: Osmangazi Köprüsü’nden sonra İstanbul Bursa’ya yaklaştı. Bursa İstanbul’a değil İstanbul Bursa’ya yaklaştı. Bakın bu iki cümle arasında çok fark var. Biz şunu söylüyoruz, ikinci cümleyi kurarak Osmangazi Köprüsü’nden sonra İstanbul bize yaklaştı dediğimizde İstanbul’un her avantajından biz Bursa olarak “özne Bursa” İstanbul’un her avantajından, İstanbul’da olan her şeyden biz yararlanmak istiyoruz. Ama Bursa adına bu yararlanma ve değerlendirmeyi ortaya koyacağız. Yani biz İstanbul’un havalimanlarını da kullanacağız, İstanbul’daki 15 milyon insan popülasyonu ile ilgili onların hafta sonunu Bursa’da kış turizminde vesaire turizm alanlarına gelmelerini sağlayacağız. Orası büyük bir pazar. Bursa’yı İstanbul’a götürmek değil, İstanbul’u Bursa’ya getirelim, Bursa turizmini geliştirelim. İstanbul’un yatırımlarını Bursa’mıza alalım ama İstanbul’un isini pasını değil, katma değeri yüksek bir yatırım varsa buna bizim kapımız açık. Ama biz İstanbul’un arka bahçesi olamayız.
**** Değerli vekilim isterseniz Sorulardan gidelim. Size tabii tüm ilçelerden neredeyse 17 ilçeden de sizinle ilgili yorumlar sorular gelmiş. Karacabey’de Boğaz yoluyla ilgili Gemlik’ten sahil yolu ile ilgili dağ yöresinden sorular gelmiş yine oralara gitmişsiniz gelmişsiniz destek olmuşsunuz yine Mustafakemalpaşa’dan yoğunlukla gelmiş bir baktığımızda Bursa’nın neredeyse 17 ilçesinin17’sinden de sorular, yorumlar gelmiş. Sizi Bursa’nın Joker vekili gibi görmüşler adeta…
BURSA’NIN HER YERİNDE HATIRALARIMIZ VAR…!!
—- Ben köken itibariyle Rumeli göçmeniyim, öncelikle. Bursa’nın %52’si Rumeli göçmeni. Karacabey ve Mustafakemalpaşa benim baba ve ana ocağım ama ben Bursa’da Osmangazi’de,Maksem’de büyüdüm. Ahmet Vefik Paşa İlkokulunu, Osmangazi Ortaokulunu bitirdim. Bursa Erkek Lisesi’ni bitirdim. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Rahmetli babam Çarşı esnafıydı, Tuz pazarında. Ağabeyim aile büyüğümüz, Kapalıçarşı esnafıydı. Çocukluğumuz çarşıda geçti, bu çok önemli bir tecrübe, çok önemli bir hatıra. Yıllarca Osmangazi’de Maksem’de; Yıldırım’da Hacı Seyfettin Mahallesi’nde oturduk. Doruk Tıp Merkezi Yıldırım’da kuruldu, yıllarca orada hizmet verdik. Kamuda Bursa Devlet Hastanesi’nde çalıştım. Yani şehrimizin her yerinde bulundum. Nilüfer’de siyaset yaptım, belediye başkan adayı oldum. Uzun yıllardır Nilüfer’de oturuyorum. Mudanya’da evimiz vardı yani Bursa’nın birçok yerinde hatıralarımız var. Yenişehir ile de Havaalanı bağlamında çok sıcak bir iletişimimiz oldu, onlar biliyorlar kimsenin kara kaşına kara gözüne değil.
CUMHURİYET TARİHİNİN SON ÇEYREĞİNE MÜHÜR VURMUŞ BİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN VAR…!!
Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor insanlar ama bunun bir nedeni var. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye 25 yıldır Başbakan olarak cumhurbaşkanı olarak hizmet veriyor. Burada bir vaka var. Burada Cumhuriyet tarihinin son çeyreğine mührünü vurmuş bir lider varsa, sevmek zorunda değilsiniz, ama saygı duyacaksınız. Halkımız Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdi. Recep Tayyip Erdoğan’a dua ettiler, onu kendi evlatları, babaları, kardeşleri gibi gördüler. Bu empatiyi Recep Tayyip Erdoğan oluşturdu onlarla. Şimdi siz millete hizmet ederseniz, milletin değerlerine hizmet ederseniz, millet sizi benimserse bu gerçekten çok önemli, milletin duyduğu güven çok değerli. Tabii buna layık olmak onlara değer atfetmek bu da çok önemli bir şey. 3 günlük dünya, her şey geride kalacak ve sadece hatıralarımızı bırakacağız.
Çocuklarımıza mal, mülk bırakabiliriz ama paranın satın alamayacağı şeyler var, en önemlisi de şeref ve haysiyettir. Son günlerde itibar yönetimi diye bir şey var, para ile itibar alamazsınız. Ben gittiğim her yerde siyasetten rahmetli babamın, ağabeyimin ve ailemin bıraktığı güzel izleri yaşıyorum. Bu çok mutluluk verici bir şey. Biz de çocuklarımıza güzel bir hatıra bırakmak istiyoruz ,güzel bir isim bırakmak istiyoruz, iz bırakmak istiyoruz. Hayatta bence en önemli şey bu. Burada tabii biz ne yaptıysak ekip olarak yaptık. Az önce işte Kurşunlu sahil yolunu Zafer Işık vekilimizle birlikte yaptık. Seferlerin arttırılması işte Refik Özen, Ahmet Kılıç arkadaşlarımızla yaptık, bunları söylemek isterim.
**** Tabii hızlı trenin bu seviyeye gelmesiyle de ilgili size atfen birçok yorum gelmiş vekilim?
BURSA ÇOK GÖZARDI EDİLMİŞ BİR ŞEHİR…!!
Tarihler 1890’ı gösterdiğinde Bursa trenle buluşmuştur. Mudanya limanına kadar 42 kilometre raylı sistem hattımıza tam 135 sene önce kavuşmuşuz. Daha sonraki yıllarda bunu genişletmek yerine işlevsiz hale getirmek, sonrasında da rayları sökmek derin bir yara bırakmıştır, Bursalıların kalbinde. Haftanın iki günü tekstil ürünleri Mudanya limanından Fransa’ya ihracatımız varmış daha o zamanlar. Daha sonraki süreçte 1948’de Devlet Demiryolları Genel Müdürü tarihi belediye binamıza geldiğinde nakliyeciler demişlerdir ki; kapatmayalım biz işletelim. Bütün ısrarlara dönemin Hükümeti ve Devlet Demiryolları kulaklarını tıkamıştır. Daha sonra da raylarında sökülmesi ile yok olup gitmiştir. Bugüne tarihi istasyonlar kalmıştır, nostaljisi kalmıştır. Demiryolu Caddesi kalmıştır, hatıraları kalmıştır.
Yani Bursa çok göz ardı edilmiş bir şehirdir, vesselam.
HIZLI TREN MESELESİNİ BİRAZ AÇMAK İSTERİM…!!
Hızlı tren meselesini biraz açmak isterim. Bursa’nın ulaşılabilir şehir olması noktasında çok önemli bir başlıktır, hızlı tren. Biz tabii 2012 yılında Bursa’nın Türkiye’deki hızlı tren ağlarına bağlanmasıyla ilgili bir süreç başlattık. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bazı aksamaların da olduğunu kabul etmek zorundayız. 2021 yılına geldiğimizde merkezi hükümetten ayrılan bütçelerle hızla sonuca gidemeyeceğimizi gördük. Bu nedenle raylı sistemlerde ilk defa dış kredi kullanarak sürecimizi hızlandırdık.106kmlik Bursa Osmaneli hattını 201kmye çıkararak Bandırma liman bağlantısıyla birlikte yeni bir ihale gerçekleştirdik. Daha önce raylı sistemimiz olmadığı için 3 ayrı işlevi gerçekleştirecek yüksek standartlı bir demir yolu altyapısı planladık. Yılda 60 milyon yolcuya hizmet verecek ve 250 km hıza çıkacak hızlı güvenli ve konforlu bir ulaşım aracına kavuşuyoruz. Ayrıca yılda 120 milyon ton yük taşımacılığı gerçekleştirerek navlun maliyetlerimizi düşürerek ve liman bağlantısıyla bizi Dünyaya bağlayacak bir gelişme söz konusu olacak. Son olarak bizim raylı sistem hattımız Karacabey’den Yenişehir’e kadar 100kmlik Banliyö hatlarıyla şehri desantralize edecek çok önemli bir misyon ifade edecek yani bir taşla 3 kuş. Evet, biz bu süreci yakından takip ettik ama bu yatırımın banisi karar vericisi AK Parti iktidarıdır, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Siyaset takip işidir takip ederseniz olur.ya kendi ikbalinizi takip edersiniz veyahut da memleketin ikbalini takip edersiniz. Biz memleketin ikbalini takip edenlerden olduk. Hamdolsun o dönemde hızlı bir ilerleme oldu. Bir yıl içerisinde Osmaneli-Bursa-Balat etabı tamamlanacak. Bir yıl içerisinde deneme seferlerinin başlayacağını Ulaştırma Bakanımız ilan etti. Bu demektir ki 2026 yılı içerisinde biz hızlı trene kavuşacağız. 2028’e de Bandırma Limanı bağlantısının gerçekleştirilmesi ile ilgili süreç tamamlanacak.
***Bandırma’da bizim ilçemiz gibi olacak neredeyse öyle gözüküyor vekilim. Değerli vekilim Tabii gelen sorulara baktığımızda sizin bu anlattıklarınızla meclis tabiriyle bizim sormayı planladığımız birkaç sorumuz da kadük oldu. Birkaç tanesi öyle gitti yine onun üzerinde soruda Büyükşehir ve Osmangazi Belediyelerindeki değişimlerle ilgili sorular gelmiş nasıl görüyorsunuz belediyelerin performanslarını, bu konu ile ilgili kısaca neler söylersiniz?
DAHA BİR ŞEY GÖRMEDİK…!!
Daha bir şey görmedik. Göreceğiz, bakacağız… Biz siyasi centilmenliğe sahip olan kişileriz. Bursa’mızda kim taş üstüne taş koyarsa ona teşekkür etmesini biliriz. Burada altı çizilecek nokta, daha doğrusu benim çekincem şudur: Algı ve şov üzerine bir anlayışa sahip olan siyaset tarzı, gerçek hayattan kopuk sanal dünyaya yönelen bir mahiyet ortaya koyar. İcraat yerine illüzyona yönelir, yaptıkları küçük şeylerin algısını büyüterek bir anlayış ortaya koymalarının şehirlere, memlekete hizmet edebilecek bir anlayış olmadığını düşünüyorum. Daha önceki dönemlerde de ana muhalefet partisine bağlı belediyelerin altyapı ile ilgili çalışmalara uzak olduklarını gördüm, tüm ülke gördü. Çünkü altyapı size oy getirmez: Mesela Karacabey,
Mustafakemalpaşa, İnegöl’ün altyapısını değiştirdik. Her ne pahasına olursa olsun değiştirdik, bir tane oy gelmeyeceğini bile bile değiştirdik. O yapım çalışmasında da toz oldu, çamur oldu, bir zahmeti oldu. Ama bu bir defa yapılıyor ama biz Mustafakemalpaşa’nın, Karacabey’in, Bursa’nın 50 yılını kurtardık.
ALTYAPI İÇİN ÇOK ÇABA HARCANDI…!!
Vatandaşımız cephesinde çeşmelerden su aktığı sürece bir problem olmadığı düşünülebilir, vatandaşımız bunu böyle değerlendirebilir. Bugün o çeşmelerden su akıyor ama yarın da akması lazım. Çünkü dünden bugüne bu yatırımları hemen yapamazsınız. İşte Çınarcık barajını biz bu yüzden yaptık.
Çınarcık Barajı’ndan hem arıtma tesisi ile hem isale hatlarını gerçekleştirerek bunun ihalesini gerçekleştirdik. Şehirlerin geleceği için bu konudaki stratejilerin yapılması, bütçelerinin ayrılması son derece önemli çalışmalardır. Yani kanalizasyon sisteminizin artık yetmediği geri teptiği aşamaya gelmeden biz bu işleri yapmamız gerekiyor, kanalizasyonla yağmur sularını ayırmamız gerekiyor, arıtma tesislerimizi biyolojik arıtma olarak yapmamız gerekiyor. Belki yolu asfaltlasanız daha çok memnuniyet oluşturabilirsiniz ama bu altyapı çalışmaları da çok önemli. Velhasıl şunu söylemeye çalışıyorum; ballandıra ballandıra Silahtarağa Arıtma tesisini yapmamayı bir marifet gibi anlatanlar Haliç’te yaşanan bir “Dejavu” ve Marmara’nın müsilaj sorununa katkı sağladıklarını, bilmeleri gerekiyor. Bu işlerin bir vebali var, siyasi sorumlulukları var bunun bir sonraki seçimde-sandıkta kısa dönem sonuçları itibariyle değerlendirilmesi söz konusu olmaz. Bunun Teknik Meselelerini vatandaşımız bilmez. Bunları siz bilerek öngörerek ne yapacaksınız adım atacaksınız. Asbestli borulardan bizim vatandaşımız su içemez. Bunun farkında olmayabilir ama Karacabey’de, Mustafakemalpaşa’da, İnegöl’de biz bu yatırımları tamamlayarak bütün 17 ilçemizde altyapı ile ilgili meseleleri bitirdik. Bursa’nın altyapı ile ilgili bir meselesi kalmadı. Ama Bursa da bir taraftan büyüyor, bu yatırımların da bu çerçevede büyütülmesi gerekiyor. Bunların takip edilmesi gerekiyor. Ben şu anda aktif siyaset içerisinde değilim, yani bizim arkadaşlarımız da bunu bulundukları siyasi görevlerde takip edecekler. Bursa adına takip edecekler, doğrulara doğru diyecekler. Biz ana muhalefet partisinin yaptığını yapmayacağız. Biz ne yaparsak yapalım bizim yaptığımız hiçbir şeyi beğenmemek ve itibarsızlaştırmak üzere siyasi anlayış içerisinde olabilirler. Onların grup sözcüleri bunu ifade etmişti. Siz ne yaparsanız yapın biz sizin yaptıklarınızı beğenmeyeceğiz diye defalarca söylediler.
PANDEMİDE AĞZIMIZDA MASKEYLE
ŞEHİR HASTANELERİNİ NİÇİN YAPTIĞIMIZI DEFALARCA ANLATMAK ZORUNDA KALMIŞTIK…
Ben ağzımda maskeyle covidin en sıkıntılı en korkunç günlerinde şehir hastanelerini niçin yaptığımızı anlatmak zorunda kaldım. Meclis kürsüsüne defaatle çıktım, yapmayın arkadaşlar dedim. Pandeminin en ağır günlerinde, bu ülkede yapılan sağlık yatırımlarını tartışmaya açamayız. Yurt dışında Avrupa’da insanlar hastaneler niçin yapılmadı diye eleştirdiler bizim öyle talihsizliğimiz var ki ülkemizde yapılan hastaneler covid döneminde tartışmaya açıldı. Ben siyasi hayatımı şehirlerimize ülkemize hiçbir katkısı olmayacak bu anlayışa karşı çıkarak, bunu deşifre etmeye çalışarak geçirdim. Bu doğru bir şey değil!
Şehirlerde iktidar olabilirsiniz ülkede de iktidar olabilirsiniz ama siz bu anlayışı sürdürerek bu şehirlere, bu ülkeye hiçbir şey veremezsiniz. Genel bir değerlendirme yapıyorum, siyasi değerlendirme yapmıyorum. Ama siyasetin içinde sorumluluk ifa etmiş birisi olarak söylüyorum. Bazen arkadaşlar bunu karıştırıyorlar. Elbette ki aktif siyaset yapan arkadaşların gündemidir bu, ama ben Bursa’da yaşayan bir vatandaş olarak kendi şehrim ile ilgili cümle kuramayacak mıyım? İlla bununla ilgili siyasi bir görevin mi olması gerekiyor? Ben siyasetten önce bu şehirle ilgili değer üretmeyen bir insan mıydım ki aktif siyasi hayatımdan sonra bununla ilgili bir düşüncem olmayacak! Bununla ilgili kuracağım bir cümle olmayacak mı? Bu konuyla ilgili görüşlerim olmayacak mı? bunları kamuoyu ile paylaşmaktan doğal ne olabilir. Şimdi Havaalanı ile ilgili meselede de bu sadece siyasi bir mesele değil ki… Biz her şeyin sorumluluğunu siyasete atarak da toplumsal bir sorumluluk ifa edemeyiz. Bakın çok yanlış bir şey Bursaspor küme düştü Siyaset sorumlu öyle bir şey yok. Örnek veriyorum bir sorun varsa hepimizin sorunu, hepimiz birlikte olunca aşabiliyoruz. Bursaspor’un örneğinde de bunu gördük. Hep birlikte, herkes bir ucundan tutarak büyük sorunları büyük meseleleri halledebiliriz.
BURSA’NIN POTANSİYELİ ÇOK DAHA FAZLA
Şimdi buraya Sun Express iki tane hat koymuş yeni, A-jet ’ten sonra değerli bir şey bu. Bizim bu seferlere destek olmamız lazım, uçakları doldurmamız lazım. Antalya, Adana uçuşlarını dolduramazsak bu olmaz! Bursa’nın bu potansiyeli var. Buradan sizler vasıtasıyla sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum, turizmcilere sesleniyorum, acentelere sesleniyorum. Bu şehirde yaşayan kardeşlerime sesleniyorum. Lütfen kendi şehrimizden bu şehirlere gidecekseniz bu seferlere destek verin. Havaalanına Transferleri daha sıklaştırmalıyız daha farklı güzergahlar ortaya koyabilmeliyiz. Mesela Bandırma’dan, Balıkesir’den, Yalova’dan, İnegöl’den havaalanına transfer gerçekleştirmeliyiz. Yalova bizim arka bahçemiz niye İstanbul’a bırakalım. Bandırma bizim arka bahçemiz. Yalovalılar Bandırmalılar alınmasınlar onlar bizim hemşerilerimiz, kardeşlerimiz, Bursa’yla bağları çok güçlü. Bunu daha çok organik hale getirelim. İnsanlar İstanbul havalimanlarına gittikleri rahatlıkla Bursa havalimanına gitsinler, o konforla gitsinler. Daha önce de biz bu süreçleri takip ettik bundan sonra da takip edeceğiz.
**** Yıllar yıllar önce Hürriyet’te Berna hanımla birlikte bir röportajınız vardı orada bazı anılarınız var sizin kazanmamanız için dua eden hastalarınız da varmış orada görmüştüm Ne oldu şimdi bu sizin tekrardan seçilmemeniz ile ilgili dua eden hastalarınızın duaları tuttu mu?
DUALARI EVET TUTTU…!!
— Evet tuttu. Ben kaderci bir adamım, kadere inanıyorum. Şimdi Nilüfer Belediye Başkan adaylığında 2014’te çok güzel bir seçim atmosferi yaşadık, seçim sonuçları dışında her şey çok güzeldi, çok öğreticiydi. İyi asıldık kampanyamız çok iyiydi. Çok inovatif işler yaptık. Hatta seçimi kazanamayan bir ekibin seçim ofisinde gece 12’de gençler marşlar söylüyorlardı. Bakın demek ki biz görevini yapma huzuru içerisinde ekip olarak bunu ortaya koyduk. Seçim bitti, öyle utandım ki insan içerisine çıkamayacağım zannettim. Çünkü herkese bir oyla da olsa bu seçimi kazanacağız demiştik ama kaybettik. Gerçekten yazsam bir kitap olacak hatıra var. Kaybedilen bir seçimin bu kadar hatırası olabilir mi?
Bazen kaybettiğinizde ya da kazanmak için çok çaba harcadığınızda da çok şey öğrenebiliyorsunuz. Ben siyasi hayatım boyunca hep Nilüfer’deki o seçimin müktesebatını gördüm. Oradaki çalışmaların arka planında aylarca ders çalışmıştık. Kaybedince insan içine çıkamayacağım zannettim Öyle utandım ki gece 2’de seçim ofisini kapattım işte rakibime telefon ettim tebrik ettim Tebrik ederim biz kazanamadık, siz kazandınız dedim. Sonra bir helallik mektubu yazdım o zaman sosyal medya yeni şekilleniyordu. 50.000 kişi görmüş o günkü yazdığım mektubu, arkasında binlerce yorum. Sana oy vermedik ama sana saygımız var, diyenler mi ararsın, bir tane olumsuz bir şey yok.
SADECE SİYASETLE ÜLKEYE HİZMET EDİLMEZ…!!
Seçimden sonra moral bozukluğuyla mesleğime, doktorluğa geri döndüm. Dakika bir… Bir teyze geldi amcamızla beraber. O röportajdaki teyze, “kazanamaman için çok dua ettim” dedi. Ben herhalde yanlış duydum, diye düşündüm. Beni teselli edecek zannettim teyze, öyle değilmiş. Teyze gerçekten dua etmiş kazanamamam için! Amcamız “hanım niye öyle söylüyorsun” diye çıkıştı,ama teyzemiz “Belediye Başkanı olsaydı bize kim bakacaktı” dedi. Böyle bir hatıramız var. İkinci bir teyze daha var. Milletvekilliğinde ben güzel bir dönem geçirdim çok güzel işler yapıldı. Karacabey, Mustafakemalpaşa normal şartlarda stratejik planlama gereği benim listeye konulmamam sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı. Ben de öyle olmadı! Görev süremiz bitti, işimize gücümüze bakacağız, doktorluğumuza döneceğiz dedim. Yine dakika bir, bir teyzemiz geldi, bir dizinden ameliyat etmişiz,öteki dizinden ameliyat olmamış kimseye.“Teyze ilerlemiş bu” dedim. “Seni bekledim oğlum” dedi. “Ya Teyze, benim milletvekilliğim devam etseydi ne yapacaktın” dedim. “Yok,
etmeyecekti” dedi. “Nasıl” dedim. “Ben çok dua ettim Allah’a, senin tekrar vekil olmaman için” dedi. Şöyle oturdum düşündüm, ibretlik bir şey. Öyle bir dua, Arş-ı Ala’dan dönmez ki! Allah, önce memleket için, sonra bizim için, hayırlısını nasip etsin. Bu görevin tekrar tekrar yapılması yönünde bir şey doğru değil. Memleketimize hizmet etmenin tek yolu da siyasi görevler değildir. Allah bana bir fırsat verdi, ben şehrimi temsil ettim; bunun için bunu hep gururla, en faydalı nasıl olabilirim düşüncesiyle, memleketime bir katkıya dönüştürmeye çalıştım.
Çok güzel bir dönem geçirdiğimi düşünüyorum…!
Güzel bir dönem geçirdiğime inanıyorum, düşünüyorum. Gittiğim her yerde de çok mutluyum. Özellikle Karacabey ve Mustafakemalpaşa’nın her bir köşesine katkı sağladım. Gelişmeler, hizmetler, hatıralar bana huzur veriyor. Karacabey Boğaz Yolu başta olmak üzere, Dağ Bölgesi’nde Doğancı Tüneli; Yenişehir-Bilecik Yolu, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi otoyol bağlantısında, Diş Hekimliği Fakültesi’nin Bursa’ya kazandırılmasında gerçekten çok çalıştık. Takip çok önemlidir; takip ettiğinizde oluyor. Bazı konular ısrarlı takip gerekiyor. Takip ettiğinizde de oluyor.
**”4T’yi biliyor musunuz? ** Talep, takip, taciz ve tehdit. Talep ve takibi zaten biliyorsunuz. O kadar takip edeceksiniz ki, rahatsız edecek seviyeye gelecek bu durum. Sizin milletvekili olmadığınıza, bazı genel müdürlerin, ‘Ah, bu adamdan kurtulduk!’ demeleri lazım. Bu işte taciz. Memleket adına, memlekete hizmet adına tabiki. Son olarak dördüncüsü tehdit. Memleketin adına bir işin yapılması gerekiyorsa, o adam yapmıyorsa, gereğini yapacaksınız. Eğer sen Bursa’nın bu meselesine taş koyarsan, ben de senin ikbaline taş koyarım, diyebileceksin. Yani, uyarılar mahiyetinde bunlar; hizmetin gelmesi için.
Bu şöyle bir şey: Bu havalimanına bu uçaklar ya inecek ya inecek. Buna taş koyarsan, memleketin hızını kesen, işlere taş koyan kişiler varsa, o orada kalmalı; onun oradan yükselmeye hakkı yok. Bu şehre bir katkısı olmayan adamın, sonuçta orada durmaması lazım. O kimse artık orada olmamalı.
**”Röportajımız bayağı uzadı, yavaş yavaş da sonuna geliyoruz ve son olarak konumuz Bursaspor.”** Oğlunuz Furkan da futbolu çok seviyordu, devam ediyor mu futbol oynamaya? Bursaspor bu sene iyi gidiyor, Enes Çelik’in de başkan olmasıyla yenilmez armada oldu, maşallahı var, statta her maçta ful doluyor.
Şampiyon şehir, bu şehir…!
Arkadaşlarıyla oynuyor, futbolu dediğiniz gibi çok seviyor. Bir arkadaşının ayak bileği kırılmıştı, Hamza’nın ameliyatını yaptık. Tabii, çocuklar oynayacaklar; arada ufak tefek böyle şeyler de olabiliyor. Bursaspor’a gelince, Bursaspor 3. Lig’de maç oynuyor, stat 42.000-44.000 seyirci var. Biz mesela doktor arkadaşlarla gidiyoruz, orada görüyoruz; 4-5 yaşında çocuklar orada pek futbol maçını izlemiyor, o tribün şovlarına bakıyorlar, görüyorlar, onlara katılıyorlar. Bursaspor sadece bir takım değildir. Bu şehrin en önemli markasıdır. Bugüne kadar talihsizlikler yaşandı, ancak bugün kentte bir birlik sağlandı. Buna katkı sağlayan herkese teşekkür etmemiz gerekir, başta Enes Çelik kardeşim olmak üzere. Genç, başarılı, aktif bir başkan, olmaz denilenleri başardı. Ben her maça gidiyorum, taraftarımız stada sığmıyor. Bu şehrin öncelikleri var; bu şehrin gelmesi gereken bir nokta var. Siyaset yapanlar buna ancak katkı yapabilirler. Meselenin tamamı da siyasete ait değildir; benim memleketime, şehrime katkısı olan siyaset, eyvallah, öyle bir siyaset baş tacıdır.
Biz de destek olduk Bursaspor’umuza…!
Bursaspor bu şehrin en önemli markası. Biz de ne yaptık? Bursaspor’un sağlık sponsoru olduk, Doruk Sağlık Grubu olarak. Hepimiz destekledik, sağ olsun Matlı Grubu da stada ismini verdi. Böyle bir destek var, böyle bir hava var. Bunlar daha da gelişecek; Bursa Bursaspor’dan vazgeçmedi ve sahip çıktı, böyle bakmak lazım olaya. Herkes çıksın, selamlasın, alkışlansın, problem yok. Eğer Bursaspor’a katkısı varsa, Bursa’ya katkısı varsa, millet de selamlıyorsa, eyvallah, hiçbir problem yok. Herkes Bursaspor ile gurur duysun, herkes Bursaspor’a katkı sağlayıp bunun mutluluğunu yaşasın. Hep beraber bunun mutluluğunu yaşayalım, teker teker basamakları çıkalım; 2. Lig, 1. Lig, Süper Lig. Sonrasında 5. büyük olarak yeni şampiyonluklar yaşayalım. Şampiyon şehir, bu şehir. Sadece Bursaspor olarak değil, birçok alanda şampiyon olması gereken bir şehir, Bursa. Biz bir imparatorluk kurmuşuz, bir medeniyet tarihinin inşa edildiği bir şehir burası, kadim başkent burası. Yeni projeler gerçekleştirelim, birbirimizle uğraşmayalım.
Bıraktığımız eserlerle, güzel hatıralarla anılalım…!
Allah neyi nasip ederse oluyor, başka bir şey olmuyor. Koltuk kavgası, taht kavgası bunlar yanlış. Bunlar Bursa’ya bir şey kazandırmaz. 20 sene sonra, 30 sene sonra hiçbirimizi, hiç kimse hatırlamayacak; bıraktığımız eserlerle, güzel hatıralarla hatırlanalım. Bırakın Bursaspor’u, Bursa’nın başarısız olması için dua edenler var. Şu havalimanından kalkan uçakların bir daha kalkmaması için oturduğu yerde bekleyenler var. Hiçbir çıkarları yok ama maalesef böyle istiyorlar. Ama biz bunları aşacağız, kırmadan dökmeden, herkesi kuşatarak, herkesi kapsayarak. Kimse gölge etmesin Bursa’nın başarılarına; bu hepimizin başarıları olsun.
**”Değerli vekilim, bizlerin hazırladığı ve okuyucularımızın gönderdiği sorular bu kadar. Son olarak sizin eklemek istediklerinizi de alarak tamamlayalım, isterseniz.”**
Amasız, fakatsız Bursa’mıza katkı sağlamalıyız!
Ben de sizlere teşekkür ederim; nostaljik bir röportaj oldu, detaylı bir sohbetti. Anılarım canlandı. Bu anlamda Bursa’ya katkı sağlayacak her düşünce, her çaba, iyi niyetli her katkı çok değerlidir. Hepimizin bu çabalara amasız, fakatsız destek vermesi, çoğaltması; gençlerimizi, kardeşlerimizi, evlatlarımızı Bursa ve ülkemiz adına, şehrimiz adına yüreklendirmesi, hayal kurabilmeyi ve o hayallerini gerçekleştirecek bir özgüveni onlara aşılayacak bir anlayış içerisinde olmalıdır. Az önce Bursaspor örneğinde verdiğimiz gibi, yeni başarı hikayeleri ile bu şehri çok daha iyi noktalara getirecek bir anlayışı hâkim kılmaya çalışmalıyız. Hepimiz kendi alanımızda buna katkı sağlamalıyız. Son olarak, başta Bursa’da yaşayan üç buçuk milyonu aşkın insanımız olmak üzere, yurt genelinde yaşayan tüm vatandaşlarımıza, Bursa’dan Nilüfer Doruk Hastanesi’nden sevgilerimi, selamlarımı gönderiyor, esenlikler diliyorum.