DEPREM SONRASI ÇELİK YAPILARA İLGİ KATLANDI “ÇELİK YAPILAR TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNDE KAÇINILMAZ BİR ROL OYNUYOR”
Gelişmiş ülkelerde birincil tercih olarak konumlanan ve geniş kullanım alanlarına sahip çelik yapılar son yıllarda Türkiye’de de rağbet görmeye başladı. Türkiye’nin önde gelen ön üretimli yapı firmalarından Vefa Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner; son dönemde yaşanan deprem felaketinin ardından bölgede yenilenen yapıların çelik üzerinden planlanmasının bu alandaki farkındalığı daha da artırdığını belirtti.
Modern kentleşme noktasında dünyanın önde gelen ülkelerinden Japonya, Amerika, Avustralya, İngiltere gibi ülkelerde yoğun olarak tercih edilen ve çok sayıda kamu binasında kullanılan çelik yapılar Türkiye’de de yaygınlaşmaya ve talep görmeye başladı.
Son yıllarda yaşanan depremlerin yapı güvenliğine yönelik bilinci arttırdığını ve hükümetin de deprem bölgesindeki tek katlı kalıcı konutlarda hafif çeliği, okul, hastane, öğrenci yurdu gibi kamusal binalarda hafif ve yapısal çeliğin birlikte kullanıldığı hibrit sistemi tercih etmesinin bu bilince katkı sağladığını belirten Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner; çelik yapıların Türkiye’nin geleceğinde kaçınılmaz bir rol oynadığını belirtti.
ORHAN GÜNER; “ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİK SEVİYESİ ÇELİK YAPI SİSTEMLERİNİN KULLANIMIYLA PARALEL”
Vefa Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner; “Dünyada çelik yapı sistemlerinin kullanımının ülkelerin gelişmişlik oranlarıyla paralel olarak arttığını görüyoruz. Bu yapı sistemi farkındalık düzeyi yüksek toplumlarda daha çok tercih ediliyor. Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Amerika, İngiltere, Kanada ve Fransa bu yapı sistemini tercih eden en önemli ülkelerin başında gelmektedir. Japonya’da çelik yapı kullanımı %80’lerde, Yeni Zelanda’da %70’lerde, Amerika ve Avrupa’da %40’larda. Türkiye’de ise çelik yapı kullanım oranı %5 civarındadır.
ORHAN GÜNER; “20 YILDA DÜNYANIN EN BÜYÜK 7. ÇELİK ÜRETİCİSİ OLDUK”
Orhan Güner; “Dünyada çelik kullanım oranları 1994’ten bugüne kadar 4 kat artmıştır. Önümüzdeki yıllarda da artacağı, yapılan analizlerde görülmektedir. Dünya Çelik Birliği (WSA) rakamlarına göre Türkiye’de çelik tüketimi 2020 yılında 29,5 milyon ton seviyesine yükselmiş ve 2000 yılında dünyanın 17. çelik üreticisiyken 2020 yılında dünyada 7., Avrupa’da ise 1. olmuştur.” dedi.
ORHAN GÜNER “TÜRKİYE’DE BİREYSEL KONUTTA ÇELİK BİLİNCİNİN ARTMASINI TOKİ’NİN 50 BİNE YAKIN ÇELİK KÖY EVİ PROJESİ SAĞLADI”
Orhan Güner; “Hafif çelik yapılar dünyada 1948 yılından beri hem konut hem de endüstriyel alanda tercih ediliyor. Türkiye’de ise 2000 yılında ilk hafif çelik binayı biz yaptık. Çelik yapı sistemi ağırlıklı olarak sanayi ve endüstriyel alanlarda tercih edilmekle birlikte son yıllarda kamu nezdinde hastane ve toplu konut olarak da kullanılmaya başlandı. 2020 yılı Elazığ ve Malatya depremleri sonrasında oluşturulan şartname sonrası çelik yapılar Türkiye’nin gündemine girdi. İlk etapta TOKİ’nin talebiyle Türkiye’nin farklı illerinde 50.000’e yakın çelik köy evi inşa edildi. 6 Şubat depremi sonrası hafif çelik yapı sistemi hızı ve dayanıklılığı ile daha fazla gündeme giren bir konu oldu. Gerek deprem bölgesi gerek diğer deprem riski olan bölgelerde çelik yapı ile şehirlerin inşası üzerine çalışmalar sürüyor. Şu anda, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı TOKİ iş birliğiyle bu çalışmalara farklı illerde devam ediyor.”
Çelik yapının bireysel ve toplu konutlarda daha fazla tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Orhan Güner, “Türkiye bu sistemin teknolojisine sahip, hızlıca dönüşmesi gereken binlerce bina mevcut. Ülkemizde çelik yapı kullanımı toplam yapı stoğumuzun %5’i kadar. Bunların da büyük çoğunluğunu endüstriyel yapılar oluşturuyor. Kamu ve bireysel konut nezdinde kullanımı yok denecek kadar az.” dedi.
ÇELİK YAPI SİSTEMLERİ HAKKINDA
Çelik yapı sistemi kalıcı, dayanıklı, esnek ve sağlam endüstriyel bir yapı sistemidir. Mimari ve mühendislik çözümler ile tamamen kendine has kurgulanır ve çoğunluğu fabrikada kontrollü bir şekilde üretilir. Duvar, çatılar için izolasyon değerleri bölgenin iklimine uygun olması için özel olarak hesaplanır. Bu sistemlerin üretim süreçleri önceden belirlenir, büyük bir kısmı kontrollü olarak fabrikada üretilir ve bu da sahadaki uygulama süresini kısaltmış olur
- Depreme Karşı Dayanıklılık
Yapı toplam ağırlığı ne kadar fazla olursa, deprem kuvveti de o kadar çok olacaktır. Bu sebeple deprem kuşağındaki yapıların mümkün olduğunca hafif malzemelerle inşa edilmesi gerekir. Hafif çelik yapı üretiminde kullanılan tüm malzemeler oldukça hafif ve esnektir. Bu sistemle binalar, geleneksel yönteme göre çok daha hafif olduğundan deprem yükünü bu oranda daha az alırlar. Özellikle deprem güvenliği açısından risk taşıyan bölgelerde bu özellikleriyle çelik, hayat kurtaran bir yapı sistemidir. Ayrıca sahadaki uygulama aşamaları baştan belli olduğu için inşaat kalitesinde insan faktörüne ve inisiyatifine bağlı sapmalar olmaz.
- Hız ve İşçilik Maliyetlerinden Tasarruf
Çelik yapı sistemi ön üretimli olduğu için, üretim ve montaj süreçleri kontrollü bir şekilde yönetilebilmektedir. Bu sistem maliyetleri optimum seviyelere düşürdüğü için tercih ediliyor. Montaj süresinin kısa olması, daha az insan gücüne gereksinim, betonarme sisteme göre üç kat daha hızlı yapılması gereksiz işçilik ve şantiye maliyetlerini de ortadan kaldırır. Ayrıca çelik yapılardaki sahadaki işçilik betonarme yapılara göre daha azdır ve farklı iklim koşulunda rahatça uygulanabilir.
Mimari Özgürlük
Hafif çelik yapı sistemi klasik ya da modern her türlü mimari projenin rahatlıkla hayata geçirilmesine imkân tanır. Bu sistem yapısal çelikle birlikte hibrit olarak kullanıldığında okul, hastane gibi büyük açıklık gerektiren binalar inşa edilebilmektedir.
- Yüksek İzolasyon
Binanın kullanılacağı bölgenin iklimine uygun malzeme seçimi yapıldığı için konforlu bir yaşam sunar. Yüksek ses, ısı izolasyonu ve yangın dayanımı sağlar.
- Çevre Dostu
Çelik, %90 geri dönüşümlü bir malzeme olduğu için doğal kaynakların tüketilmesinin önüne geçerek sürdürülebilirliğe katkı sağlar. Yüksek su tüketimi gerektirmez, minimum atık üretir. Binaların sökülüp, taşınıp tekrar monte edilebilmesi yapı ekolojisine de büyük katkı sağlar. Yüksek yalıtım değerleri sunan hafif çelik yapılar, yüksek oranda enerji tasarrufu sağlar.
Ayrıca çelik yapıların malzeme sarfiyatı ve zemine binen yükler betonarmeye göre daha düşük olduğu için karbon salınımı da daha azdır.