CHP MİLLETVEKİLİ ÖMER FETHİ GÜRER, “ÇİFTÇİYE SOPA GÖSTEREREK ÜRETİMDE TUTAMAZSINIZ”
“Ukrayna-Rusya tahıl koridorunu açtık” diyen başarı hikâyesi anlatanlar, keşke Türkiye’de ürettiğimiz buğdayla bu açığı kapatacağız diyebilseydik diyen Ömer Fethi Gürer
“Üreticiye ceza yerine destek verin Tarımda üretim ceza ile değil, planlama ve destek ile attırılır” Tarımsal girdi fiyatları bir yılda en az yüzde 136 arttı
2023 bütçesinde milli gelirin yüzde 1’i olan 186 milyar lira değil, çiftçiye 54 milyar veriliyor” dedi.
Gürer: “İthal ürün daha düşük fiyatla ülkemize geldiği halde yerli ürünle aynı fiyatta satılıyor. Hani ithalat fiyatları dengelemek amacıyla kullanılıyordu? Birileri buradan büyük oranda rant sağlıyor”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve yeni yılda meclise getirilmesi beklenen Kanun taslak çalışmasının kamuoyuna yansıyan içeriğinin tarımda çözümü ceza ve tehditle arandığını, böyle bir düzenleme ile sorunların çözümlenemeyeceğini belirtti. TARIM stratejik bir alan diyen Gürer doğru planlama ve tarım bileşenleri ile işbirliği sağlanarak sorunların aşılabileceğini ifade etti. Gürer, “Çitçiye sopa göstererek üretimde tutamazsınız” uyarısında bulundu. AKP iktidarlarının tarımı ithalatçı bir yaklaşımla ele aldığına da dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer piyasa dengelemek için yapılan ithalatta ithal ürün fiyatları da yerli ürün fiyatı ile rafta yarışıyor. Birileri buradan büyük rant sağlıyor” diye konuştu.₺
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve önümüzdeki günlerde Meclis’e getirileceği kamuoyuna yansıyan kanun taslağı üzerinden önemli uyarılarda bulundu.
Taslakta yer alan maddelerden bahseden Ömer Fethi Gürer, taslakta çiftçiyi, besiciyi, süt inekçiliği yapanı görmek yerine belli kurallar getiriliyor; cezai müeyyideler konulacağı anlaşılıyor. Ekim yasakları ve bölgesel müdahaleler olduğu belirtiliyor. Bu şekilde, çiftçiye sopa göstererek üretimde tutamazsınız” diye konuştu.
Tarımla ilgili bir taslak hazırlanacaksa, çiftçi kuruluşları, ziraat odaları, ziraat mühendisleri odaları ve diğer çiftçi temsilcilerinden de görüş alınması gerektiğine değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çitçiyi üretimde tutmak için cezai müeyyideler uygulamak yerine, Onun üretimden kaçmasına
neden olan sorunların bulunup çözüme kavuşturulması, onu yeniden üretime yöneltmek için ikna edilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
ÜRETİMDEN MEN CEZASI!
Meclis’e getirilmesi planlanan kanun taslağından izin almadan ekim yapılamayacağı gibi bir maddenin de yer aldığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, aksi taktirde üretimden men ve idari ceza uygulanacağını aktardı. Gürer, “çiftçi zaten zor durumda, çitçi sayısı da sürekli düşüyor. Bu hangi akıl ki üreticiye men cezası verilecek? Tohumu toprakla buluşturacak şekilde çiftçiyi tarlasını eker kılmak yerine ona üretimden men cezası vermek nasıl bir akıl? Kırsal zaten boşaldı, yapılması gereken çiftçilik yapanı gerekli desteği sağlamaktır ,hatta genç ve kadın çiftçileri kırsala tarıma dönüşünü özendirmek için SGK primini de karşılayıp teşvik edici destekler üreterek daha çok üreticinin üretime yönelmesinin yolunu açmaktır ” dedi.
BAKANLIK KENDİ YÜKÜNÜ KALDIRAMIYOR
Kamuoyuna yansıyan kanun tasarısında tsözleşmeli üretim ile ilgili düzenlemelerin yanısıra tarımsal desteklemeler için de çifti kayıt sistemi değil de Bakanlık kayıt sistemine geçileceğini yönünde düzenleme yer aldığına işaret eden Ömer Fethi Gürer, “Çiftçi Kayıt Sistemi, ziraat odalarının elinden alınarak, Bakanlığa aktarılacak. Bakanlık zaten mevcut kapasitesiyle kendi yükünü kaldıramıyor. Ne tarımda, ne ormanda ne de gıdada Tarım ve Orman Bakanlığının kadrosu yeterli değil, çoğu köye veteriner dahi gönderemiyor, ziraat mühendisi bile gönderemiyor. Hal böyle iken bir de çiftçi kayıt sisteminin merkezileştirilmesine neden ihtiyaç duyuldu?” diye sordu.
2 YIL EKİM YAPMAYANIN ARAZİSİNE EL Mİ KONULACAK?
Üst üste iki yıl ekilmeyen araziler için önce arazinin bulunduğu yerlerdeki sivil toplum kuruluşları ya da odalara ardından aynı yöreden ikamet edenlere ekim hakkı verileceği yönünde bir maddenin de bulunduğuna dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Siz ekmezseniz tarlanızı başkasına ektiririz deniliyor, bireyin kendisine ait arazisi nasıl elinden alınacak? Ekmeyen kişiyi neden ekmediğini tespit edip desteklemek varken, ceza vermek de nereden çıktı?” ifadelerini kullandı.
BU NEYİN CEZASI?
Kanun taslağında, 12 ay üretim yapmayan çiftçiye 5 yıl süreyle destekleme verilmeyeceği şeklinde bir maddenin de bulunduğuna dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “Bu neyin cezası, aşır vergisi yeniden mi geliyor? Yaptırım ve müeyyidelerle yeniden üretim yapmaya kalmak ne neyin nesi? Desteklemeleri zamanında verin, bir yıl önceden taban fiyatı açıklayın sen ekmezsen arazine el konulur demekle tarım politikası olmaz, bunlardan vazgeçin” şeklinde konuştu.
MİLLİ GELİRİN YÜZDE 1’İ OLAN 186 MİLYAR LİRA ÇİFTÇİYE VERİLMELİ
Mevcut Tarım Kanunu’na göre, Milli Gelirin yüzde 1’inin çiftçiye verilmesi gerektiğini aktaran Ömer Fethi Gürer, “2023 yılının bütçesinden 54 milyar lira çiftçi desteklemesi için ayrıldı. Ancak milli gelirin yüzde olan 186 milyar lira ayırılması gerekiyordu. Ceza yerine önce desteklemeleri tam olarak çiftçiye verin” dedi.
CHP’NİN TARIM PROGRAMINDA DESTEK VAR
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, CHP’nin programlarında, bir yıl önceden hangi bölgede, hangi üründen verim alınacaksa o ürünü belirlemek, çiftçinin bu ürünü ekmesini sağlamak, taban fiyatı bir yıl önceden açıklamak, o ürünü o bölgede verimli biçimde yetişmesinin yolunu açmak, çiftçiye gerekli desteği vermek gibi maddelerin olduğuna da vurgu yaptı.
MAZOTTA KDV VE ÖTV’Yİ KALDIRIN
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çitçiye ceza vermeyi düşünmek yerine, üreticinin üreteceği ürünle ilgili destek sağlanması, bilgi ve bilimsellikle buluşturulması, taban fiyatın açıklanması, desteklerin doğru zamanda verilmesi, mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması, çiftçilerin kredileriyle oluşan faizlerin silinip kadın ve genç çiftçiler izin sosyal güvenlik primlerinin kırsala taşınması halinde devlet tarafından karşılanması gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini de belirtti.
CEZA YERİNE DESTEK
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ‘sen ekmezsen arazine el koyarız’, ‘Cezai müeyyide uygularız’ gibi uygulamaların da doğru bir mantık olmadığına dikkat çekerek, “Taslaktaki cezai müeyyidelerin Kanun Teklifi olarak getirilmesi yerine çiftçiye destekleyecek düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
TARIM STRATEJİK BİR ALAN
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer tarımın AKP iktidarlarında sorunlu hale getirildiğini de belirtti. Gürer “Tarım stratejik bir alandır. Tarımsız yaşam olmaz. Tarımı doğru planlayan ülkeler ise geleceklerini garanti altına alırlar. Milli savunma kadar tarım önemli. Bakınız, Ukrayna ve Rusya savaşı çıktıktan sonra dünya bu anlamda ciddi bir gerilim yaşadı. Çünkü 700 milyon ton dünyada buğday üretiminin 200 milyon tonu dolaşımdaydı ve bunun 50-60 milyon tonu da Ukrayna, Rusya’dan dünyaya sevk ediliyordu. Kıtlık riski dahi ortaya çıktı. Sonunda tahıl koridoru açılarak, bu buğdayın ihtiyaç olan ülkelere ulaşımı sağlandı. Ülkemizin de bu konuda girişimleri sürekli olarak değer buldu, takdir buldu. Ama esas olan şuydu; Ukrayna, Rusya tahıl koridorunu açtık diye başarı hikayesi anlatacağımıza keşke o noktada Türkiye’de ürettiğimiz buğdayla bu açığı kapatacağız. Türkiye’de buğdayı farklı ülkelere daha çok gönderme olanağı bulacağız anlamında çalışma yürütülseydi. Yani bizim çiftçimiz üretseydi. Başka çiftçinin ürettiği, başka bölgeye gitmesi konusunda yapılan çalışma kadar kendi çiftçimizin de buğday üretimini arttırmayı sağlasaydık.” Dedi.
NÜFUSA GÖRE ÜRETİM ARTMADI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Gıda güvencesi ve gıda güvenliği ile ilgili de hali hazırda devam eden risk de mevcut olduğunu ve Halkın doğrudan tükettiği gıda ürünleriyle ilgili nüfus artışına göre ülkemizde üretim artışı da gerçekleşmediğini de söyledi .Gürer “ Örnek olarak; patates 1999 yılında 6,5 milyon ton yetişirken bugün 5 milyon 200 tona düştü. Nüfusumuz 20 milyon arttı. Doğal olarak da patatesin nüfusa göre artışı sağlanamadığından da sıkıntılar ortaya çıktı. Nüfusa göre üretim artışı yine sağlanamadı. Ayçiçeği, pirinç, çeltik, mercimek, fasulye, mısır, soya, sarımsak ve ceviz gibi ürünlerde arz açığımız ortadan kaldırılamadı. Ülkemizin şu anda 21 üründe dışa bağımlılığı var. Bunlar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kendi sitesinde de tek tek yazılı. Sonra ne deniyor? ‘İhracatçı bir ülkeyiz. Kendi kendimize yeten ülkeyiz’ deniyor. Doğru. Portakalda, mandalinada, kayısıda, kuru gıdada bunlarda Türkiye yurtdışına ihracat yapıyor. Ama esas olan yurttaşın tükettiği ürünlerle ilgili arz açığı var. Fasulyesinden tutun da mercimeğine kadar ithal geliyor. Bugün hangi markete gitseniz raftaki ürünü alın, arkasını çevirin, bakın. Ya Meksika yazıyordur ya Kanada yazıyordur. Onun yerine kendi ülkemizin çiftçisi bu üretimi yaparken hatta Kanada’ya mercimeğin tohumunu biz verirken bugün, Kanada’dan gelen mercimeğe muhtaç duruma düştük. 21 üründeki arz açığının ortadan kaldırılması gerekli.
Raflardaki ürünlerin çoğunun menşei yurtdışından ithal ürün. Ama yurtdışından getirilen ürünün fiyatı da Türkiye’de üretilen ürünün fiyatından daha aşağı değil. Çünkü Türkiye’de girdi maliyetleri ile çiftçi ürettiği üründen para kazanmasa da doğal olarak ürün fiyatı artıyor. Özellikle nakliye son dönemlerde ürün maliyetlerinin artışında önemli bir rol oynuyor. Ama ithal ürün, daha düşük fiyatta ülkemize geldiği halde yerli ürünle aynı fiyatta satılıyor. Hani ithalat dengelemek amaçlı kullanılıyordu? Birileri burada büyük oranda rant sağlıyorlar. Bunun da ithal lobisine önemli ölçüde getiri sağladığı bir gerçek. Marketlere el atan iktidar, nedense ithal ürünlerin geliş ve satılış fiyatları arasındaki kar imajlarını ele almıyor. Bu konularda bir çalışma yürütmüyor. Kamuoyuna da bugüne kadar bu konuda bir şey yansımadı.” Diye konuştu.
TARIM DOĞRU PLANLANMALIYDI
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “İthalata dayalı bu politikadan vazgeçilmesi gerekiyor. Bir yıl yeterli, bir yıl yetersiz, verime göre değişkenlik gösteren üretim sürdürülüyor. Kuraklığın etkisi, küresel ısınmanın etkisi, dünyadaki gelişmelerin etkisi gıdada önemli riskler yaratıyor. Bunların doğru planlanması gerekiyor. Bu anlamda hayvancılıkta da ciddi bir kriz yaşanıyor. 1 milyona yakın inek kesime gitti. Bunun yansıması süt ve sütten mamul ürünlerde somut olarak görülüyor. Yem ve gübre gibi önemli iki kalemde çiftçinin ve besicinin yurtdışına bağımlı olmamız, 12 milyon tona yakın her yıl yem ithal etmemiz, gübredeyse neredeyse tamamen yurtdışından ithal ürün getirmemiz fiyatların artmasında ve katlamasında önemli oluyor. Tarımsal girdi fiyatları bir yılda yüzde 136 artmış. Ama gübrede Bakanlığın bana verdiği yanıta göre bir yıldaki artış yüzde 342. Destekler tarlalara değil, tarlada üretim yapan çiftçilere değil, tarlanın sahibine veriliyor. Eğer bir adam gidip de bir çiftçi olarak tarlayı ekmiyorsa; destek ona değil, kim ekiyorsa ona verilmeli. dedi