CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU ARTIK HALKLARIN UMUDU, ÜLKENİN KURTULUŞ VE SAYGINLIĞININ BEKLENEN LİDERİ OLMUŞTUR.

Siyasette en zor şeydir herkesin kabul ettiği, saygı ve güven duyduğu ve geleceğin güvencesi olarak gördüğü lider olmak.

Son günlerde bir yanda yüzbinlerce canı kaybettiğimiz felaket, diğer yanda inanılmaz yakışıksız ve anlaması zor olan bir siyasi depremle gerekten çok zor ve üzüntü duyduğumuz olaylara tanıklık ettik.

Hepimizin yaşadığı, isyan ettiği, kabul etmediği ve siyasette değil dostluk, yoldaşlık, arkadaşlık ve birlikte yol almaya yakışmayan olayları tekrar burada anımsatarak yazmayacağım.

Çünkü son tahlilde “yetmez ama evet” diyeceğimiz, yaptığı hatasını anlayanı affetmenin erdem olduğu bilinciyle bir nefes aldığımız ve umutlu yarınlara yeniden temiz bir sayfa açtığımız günleri yaşıyoruz.

Ama en önemlisi karanlığın dağılacağı, umutların yeşereceği ve halkların nefes alıp güven duyacağı: tüm renklerin, farklılıkların her koşulda ezilenlerin ve mağdurların güvencesi olacak bir liderin siyasi ve ideolojik rakipleri tarafından Cumhur Başkanı adayı olarak ilan edilmesi gibi önemli olaylara tanıklık ediyoruz.

Bu karanlık günlerden kurtulabilmek için sağda siyaset yapan 5 Genel Başkanın oy birliği ile Tek Adam faşizmine son verebilecek, ülkeyi iflas ettirenlere hesap sorabilecek, çalmayıp çaldırmayacak ve hiç kimseyi ötekileştirip ezmeyecek, halklara umut olacak Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığına aday seçtiler.

Çok doğru, isabetli ve hakkaniyetli bir seçim oldu.

Çünkü ülkemizi 21 yılda yaratılan enkazdan ancak bir hesap ve liyakatli, tecrübeli hatta diplomalı bir devlet adamı kurtarabilirdi.

En önemlisi, 21 yılda ülkede kurumlaşan soygun çetelerinden, emperyalizmin tetikçilerinden, kara para aklayanlardan, mafyanın korumasındaki siyasilerden, hiçbir çıkar ilişkisiyle ne kendi ne ailesinin tanışmadığı namuslu bir lider bu kirli düzenden kurtuluşu başarabilirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu güne dek verdiği kararlar ve tercihlerle biz sol/sosyal demokratları ve sosyalist kesimleri çok üzdüğü zamanlarda oldu.

Şahsen ben ve bizler, Kılıçdaroğlu’nun sola daha uzak davranan ve sağa itibar eden tavrına çok kızdık ve kırıldık.

İçimize sinmeyen kişilere ve olaylara parti terbiyemiz gereği katlandık sustuk ama onaylamadık!!!

Ancak 2 gün önce yaşanan ve tüm ülkede heyecan yaratan yaptığı konuşmalarla, tavrı ile halkları umutlandıran ve güven telkin eden Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlerken onur duyduk mutlu olduk ve hakkını teslim ettik.

Kemal Kılıçdaroğlu artık sadece bir partinin genel başkanı değildir.

Ülkede 21 yılda yok edilen, demokrasimizin, adalet sistemimizin, Siyasal İslam anlayışına ve tarikatlara bırakılan eğitimimizin, bölüp parçalayıp ötekileştirilen halklarımızın, kadını yok sayan tüm cemaat vakıf ve tek mezhep dayatmacısı diyanete “DUR” diyecek haddini bildirebilecek bir liderdir.

Yıllardır çetelerin ve yandaş iş adamı ve müteahhitlerin iktidarın havuz sistemini doldurmak ve yüksek kar amaçlı yaptıkları tüm yolsuzlukların hesabını sorabilecek yürek ve kararlılıkta olan bir insandır.

21 Yıldaki iktidarın yandaşlarının yaptığı yolların, hava alanlarının kurumların ve halkın barınağı olan binaların kartondan binalar gibi yıkılıp 13 milyon insanın mağdur olduğu yüzbinlerce canımızın öldüğü cinayetlerin hesabını soracak lider de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Millet İttifakındaki bir partinin fanatizmi ve taassubuna karşın solda yer alan partileri, özgürlük ve emek ittifakını, kadınları, sivil toplum örgütlerini demokrasi platformunda buluşturup Tek Adam faşizmine son verebilecek kalitede bir adaydır Kılıçdaroğlu.

Onlarca örnekle Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavrını, tarzını, sabrını, hoş görüsünü ve birleştiren, barıştıran, kucaklaştıran ve güven veren anlayışını anlatmak mümkün.

Gerek adaylığının açıklandığı Sadet Partisindeki açıklamaları, gerek binlerce partilinin saatlerce beklediği CHP’deki 2 belediye başkanımızı yanına alarak yaptığı konuşması ile şahsen beni haklı çıkarmıştır.

Tüm ülkeyi kucaklayacağını ve bunu da hiç ayırım yapmadan 84 milyonla birlikte yapacağını ilan etti.

En son olarak TBMM’de CHP grup toplantısında kürsüye sadece Türk bayrağı konarak yaptığı konuşmadaki anlam, derinlik ve birliktelik çağrısı ile Kemal Kıılıçdaroğlu artık karanlığa, faşizme, soyguna ve talan, haksızlıklara, hukuksuzluklara izin verilmeyeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir.

Kemal Kılıçdaroğlu Tek Adam’ın aksine “BEN “değil “BİZ“ diyerek hatta sadece millet ittifakıyla değil kurulan Halil İbrahim Sofrasına herkesi beklediğini söyleyerek beklenen ve başaracak lider olduğunu kanıtlamıştır.

Kemal Kılıçdaroğlu birlikte yol aldıkları ve çok zorlukları aştıkları 5 sağcı başkanı anlatırken gösterdiği hoş görü ve saygı gerçekten çok önemli ve değerli bir tavır olmuştur.

En önemlisi artık Tek Adam faşizmine ve soygun düzenine karşı olan ülkedeki tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, dernekler, kadınlar ve gençler nefes aldılar ve kurtuluşun meşalesini yaktılar.

21 yılda bir yüzükle kiralık bir evden gelip dünyanın en varsılı olan, soygun düzeninde halkların hakkı olanı kendi ailesi ve yandaşlarına sunan bir despot anlayıştan kurtulmanın yolu açıldı

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile bir aydır depremzedeler aç susuz, çaresiz ve barınacak bir çadıra muhtaçken saraylarda yaşamaya devam eden Tek Adam anlayışını yasal yollardan halkın kararı ile hep birlikte gönderebileceklerini kanıtladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Doğu Anadolu’nun yaralı ve acılı Dersim coğrafyasının yoksul kenti Tunceli’nin Nazimiye ilçesinin ücra bir köyünde, kısıtlı maddi imkânlara sahip 7 çocuklu, “Alevi” kökenli bir ailenin 4’üncü çocuğudur.

Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı bileşenleri tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi Cumhuriyetimiz, demokrasimiz, laik çağdaş ve hukuk devletine olan ihtiyacımız ve eşit yurttaşlar olarak “Bu ülke bizim, bu bayrak bizim. Bu Cumhuriyet hepimizin” diyenlere umut ve güvence olmuştur.

Özellikle bu durum, yüz yıllardır yapılan baskılarla kendilerini itilmiş, dışlanmış hisseden kesimlerin, devletin eşit, özgür ve birinci sınıf yurttaşları olarak hissetmeleri ve ülkemizin bekası açısından çok önemli, değerli ve vazgeçilmez bir durum olduğunun güvencesi olmuştur.

Kemal Kılıçdaroğlu aynı zamanda sola duyulan ihtiyacın ve halkların kardeşliğinin, özgürlüğünün ve insanca yaşanacak düzenin ne büyük ihtiyaç olduğunun 84 milyon insana nefes aldıracak bir ideoloji olduğunun da kanıtı olmuştur.

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.