Bursa’da okul kazandığına pişman oldular!
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal, üniversite sınavını kazanan ve bir bölüme yerleşen öğrenci ve velilerin yaşadığı sorunları köşesine taşımaya devam ediyor… Özdal’a gelen mektuplar ve sıkıntılar oldukça ilginç…
Özdal, kendisine gelen mektupları köşesinde şöyle paylaştı:
Hiç kuşku yok ki yeni eğitim-öğretim yılı sorunlarla başladı.
Sadece öğrencilerin değil öğretmen ve velilerin de sorunları var.
Sorunlardan biri de yurt bulamamak.
Devlet yurtları dolu, özel yurtlar ateş pahası.
İşte bu çaresizlikte gencecik insanlar karanlık yapılanmaların kucağına itiliyor.
Geçmiş yıllarda FETÖ, yurt açığını çok iyi değerlendirmiş, ‘ışık evlerinde’ beyni yıkanan 10 binlerce genç üniversiteli, örgütün tuzağına düşmüştü.
Geçen haftadan bu yana eğitime değiniyorum.
Yazılarıma okuyucular da katkı yapıyor.
Onlardan biri, üst satırlarda bahsettiğim yurt bulamayan Kübra Gürbüz isimli üniversite öğrencisi.
Bana sosyal medyadan ulaşan Kübra, İzmir Demokrasi Üniversitesi’ndeki yurt sorununu bakın nasıl anlatıyor:
“Merhaba, öncelikle size yazma gereği duydum, çünkü herkes kulaklarını tıkamış durumda. Ben ve arkadaşlarım bu sene İzmir Demokrasi Üniversitesi’nin 2 yıllık peyzaj bölümünü kazandık. Ancak çok mağdur olduk. 2 yıllık öğrencilere hızlandırılmış eğitim vermek istiyorlarmış. Yeni okul inşa edip, oraya yollayacaklarmış bizi. Bizi Bayındır ilçesine yolladıkları yetmezmiş gibi, okulun çevresinde sadece bir tane yurt olduğunu öğrendik. O da karma yurt. Özel bir yurt bile yok Bayındır’da. Eve çıkacak paramız yok. Üstelik, okul ile ilgili bilgi de alamıyoruz. Okulu aradım bilgi almak için. Ancak okullar açılmadan birkaç gün önce bilgi vereceklerini söylediler. Biz kız öğrenciler bu zorluğu neden çekiyoruz, neden bizi görmezden geliyorlar? Moralimiz çok bozuk ve ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
Kübra, isminde ‘demokrasi’ olan üniversiteye büyük umutlarla kaydını yapıp, hayal kırıklığına uğrayan öğrencilerden sadece biri.
Mine Zorlu isimli bir başka kız öğrencimizin annesi de mağdur olduklarını dile getiriyor.
Bu mektubun adresi ise Gemlik:
“Mustafa Bey merhaba. Kızı Uludağ Üniversitesi’ni kazanan bir annenin size yazdıkları üzerine yazıyorum. Biz de aynı durumdan muzdaribiz. Kızım Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Okulu görmeye gidince Gemlik’te olduğunu öğrendik. Yani okulun Bursa ile ilgisi yok. İlk başlarda sevinmiştik, çünkü biz Kocaeli’nde ikamet ediyoruz. Ancak okulun çevresinde KYK yurdundan başka kalacak doğru düzgün bir yer yok. 18 yaşına yeni basmış bir kızı nasıl, kimlere emanet edeceğimizi düşünüyoruz. Zar zor bir tane yurt bulduk ancak şimdi de kızımın zorunlu hazırlık sınıfı okuması gerektiğini öğrendik. O da hukuk fakültesinden yarım saat mesafede. Bizim kazandığımız Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni Borusan Holding’in sahibi üniversiteye hayır olarak yaptırmış. İyi tamam anladık, okul güzel ve yeni ama etrafı çok bakımsız. Ona da tamam dedik. Ancak kızımın kazandığı okulun hazırlık sınıfının yarım saat mesafede olması ne demek? Bunun karı var, kışı var. Bir anne olarak sizden, sesimizi ilgililere duyurmanızı rica ediyorum. Çünkü ben ilgililere ulaşamıyorum.”
Eğitimde dağ gibi birikmiş sorunların, öğretmenleri de ilgilendirdiğini yazmıştım.
İşte o öğretmenlerden birinin isyanı:
“Ben bir öğretmenim. Deprem güçlendirmesi nedeniyle okulumuz bir liseye taşındı. Lise sınıflarının dersi bittikten sonra biz saat 14.00-19. 40 arası ders yapıyoruz. Kış şartlarını düşünemiyorum bile. Otobüsle gidip geliyorum. Otobüs sat 20.00’de hareket ediyor. Evime ulaşmak nerdeyse 21.00’i buluyor. Çocuklarının yaşı küçük olan arkadaşlarım daha zor durumda. Çocuğumuz eve gittiğimizde uyumuş oluyor diyorlar. Bu pandemi döneminde yaz tatili boyunca yapılmamış inşaat işleri şimdi başlatılıyor. Sınıflar 36 kişi. Maskeyle ders anlatmak, konuşmak çok zor. Zaten kronik rahatsızım. İnanın dün nefessiz kaldım. Sürekli öksürdüm. Maskeyi korkudan çıkaramadım. Sizden ricam konuyu gündeme getirmeniz. Derslerin en az 30 dakika olması ve sadece temel derslerin işlenmesi gerekir. Ben size sadece sorunumu anlattım. İsterseniz siz de farklı okulların önlerine gidin ve velilerle görüşün. Teşekkür ederim.”
Bugün 1 öğrenci, 1 öğrenci velisi ve bir öğretmenin sorunlarını, kendi yazdıklarımdan aktardım.
Bu ve önceki günlerde paylaştığım okuyucu mektupları, eğitimde geldiğimiz noktayı göstermesi bakımından yeterli sanırım.