BURSA SONUNDA EMEĞE, LİYAKATA, BARIŞ, KARDEŞLİK VE EŞİTLİKTEN YANA TAVRINI KOYDU.

Tüm karanlıklar sonunda mutlaka aydınlığa kavuşuyorlar.

Yılar boyu ülkemizi dinci, siyasal İslamcı, gerici, bağnaz bir anlayışla karanlığa, haksız, hukuksuz keyfi düzene mahkûm edenlere sonunda halklarımız “DUR” dediler.

Siyasette ve yaşamda yanlışta, hatada, kötülükte ve despotizmde direnmek mutlaka hüsranla sonuçlanıyor.

Ancak kötüde, haksızlıklarda, bencillikte ve bölerek, parçalayarak halkların hakkını gasp ederek, soygun düzeninde yaşamak ve yaşatmakta direnmek ülkede çok şeyi hatta tüm değerleri tüketiyor.

Ülkemizde de hepimizin tanık olduğu AKP ve faydacı bir anlayışla eklenen yancısı MHP’nin yaşattığı Tek Adam faşizmi ve talan düzeni halklarımızı açlığa, çocuk ve gençlerimizi geleceksizliğe mahkûm ettiler.

Dünyada hiçbir diktatör ve faşist anlayış sonuna kadar halklara zulmedememiş ve mutlaka tarihin çöplüğüne süpürülmüştür.

Genel seçimlerde çok umutlanıp başaramadığımız sonuçlara nihayet yerel seçimlerde kavuştuk.

Çünkü hiçbir güç, halktan gelen ve canına tak ettiği için “Değişim” isteyen ve açlığa mahkûm edilip umursamadan saltanat sürenlere direnememiştir.

Ve bizde de öyle oldu.

Siyasette her zaman “İstanbul’da kazanan tüm ülkede kazanır” denirdi.

Ben ise her zaman:

“Sağın kalesi sanılan Bursa değişirse, dönüşürse her yer değişir” derdim ve haklı çıktım.

En başta Büyükşehirde Mustafa Bozbey hiç pes etmeden ve mücadeleden hiç vazgeçmeden gece gündüz çalıştı ve sonunda kazandı.

Yıllarca ilmek ilmek insanlarla arasında sevgi ve güven bağını sağladı. Daha önce kıl payı kaybettiği seçimi adeta destan yazarak kazandı.

Sevgili Mustafa Bozbey’in kendisini Eskişehir’den mezun olup geldiği genç bir mühendisken tanıdım.

Birbirimizi her zaman sevdik, saydık.

Bozbey beni sağ olsun hiç ama hiçbir gün kırmadı.

Kendim için olmasa da benden yardım isteyen dostlarımın “hastane doktor veya çok zorda kaldıkları zaman taleplerini” hiç çekinmeden gece yarısı bile olsa arayıp yardım istediğimde reddetmedi.

Yıllar önce kendisiyle ilgili bir yazı yazdığımda;

“Mustafam, mutlaka kazanacak, çünkü onu tüm çocuklar gönülden seviyorlar…” diye yazmıştım.

Haklı çıktım.

Kendisini kutluyorum ve başarılı olmasını özellikle emekten yana, emekçiden yana tavır koymasını, çocuklarımıza, gençlerimize ve hak eden kadınlarımıza değer verip yardımcı olmasını isterim.

Bu yerel seçimlere yine damgasını vuran ve zoru başaran evimin küçük oğlu Sevgili Erkan Aydın oldu.

Üçüncü denemesinde hak ettiği başarıya ulaştı.

Osmangazi Belediye Başkanı olmayı gerçekten hak eden, halka güzel dokunan ve değer veren, mütevazılığı ile bu makama çok yakışan bir başkan oldu kendisini gönülden kutluyorum.

En çok tartışılan ve adeta kıran kırana savaşılarak en çok aday adayının başkan olmak istediği Bursa’nın göz bebeği olan Nilüfere de eski dostlarımdan Şadi Özdemir Başkan oldu.

Şadi Özdemir de ben gibi sosyalist bir ideolojiden geliyor. Bursa’da İl Başkanı olarak görev yaptı.

Kendisini de kutluyor ve başarılı olmasını istiyorum.

Yine Mudanya’ da Deniz Dalgıç kazandı kendisini tanımıyorum ama kutlar ve başarılar dilerim.

Gemlik’te Şükrü Deviren Başkan seçildi kendisini de kutlar başarılı olmasını temenni ederim.

Sağın kalesi sayılan dağ ilçelerinden Harmancık’ta Haşim Ali Arıkan seçimi kazanarak bizleri çok mutlu ederek değişime öncü oldular. Kendilerini de gönülden kutluyor başarılı ve diğer dağ ilçelerine de örnek olmalarını temenni ediyorum.

Yine Mustafa Kemslpaşa da seçimi kazanan eski bakan Şükrü Erdemide kutlarım.

Tabiki kazanan başkanlarımız kadar kazanamasa da mücadele eden, emek veren, tüm başkan adaylarımızı da kutluyorum.

Kazanmamızda varını yokunu dökerek tüm fedakârlıkları ile bu zaferi bize yaşatan CHP İl, İlçe Başkanlıkları ile tüm örgüt üyelerimize, muhtarlarımıza ve sivil toplum örgütlerine çok teşekkür ederim.

Bana göre ülke çapında bu başarının temel taşlarını açlığa mahkûm edilip onurları ile oynanan emekliler başta olmak üzere, çocuklarını aç yatırmak zorunda kalan anneler ve kadınlarımız kazandırdı kendilerine şükran ve minnetlerimi sunarım.

Yine gelecekleri ellerinden alınan ve ülkeden gitmek için çare arayan tüm gençlerimize verdikleri onurlu mücadele için özel teşekkür ederim.

Velhasıl çalmayan ve çaldırmak istemeyen, eşit yurttaşlar olarak kardeşçe ve insanca yaşamak isteyen namuslu dürüst, duyarlı, şatafat ve lükste kimlik aramayan, komşusu açken tok olmaktan utanan tüm yurttaşlarımıza da teşekkür ederim.

Birde CHP de tüm gücü ile mücadele eden ve yönetici olanlarla tercih edilmedikleri için küsmeyen ve kırılsa da belli etmeyen ve tüm gücü ile destek molan dostlarımıza teşekkür ederim.

En çokta başta benim yüreğimde sevgimle büyüttüğüm yiğit ve mücadeleci oğlum Toprak Adam Orhan Sarıbal olmak üzere emek veren milletvekillerimize de teşekkür ederim.

Partideki dağılmayı gören ve tabandan gelen “DEĞİŞİM” talebine karşılık vererek kurultayda demokratik yollarla değişimi sağlayan Genel Başkan Özgür Özel’e, Ekrem İmamoğlu’na ve eski Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na da teşekkür ederim.

En büyük ve içten bir başka teşekkürü de; CHP’li olmadan, farklı parti ve görüşlerde olup Tek Adam Faşizmine ve soygun düzenine daha fazla izin vermeden tüm ülkede devrim yaparcasına CHP’li başkanlara onay veren destek veren tüm duyarlı ve namuslu yurttaşlara teşekkür ederim.

SONUÇ:

Ciddi sağlık sorunu yaşadığım bu günlerde oturup yazı yazmam çok zorlaştı bu nedenle yazmayı unuttuğum ve emek vermiş olan herkese minnet ve şükranlarımı yolluyorum.

Bundan sonra sadece gülmek değil huzur bulmak, haksızlığa uğramadan hizmet almak ve onurlu saygın eşit yurttaşlar olarak yaşamak için herkes elini taşın altına koymalıdır.

Bir ricamda seçilen başkanlarımızdan olacaktır.

Takdir edilmeyi hak ettiniz ama yeter artık “Gittik dinledik, geldiler kutladılar” çiçekler ve kahvaltılarla zaman geçirmeye paydos diyorum.

Halkın çilesine acele derman olmak ve örnek çalışmalarla sol kimliğe yakışanı yapmak zorundasınız.

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.