BURSA MAKÛS TALİHİNİ KIRACAK VE HALKLAR KENDİ İKTİDARLARINI KURACAK.
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan gündeme dair yazı. Buğday;
Şafak sayıyoruz 17 gün kaldı:
21 yıllık yalan, talan, soygun, istismar, gerici, eşit yurttaşlığa ve cinsiyet eşitliğine düşman, cehaletten beslenen despot ve faşist mantıklı, Taliban kafalı iktidara artık sandıkta son verilecek.
Bu iddiam artık bir temenni değildir.
Değişim arzusunu ve halklardaki kararlılığı görüyoruz.
Ülkedeki halklar, tüm renklerin, inançların, farklılıkların birleşip ülkenin kaderine 1923 te olduğu gibi bir kez daha el koymanın kararlılığını gösteriyorlar.
Çünkü 21 yılda ülkenin yaşanılamaz bir konuma getirildiğini,iflas ettirildiğini, adaletin yok edildiğini ve Tek Adam diktatörlüğünde geleceklerinin yok edildiğini artık her kesim görüyor ve bu açmazdan kurtulmak istiyor:
İnsanlar aç kalarak, çocuklarının geleceğinin ellerinden alındığını görerek, yaşlılarının yaşama yerine ölmeyi ister konuma gelmesinden ve adaletsizliğin dayanılamaz bir konuma getirildiğinden kurtulmak için birleşiyorlar.
Tüm ömrümü sol/sosyal demokrasiyi ülkede hâkim kılmak ve halkların eşit yurttaşlar olarak barış ve güven içinde yaşamaları için mücadele ederek geçirdim.
Umutlarımın tükendiği, yaşama isteğimi kaybettiğim çok günler oldu.
Çünkü ben yaşam boyu varsıllığı parada pulda, haksız kazançta aramadım.
Ben mutluluğu bireysel güç ve makamlarda da aramadım.
Ben yaşam boyu paylaşmayı, dayanışmayı, özgür düşünceyi savunarak okuyarak irdeleyerek ve kendimi geliştirerek geçirdim.
Sol ideolojiye hizmet eden dostlarıma, yoksul bırakılan halklardan yana olan, mağdurlardan yana olanlara saygı ve sevgi duyup koruyup kolladım.
Son 21 yıldaki istismarı, çöküşü, dejenerasyonu, çıkarcılığı ve tüm kurumlardaki yozlaşmayı gördükçe zaman zaman yaşama sevincim yok oldu.
Ancak bir tek gün, hatta bir tek saat bile bu despotizme, haksızlıklara ve soygun düzenine mücadeleden vazgeçmedim.
Artık umutluyum.
Çünkü halklar sonunda korku duvarlarını aştı.
Baskı ve dayatmalara artık namuslu insanlar itibar etmiyor.
Ülkemin her yerinde artık halklar sinmiyorlar ve susmuyorlar.
Tüm halk kesimleri, yani, namuslu, vicdanlı, hak- hukuk diyen, laik cumhuriyetten vazgeçmeyen, çocuklarının aç kalmasına, istismarlarına susmayan ve kadınlar ellerinden alınmak istenen haklarına, köle düzenine artık izin vermiyorlar.
Artık her gün daha farklılaşan ve ivme kazanan; coşkuyla, heyecanla, Millet İttifakının mitinglerinde her kesimden katılımı ve kararlılıkla heyecanlarını görüyoruz.
Emek ve Özgürlük ittifakında ise daha coşkulu, daha kararlı ve daha halklardan yana, emekten yana, eşit yurttaşlıktan yana, kadınlara ve seçilmiş insanlara karşı uygulanan haksızlıklara karşı daha tavırlı bir mücadeleyi görüyoruz.
Tüm karalamalara, engellemelere ve haksızlıklara karşın atılan iftiralara karşın mücadelelerini geliştiriyorlar.
Ülkede ilk kez bu kadar saygı duyulan, sevilen, güvenilen ve destek gören TİP gibi solun tüm renklerinin nihayet uyanan halkta kabul ve destek gördüğünü de fark ediyoruz.
Bu nedenle ben bu uyanışın, tüm renklerin hepsinin Tek Adam faşizmine, soygun düzenine, ortaçağ karanlığına, gerici bağnaz siyasal İslam’a tavır koyup demokrasi, platformunda buluştuklarını görüyor ve meydanlardan haykırışlarından onur duyuyorum.
İşte bu koşullarda ne yazık ki; partim CHP’nin parti içi demokraside sınıfta kaldığını, MYK kadrolarının kendilerini ve geleceklerini garanti altına almak için örgütlere ve hak eden vekillerimize haksızlık yaptıklarını biliyoruz.
CHP’de örgüt seçimleri anlamsız aslında maksatlı ertelendi.
Aylarca ön seçim yapılmalı diye yazdık istedik ama MHP’den kopan ve birçok konuda demokrasi özürlü olan İyi Parti bile ön seçim yaparak güç ve saygınlık kazandı bizler bu konuda sınıfta kaldık
Bu süreçte, aday adaylarının CHP ye çok itibar ettiği, çok renkli ve örgütte, halklarda daha çok onay alan hatta geçen dönem çok başarılı olmuş vekillerimiz listelerde yer bulamazken dayatılan adaylar çok herkesi üzdü, kırdı, onay bulmadı.
Şahsen bende bu yönde eleştirilerimi yaptım yazdım ve haksızlığı onaylamadım.
Ancak:
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, bu gün artık bu eleştirilerimizi rafa kaldırmak, kırgınlıkları, küskünlükleri, kin ve öfkeyi haksızlıkları ilerde düzeltmek için bırakmak ve ülkenin kaderine sahip çıkmak için tek ses tek yürek olmak zorundayız.
Ülkemizin kurtuluşu ve geleceği için buna mecburuz.
Düşünün lütfen, seçim gecesinde aklınıza kimin vekil olup olmayacağından önce ne gelecek?
Ben yüzde yüz eminim ki tüm demokratlar, tüm yurtseverler, tüm emekten, halkların eşit yurttaşlar olarak insanca yaşayacağı bir düzenden yana olan herkes Tek Adam Faşizminden kurtulmanın mutluluğunu ve sevincini yaşamak isteyeceklerdir.
Bunun için diyorum ki;
Artık özgürlük ve demokrasi diyenler, 21 yıllık yıkımdan kurtulmak isteyenler, kendilerini ikinci sınıf olarak hatta hiç olarak görmek isteyen eli kanlı Hüdapar, mirasyedi Erbakan oğlu, gibi çağ dışı anlayışlardan kurtulmak isteyeceklerdir.
Yine, ne dediğini bilmez ırkçı Birlik Partisi ve kimliğini anlamsız bir korku ile AKP’ye ipoteklemiş, rüzgârgülüne dönüp utanç kaynağı olan, bayrağımızı bile tanımayanlarla kol kola giren MHP’den kurtulmak isteyen herkes bir ve bütün olarak AKP ve Tek Adam saray rejimini sandığa gömmenin mutluluğunu paylaşacaktır.
Artık görüyor ve hissediyoruz.
Kurtuluşun ve geleceğimizin güvencesi olacak seçimlerin rüzgârı yelkenlerini şişirdi ve dip dalgası olarak meydanları coşkuyla, heyecanla umutla ve kararlılıkla inletiyorlar.
Tüm dayatmalara, tüm hukuksuzluklara, tüm devlet olanaklarını kendi çıkarlarına göre kullanmalarına, besleme basına, satılık kalem şörlere karşın artık kimseyi inandıramıyorlar.
Bugüne dek Bursa ne yazık ki hiçbir zaman bir İzmir olamadı.
Oysa sol/sosyal demokrat olması için tüm koşullar mevcutken her zaman adeta sağ ve sığ anlayışın kalesi oldu.
Özellikle göç merkezi olan, ülkenin her yerinden gelen göçmenlere ev sahipliği yapan ve balkanlardan gelen tüm soydaşlara kucak açan Bursa nedense kendine yakışanı yapamamıştı.
Sağ iktidarlar kendilerine her zaman destek veren bu tarihi kenti, bu uygarlıkların buluştuğu, halkların ve tüm renklerin yer bulduğu kente gereken önemi vermeden yıllarca sömürdüler.
Yoksulluğu artırıp sadaka kültürü ile halkları kendilerine mecbur ederek bu günlere geldiler.
Ancak yolun sonu görüldü.
Medeniyetleri buluşturan, halkları kardeş kılan Bursa da artık kararını değişimden yana verdi ve dip dalgası tüm bentleri yıka yıka geliyor.
Çünkü kimse bir kez daha aldatılmak istemiyor.
Artık insanlar makarnaya kömüre tamah edip kendi ve çocuklarının geleceğini karartmak istemiyor.
Çünkü artık bu seçimde kimin vekil olacağı ile uğraşmak istemiyor!!!!
Tüm halklar bu ceberut, bu istismarcı ve halkların aç olduğu ülkede 110 odalı saraylarda, binlerce lüks araçla saltanat süren, ormanları yanarken 13 lüks uçakla keyfeden, bir avuç kan emiciyle ülkeyi soyanlardan kurtulmaya karar vermiştir.
Parmağında bir tel yüzükle ülkenin başına geçip dünyanın en varsıl lideri olanlardan, gençlerimiz yurt bulmazken çocukları ve yandaşları ile akıl almaz servetlere ve yabancı ülkelerde ABD başta olmak üzere mülk edinenlere güle güle demeye karar vermiştir.
Sürekli insanlara bağıran, hakaret eden, tehdit eden, her seçimde hile yapan, her alanda haksızlık hukuksuzluk yapan ülkemize ve halklarımıza kambur olan bu halk düşmanı iktidardan Bursa da sonunda kurtulmaya karar vermiştir.
Artık dip dalgası bentleri yıka yıka geliyor ve tusunamiye dönüşüp tüm kötülükleri önüne katarak götürecektir.
Haydi, Bursa, artık kendine, tarihine, misyonuna yakışanı sende yap.
Yaptığı fedakârlıklara örnek olan CHP’nin çatısı altında buluşan millet ittifakına, emek ve özgürlük ittifakına ve tüm solda mücadele eden anlayışlara sahip çık ve ülkenin kurtuluşunun öncüsü ve temel taşı ol.
Kemal Kılçdaroğlu ve ailesi gibi dürüst, namuslu, liyakatlı, bilgi birikimli ve diplamalı, hakının yanında, metevazı ve aklı başında bir lideri bir devlet adamını 13. Cumhur başkanı yapmak için tüm üğlke birleşti.
Ben bu rüzgârı görüyorum.
Ben bu değişimi Hhssediyorum ve herkesten destek olunmasını istiyorum.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ