Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalar; “İş Bırakıyoruz!”
Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalar Bursa’da Şehreküstü meydanında açıklama yapıyor.
Yoğun bir katılım ile gerçekleştirilen basın açıklamasında, maaş artışlarındaki yetersizlik ve hayat pahalılığı altında ezilme vurgusu yapılıyor.
Birleşik Kamu-İş Sendikası Başkanı Özkan Rona‘nın konuşmasından satır başları şöyle;
Bugün Türkiye’nin 8500 TL ücretle yaşamaya mahkum edilen 10 milyon asgari ücretlinin Ortalama 7000 TL ücretle cezalandırılan 13 milyon emekli için, 11 Bin TL ile yaşamaya çalışan 4,5 milyon kamu emekçisi için, yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen 30 milyona yakın emekçinin insanca yaşam mücadelesi için Türkiye’nin 81 ilinde iş bırakarak alanlara çıktık.
“KAMU EMEKÇİLERİNİ SUSTURDULAR”
Bugün iş bırakarak alanlara çıkmamızın temel bir gerekçesi var. İnsanca yaşama hakkımızı elimizden çekip aldılar. Türkiye’nin milyonlarca emekçisini TÜİK’in yalanlarıyla, sipariş oranlarıyla açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiler, TÜİK‘in sahte enflasyonu olarak açıklandığı halde %8,5’u avuçları patlarcasına alkış tutan yandaş sendikacılarıyla kamu emekçilerini susturdular. 468.5’a alkış tutan sendikacılığa yazıklar olsun!
Kadrolu istihdamı bozarak kamuda iş güvencesini ortadan kaldıran, kamu emekçilerinin kar haklarını ellerinden alan bugünkü iktidarın, bir seçim rüşveti olarak sözleşmeli personelin bir kısmıdır. İktidara geldiklerinde yandaş sendikaların üye sayılarını artırmak adına kanunda yer alan yüzde 5 barajını kaldıranlar bu defa da kanunu kendi çıkarları adına hukuksuz bir şekilde kullanarak sendikalara dayatmışlardır.
“ANAYASAYA AYKIRI HAREKET EDİLİYOR”
Kamu sendikaları ve konfederasyonlarının çabaları sonucu daha önce getirilmeye çalışılan yüzde 1 üye barajımın Danıştay tarafından Anayasa ya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmişken, AK Parti iktidarının bu sefer yüzde 2 barajı ile anayasaya aykırı hareket etmesi yasanı gerekçesinde geçen sendikal hayatı güçlendirme amacını yansıtmamaktadır.
Söz konusu düzenleme ülkemizdeki demokratik yaşamın ayrılmaz bir parçası olan, sendika seçme özgürlüğüne aykırıdır. Sendikalar arasında yasa eli ile eşitsizlik yaratacak yüzde 2 üye barajı ve tekel sendikacılık yaratma hayalinden derhal vazgeçilmelidir.
“3600 EK GÖSTERGE HERKESİ KAPSAMALIDIR”
Kamu çalışanları arasında ayrım yapılmış, birçok meslek grubu 3600 ek göstergeden yararlanırken 1.derecedeki kamu personeli 3600 ek göstergeden yararlanamamıştır. Bu durum adalet terazisini şaşırtmış, kamu çalışanlarımın büyük bir bölümü bu düzenlemeden yararlanırken geriye kalan kesim Talebimiz bu konuda açık ve nettir! 1. Dereceye düşen her kamu çalışanı 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır. Memurun ikramiye hakkı artık verilmelidir.
Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödenmektedir: İkramiye ödemesi sendikal hak olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenlemedir. Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar kuruş dahi ikramiye verilmemiştir.
1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez. 2018 yılından itibaren SSK, BAG-KUR, Emekli Sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlardır. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalıdır. Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz.
“7 KONFEDARASYON BİR ARADAYIZ”
Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Bugün yedi konfederasyon olarak tüm bu taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık. Tek gücümüz, ve oylarımızdır. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunmaktadır.
Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy şöyle konuştu;
“AK PARTİ İKTİDARI KAMU EMEKÇİSİNİ SEFALETE TERK ETMİŞTİR”
Yanlış ekonomi politikaları, halkı değil rantı düşünerek alınan kararlar ile ülkeyi derin bir ekonomik krizin ortasına getiren AK Parti iktidarı, açıkladığı trajik zam oranıyla kamu emekçisini sefalete terk ettiğini resmiyete kavuşturmuştur. Tarafsız ve şeffaf bir devlet kurumundan çok AK Parti’nin rakamlarla oynama şirketi gibi çalışan TÜİK’in, marketlerdeki etiketlerin her gece değiştiği bu ağır enflasyon ortamında son 6 ayın enflasyonunu yüzde 15 olarak açıklamasıyla başlayan tiyatro, bu gerçekdışı baz alınarak kamu emekçisine ve emekliye adına zam bile denemeyecek bir ücret artışının reva görülmesiyle son bulmuştur. Bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve müjde olarak duyurduğu 30’luk ücret artışı kelimenin tam anlamıyla emeğimize hakaret, gerçeklere ihanettir.
“MÜJDE DİYEBİLMEK İÇİN GERÇEKLİKTEN KOPMASI GEREKMEKTEDİR”
Birçok ceza ve vergiyi belirleyen Yeniden Değerleme Oranı yüzde 123, asgari ücret yüzde 54 artarken zaten ağır bir geçim sıkıntısı içindeki kamu emekçisine verilen yüzde 30 ücret artışına “müjde” diyebilmek için gerçeklikten kopmak gereklidir. Apaçık ortada olan gerçek Ülke genelinde kira ortalaması 6 bin 500 olmuştur.
Ailelerin en çok tükettiği, insan sağlığı için şart olan 64 ana gida maddesi 2022’nin Aralık ayında, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 137 zamlanmıştır. 2022’de aylık ortalama gida fiyatları yüzde 150.5 artmıştır. Özelleştirmelerle beraber her ay kontrolsüzce kabaran faturalar, kamu emekçisinin maaşının neredeyse 3’te birini eritmektedir.
“KAMU EMEKÇİLERİ BU HAKARETİ KABUL ETMEYECEK”
Soruyoruz: TÜİK hangi ülkede yaşıyor? Bu enflasyon oranları hangi market fiyatlarına göre, hangi faturalara bakılarak belirleniyor? TUIK’in açıkladığı gerçek dışı yıllık enflasyon oranının yarısından bile az olan bu ücret artışına müjde derken aklımızla alay ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Üstelik bir hitabet makyajıyla kapatmaya çalışsalar da bu açıklanan rakamı yaklaşık yüzde 16’sı zam değil enflasyon farkıdır. Devlette çalışmak hiç bu kadar değersiz ve emek ziyanı bir hale getirilmemiştir. Kamu emekçisinin alın teri hiç bu kadar hiçe sayılmamış, aklıyla hiç bu kadar alay edilmemiştir.
Her zaman emeğin onuru için mücadele eden Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz kamu emekçileri bu hakareti kabul etmeyecek; etmeyeceğiz!
“DEĞERSİZLEŞTİRİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Tabloda emeği büyük olan, bugün utançtan başlarını one eğecekleri yerde Erdoğan’ın konuşmalarını pişkin bir coşkuyla, avuçları kızarıncaya kadar alkışlayan sarı sendika yöneticilerini de unutmayacağız.
Emeğimizi bu kadar değersizleştiren, bize sefaleti hak görenleri de bu rezil hukukunu savunmak Sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alir. Her zaman egitim emekçisinin maddi ve manevi tüm hak ve sorunlar için mücadele eden Eğitim-is olarak, kamuda çalışıyor olmanin her anlamda bu kadar değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz
“BU HAKARETİ VE SEFALETİ REDDEDECEĞİZ”
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-ls ve onun çatısı altındaki mücadele yoldaşlarımız olan sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vereceğiz! Bu hakareti ve sefaleti reddedeceğiz! Emekçinin alın terini pazarlık 3 kuruşa satarak kendine konfor alanı yaratan sari sendikacılara inat, sendikacılık nasıl yapılır, hak nasıl aranır, emeğin haysiyeti nasil korunur göstereceğiz! Bugün emeğine, alın terine sahip çıkan yüz binden fazla Eğitim-İş üyesi Oğretmen için ders zili çalmadı. Tüm yurtta alanlarda hakkımızı arıyoruz. Taleplerimiz çok açık Insan onuruna yaraşır ücretler istiyoruz. Bugün Sözde Öğretmenlik Meslek Kanunu ile bizzat hükümet eliyle yaratılan eşitsizlik bitsin istiyoruz. Aynı işi yapan ogretmenler arasında ücret bakımından uçurum yaratan, öğretmenler odasını öğretmenleri bolen, aramızdaki dayanışmayı bitirmeyi hedefleyenleri uyanıyoruz. Bu ayrışma, eğitim sistemine dinamit yerleştirmektir. Ülkemizin geleceğini tehlikeye atmaktır. Derhal unvanlar kaldırılarak öğretmenler arasında eşitlik sağlanmalıdır Ücretli öğretmenlik adı altındaki kölelik sistemi son bulmalı ve acil 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır. .
Eşit işe eşit ücret anlayışıyla öğretmenler arasında iş barışı korunmalı, adalet tesis edilmelidir. Insanca yaşam, çağdaş bir toplum, onurlu bir gelecek talepleriyle çıktığımız bu yoldan ne pahasına olursa olsun dönmeyeceğiz. 3 Ocak’ta alanlardaydık TÜİK yalan söylüyor dedik. Bugün yine buradayız. Yann yine burada olacağız. Mustafa Kemal’in öğretmenleri olarak onun gösterdiği yolda, aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.