Demokrat Zafer

Birleşik Kamu-İş Bursa: 2023 bütçesinde aslan payı Beştepe’ye!

Birleşik Kamu-İş Bursa İl Başkanlığı, insanca yaşamak için bütçeden payımızı istiyoruz demek için basın açıklaması gerçekleştirdi. 15 Temmuz Demokrasi ve Şehreküstü Fomara Meydanı’nda bir araya gelen Birleşik Kamu-İş üyeleri adına açıklamayı Birleşik Kamu-İş Bursa İl Başkanı Özkan Rona okudu. Açıklamaya İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’da katıldı.

Açıklamada; “Bugün meclis gündemine gelen 2023 bütçesi emekçiyi, emekliyi, işsizi ve yoksulu görmezden gelen, tamamen sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir bütçedir.

AKP iktidarının kamu kurumlarını tasfiye ettiği, özelleştirmelerin bütün hizmet kollarına yayıldığı ve kredili mevduat sistemi ile zenginin parasını koruma çabaları ile yurttaşlara ayırılan bütçe payı günden güne erimektedir.

Bugün ağır vergi yükü altında ve yüksek enflasyon oranları ile günden güne yoksullaşan yurttaşlar, bütçe gelirlerinin yüzde 84’ünü vergileri ile karşılamaktadır.

Bu vergilerin yüzde 64’ü doğrudan kesinti ile gelirlerimizden karşılanırken, yüzde 36’sı ise toplumun geneline yayılarak dolaylı yoldan hizmet ve tüketim vergilerinden karşılanmaktadır.

Kur korumalı mevduat faizleri ile parası olanın parasını korumaya çalışan AKP iktidarı, bu yükü vergilerin yüzde 8’ini kur korumalı mevduat faizlerine aktararak yoksulların sırtına yıkmaktadır. Bunun yanı sıra kalkınmanın ve ilerlemenin en temel kalemi olan tarım üretimlerine 54 milyar lira ayırırken, bütçeden 565 milyar lira faiz giderlerine aktarılmaktadır.

Ülkemizde ekonomik kriz derinleşmekte, yurttaşların yaşam şartları zorlaşmaktadır.

Yurttaşlar; ekonomik krizi çarşıda, pazarda, marketlerde ve alışverişin yapıldığı tüm noktalarda ağır şekilde hissetmektedir.

Ekonomik krizin her geçen gün ağırlaştığı koşullarda AKP iktidarı sadece krizi izlemekle yetinmektedir. Ekonomik krizin sorumluluğunu stokçulara, marketlere, muhalefete ve dış güçlere yüklemekte, yanlış politikalarının bedelini ise yurttaşlara acı bir şekilde ödetmektedir.

2023 bütçesinde bakanlıkların lüks harcamalarına kaynak ayrılmakta ve aslan payı Saray’a verilmektedir. 2023 bütçesinde emekliler, işçiler, aileler, çocuklar, kamu çalışanları bulunmamaktadır. AKP 2023 seçimlerinde devlet hazinesini kullanarak seçim harcamalarını olağanüstü yükseltecektir. Seçim harcamalarının yükünü emekçilerden kesmeye çalışmasını görmezden gelmiyoruz. Bütçe açıklarını kamunun üzerine tasarruf, yurttaşların sırtına vergi olarak yüklemesini de kabul etmiyoruz

Siyasal iktidarın, savurganlığının ve bitmez tükenmez lüks hevesinin bedelini bu ülkenin yoksul yurttaşları ve kamu emekçileri ödemektedir.

2023 bütçesi krizi fırsata çevirenlerin kârını artırmaya yöneliktir. Yurttaşımızın mutfağındaki temel besin maddelerini karşılamasını değil açlık ve yoksullukla boğuşmasını hızlandırmaya yöneliktir.

Toplumun tüm kesimlerini oluşturan işçi, memur, emekli, esnaf ve emeğiyle geçinenlerin ortak talebi 2023 bütçesinden yeterli payı almak, tüm zamların geri çekilmesi ve maaşların insanca hayat yaşayabilecek bir seviyesine getirilmesidir.

2023 bütçesi yüksek enflasyon oranlarına çare olacak şekilde düzenlenmeli, toplumun tüm kesimlerinden STK’larla ortak hareket edilerek yurttaşların sorunlarına yönelik hazırlanmalıdır.

Çok kısa bir süre önce müjdeli bir şekilde açıklanan emeklilikte yaşa takılanların ödemelerine karşılık bir bütçe ayırılmaması, akıllara EYT çözümünün askıya alınacağı şüphesini getirmektedir.

AKP iktidarının 2023 bütçesi emekçiler için açlık ve yoksulluğu dayatmaktadır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; toplumdan yana olmayan bir bütçeyi kabul etmiyoruz. Emekçiler, emekliler ve kamu çalışanları olarak sefalet oranlarındaki maaşlarla üç haneli rakamları aşan enflasyonla mücadele etmeyi kabul etmiyoruz.

Toplumun çıkarlarını değil seçim yatırımlarını ve sermaye sınıfının çıkarlarını gözeten bu bütçe, emekçiden yana bir bütçe değildir.

AKP’nin 2023 bütçesi emekçiler için açlık ve yoksulluk demektir.

Kimileri saraylarında, rezidanslarında, köşklerinde bolluk içinde yaşarken halkımız açlıkla, yoksullukla ve yüksek enflasyonla pençeleşerek hayatta kalmaya çalışmaktadır.

Türkiye’de kamu emekçilerinin aylık gelir ortalaması 10.000 TL dolayındayken 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 8 bin 657 TL, yoksulluk sınırı ise 25 bin 422 TL’dir. Kamu emekçileri yoksulluk sınırının yarısı kadar bile ücret alamazken, sayıları 10 milyonu bulan asgari ücretliler ile 13 milyonu aşkın emekli ise açlık sınırının altında bir ücrete terk edilmiştir.

Emekçilerin açlığa ve yoksulluğa mahkûm edildiği yetmezmiş gibi, bir de ağır vergi yükü altında ezilmektedirler. Bütçe gelirleri hesaplanırken ücretlilerin gelir vergisi %15’e sabitlenmeli, yoksulluk sınırının üzerinde insan onuruna yaraşır bir ücrete ulaşmadan vergi oranları arttırılmamalıdır.

Yandaş konfederasyonlarla kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucunda ortaya çıkan toplu sözleşmeler, kamu emekçilerinin yoksulluğunun temel nedenidir.

Kamu emekçileri 6 aylık artış oranları ve enflasyon farkı içeren sahte toplu sözleşmelerle daha fazla yoksullaştırılmamalı, enflasyon farkları aylık olarak ödenmelidir.

Kamu emekçilerinin emeklilik tazminatlarında küçük bir miktar da olsa artışa neden olan 3600 ek gösterge ayrım yapılmaksızın tüm kamu emekçilerine verilmelidir.

Ülkenin geleceğini yetiştiren eğitim sistemi için Milli Eğitim Bakanlığına trajikomik bir bütçe ayrılmıştır. En temel insan hakkı olan eğitim hakkının tüm yurttaşlarca ayrımsız kullanılabilmesi ve nitelikli eğitim ortamına ulaşmaları için yeterli bir eğitim bütçesi ayrılmalıdır. Eğitime ayrılan bütçe eğitim için kullanılmalı, vakıf görünümündeki tarikat ve cemaatlere peşkeş çekilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir.

Çocuklarımızın sağlıklı beslenme hakları korunmalı, öğrencilere bir öğün yemek hakkı verilmeli, okul sütü uygulaması derhal geri getirilmelidir.

Şehir Hastaneleri üzerinden yandaş sermayeye aktarılan bütçe kamusal sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için harcanmalı, halkın sırtında büyük bir yük olan Şehir Hastaneleri acilen kamulaştırılmalıdır. Sağlık hakkı temel bir insan hakkı olarak görülmeli, tüm yurttaşlar için kesintisiz ve nitelikli bir sağlık hizmeti hakkı için bütçeden gerekli pay ayrılmalıdır.

AKP’nin her seçim döneminde seçim malzemesi olarak kullandığı sözleşmeli personele kadro verilmesi müjdesi on binlerce kamu emekçisini hayal kırıklığına uğratmıştır. Sözleşmeli istihdam modelinden tamamen vaz geçilmeli, PTT bünyesinde İdari Hizmet Sözleşmesi kapsamından çalışan 12 bini aşkın emekçiye de kadro verilmelidir.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; toplumdan yana olmayan, asgari ücretliyi, kamu emekçisini, emekliyi, işsizi ve yoksulu göz ardı ederek tamamen sermayenin çıkarlarına göre hazırlanan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Emekçiler, emekliler ve kamu çalışanları olarak sefalet oranlarındaki maaşlarla üç haneli rakamları aşan enflasyonla yaşamak zorunda bırakılmaya karşı sesimizi yükseltiyoruz.

AKP iktidarını zengini daha fazla zengin etme ve seçim yatırımlarını emekçinin alın terinden karşılama çabasından vaz geçmeye, yurttaşın refahına yönelik bir bütçe hazırlamaktan yana tavır sergilemeye çağırıyoruz.

Emekçiler yoksullukla pençeleşmektedir,

Emekçiler açlıkla karşı karşıyadır,

Sağlıklı beslenme, ulaşım ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.

Eğitim hakkı, sağlık hakkı gibi en temel insani haklarını kullanamamaktadır.

Tüm bu çarpıklıkların farkında olarak iktidarı bir kez daha uyarıyoruz:

Ya insan onuruna yaraşır bir ekonomik bir düzen kurulur, ya da bu adaletsizliklerin hesabı sandıkta sorulur ! ”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ