BİR TOPLUMDA ÖZGÜRLÜK VE HUKUK YOKSA KİMSE EKMEĞİNİ VE YAŞAMSAL HAKLARINI ARAYAMAZ…
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; kadınların özgürlüğü noktasında dikkat çeken bir yazı yazdı. Buğday;
“Konuşma özgürlüğüm olmazsa ekmeğimi kimin çaldığın nasıl söyleyeceğim…”
Toplum olarak, kurbağanın sıcak suda alıştırıla alıştırıla öldürülmesi gibi bir konumdayız.
Bazılarımız bu durumun farkında değiliz.
Bazılarımız farkında olup korkudan veya “ses çıkarmam ve itiraz etmezsem bana bir şey olmaz” diye bir hatanın içindeler.
En üzücü ve utanç verense;
Her şeyin farkında olup baskıcı ve despotizmi yöntem yapmış çıkarcı iktidardan nemalanan, hatta hak yiyen, harama tenezzül eden bir kesimin aymazlığı ve ahlaksızlığıdır.
Böyle toplumsal duyarsızlıkların ve sessizliklerin sonu toplumsal çürümenin sonucunda karanlığa mahkûm olmaktır.
Çünkü bu cehennem yollarının taşlarını bakın kimler döşer:
Halkı adeta afyonlayan dinci, gerici, bağnaz ve karanlığın temsilcisi tarikat, cemaat ve iktidar destekli vakıf, dernek hatta sivil toplum örgütleri yaparlar.
Dünyada ki örneklerine baktığımızda hep aynı baskıcı ve dini istismar eden yöntemler uygulanmıştır.
Bu utanç veren ve insanlıkla bağdaşmayan barbar yönetimlere örnek verirsek:
En başta bu gün Afganistan’daki insanlık ayıbı ilkel, katiller ve cahiller ordusunun ülkedeki faşizan yönetimidir.
Yine yan komşumuz İran’daki dinci, gerici ceberut ve özellikle toplumun yarısı olan ve yaşamın garantisi olan kadınlara yaptığı aşağılayıcı, yok sayan haksızlıklar ve vahşet en önemli örnektir:
İran’da, daha geçen gün iddiaya göre başörtüsü takma kurallarına uymadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından sokak ortasında dövülen kadın komaya girdi.
Mahsa Amini adlı 22 yaşındaki kadın bu aşağılık uygulama sonucu hayatını kaybetti.
Bizim için dikkat etmemiz ve her koşulda tavır koymamız gerek durum ülkeyi yönetemeyenlerin tavrı ve amaçlarıdır:
Emperyalizmin senelerce işgal ettiği ve sonunda katiller sürüsü Taliban’a ülkeyi teslim edip giden ABD’den sonra ülkede kadının esamisi bile okunmamaktadır.
Ne acıdır ki benim ülkemi yöneten (!) AKP lideri Erdoğan, “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.” diyecek kadar gaflet içinde olabilmektedir.
Taliban’ın inancının kısa bir açıklamasını yaparsak laik Türkiye Cumhuriyetiyle farkı var mı yok mu sizler karar verin.
Taliban ülkenin kontrolünü ele geçirdiği Ağustos 2021’den bu yana kadınların ve kız çocukların eğitim, çalışma ve serbest dolaşım haklarını ihlal etti.
Hata yok etti.
Ev içi şiddetten kaçanlara yönelik koruma ve destek sistemini kaldırdı.
Bizde de Tek Adam bir gece yarısı ilk imzacılarından olduğumuz ve TBMM de kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesini hakkı olmadan kaldırdı.
Taliban yönetimi, kadınları ve kız çocukları ayrımcı kurallara yönelik ufak tefek ihlaller nedeniyle gözaltına alıyor.
Ve Afganistan’ın çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik oranlarındaki ani artışta rol oynadı.
Yani taciz ve tecavüzü meşrulaştırıyor.
Ülkemiz git gide haksızlık, hukuksuzluk, baskı, şiddeti yöntem olarak uyguluyor.
Son zamanlarda da gerek mafya yöntemleri gerekse mafyanın adeta ülke yönetiminde belirleyici olması gibi ürküten ve endişe uyandıran bir duruma düşürülmüştür.
Bu tehlikeli gidişata birde açlık, yokluk işsizlik ve ülkenin tüm kaynaklarının bir avuç insan tarafından yağmalanması sonucu iflası ve saygınlığını yitirmesi eklenmiştir.
Bu kötü ve tehlikeli gidişe tavır koyan bir avuç namuslu insan, gazeteci, yazar ve aydın uydurma gerekçelerle tutuklandılar.
Gerçekleri yazan veya anlatan birkaç muhalif medya kuruluşuna inanılmaz baskı ve cezalar uygulanarak susturulmak isteniyor.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, tehlikenin farkında değil misiniz?
Bu gidişatın sonunun ne olacağını anlamaktan yoksun musunuz?
Şeriat yönetimindeki İran’da saçını uygun örtmedi diye bir kadın dövülerek öldürülüyor ve bu durum sizlere bir şey ifade etmiyorsa artık tuz kokmuştur.
Hiçbir şeyden ders almıyorsanız bakın bu Afrikalı kadının sözlerinden ders alın.
Özgürlük isteyen Afrikalı kadına bir batılı şunu söylüyor:
“Size özgürlükten önce ekmek lazım” diyen batılıya; Afrikalı kadın şu yanıtı veriyor:
Konuşma özgürlüğüm olmazsa ekmeğimi kimin çaldığın nasıl söyleyeceğim…
Kısadan hisse:
Anlayana sivrisinek saz anlamayana bizdeki gibi davul zurna az.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ