BAŞKAN ACAR, “BAŞARILI VE HUZURLU BİR DÖNEM OLSUN”
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi, Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılının ikinci dönemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu, çözüm bekleyen sorunlara değindi. Acar, “Hayırlı, sağlıklı, başarı ve huzurlu bir dönem olsun inşallah” dedi.
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi, Eğitim Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılının ikinci dönemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bursa’da 2 bin 3, Türkiye’de 75 bin 467 okulun bulduğunu ifade eden Acar, “Bursa’mızda 660 bin, ülkemizde 19 milyon 155 bin öğrencimiz; Bursa’mızda 40 bin 732, ülkemizde 1 milyon 168 bin öğretmen ve idarecimiz, eğitim-öğretim faaliyetlerini ikinci dönemde de yürütecekler. Hayırlı, sağlıklı, başarı ve huzurlu bir dönem olsun inşallah. Birinci dönemde olduğu gibi yeni dönemde de eğitim çalışanlarının büyük emek verecekleri bir dönem olacağından hiç şüphemiz yok. Gayretli çalışmalarına yeni dönemde de devam edecekleri için tüm eğitim çalışanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyor, öğrencilerimize önümüzdeki dönemde, tüm alanlarda, girecekleri sınavlarda başarılar diliyoruz” dedi.
GELİR DAĞILIMINDA ADALET VURGUSU
“Bilindiği gibi birinci dönem, kamu görevlilerinin uzun yıllardır devam eden bazı taleplerinin karşılık bulduğu, ancak çalışma şartları başta olmak üzere, kronik sorunlara çözümlerin de bir miktar ıskalandığı bir zaman dilimi olmuştur.” diyen Acar şunları söyledi: “Ekonomi alanında tutmayan hedeflerin, geçersiz beklentilerin ve gerçeği yansıtmayan adımların maliyetinin kamu görevlileri ve emeklilerine yüklenmesini kabul etmek mümkün değildir. Ekonomik alanda atılacak adımlar, yapılacak düzenlemeler ve belirlenecek yöntemler adil, hakkaniyetli, alın ve akıl terinin değerini artıracak, çalışanları koruma altına alacak, gelir dağılımında adaleti sağlayacak nitelikte olmalıdır.”
“KAMU GÖREVLİLERİNE REFAH PAYI VERİLMELİDİR”
Yüksek enflasyonist ortamın alım gücünü iyice düşürdüğünü ifade eden Başkan Acar, “Kiraların, etiket fiyatlarının insaf sınırlarını aştığı bir süreç kamu görevlilerinin hayatını zorlaştırmaktadır. Eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette iyileştirmeler yapılmalıdır. Tahmin edilen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasındaki farklılıktan kaynaklı kayıpların telafisi eşel-mobil sistemi ile fark oluştuğu aydan itibaren maaşlara yansıtılmalı ve altışar aylık periyotlar beklenmemeli, kamu görevlilerine refah payı verilmelidir. Sadece büyükşehirlerle sınırlı kalmayan, kamu görevlilerini şehirlerden uzaklaşmaya zorlayan kira sorunu, bir geçim sorununa dönüşmüştür. Kamu görevlilerine kira yardımı yapılması konusunda bir an önce adım atılmalıdır. Kamu görevlilerinin, sabit gelirlilerin kahir ekseriyetini oluşturduğu geniş toplum kesimleri üzerine yıkılmış vergi yükünü azaltmak, gelir durumuna göre vergilemeyi tesis etmek üzere doğrudan vergilerin vergi gelirindeki payını yukarı çıkaracak tedbirlerin alınmasına ve dolaylı vergilerin azaltılmasına yönelik bir politika izlenmeli; kamu görevlileri için vergi dilimi % 15 oranına sabitlenmelidir.” dedi.
“BÜTÜN ÖĞRETMENLERİ KAPSAYAN BİR MESLEK KANUNU İYİLEŞTİRİLMESİNE İHTİYAÇ VARDIR”
Bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanunu iyileştirilmesine ihtiyaç olduğunu belirten Başkan Acar, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndaki iyileştirme; uzman ve başöğretmenlik, şiddete ilişkin yapılan düzenlemeler memnuniyetle karşılanırken emekliliğe yansıması boyutu eksik kalmıştır, bu sağlanmalıdır. Ayrıca öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin tam olarak karşılanmamasının doğurduğu mağduriyetler, ücretli öğretmen istihdamı gibi sorunların çözümünde ivedi olarak adımlar atılmalıdır. Eğitim ve öğretimle arasındaki sıkı bağ sebebiyle öğretmenlik kariyeri bağlamında düşünülmesi gerekli okul yöneticiliği ve yöneticilerin özlük hakları gibi konuları düzenleyen, resmî veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanunu iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Şube müdürü, ilçe müdürü, il müdür yardımcısı ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan, yetersiz özlük hakları verilmiştir. Yönetim hizmetleri kadro grubunun özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmeli; öğretmen iken yönetim hizmetleri kadrolarına atananlara uzman ve başöğretmenlik hakkı tanınmalıdır.” diye konuştu.
“ALAN DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDAKİ BEKLENTİLER ACİL KARŞILAMALIDIR”
Başkan Acar sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır sorun haline gelen okul öncesi öğretmenlerimiz ve yöneticilerimizin çalışma saatlerinde yeterli düzenleme bir an önce hayata geçirilmelidir. Yine Rehber Öğretmen arkadaşlarımızın başka okul veya kurumlara resen görevlendirilmeleri uygulaması sona erdirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın alan değişikliği konusunda sessiz kalmamalı, öğretmenlerin alan değişikliği konusundaki haklı ve yerinde beklentilerini acil karşılamalıdır. Eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük hakları iyileştirilmeli; eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı. “Yöneticilerin verdiği diğer görevleri yapar” şeklindeki ifadelerin yer aldığı mevzuat hükümleri değiştirilmelidir. Personele, haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır.”
“DOĞUM İZNİ SÜRESİ 16 HAFTADAN 52 HAFTAYA ÇIKARILMALI”
“Kamu personel rejiminde kademe/derece ilerlemesi ile ek göstergeyi irtibatlandıran bir süreç hayata geçirilmelidir” diyen Acar, “Toplu sözleşme hükmü uygulanarak, her bir kadro unvanının birinci dereceye kadar yükselebilmesi sağlanmalı ve birinci dereceye yükselen kamu görevlilerinin ek göstergeleri en az 3600 olmalıdır. Kadın kamu görevlilerinin aile-iş hayatı uyumunu artırmak için analık süreleri iyileştirilmeli, doğum izni süresi 16 haftadan 52 haftaya çıkarılmalı, süt izni süreleri iki yıla çıkarılmalı ve ilk yıl için günde üç saat olarak uygulanmalı, kurumlarda ücretsiz kreş hizmeti verilmeli, bu hizmetin sunulamadığı yerlerde kreş yardımı ödenmeli, doğum sonrası yarım zamanlı çalışma yönetmeliği çıkarılmalı ve tam istihdam güvencesiyle esnek çalışma modelleri geliştirilmelidir. Genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik adım bir an önce atılmalıdır. Eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Bununla birlikte, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının görev tanımlarındaki belirsizlik ortadan kaldırılmalı; aşçılar THS’ye, bütün YHS çalışanları ise GİH sınıfına geçirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
“SENDİKAL MÜCADELE KARARLILIKLA SÜRECEK”
Eğitim çalışanlarının haklarının korunması adına sendikal mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurgulayan Acar, sözlerini şöyle tamamladı: “Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Eğitim-öğretim yılı ikinci dönemi başlarken bir an evvel, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmeli, okul bazlı bütçe uygulamasına geçilmelidir. Üyelerimizin ve eğitim çalışanlarının haklarının korunup geliştirilmesi, hayat ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, sorunlarına çözüm bulunması, emeğin saygınlığının artırılması, mevcut kazanımlara yenilerinin eklenmesi için sendikal yürüyüşümüzü alanda kararlılıkla sürdüreceğiz.”