Demokrat Zafer

Bahri Palas yazdı; İFTAR EDELİM….

Yerel basınımızın usta kalemi ve bilge araştırmacı gazeteci Bursa Vatan Medya Gurubu yazarlarından Bahri PALAS makalesinde;

İftar edebilmek için günü oruçlu geçirmemiz lazım değil mi ? Oruç aç kalmak mı diye sormayacağım kesinlikle. Çünkü Rabbimizin emri.  Fiziksel ve mental sağlığımız yerindeyse şayet emredildiği üzere oruçlarımızı tutmamız gerekiyor. Farz kardeşim. Rabbülalemin öyle emir buyurmuş.

ŞERİATI OLMAYANIN HAKİKATI OLMAZ

Ben size orucun ve dolayısıyla iftarın şeri hükümlerini anlatmayacağım bu benim işim değil .Bu iş diyanetimizin ve cami hocalarımızın işi. Farklı bir pencereden bakıp yakine getirmeye çalışacağım bilgimiz ve dilimizin döndüğü kadarıyla;

Şimdi teknoloji çok gelişti artık süper teknolojik teleskoplarla tayin ediyorlar oruca başlama zamanımızı lakin eskilerden kalma genel bir hükmü de burada sıra gelmişken siz değerli okuyucularım ile paylaşmayı uygun buldum. Ne demiş eskiler.

Oruca başlamanın vaktini şöyle izah etmişler basitçe ‘’ beyaz iplik kara iplikten ayırtedilebilir bir duruma geldim mi oruca başlama zamanı gelmiştir.

Fiziksel olarakta öyle değilmiki ; günün ışımasına yakın bir vakitte oruca niyetleniriz.

İyide nedir bu ak ipliğin kara iplikten ayırt edilir duruma gelmesi. İyi ile kötüyü ayırt edebilecek mental bir zekaya ulaştığımız an da diyebiliriz. Haramla helali ayırt edebilecek bir ahlaka sahip olduğumuz bir zamanı da anlayabiliriz. Kısaca oruca yani manevi olarak yükselişe başlayabilmemiz için iyiyi kötüyü ayırt edebilecek bir durumda olmamız gerekiyor. Her türlü kötülüğü hakkın kullarına reva gören birinin orucu zahiri olsa bile nakıs olur ki hele manevi yükselişi ketiyen söz konusu olmaz.

Hakkı batıldan ayırabilecek durumda isek şayet orucu tutmaya niyet ederiz ve iftar vaktine kadar hiçbir şey yiyip içmeyiz. Aç kalırız demiyorum. Sadece o günü aç geçirmenin bile vücudumuz için sayısız faydaları vardır bundan emin olun lakin bu da benim işim değil buda doktorlarımızın işi. Dönem dönem çeşitli medya kanallarında çıkıp orucun dolayısıyla o gün aç kalmanın faydalarını uzun uzun anlatıyorlar. Ağızlarına sağlık Allah razı olsun.

Bir şey yiyip içmeyerek aslında sabrı öğreniyoruz. Sabır deyip geçmemek lazım çok önemli.

Avrupa ülkelerinde ilkokula gitmekte olan çocukların bulunduğu bir sınıfa deney yapmak için önlerine birer tane çukulata koyuyorlar ve iki saat yememelerini istiyor deneyi yapan öğretmenleri. Bir grup öğrenci hocaları daha arkasını döner dönmez çukulatalarını iki saat geçmesini beklemeden hemen açıp yiyorlar. Bir grup uzun bir süre bekleyip iki saatin dolmasına az bir zaman kala dayanamayıp, isteklerine yenik düşerek çukulatalarını yiyorlar ve birkaç minik öğrenci sabrediyor ve kendilerine söylenen iki saatin geçmesini bekliyorlar ve saat gelince çukulatalarını açıp yiyorlar.

Bu çocukların gelişimi yıllarca sabırla gözlemleniyor. Sonuç çok manidar değerli okuyucularım ;

Sabır gösterip çukulataları yemek için kendilerine söylene zamanı bekleyen çocukların iş hayatlarında da çok başarılı olduklarını ve o zamanı beklemeden nefislerine uyarak çukulatalarını yiyen öğrencilerin hayat yarışında çok başarılı olamadıklarını gözlemliyorlar.

İşte tam bu noktada oruç bize sabrı öğretiyor. Açlığa sabrı , susuzluğa sabrı , boş konuşmalara karşı sabrı , çok kolay kazanabilecek dahi olsak harama el uzatmamaya olan sabrı vb. bir çok şeyi sıralayabilirim.

Başka ; yine atalarımız ne güzel demişler  ‘’ tok açın halinden anlamaz ‘’ diye. Ne güzel demişler.

Açın halinden anlamak için uzun bir süre aç olmak lazım. Anca o vakit belki aç olan insanlara ekmeğimizi paylaşabiliriz, kazandıklarımızdan onlarla infak edebiliriz. Ne güzel infakı öğretiyor insanlara lakin benim için çok önemli bir manası var şimdi bunu sizlerle paylaşacağım.

‘’ Allh ( cc) kuluna sorar : Ben senin neyinim ? ‘’

Kul : sen sensin cevabını verir.

Rabbülalemin aynı oruçta ki gibi uzun bir süre aç ve susuz bırakır kulunu ve tekrar sorar.                  Ben senin neyinim ? ‘’

Kul cevap verir : sen benim biricik Rabbimsin , biricik Allahımsın.

Bu kadar basit aç kaldığı zaman insan ne kadar aciz olduğunu idrak edebiliyor. Rabbine daha fazla yaklaşıyor. Daha hakiki bir kul olma çabasına giriyor.

Allah için sabretmeyi, kötü bir kelam etmemeyi bütün yaratılmışa nazik olmayı öğreniyor.

Sonra : sonrası iftar vakti;

Açlığımızı susuzluğumuzu giderme anı gibi görünsede aslında Allah rızası için gösterdiğimiz sabrın karşılığıdır. Aslında bunun tasavvuftaki tam karşılığı Hakkın zatınla vuslat anıdır iftar.

Rabbim hepimizin iftarını hakka rücu ve hakkın zatında vuslat ile mükafatlandırsın biz aciz kullarını.

Saygılarımla…..

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ