Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca Otosansit’teki kamyoncular garajını ziyaret etti. Bursa Nakliyat Taşıyıcıları Komisyoncuları Derneği Başkanı Adil Beder’i ziyaretten sonra kamyoncu esnafıyla da görüşen Karaca, bir dokundu bin ah işitti. CHP Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş, Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan ve Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Şahin Sevinç’in de eşlik ettiği İl Başkanı İsmet Karaca ile sohbet eden kamyoncu esnafının anlattıkları, ülkedeki yanlış ekonomik uygulamaların vatandaşı nasıl perişan ettiğini de gözler önüne serdi.
Esnafın sorunlarını dinleyen CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, ülkenin kaynakları doğru yönetilmediği için tüm bu sıkıntıların yaşandığına işaret ederek, “Memleketin tüm kaynakları faize gidiyor. Şirketlere geçiş garantisi veriyorlar, geçsek de geçmesek de para ödüyoruz. Yanlış finansman yöntemiyle iş yapıldı. Kamyoncuya iş garantisi veriyor mu devlet? Neden o şirketlere geçiş garantili iş yaptırılıyor. Devletin kendi finans kaynakları kullanılsa böyle pahalı olmayacak otobanlar, köprüler. Devlet krediyi kendi alıp yapsa yine böyle pahalılık olmayacak. Artık bu ülkeyi yönetemez duruma geldiler” dedi.
“VALLAHİ BIKTIK ARTIK, AĞLAYACAK DURUMA GELDİK
Garajda dolaşıp esnafı ziyaret eden, şoförlerle sohbette bulunan Karaca’ya bir kamyoncu esnafı, çorba ile günü geçirir hale geldiklerini belirterek şunları anlattı:
“Yeter artık buramıza geldi. Ben devletimizin milletimizin düşmanı mıyım? Değilim. Hiçbirimiz değiliz. Ben vatanımı da seviyorum, milletimi de seviyorum, toprağımı da seviyorum, bayrağımı da seviyorum ama artık yeter diyorum. Vallahi ağlayacak duruma geldik, Yeter artık, her gün kuru fasulye yenir mi? Bıktık ya arkadaş, vallahi bıktık, bir et yemeği 55 lira. Çorba ile günü geçirir hale geldik, arkadaşların ayağındaki ayakkabıya bakın. Vallahi yeter artık. Bunları konuşuyoruz, dünya piyasası böyle diyorlar. Dünya piyasası böyle olur mu?”
“LASTİK BİLE ALAMIYORUZ, HERKES ÇIKMA LASTİK ARIYOR”
Bir başka kamyoncu esnafı da şunları söyledi:
“Kamyoncunun parası köprü ve otoban finansmanlarına harcanıyor. Para onlara gidiyor. Köprü geçiş ücretleri çok yüksek. Geçmesek de ödüyoruz, geçersek de ödüyoruz. Lastik alamıyoruz, çıkma lastik arıyoruz herkes, çıkma lastik bile tanesi 3 bin lira oldu. Yenisini almaya kalkarsan tanesi 7-8 bin liradan başlıyor. Lastik ayrı, mazotu ayrı, sigortası, vergisi ayrı, bakımı onarım ayrı. Geçen gün trafik polisi durdurdu, kar lastiğin var mı diyor, dedim yok, nasıl alalım. Lastik olmuş 8 bin lira, parayı sen ver, alalım lastik. Yola çıkmayaydın diyor. Yola çıkmayıp ne yapacağız, hangi birine yetişelim? Her şeyi nakliyenin üzerine bindiriyorlar ama kârımız yok, kazancımız yok.”
“CEBİNDE KAÇ LİRAN VAR, SORAN YOK! NASIL ÇALIŞACAĞIZ?”
Bir başka esnafın değerlendirmesi de şöyle oldu:
“Trafik sigortası yaptırdım 6 bin 500 lira olmuş. Cebimde var 120 lira şu anda. Bir iş alsam, 100 lirasını ona vereceğim, Cebimde 20 lira ile yola çıkacağım. Nereye gidersin bu parayla? Yolda lastiğim patlasa yandım.
“NAKLİYATÇILAR TARİFE İSTİYOR”
Sorunları anlatan kamyoncu esnafının çözüm önerisi de vardı:
“Birçok işte tarife var, bizim tarifemiz yok. Çok basit bir yöntem, kilometre çarpı 1 litre mazot fiyatı. Kaç kilometreye gidilecekse, hesabı kolay, fiyatı belli. Bunu hükümete de önerdik, düşünelim dediler, yıllardır düşünüyorlar. Bu yöntem nakliyecinin bütün sorununu çözer. Para kazanamıyoruz, geçinemiyoruz.” |