Ahmet Koçak yazdı; BURSA’ DA 1 MAYIS
Köşe yazarımız Ahmet Koçak yazdığı makalede;
Sendikalar, siyasi partiler 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı ilanlarını sosyal medyadan paylaştılar. Saat 12.00’de Atatürk Stadyumu’ndan başlayıp Darmstat (Türkçe olmadığı nasıl da belli; dört sessiz harf yan yana) Caddesi boyunca yürünecek ve Kent Meydanı’nda kurulan platformda yapılacak etkinliğin ardından sona erecekti.
S -2 belediye otobüsüne bindim. Stadyum Caddesi’nde inip bayrama katılmayı düşündüm. Otobüs Kent Meydanı’ndan Fevzi Çakma Caddesi’ne dönünce acele otobüsten indim. Evdeki hesap ne zaman çarşıya uydu ki bu sefer uysun. Yürüyüş güzergâhı Kent Meydanı’ndan başlayıp Stadyum Caddesi’ne kadar barikatlarla çevrilmişti. Kaldırımdan iki kilometre yürüyerek Atatürk Stadyumu bölgesine gittim. Barikatın iki yanında beş metrede bir polis vardı. Çok iyi güvenlik önlemi alınmıştı.
İlk gruptan sondaki gruba kadar yürüyerek tüm grupların resmini çektim. Hangi sendika ve hangi siyasi partilerin katıldığını eve dönüşte resimlere bakarak yazarım diye.
Katılanlar: TMMOB, DİSK Birleşik Metal İş Sendikası, KESK, Eğitim Sen, Tüm Emekli Sen, SES, Tarım Orkam Sen, Eğitim-İş, Alevi Bektaşi Bursa İl Koordinasyon Kurulu, tmmo Bursa il Koordinasyon Kurulu, Chp İl Başkanlığı ve Yıldırım, Nilüfer, Osmangazi, Mudanya, Karacabey, Orhangazi CHP ilçe örgütleri, Bursa Tabip Odası, Memleket Partisi İl Başkanlığı, Yeşil Sol Parti, TKP, Emek Partisi, Sol Parti, TİP idi. Görebildiklerim katılımcılar bunlardı. Diğer eğitim sendikalarını göremedim. Millet İttifakından bir tek CHP vardı ve çok katılım sağlamışlardı.
Genç ve dinamik bir topluluktu. Kimi gruplar teypten, kimi gruplar davul zurna ile halaylar çekiyorlardı. CHP milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu halay çekenlere mikrofonla türkü söyleyerek eşlik etti. Orhan Sarıbal da oradaydı. CHP vekil adaylarından Kayıhan Pala, Canan Tunar, Tamer Dede, Zafer Yıldız’ gözüme çarpanlardı.
Bir kadın, bir erkek işçi bulup konuşmayı planlamıştım. Gölgede oturan bir grup eylemcinin yanına oturdum. Gölge yerler dolu olduğundan güneş gören bir yere oturdum. Yanımda oturan işçiye geçim durumunu sordum;
“Abi ben bir fabrikada asgari ücretle çalışan işçiyim. Hanım doğum yaptığından işten ayrılmıştı. Bu derin krizde tek maaşla geçinemiyoruz. Üç çocuğum var. İkisi okula gidiyor. Beslenmelerine koyacak bir şey bulamıyoruz. Hanım iş bulabilirse yeni doğan bebeğe annem bakacak. O zaman biraz rahatlayacağız ama iş yok. Ev kirası olmasa belki bu kadar darlığa düşmezdik. Hafta sonları iş bulursam çalışıyorum. Elimden biraz badana boya yapmak gelir. Telefonumu vereyim de boya işi olan olursa lütfen beni arayın.” dedi telefonun numarasını verdi. Güneşte yandıysam da bir erkek işçiyle kısa bir konuşma fırsatı yakaladım. E ee hamam giren terlermiş.
Bir kadın işçi aramaya başladım. Kenardaki kaldırım taşlarına oturmuş otuz yaşlarında iki kadının yanına gidip oturdum yaşlıymış da çok yorulmuş numarası yaparak. İlk sözüm, “vayh vayh! Ne olacak bizim bu halimiz” oldu. Bana yakın oturan kadın ilgilendi:
“Geçmiş olsun! Hasta mısınız?”
“Yok, hasta değilim de güneşte çok kaldım ondandır. Siz beni boş verin de nasıl geçiniyorsunuz? “ diye sorusuna soru ile karşılık verdim.
“Geçinemiyoruz. Sürünüyoruz abi. Kocamı geçenlerde işten attılar. Üç aydır iş bulamadı. Okula giden iki çocuğum var. Bir yemek fabrikasında temizlikçi olarak çalışıyorum. Aldığım asgari ücretin dört bin lirası kiraya gidiyor. Ev dediysem; bodrum kat. Her şeye her gün zam geliyor. Ne yapacağız bilemiyorum” dedi sustu. Yanında oturan kadına aynı soruyu sordum. Onun yerine arkadaşı yanıtladı; “Onun durumu iyi. Bekârdır ve babasının evinde oturur. Asgari ücretle çalışıyor. O para ona bol bol yetiyor.” dedi.
“İyi bari bir tane durumu iyi olan bir vatandaş varmış” dedim ve yanlarında ayrıldım.
Eylemciler hareket etti. Bir ucu Kent Meydanı’nda diğer ucu Atatürk Stadyumu’ndaydı.
Yaklaşık beş bin kişi katılmıştı 1 Mayıs Bayramı’na.
Yorulduğumdan Bursaray’la Osmangazi İstasyonu’nda geldim. Alanda bir resim daha çekip eve döndüm.
ahmet.kocak16@hotmail.com