Fragmented Self / Parçalanmış Kendilik Angel Rainbow’dan Dijital Alanda
Kendilik araştırmacısı Jale İris Gökçe/Angel Rainbow, 2010-2022 yılları arasında “FRAGMENTED SELF / PARÇALANMIŞ KENDİLİK”ile ilgili sürdürdüğü çalışmalarından oluşan bir seçkiyi dijital alana taşıyarak izleyiciyle buluşturdu.
Gökçe; sanal sergisinde bu kez yine kendine, kendiliğe gönderme yapıyor. 7 renk monokrom tuvallerini merkeze alarak ve “ister özne, ister nesne merkezli düşünün veya bütüncül bakın, karşılaştığımız hep aynı şey” diyor.
Sanatçı atölyesinde tefekküre dalmıştır. Bir boya-sıva kartelası vardır önünde; daha önceki röportajlarında ve sergilerinde de gördüğümüz. Bir seçim yapacaktır, hayatının akışını değiştirecek olan… Malzemelerden hareketle hiyerarşiler üzerine düşünmektedir: “Kan var bütün kelimelerin altında” şiiri üzerine; bütün renkler dahil. (*) İnsanlığın parçalanmış boş ve şaşkın kendiliği; “berhava olmuşluğumuz, bir nokta, bir hat kalmışlığımız” üzerine. (**)
Sahip olduklarımız ve olmadıklarımız… Mekâna sinen, küf, nem, boya, ıslak çimento kokuları eşliğinde dillere pelesenk olmuş “mekânın hafızasını sorgulayan” bir tefekkürdür bu aynı zamanda, diğer sergilerinde olduğu gibi… Sanki metruk, dönüşüm geçirmeye aday bir yapıda, duvarlar yerinden kopartılıp alınmış, geriye birazdan yıkılacakmış izlenimi veren binanın iskeleti, tuğlalar, dökülen sıva ve boyalar kalmıştır. Gözlerimizi de boyayan. Boyalar ve sıvalar… Sıva! ve Boya! Her daim… Ve her bir zerresinde korunaksızlığımız, kırılganlığımız… Neler kapatılır yerimizden yurdumuzdan edildiğimizde bunlarla? İnsanlık buralarda donup katılaşmış, betonlaşarak dağılıp etrafa saçılmıştır pigmentlerle birlikte. Steril ve hijyenik olmayan bir sorgulama değildir hiçbir zaman bu.
Ve yine bu noktada sanatçı şunları ilave ediyor: “Mevcut Dünya düzeninde birçoğumuz savrulup gideceğiz. Ama bizi şimdi ve burada, ne dış mihraklar, ne de Covid-19 pandemisi tarumar edecek! Biz kendi kendimizi yok edeceğiz! Dipten gelen dalgalara kulak kabartmalı, kâbusumuz olarak sıkça karşılaşmak istemiyorsak!”
Bu sergide Angel Rainbow atölyesinde resim-heykelleri-enstelasyonları ile bir diyalogdadır önündeki sıva-boya kartelası vasıtasıyla. Eskiye dönerek günlüklerinden bir seçki sunuyor bize. Her zamanki monokrom tuvaller, saklı tipografik elemanlar ile… Hiyerarşik. İmge-yazı, yazı-imgeyi barındıran… Siyah-beyazdan renge uzanan… Lâkin şimdilik sadece bazı ayrıntıları görmemize izin veriyor Angel Rainbow. Bir sonraki aşamada belki sınırlarını genişletebilir. Kim bilir?
Bir şantiyeyi andıran atölyesinde inşaat malzemeleri ile bunları düşünüyor Angel Rainbow. Günlüklerine, beton, resim-heykellerine, rölyeflerine bunları kazıyor. Geriye akıllardan çıkmayan o şiir kalıyor yine ve betona gömülmüş olan geç kalmış bir karşılaşma… (*) Cemal Süreya (**) Atilla İlhan
Angel Rainbow’un çalışmalarına ait metin Jale İris Gökçe tarafından kaleme alınmıştır.
JALE İRİS GÖKÇE KİMDİR?
Kendini Angel Rainbow (Gökkuşağı Meleği) yani “kendilik araştırmacısı” olarak tanımlar. Sanatta ve özel olarak da resimde “kendilik/self” kavramı temel ilgi alanıdır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Tarih, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde Resim okudu. Yüksek Lisansını Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yaptı. Sanatta doktorasını Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde “Kendilik Öyküsü Olarak Resim: Gökkuşağı Meleği’nin Anatomisi” adlı tez çalışmasıyla tamamladı. Yurt içi ve yurt dışı birçok karma sergide yapıtlarıyla yer aldı. “İris: Sergilerin Bugünü Uzaktır” (Ankara 2013), “Angel Rainbow” (Selanik 2017), “Kaos”(İstanbul 2019) ve “Pandemi! Sorun Acaba Self de mi?” (İstanbul 2020), “Angel Rainbow- Self” (İstanbul 2021) son yıllardaki kişisel sergileridir. Sanat ve sanat yapıtı konusundaki görüşlerini, “Kendilik Nesnesi Olarak Sanat Yapıtı” adlı makalede somutlaştırdı. Ona göre sanat; gerçekliği sadece yansıtmakla yetinmez, yansıtmayı aşar ve gerçekliği dönüştürür. Tek bir akım ve tanıma indirgenemeyecek, geniş perspektifli bir anlayışı sanatçı sorumluluğunu ön planda tutarak, hayata geçirme çabası içinde olduğu söylenebilir. Gerçeklikle kurmuş olduğu bu ilişkide, kendisinden hareketle topluma, dünyaya ve evrene yönelik bir çaba… İnsanlığın parçalanmış boş ve şaşkın kendiliği… Sanatsal çalışmalarını İstanbul ve Ankara’daki atölyelerinde sürdürmektedir.