Demokrat Zafer

ABİT ŞENEL;”HÜRRİYET GÜLÜMSETİR”..!!!

Hayatı boyunca Sendikacılığın adeta kitabını yazmış olan Hürriyetçi Eğitim Sendikası Bursa 1 Nolu Şube’nin yeni seçilmiş  Başkanı Abit Şenel ile birçok konuyu ele aldığımız okuyucularımızdan gelen merak edilen sorulara cevaplar bulduğumuz kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

*** Öncelikle Abit Başkanım bizleri ,ekibimizi Hürriyetçi Eğitim Sendikası 1 Nolu Şube’de konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Gelen sorulara baktığımızda bizde de olduğu gibi okuyucularımızda da başkanlığınız sürpriz karşılanmış.Sorulara geçmeden Abit Şenel kimdir kısaca sizi tanıyarak başlayalım isterseniz.

—- Bizlere böylesine güzel bir fırsat tanımış olduğunuzdan dolayı ben de sizlere teşekkür etmek istiyorum.Ben Abit Şenel, 1989 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazanarak Bursa’ya geldim, o yıldan beri Bursa’dayım. 1995’te fakülteyi bitirdim. Aynı yıl Trabzon-Beşikdüzü’nde öğretmenliğe başladım. Yüksek lisansı kazanıp 1996 Yılında Bursa’ya tekrar dönüş yaptım. 1996’dan beri Bursa’da fiili olarak öğretmenlik yapıyorum. Şu anda Nilüfer Koç Ortaokulu’nda görevliyim.Daha çok Nilüfer ve Osmangazi’de çalıştım. Bu sürenin 10 yılı müdür yardımcılığı ve müdür vekilliği ile geçti. Çok yüksek puan aldığım halde mülakatta elenerek müdür olamadım, beni müdür yapmadılar. Müdür yardımcılığı sınavında Bursa 7. olmuştum ama maalesef yine de olmadı.

***Peki sendikal faaliyetlerle tanışmanız ,çalışmalar nasıl ilerledi, bunlarla da ilgili okuyucularımıza bilgiler verelim isterseniz değerli başkanım?

ÖĞRENCİLİK YILLARIMDA DA STK’LARDA GÖREV ALDIM..!!

— Şöyle söyleyebilirim;Ben öğrenciliğim zamanında da sivil toplum kuruluşlarında  yöneticilik yapmıştım.O dönemde de sendikacılığı biliyordum o zamanlar henüz sendika kanunu çıkmamıştı ama ben sendikacılığı biliyordum. 21 Kasım 1995’te öğretmenliğe başladım aynı akşam  sendikaya gidip üye oldum.Öğretmenliğimin ilk gününden beri sendikalıyım.Sonra Bursa’ya geldiğimde yüksek lisans bittikten sonra Türk Eğitim Sen’in Nilüfer ilçesinde yönetimine  girdim. 1999’da askere gittim, 2000’de döndüm, 2001’de sendikalar kanunu çıktı o zaman Türk Eğitim Sen’in Bursa 1 Nolu Şube’nin ikinci  kurucusu ve 12 yıl yöneticiliğini yaptım. 2013’te Türk Eğitim Sen Başkan adayı oldum, kazanamadım.Ondan sonra aktif sendikacılığı bıraktım 2018’de Türk Eğitim Sen’in Başkanı İsmail Koncuk’un  baskı ile görevden el çektirilmesi sonucu  Türk Eğitim Sen’den istifa ettim,böylelikle  oradan ayrılmış oldum.

TÜZÜĞÜN HAZIRLANMASINDA BÜYÜK KATKIM OLDU..!!

Bir süre sendikasız kaldım. Arkadaşlarımızla o sırada Bursa’da yeni bir sendika kurma çalışmaları yaptık ama şartlar uygun değildi siyasi şartlar ve hukuki şartlar çok uygun olmadığından kuramadık.Bir fikrimiz vardı ama ülke genelinde yeni bir sendika kurma atmosferi yoktu. Daha sonralarda Hürriyetçi Eğitim Sen kuruldu. Ben de onun Bursa’daki ikinci kurucusuyum. 1. kurucumuz Erol Usta Genel Başkan Yardımcısı oldu Ankara’ya gitti.Ben  ikinci kurucusuyum. Hürriyetçi Eğitim sendikasının tüzüğünün hazırlanmasında büyük katkım oldu. Daha sonra tüzük tadil Kongresi oldu genel kurulda ve orada 11 madde değişti 9 tanesi benim teklifimdi.Aslında bu şunu gösteriyor. Bursa’da benden daha eski her şeyi bilen başka bir sendikacı yoktu.Aydın Kılıç Eğitim Bir Sen başkanı onunla beraber sendikacılık yaptık karşılıklı,Eğitim Sen’in başkanı ile karşılıklı sendikacılık yaptık, Eğitim İş’in kurucuları ile sendikacılık yaptık herkesi biliyorum tanıyorum bu anlamda.

***Peki Hürriyetçi Eğitim Sen’deki başkanlık süreci nasıl oldu? Başkanım gelen sorulara baktığımızda biraz herkes içinde biraz sürpriz olmuş galiba.?

HÜRRİYETÇİ EĞİTİM SEN BURSA’DA 4.SIRADA.

—-Hürriyetçi Eğitim Sendikasının 4. yılı. Bursa’da biz çok hızlı büyüdük, Hürriyetçi Eğitim Sen Türkiye’de 5. büyük sendika ama Bursa’da 4 büyük sendika. Kuruluş aşamasında ilk dönemde biz Türkiye’nin en büyük şubesi konumundaydık bölünmeden önce. İstanbul’la yarışıyorduk İstanbul 1 Bursa 2. sıradaydık. Bu başarı tabii bizim arkadaşlarımızla burada oluşturduğumuz çok renkli, kadınların ağırlıklı olduğu yönetim tarzıyla biz bunu başardık.Sonra sendika büyüdü ikiye bölünme olunca bir değerlendirme yaptık Sedat Gençler’in başkan olmasının daha uygun olacağını o süreçte düşündük okul müdürü olması ve vaktinin daha çok olması nedeniyle öyle bir süreç yaşadık.Sonra işte kongreler oldu ,biz büyümeye devam ettik.

SEDAT BEY İLE ÇOK ESKİDEN TANIŞIRIZ..!!

Bu süreçte Sedat Bey müdür rotasyonu ile Osmangazi’ye geçecek, bizim faaliyet alanından çıkınca yönetim görevi düşüyor o da ben Haziran’da zaten gideceğim dolayısıyla yetki sürecinde Okul Müdürlüğü tayin İşlerim olacak beni affedin dedi affını istedi. Biz de yönetim kurulunda oturduk arkadaşlar bilgi birikimimden dolayı benim başkan olmamı istediler, süreç böyle gelişti. Aramızda kesinlikle herhangi bir problem çekişme yok. Bazen böyle arkadaşlar değişimi anlayamadıklarında ,ne oldu diyebiliyorlar. Biz bir devir teslim töreni yaptık, o fotoğrafa bakın orada bir problem görüyorsanız problem vardır ,orada bir problem görmüyorsanız sıkıntı yoktur .Biz iki kardeş gibi hala eskisi gibi devam ediyoruz. Şu anda desem ki Sedat Bey Yardıma ihtiyacım var Sedat Bey koşar gelir. Sedat Bey ile biz çok eskiden tanışırız 2013’te Türk Eğitim Sen başkanlığına aday olduğumda benim yanımdaki arkadaşlardan birisiydi. Ben hiçbir zaman arkadaşlarımı geçmişte yarı yolda bırakmadım, bu sendika kurulurken de yönetimde yer alması için ben teşvik etmiştim nasip böyleymiş.Bu süreç bizim içinde sürpriz oldu açıkcası.

BENİM KADAR ÇOK OKUL ZİYARET EDEN BAŞKA KİMSE YOKTUR..!!

Bu 4 yıllık süreç içerisinde iddialı bir şey söyleyeceğim. Benim kadar çok okul dolaşan kimse yoktur. Daha önce ben örgütlenmeden sorumlu Başkan yardımcısıydım. Gürsu’dan Kestel’e, İnegöl’e ayrılmadan önce Osmangazi ,Yıldırım, Nilüfer, Mudanya, Karacabey ,Mustafakemalpaşa, Orhaneli bütün her yeri  dolaştım. Sendikacılığı bildiğim için sendikacılığı anlatma görevi bana düşmüştü. Sonuçta yeni bir sendika kuruyorsunuz bunu anlatmanız gerekiyor.Arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu bu konuda tecrübesizler, sendikacılık konusunda tecrübesizler, bilgi birikimi konusunda tecrübesizler.Hepsi benim yanımda dolaşıp staj yaptılar.Benim kadar çok okul gezen yoktur, profesyonel sendikacılar dahil.Ben sabah 8 kalkıp öğlene kadar okul gezip, öğleden sonra derse giriyorum.Böyle bir süreç yaşadık hatta çok ilginç bir şey anlatayım size, anı da sayılır aslında.Geçen yıl ben örgütlenme programı yazıyorum haftalık işte arkadaşlar nereye gideceklerse Sedat başkana da Keles görevi yazmıştım, Keles’e gidilmesi gerekiyordu.Keles’e gitmiyorlar Büyükorhan’a gidelim diyorlar Büyükorhan’a ben gitmiştim. Merkezdeki okullara gidilmiştir diye Büyükorhan’ın arkasında 10 kilometre uzağında bir köy okulu var  Kütahya taraflarına doğru. Oraya gidilmemiştir diye oraya gitmişler,bir gidiyorlar pano da bizim afişler buraya da mı gittin dediler sonra. Bursa’daki bütün okulları aşağı yukarı yerini Nilüfer ve Osmangazi’yi gözüm kapalı şu okul burada, şu okul orada bilirim, öğretmenlerin de yarısının ismini bilirim.

***Gelen sorulara baktığımızda tabii birçok eğitim öğretim görevlisi arkadaş sizin başkan olduğunuzu bizim paylaşımımızla da duyanlar olmuş 32-33 tanesi size hayırlı olsun demiş tabii yine gelen sorulara baktığımızda hala daha okullarda yaşanılan sıkıntılardan bahsediliyor, eğitim öğretim yılının sonuna yaklaşılmışken bile hala daha sıkıntıların devam ettiği ile ilgili sorular ,yorumlar gelmiş.

HİÇ BİR ZAMAN SENDİKAYA ÜYE OLSUNLAR DİYE KİMSEYE YALAN SÖYLEMEDİM..!!

—–Okul ziyaretlerine gittiğimizde insanların o ilk söylediği şey “siz çok farklı ve samimisiniz, içten konuşuyorsunuz” lafını ben çok duydum.Bizim başarımızda da bu şey var, ben hiçbir gün ,hiçbir zaman, hiçbir okulda, hiçbir öğretmene sendikaya üye olması için yalan söylemedim.Şunu hallederiz bunu yaparız ,seni şöyle koruruz bunu böyle yaparız demedik. Ben doğruları neyse gerçekler neyse onu söyledim. Çünkü doğruların yavaş da olsa bir gün hedefine ulaşma durumu vardır. Belki bugün hala 30. yılında çalışırken ısrarla sendikaya bu kadar gel ve bu işi yönet demelerinin sebebi budur ,hala teveccüh görüyoruz. Bu noktada tabii bu mutluluk verici bir durum.Biz geçmişte yine bir gazete çıkartmıştık eğitim haber diye aylık çıkartıyorduk 2010-2011 2012 2013’e kadar. Ben orada köşe yazarlığı yapıyordum aynı zamanda eğitimle ilgili konulara çok kafa yordum.

ÖNDE GELEN ÜLKELERİN EĞİTİM SİSTEMLERİNİ ARAŞTIRDIM..!!

Dünyadaki Amerika, Finlandiya ,Almanya, Japonya, Çin eğitim sistemlerini inceledim o zamanlar yabancı dilimizin yettiği kadar şimdi olsa daha güzel olur şimdi çeviri programlarıyla daha kolay oluyor çünkü.Tabii ki bir ülkenin kalkınması ancak eğitimle olur eğitimin kalkınması da Okulun öğrencinin ve öğretmenin mutlu olmasıyla olur. Bursa’yı biliyorum dedim, Yıldırım’ı iyi biliyorum, Osmangazi’yi çok iyi biliyorum,Nilüfer’i çok iyi biliyorum, şurayı biliyorum, burayı biliyorum ama şöyle bir şey var geçmişte Yıldırım tarafına Bangladeş deniliyordu, Nilüfer tarafına Paris standardı deniliyordu Aslında öyle bir şey yok. Burada da  pek çok sıkıntı var. Özlüce’de diyorsunuz  Özlüce’de sıkıntı yok mu?  Özlücede’de de sıkıntı var.Niye İlkokullarda Ortaokullarda 40-45 kişilik sınıflar var. Bu öğretmen arkadaşları yoğun bir şekilde zorluyor, eğitimi zorluyor kaliteli eğitimi zorluyor.

ANGARYA  İŞLERLE ZAMAN KAYBEDİLMEMELİ..!!

Ben inandığım güvendiğim doğru bildiğim bir müdürle bir idareci ile performansım %50 daha fazla artar. Bu öğretmenlerin motivasyonunu kırıyorlar öğrenciler açısından eğitimin en büyük sorunlarından birisi bu idarecilerin milli eğitim bakanının, okul müdürlerinin İlçe Eğitim müdürlerinin şunu birebir gözlemlemesi lazım öğretmen mutlu olursa herkes mutlu oluyor.Bu pozitif olarak  öğrenciye de eğitimin kalitesine de yansıyor. Onun için biz çok uzun zamandır Milli Eğitim politikaları öğretmenleri üzüyor yine bir Okul müdürümüz söyledi şundan da bahset dedi; öğretmenler eğitim öğretim işlerinden   daha fazla   angarya işlerle uğraştırılıyor. Bu kötü bir durum x vakfı ,y Derneği’nin çalışmaları kağıt üzerinde proje çalışmaları ama çocuk üzerine hiçbir şey olmasın böyle saçmalıklardan öğretmenlerin kurtulması gerekiyor. Bu boşuna vakit kaybının sona erdirilmesi gerekiyor. Biz başka şeylerle uğraşmaktan eğitim öğretim yapamaz hale geliyoruz. Onlarca öğretmenin üzerinde bu tür projelerle çalışmalar yürütülüyor bu konuda bir sürü mağdur olan arkadaşımız oldu. Bir önceki yıl yine bakanlık sayısı yüzden fazla olan ana sınıflarını anaokullarına dönüştürdü.Dedi ki; Aynı binanın içerisinde 100 tane ana sınıfı öğrencisi varsa orası Anaokulu olsun dedi.Tabelalar değişti ücretsiz yemek vereceğiz dendi seçim zamanıydı hatta hatırlarsanız. Böyle bir projeyi  ortaya attılar.Birde  şöyle bir durum  oldu Anaokulu olunca bir rehber öğretmen bir müdür yardımcısı atandı buralara bağımsız okul olduğundan.Sonra bu sene başında bunların hepsini kapattılar. kapatmakla da bitmiyor bu Müdür Yardımcısı ve bu rehber öğretmen norm fazlası durumuna  düşüyor. Bunlar da tabii daha fazla farklı farklı sıkıntılara sebebiyet veriyor. (Sonraki linkte kaldığımız yerden devam etmek üzere)

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ