Türkoğlu’ndan 10 Ocak Açıklaması

“23 Yıllık AK Parti İktidarı döneminde, her alanda olduğu gibi kötü yönetimden, basın ve medya da olumsuz anlamda nasibini aldı!” İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu yazılı açıklamasında;
O sebeple; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, kutlama yapılacak bir ortamı maalesef yine yansıtmıyor.
Bir bayramdan çok, basının ve gazetecilerin içinde bulunduğu karanlık tabloyu gözler önüne sermek zorunda olduğumuzu üzülerek belirtmek istiyorum.
Gazetecilik mesleği, bugün hem dünyada hem de ülkemizde ağır saldırılar altında bulunuyor.
İşsizlik, yoksulluk, baskı ve sansür, basın emekçilerini mesleklerinden uzaklaştırırken; iktidarın sertleşen söylemleri, muhalif gazetecilere ve bağımsız basına uygulanan hukuksuzluklar ve adaletsizlikler dayanılmaz bir boyuta ulaşmıştır.
Basın özgürlüğü, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ancak ülkemizde basın, siyasi iktidarın propaganda aygıtına dönüştürülmüş, muhalif sesler susturulmuştur.
Yayın organlarına uygulanan ilan kesme cezaları, RTÜK aracılığıyla verilen ağır para cezaları ve kapatma kararları, bağımsız basını yok etme politikalarının birer aracı haline gelmiştir.
Gazeteciler yalnızca işsizlikle değil, aynı zamanda mesleklerini icra ettikleri için cezaevine girmekle, fiziksel saldırıya uğramakla ve ölümle tehdit edilmekle karşı karşıyadırlar.
Ve ne yazık ki, gazetecilerin haklarını koruyacak genel anlamda örgütü bir yapı da yoktur.
2025 yılına, gazeteciler de tıpkı toplumun çoğunluk kesimi gibi artan işsizlik, azalan gelir ve güvencesiz çalışma koşullarıyla girmiştir.
Türkiye’de binlerce gazeteci işsizdir. Çalışanlar ise yarının belirsizliğiyle yaşamak zorunda bırakılmaktadır. Emeklilik yaşına gelmiş basın emekçileri ise yoksulluk içinde mücadele vermektedir.
Bu koşullarda, basın çalışanlarının, bağımsız ve tarafsız biçimde “gazetecilik” yapması asla mümkün değildir.
Haberin özüne, gerçeğe ve halkın haber alma hakkına hizmet etmesi gereken gazeteciler, bireysel olarak hayatta kalma mücadelesine itilmiştir.
Özellikle Filistin ve Gazze’de gazetecilerin maruz kaldığı vahşet, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. 200’den fazla gazeteci, Filistin’de görev başında şehit edilmiştir. Özgür basının yok edilmesi, bu bölgelerdeki zulmün görünmez hale getirilmesinin en büyük adımıdır.
Ezcümle;
Gazetecilerin olmadığı bir toplumda demokrasi yoktur. Gerçeklerin halktan saklandığı bir düzen, halkın kör ve sağır olduğu bir düzen demektir.
Bugün iktidar, gazetecilerin susturulduğu bu karanlık düzeni korumak için her türlü baskıyı artırmaktadır. Ancak unutmamalıyız ki; basın özgürlüğü için mücadele etmek, aynı zamanda halkın hakikatlere erişimi için mücadele etmektir.
Bu karanlık tabloya rağmen, mesleklerini onuruyla icra eden tüm gazetecilere selam olsun.”