TANIŞMADAN ÇOK YAKIN DOST VE YOLDAŞ OLUP, YAKIN SANIP ASLINDA ÇOK UZAKTA OLANLAR!!!!
Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Bu yazımı kimler okur veya kimler anlar bilmiyorum. Ancak bazen sesli düşünüp kitabın ortasından yüreklice ve dürüstçe davranıp yazmak ve yüzleşmek gerekiyor.
Artık son çeyrekte yaşadığım için bu gün adeta sesli düşünüp yazarak veda etmeden herkesle dertleşmek istedim!!!
Sürekli benim kuşağımdan dostlar, yoldaşlar veda ederek veya beklenmeyen zamanda bizleri bırakıp gidiyorlar.
Çünkü ölüm bizlere şah damarımız kadar yakın.
Aslında ölüm ülkemiz koşullarında yaşa veya sağlık koşullarına bile bakmadan herkese çok yakın…
Zaten ölüm nedir ki “bir anlık nefesin alınmaması ve bu dünyadan ayrılma zamanı” değil mi?
Eğer vakti gelmişse kaçmak veya engel olmak mümkün mü?
Bu yazımı okuyan bazı dostlar merak edebilirler hatta “Ne oldu Güler Buğday’a bu sabah bizlere günaydın da göndermemiş” diyebilirler.
Birçok kimsede bu yazımı okumadan ne anlatmak istediğimi anlamadan beğendi koyabilir, veya hiç okuma gereği bile duymayabilirler!..
Beni yakın tanıyanlar olduğu kadar fiziki olarak bu güne dek karşılaşmadan, tanışmadan sadece kitaplarımı veya yazılarımı okuyarak tanıyan çok “Dost, Yoldaş ve Can” var.
Hatta bu faşist düzen ve istibdadında başa bela olacağını düşündükleri yazılarımı okuyan ama genelde belli etmeyen ancak övgü ve takdirlerini bana özelden ifade eden çok kimse var.
Belki iyi niyetliler ve haklı çekinceleri var ama bu tarz susma ve sinme bana göre hiç uygun olmadı ve bundan sonra olmayacakta.
Ben son zamanlarda ciddi sağlık sorunları yaşadığım için ve çok sevdiğim dostlarımı bir-bir kaybettiğim için haklı olarak tüm yaşamımı gözden geçirir oldum.
Samimiyetle söylüyorum çok enteresan bir durumu tespit ettim:
Bu güne dek kendileri ile hiç tanışmadığım, yan yana bile gelmediğim çok uzakta olan hatta haksız yere siyaseten tutsak edilen insanları kendime çok yakın hissettiğimi anladım!
Kim ne derse desin, insanlar vicdanlarını rahatlatmak için hangi suçlamayı yaparak kendilerini kandırırlarsa kandırsınlar Tek Adam diktasında siyasi tutsaklar benim için çok değerli ve kıymetliler.
Çünkü o insanlar inandıkları ve toplumsal duyarlılıkları olan yürekli, namuslu, ahlaklı ve özverili çok değerli insanlar oldukları için ben onları kendime çok yakın hissediyorum.
Keşke ölmeden ülkemde gerçek demokrasi olsa, adalet ve yargı siyasettin emrinden kurtulsa ve ülkeme en yararlı olacak o değerli insanlar özgür olsalar.
Bu duygularımı yazdığım gibi birde yaşamımda yakın olan veya yakın sandığım insanlar var acaba gerçekten yakınlar mı?
Hatta tüm ömrümce değer verdiğim, kan bağı, can bağı veya adlarına “Dost, Yoldaş veya Can” dediklerim var acaba gerçekten bu tanımlamaları hak ediyorlar mı?
Mutlaka herkesin yaşamında bu sıfatları hak eden çok insan vardır.
Benimde var, ancak gerçekten yakın sandıklarımız bu sıfatları hak ediyorlar mı, yoksa kaba olacak ama işleri bitince yolda bulduklarıyla yaşamınızdan gidiyorlar mı düşünmek lazım.
Hatta bu gidişlerini kolaylaştırıp vicdanlarına da hesap vermemek için iyilik ve dostlukları yok sayıp haksız suçlamalar veya bahanelere sığınıp hayallerinizi yıkıyorlar mı?
Ben dün gece biraz nefes sıkıntısı ve sorun yaşadım.
Meşhur balkonuma çıkıp camı açarak soğuk havada nefes almaya çalışırken “bu hayat yaşamaya değer mi, gerek var mı?” diye düşündüm.
Bir tek şeyden çok emin oldum:
“Hala yaşıyorsan mutlaka bunun bir sebep var” diye düşünüp rahatladım.
Kim ne yaparsa yapsın, kimler ihanet içinde olursa olsun, kimler işleri bitince arkalarını dönerse dönsün, kimler güç zehirlenmesiyle yeni heyecanlar arayıp savrulursa savrulsun ben asla sevdiklerime ihanet içinde olmayacaktım.
Hala yaşıyor ve düşünebiliyorsam duyarlılığımdan, insanlara yardım edebilme tavrımdan asla taviz vermeyecektim.
Elimdeki tüm olanakları benden yardım ve destek isteyenlere vermekten asla imtina etmeyecektim.
Yıllardır hem yazan, hem konuşan, hemde elimi taşın altına koymaktan çekinmeyen bir insan oldum.
Yazmayı bilmeden ahkâm kesen, kalemi silah yapan, içlerindeki kötülük ve negatiflikten beslenip canlar yakan; buna karşın güç ve para kazananlara inat tek kuruşa tenezzül etmeden ölene kadar bilgim birikimim kadar vicdanımla yazacağım.
“Gazeteciyim, yazarım” diyenler veya köşe başlarına kurulup suya tirit yazılarla para kazananlardan asla olmayacağım.
Kimseye iftira atmadan, kimsenin yolunu kesmeden,
kimseden menfaat edinmeden yaşayacağım.
Benim yaşamımda hiçbir konuda sponsorum olmadı. Özellikle çok yakın bir iki kişinin dışında kimsenin sofrasında doymadım.
Sevdiklerime gönlümü açtım ve alın terimle kazandığım paramla soframı kurdum dostlarımla paylaştım.
Kimse beni içlerindeki kötülükten, yetersizliklerinden dolayı iftira ve karalamaları ile korkutup susturamadılar.
Ancak çok yorgun ve sıkıntılı kalbim bu kadar vicdan fakiri kötülerin, aşağılıkların ve faşist düzenin saldırısı karşısında yeterli olur mu bilmiyorum.
Bu nedenle bugüne dek kimseden tek kuruş almadan, yardım istemeden, özellikle siyasetten makam mevki ve imtiyaz beklemeden özgür düşünerek ömrüm yetiğince yazdım yazmaya da devam edeceğim.
Yaşamımda çok değer verip evlat dediklerime, dost ve yoldaş dediklerime, bana can olanlara tüm kıskançlık ve fesat insanların kumpas kurmalarına, iftiralarına ve dayatmalarına karşın asla bozulmadan sevgimi, saygımı ve dostluğumu paylaşmaya devam edeceğim.
Bu zor ve sıkıntılı günlerimde bana gönlünü açan, kan bağı ilkelliğine sığınmadan bana “Dost, Yoldaş ve Can” olan insanlara minnet ve şükranlarımı bildiririm.
Bundan daha önemlisi tıpkı haksız yere siyasi tutsak edilmiş tüm yüce gönüllü saygın dostlar gibi, güç, servet ve siyasette imtiyaz kazanmalarına karşın bozulmayan, savrulmayanlara da minnettarım.
Özellikle kötülere biat etmeyen, şöhret, lüks ve şatafata itibar etmeyen, vefalı, vicdanlı insanlara kendimce dua ederek yolları açık olsun ayaklarına taş gözlerine yaş ve yüreklerine telaş düşmesin diyorum.
Bu günkü duygusallığımı ve sitemlerimi lütfen hoş görün.
Kötülere, faşistlere, dinci, istismarcı,laik düzen karşıtı soygun düzeninden beslenen ve yetersizlikleriyle saldırganlaşanlara itibar etmeden sevgi saygı vefa ve insanlıkta buluşun.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ