CHP TÜZÜĞÜNE GETİRİLEN YENİ BİR MADDE TEK ADAM İÇİNDE MODEL OLUYOR…
Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Şimdi yazımdaki bu başlığı okuyanlar biliyorum ki çok şaşıracak hatta itiraz edecekler!!!
Ancak samimiyetle düşünüp mantıklı olarak değerlendirdiklerinde çok haklı olduğumu anlayacaklar.
Yıllarca CHP’de yaşanan birçok olumsuzluk tüzüğe bağlandığı için yeni bir tüzük kurultayı yapıldı.
Amaç ilk önce parti içi demokrasinin sağlanması, gençlerimiz ve kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapılarak hak ettikleri konuma getirilmeleri gerekiyordu kısmen sağlanacak gibi görünüyor.
Benim için ne yazık ki başarılı, beklenen sol/sosyal demokrat düzeyde bir tüzük meydana getirilmedi.
Ancak herkesin çok şikâyetçi olduğu adeta koltuk gaspı gibi süresiz önseçimsiz merkez yoklaması ile sağlanan milletvekillikleriydi.
Bunun için sözde bir sınır getirildi!!!
Değişen tüzükte bir milletvekili ancak 3 dönem vekil olabilecekti.
Seçimlerde Genel Başkanın ısrarlı isteği ile kendisine verilen %15 kontenjan her türlü istismara yol açacak bir madde olarak tüzüğe geçirildi.
Ancak bir başka madde ile bu 3 dönem kararı da sulandırılmış ve istismara açık bir konuma sokulmuştur.
Üç dönem vekillik yapmış bir vekil eğer ön seçime girip kazanırsa yani örgütten onay alırsa ömrünün sonuna kadar vekillik yapabilecek bir konuma sokuldu.
Daha öncede bu konuyla ilgili düşüncelerimi ve mahsurlarını yazdım.
Bu istismara gerek yoktu.
Tabii ki çok tecrübeli olan ve mesleki konumlarından dolayı mutlak partide ihtiyaç duyulacak vekiller Genel Başkana verilen %15 lik kontenjanla değerlendirilebilinirdi.
Çünkü CHP’deki delege sistemi değişmeden hatta siyasi partiler kanunu yeniden çağdaş bir konuma gelmeden bu madde sağlıklı sonuç vermeyecektir.
Özelikle parti içindeki tartışılan mezhepsel ayrımcılık, doğu ve güneydoğudaki feodal anlayışın örgütlerde de egemen oluşu bu maddenin sağlıklı kullanılmasına en büyük engel olacaktır.
ÖRNEK:
Üç dönem vekillik yapan ancak beklenen başarıyı gösteremeyen hatta siyaseti kendine ve yakınlarına rant aracı olarak kullanmış ancak arkasında mezhep, aşiret veya farklı güçlerin desteği olan birisi bu madde ile sürekli seçilmeye hak kazanacaktır.
Bu koşullarda kim itiraz ederse etsin, “Örgüt seçiyor onun için hakkıdır kimse itiraz etmemeli…” düşüncesi hâkim olacaktır.
Ben şimdi bu sorunu neden tekrar yazdım biliyor musunuz?????
Çünkü halklar aç, yoksul, zorda ve perişanken Cumhur İttifakının ortağı ve ülke zararlısı Bahçeli’nin yaptığı samimiyetsiz inandırıcı olmayan bir hareketle oluşan yapay bir gündem tüm sorunların önüne geçti ve her yerde tartışılıyor.
24 yıl süresince ülkeyi kör kuruşa mahkûm eden, soygun düzeniyle yandaşlarını varsıllaştırarak halkların hakkını gasp ettiren düzen devam etsin diye yeni bir tiyatro oynanıyor.
Cumhur ittifakının desteği ile TEK ADAM Saray Sultasından halklar desteğini çektiği ve bir daha seçilme şanslarının olmadığını kendileri bile kabul ediyorlar.
Çaresizlik içinde akla gelen tüm numaraları yapsalar da başarılı olamıyorlar.
TEK Adamın yasal olarak bir daha seçilme şansının kalmadığını bildikleri içinde sürekli olarak uymadıkları Anayasayı değiştirmek istiyorlar.
Ancak yıllarca ülkede yaptıkları yıkım ve tüm kurumlarda meydana getirdikleri çürümeden dolayı kendilerine gerekli desteği bir türlü bulamıyorlar.
Bu günlere dek özellikle seçim zamanlarında kendilerine destek vermeyen Kürt yurttaşları ve partilerini terörle özdeşleştirip suçlayarak onlara selam verenleri de aşağılayıp suçlayarak var olmaya çalışıyorlardı.
Sırf bunun için Genel Başkanları olan ve herkesimin sevip saygı duyduğu ve Erdoğan’ı başkan seçtirmeyen Selahattin Demirtaş’ı yılardır siyasi tutsak konumunda içerde tutmaktadırlar.
Cumhur İttifakı için yolun sonu göründüğünden ve artık sokağa korumasız çıkma şansları kalmadığından olmazı oldurmak için Devlet bahçeliyi bir daha 360 derece döndürerek yeni bir hamle yaptılar
Anayasanın değişmesi ve TEK Adama sonsuza kadar seçilme hakkı vermek için Dem Partinin desteğini alarak Anayasayı çıkartmak için son hamleyi yaptılar.
Bunun içinde referandumsuz yani halka sormadan 400 milletvekiliyle Anayasayı çıkararak sürekli aday olma ve seçilme hakkını ülkeyi perişan etmiş Tayyip Erdoğan’a sağlamak için yeni tiyatroyu sahneye koyuyorlar.
Eğer başarılı olurlarsa tıpkı CHP’nin tüzüğünde milletvekillerine ön seçimle sağlanan hak gibi Tek Adam’da her koşulda istediği kadar aday olabilecek zaten 400 vekilin onayladığı ve desteklediği içinde yeniden seçilebilecektir.
Bunun içinde sürekli haksızlık ve hukuksuzluklarla milli iradenin tercihlerini yok sayan, kayyumlarla görevlerini ellerinden alan ve uydurma suçlamalarla içeri tıkılan DEM PARTİLİLERE ödün vermek durumundalardır.
Çok riskli ve tehlikeli bir oyun oynanıyor.
Bu güne kadar kendileri gibi düşünmeyen herkese ama özellikle Dem Partililere kan kusan, çok çirkin ve haksız suçlayan, hatta her hafta saldıran Bahçeli vasıtasıyla bu oyunu ortaya koydular.
Eğer başarırlarsa ve Dem Partililerde bu tezgâha düşerek TEK Adam sultasına daha doğrusu diktatoryasına can simidi olacaklar.
Dem Partililer ve tüm yurttaşlar bilsinler ki bu durum Türkiye Cumhuriyetinin sonu demektir.
Yedi düvelle yokluklar içinde savaşıp kazanılan Laik Sosyal Bir Hukuk Devleti olan Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin sonu olacaktır.
Padişahlar döneminden daha fazla yetkilere sahip olan ama sorumsuz Tek Adam diktasında artık ülkemiz Afganistan bezeri Taliban mantığı ile yönetilecektir.
Kimsenin de itiraz hakkı olmayacaktır.
Nasıl ki CHP’de süre sınırlaması olsa bile aşiret, tarikat, cemaat desteği veya para pul ile avantaj sağlanarak istediği kadar vekil seçilebilecek ve meşru olacaksa TEK Adam içinde aynı mantık yaşama geçecektir.
SON NOT:
Hiç kimse bu tehlikeyi göz ardı etmesin.
CHP’de ön seçim bahanesiyle koltuk gaspına ve haksızlığa yol açacak bu yöntemde mutlaka yeniden düzenlesin.
Sol-Sosyal Demokratların sözde CHP’de sorunları çözmek için topladıkları tüzük kurultayındaki gibi bir benzerini Cumhur İttifakındakiler bir TEK Adam diktatoryasını yaşam geçirmek istiyorlar.
Tıpkı Çin’de, Rusya’da ve Azerbaycan’da olduğu gibi ölene kadar başımızda kalmasını sağlamak istiyorlar.
Dem Partililer ve özellikle yakından tanıyıp dost bildiğim Saygın ve bilge insan Ahmet Türk bu oyunu bozmalıdır.
Öcalan’a ev hapsi ve haksız tutsak olan Selahattin Demirtaş’ı siyaseten yasaya emir vererek serbest bırakılması için ülkenin mahvına ortak olmamalıdırlar.
CHP’de bu oyuna iyi niyetle “konuşup anlaşırız veya normalleşiriz” mantığı ile bu tezgâha malzeme olmamalıdır.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ