HER MEKAN BİR HİKAYE ANLATIR…!!

Bursa’mızın güzel ve şirin ilçesi Karacabey’imizin  gelecek vaat eden,genç ve başarılı mimarlarından Onur Temirel Mimarlık’ın Kurucusu Onur Temirel  ile başta ortaya koymuş oldukları  proje ve hizmetlerin yanı sıra birçok merak edilene cevap bulma fırsatı yakaladığımız detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.

**** Onur Bey,öncelikle bizleri, ekibimizi Karacabey’deki ofisinizde konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Onur Bey sizden başlayalım isterseniz kısaca sizi tanıyalım sonrasında Karacabey’de ne gibi projelere imza atmış olduğunuzla da ilgili bizleri ve okuyucularımızı bilgilendirirseniz sevinirim.

“AURA İSTANBUL” BANA ÇOK ŞEY KATTI

—- Öncelikle bizlere böylesine güzel bir fırsat tanımış ve Karacabey’e gelmiş olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. 1995 Karacabey doğumluyum lise eğitimimi Karacabey’de tamamladım. Puanım yüksekti ama ailemin  yanından uzaklaşmak istemediğim için Karacabey Anadolu Lisesi’ne 10. olarak başladım,7. olarak da çıktım.Birçok Tıp fakültesini dahi tutturabiliyordum hatta babam da tıbba devam etmemi istiyordu. Bu ofis kendimizin ,annemin hep ütopyası burasının küçük bir klinik gibi ya da eczane olmasını istiyordu.Sonra işte Mimar Sinan Güzel Sanatları kazandım.Yüksek lisansa hazırlayan bir  efsane gibi düşünebilirsiniz o süreçte bir Aura İstanbul vardı, orada 6 ay kadar yüzlerce seminere  girdik. Aslına bakarsanız oradaki bir hocamız vardı Yılmaz hocamız onun çok güzel bir tabiri var “Gitmek için durmak gerekir bazen” diye. Sürekli bu hayatın akışında gidiyoruz. Bir yere doğru ama nereye gittiğimizi fark edemiyoruz.Burası aslında bir durma merkezi durmak nereye gitmek istiyorsun, yüksek lisans mı ,iş hayatı mı ,mimar mı olmak istiyorsun ne olmak istiyorsun aslında sizi yüzlerce seminere sokarak sizin nereye gitmek istediğinizi planlayan bir yerdi Aura. Bu anlamda bana çok faydalı oldu diyebilirim.Hatta şurada göstereyim  kutusuyla beraber duran sanal gerçeklik gözlüğü var. Benim yüksek lisans tezim bu sanal gerçeklik gözlüğü üzerineydi aslında iki kere denedim İTÜ’ yü nasip olmadı, çok da yüksek bir not almıştım ALES’ten 90 aldım. 50’de 48 Matematik falan yaparak çılgınlar gibi çalıştım sonrasında mülakatımda  çok iyi geçmişti ama olmadı bir şekilde sonra bir rüzgar bizi buraya attı Karacabey’e geldim. Bir buçuk sene kadar bir firmada çalıştım sonrasında ne kadar erken bu piyasaya girersem kendim için iyi olacağına inandım. Çünkü ben 35’imde de olsam aslında sıfırdan başlayacağımı biliyordum.Bu sıfırı en erkene nasıl çekerimin telaşesindeydim. Sonrasında bu ofisi açtım 3. senemiz bitti 2024 ile beraber 4. senemize başladık.

HEDEFLERİMİZ ELBETTE VAR

Burada Mimarlık proje hizmeti veriyoruz ,bunun yanında işin yapım kısmında da şeflik bazen  taahhüt olarak yapabiliyoruz. Kupon iş gelirse bununla ilgili çok bir örneğimiz yok hizmet edebilmek açısından söylüyorum o kitleye ulaşmak anlamında tabii Karacabey’de. O  kitle  ne istediğini bilen  o kitleye  ulaşmak da zor biliyorsunuz. Bu Bursa’da daha fazla var ama Karacabey’de o kitleye ulaşmak zor oluyor. Karacabey’de şöyle bir algı söz konusu böyle bir iş yaptıracaksa Bursa’dan tercih ediyor. Bursa’ya yaptırdım diyebilmek adına. Karacabey’de bu işler biraz farklı ilerliyor ama biz de aslında yapılmamışı yapmaya çalışıyoruz burada.Sanal gerçeklik Gözlüğünü  mesela burada kullanan yok. Bununla ilgili bir araştırma yapıyoruz bir Ar-ge çalışmamız var, devam eden gündelik işlerimizin arasına bunu sıkıştırmaya çalışıyoruz.Bir adım öteye nasıl gidebiliriz onun derdindeyiz. Herkesin olduğu gibi de köylü insanı nasıl şehre inmek istiyorsa  bir de tabii daha büyük şehirlere Bursa’ya İstanbul’a ütopyam  zaten sanayi kesimleri Bodrum ,Muğla o taraflara hizmet edebilmek adına çaba gösteriyoruz.

KARACABEY’DEKİ OFİSİM HEP AÇIK KALSIN İSTİYORUM..!!

Benim aslında Karacabey’de olma sebebim şuydu.Hocalarımla hatta konuşurken  Onur seni İstanbul’da yüksek lisansla, şu fikirlerle  vesairelerle  çok güzel bir gelecek görüyorlarken bir anda Karacabey’de olmama onlar da çok şaşırdılar. Burası tam bir geçiş kapısı gibi aslında.Bir şeyleri tanımlamayı seviyorum bunu şöyle tanımlıyorum kendimce. Burası benim kalem. Yarın ben Amerika’da bir gökdelenin projesinde iken bile bu ofisim kalsın istiyorum. Burası bana çok sıcak geliyor, çok sempatik geliyor kendi yerimiz  olduğu için. Belki de sahiplenilmiş duygusundan belki de yani ben buradan 15 sene sonra yurtdışındaki bir projeyi yönetirken dahi burada benim bir ofisimin olmasını hissetmem doğduğum yeri  unutmamak adına çok güzel gözüküyor benim için.Ben yarın Bursa’ya çok büyük bir ofis  açsam bile burada bu ofisin bu Mimarlık Ofisinin kalmasını istiyorum.Burada biri otursun burada biz varlığımızı belirtelim hiç iş olmasın problem değil. En azından varlığımız daim olsun sonuçta bizim burada kiramız yok bir şeyimiz yok. Bir çalışanımız duru versin. Yaşadığınız şehirdeki doğduğunuz şehirdeki yerinizin olma hissi çok keyifli.Özünüze dönüyorsunuz tabiriniz çok doğru.Karacabey’e döndüğünüzde özünüze dönmüş oluyorsunuz.Hani mesela İstanbul’da okuyorsunuz evet İstanbul çok güzel bir şehir metropolit bir şehir fakat bu şehirde yaşarken ,Karacabey’e geldiğinizde anne evine dönüş insanda bir rahatlamaya sebebiyet veriyor ya aynı o şekilde.

**** Peki ekibinizle ilgili  bilgi verir misiniz onları bize tanıtır mısınız?

HEPİMİZ BURADA EŞİTİZ

—- Şöyle bizim ekibimizde bir iç mimarımız var nişanlım Zülal Kamaş, bir de Mimar kardeşimiz var daha bu ay taze yeni  başlangıç yaptı Berat Bey. 3 kişilik bir ekipten oluşuyoruz. Bunun yanı sıra işte Taner Bey ile çözüm ortaklığı şeklinde çalışıyoruz. Bizim yetişemediğimiz durumunda o bize yardımcı oluyor zaten Karacabey küçük bir yer herkes birbirini tanıyor, paslaşıyoruz.Nihayetinde bu güzel bir şey aslında potansiyel olarak hepimiz birbirimizin rakibiyiz. Ama kaliteli bir rekabetimiz var. Aslında bu ortama  bir tık da biz sahip çıktık. Mimarlar olarak farazi söylüyorum rakamlar tamamen sembolik 10 liraya aldığım bir işi gidip 8 liraya başka birisi alabiliyorken biz Mimarlar arasında birlik olup baz fiyatımız şu olsun dedik ama bu fiyatın altına inmeyelim diye bir baz fiyat oluşturmaya çalışıyoruz. Tabii buna uyan var uymayan var ayrı mesele ama çoğunluğu yakalamaya çalışıyoruz.Bir proje grubumuz var WhatsApp grubumuz var diyoruz mesela orada sene geldi her şey zamlandı biz de bir fiyat güncellemesi yapalım mı diyerek istişare ediyoruz evet yapmalıyız diyerek bir toplantı hazırlıyoruz Karacabey’deki  mimarları bir kafede topluyoruz, bir baz fiyat belirliyoruz. Aslında ben bunu ısrarla söylüyorum 3-4 sene içerisinde piyasayı fazla biraz hareketlendirdiğimize inanıyorum genç nesil olarak, Hani bunu yapsak nasıl olur falan tabii burada büyük mimarlarımız da var 50 yaşına gelmiş mimarlarımız da var Karacabey’de biz hep dürtüp evet mantıklı söylüyorsunun  yanında nasıl daha güzel bir hizmet verebilirizin  derdindeyiz.

MESLEĞİMİZ ÇOK DEĞERLİ BİR MESLEK

Dolayısıyla biz taahhüt tarafında çok fazla yer almadığımız için biz genel olarak projemizi çiziyoruz, geri kalan kısmını da müşteriye bırakıyoruz ya da müteahhit firmaya devrediyoruz. Aslında bizim hikayemiz bu, biz yüklenici değiliz. Sadece tasarımcıyız. Aslında bu tarz projeler bir sonraki nesle aktarılan projeler bunlar, miras aslında. Türkiye’de pek bilinmiyor bunlar, yarın öbür gün Allah korusun ben vefat ettiğimde bu eser eşime miras kalıyor. Bu aslında sanat eseridir. Aslında bu çizmiş olduğumuz çizimler o kadar kıymetli ki belediye de bunu bu şekilde kabul ediyor. Bu bir sanat eseridir diyor. Mesela ben bir ruhsat aldım bu masada  Ayşe hanımın Projesinin mimarıyım şu an ben. Ayşe Hanım’ın torunu 30-40 sene sonra  ben bu evin içerisinde değişiklik yapmak istiyorum tadilat projesine gireceğim dediğinde ruhsat açılır kim çizmiş bunu Onur Demirel Mimarlık Onur Demirel nerede kara toprakta o zaman nereye Zülal Hanım’a. Zülal Hanım’a giderler Sizin eşinizin böyle bir projesi vardı bize muvafakat verir misiniz diye sorarlar. O yoksa onun çocuklarına torunlarına öyle giderler. Nesilden nesile aktarılan bir miras bu aslında bizim işimiz çok kıymetli bir iş. Fakat Türkiye’de açıkçası farkında değiliz diyeyim yanlış cümlelerde kurmak istemiyorum. Bugün bir ev 3 milyon 4 milyon , mimara verilecek 50 bin liralar 100 bin liralar konuşuluyor.Sizin aslında tasarlanacak o eseriniz için  çok daha fazla vermeniz lazım.Bizim piyasamızda  işte bak Onurcuğum Zülal Hanım Bunu 50 bine yapıyor.Biz seni istiyoruz sen iyisin ama bu paraya  yap gibi teklifler geliyor. Yani sırf rekabet etmek için böyle oluyor.Aldığımız eğitim okul süreci inanılmaz kaoslu bir okul hayatından çıkıp kazancı bu kadar düşük olduğu zaman insan çok üzülüyor inanın.

Ben her zaman söylüyorum buranın adı Onur Temirel Mimarlık’tır olabilir ama  burası bir çatıdır. Ben de Zülal Hanım’da Berat Bey’de eşit hakka sahip. Evet ben  “kümese bir horoz iyi ötebilen” tabiri caizse gerek fakat genel olarak benim  boğazımdan ne geçiyorsa buradaki herkesin boğazından  aynısı  geçecek. Dolayısıyla burada bir çatı kurduk bir şirket kurduk. Çalışmalarımıza bu şekilde devam ediyoruz.En başta da söylemiş olduğum gibi Taner Bey ile de bir güç birliği çalışması yapıyoruz.Bu anlamda Karacabey’e ve bu ayrıca Karacabey haricinde de yapmış olduğumuz çalışmalar var. Çevre il ve ilçelerde de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Son olarak ben buradan başta Karacabey’de yaşayan hemşerilerim olmak üzere Bursa’da yurt yerinde yaşayan tüm insanlarımıza herkese Karacabey’den Onur Temirel Mimarlık’tan sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum, esenlikler diliyorum. Diyerek sözleri tamamladı.

BAŞARILAR ONUR TEMİREL MİMARLIK,YOLUNUZ AÇIK OLSUN..!!

Karacabey’in genç,başarılı ve de  enerjik  Mimarı Onur Temirel’e  bizler de bundan sonraki çalışmalarında ve hedeflerinde başarılar diliyoruz, bu başarıya ulaşmak yılların bize verdiği tecrübeye göre pek zor olmayacağını zannediyorum ama yinede  her şeyin gönlünce olmasını da ayrıca eklemek istiyorum.

İletişim Bilgileri:

Bursa Caddesi No:121/2A

Gsm:0 538 630 77 93

o.temirel@gmail.com

ins:onurtemirelmimarlık

KARACABEY/BURSA