Yardımcıoğlu: Yeni bir düzenleme gerekli
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, imam ve din adamlarının devletten maaş almadan görevlerini yapabilecekleri yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yardımcıoğlu, “İmamlar ve din adamları devletten maaş almamalıdırlar. Maaşlar dahil tüm giderler ilgili semtin cami müdavimi cemaatinden, cami derneğine yapılacak aylık belli bir miktar, ödenti ve teberru benzeri yöntemlerle karşılanmalıdır. Böylelikle bir dine inanmayan insanların veya başka bir dini inanca sahip insanların, diğer bir dine ait ibadethanelerin giderlerini fonlamaları gibi bir haksızlığın önüne geçilmiş olacaktır” dedi.
Camilerin giderlerinin, cemaat tarafından karşılanmasının aynı zamanda camileri cemaatin denetimine açmak olduğunu aktaran Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Ayrıca bir bedel ödeyerek İslam dediğimiz kutlu dinin ibadetlerini cami cemaatinin karşılaması ve giderlere katılması söz konusu olduğunda, hakikaten cemaatin kaç kişi olacağı da görülmüş olacaktır. Kuru kuruya her şey devletten olacak şekilde Müslümanlık bedavadır. Ama maliyetlere katlanmak gerektiğinde kaç Müslüman kalacaktır camide? İşte maliyetlere katlanıldığında hem tasarruf olacaktır, hem sorgulama olacaktır ve hem de bizzat parayı ödeyen cemaat tarafından camiler her vakit denetime tabi tutulmuş olacaktır. İmamın ve müezzinin en son işi camide ezan okumak ve namaz kıldırmak olmayacak bu din görevlilerinin asli işleri olacaktır namaz ve ezan.”Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, imam ve din adamlarının devletten maaş almadan görevlerini yapabilecekleri yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yardımcıoğlu, “İmamlar ve din adamları devletten maaş almamalıdırlar. Maaşlar dahil tüm giderler ilgili semtin cami müdavimi cemaatinden, cami derneğine yapılacak aylık belli bir miktar, ödenti ve teberru benzeri yöntemlerle karşılanmalıdır. Böylelikle bir dine inanmayan insanların veya başka bir dini inanca sahip insanların, diğer bir dine ait ibadethanelerin giderlerini fonlamaları gibi bir haksızlığın önüne geçilmiş olacaktır” dedi.
Camilerin giderlerinin, cemaat tarafından karşılanmasının aynı zamanda camileri cemaatin denetimine açmak olduğunu aktaran Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Ayrıca bir bedel ödeyerek İslam dediğimiz kutlu dinin ibadetlerini cami cemaatinin karşılaması ve giderlere katılması söz konusu olduğunda, hakikaten cemaatin kaç kişi olacağı da görülmüş olacaktır. Kuru kuruya her şey devletten olacak şekilde Müslümanlık bedavadır. Ama maliyetlere katlanmak gerektiğinde kaç Müslüman kalacaktır camide? İşte maliyetlere katlanıldığında hem tasarruf olacaktır, hem sorgulama olacaktır ve hem de bizzat parayı ödeyen cemaat tarafından camiler her vakit denetime tabi tutulmuş olacaktır. İmamın ve müezzinin en son işi camide ezan okumak ve namaz kıldırmak olmayacak bu din görevlilerinin asli işleri olacaktır namaz ve ezan.”