“Basın özgürlüğü; çok sesliği, demokrasiyi, gelişmişliği yansıtır”
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkan Yardımcısı Maksut Beykoz, basın özgürlüğü bağlamında 2022 yılının nasıl geçtiğini değerlendirdi. Yaptığı değerlendirmede Beykoz, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi önemli kuruluşların resmi verilerine atıfta bulunarak, basın kuruluşlarının sesi olmaya devam etti.
TDP Yerel Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Maksut Beykoz, yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de basın özgürlüğü bağlamında 2022 yılının nasıl geçtiğini resmi verilerle kamuoyuna açıkladı. Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasındaki yerinin 180 ülke arasında 149. Sırada olduğunu belirten Beykoz, basın hakları ve kazanımların uygulanabilirlik dereceleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
2022 yılının gerek ulusal gerekse uluslararası basın camiası için oldukça zorlu bir yıl olduğunu belirten Beykoz, küresel ekonomik krizden kaynaklı işten çıkarmalar, otoriter rejimlerin baskısıyla sansürlenen haber içerikleri, sendikalaşmadaki zorluklar ve daha birçok sorunun basın sektöründe öne çıkan problemler arasında yer aldığını söyledi. 2022 yılında RSF verilerine göre, basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında Türkiye’nin 149. sırada yer aldığını söyleyen Beykoz, geçtiğimiz yıla göre iyileşme yaşandığını vurguladı. Geçtiğimiz yılki verilerde Türkiye’nin 153. Sırada yer aldığının altını çizen Beykoz, “Bu yıl bir miktar iyileşme görsek de bu oranı yeterli bulmamız mümkün değil. Türk medyasının gerek basın özgürlüğü gerekse kazanılmış hakların uygulanabilirliği bağlamında hak ettiği konumda olduğunu düşünmüyorum.” Dedi.
“Basın özgürlüğü; çok sesliği, demokrasiyi, gelişmişliği yansıtır”
Basın özgürlüğünün bir ülkenin; gelişmişlik, demokrasi, insan hakları ve kazanımları açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Beykoz, “Demokrasinin aksamadan sürdürülebilirliği, basın kuruluşlarının özgürlüğünden geçmektedir. Birtakım korkular, baskılar ve endişeler yaşayan basın kurumumunun kamunun avukatlığını yapması beklenemez. Toplumsal yararları savunamaz. Basın özgürlüğü basın kuruluşlarına tanınan bir ayrıcalık değil, bilakis kişilik hakları gibi korunan bir hak olarak değerlendirilmelidir. Düşünce ve basın özgürlüğü, İnsan Hakları Evresel Bildirgesi’nin 18. Maddesi’nde de açıkça tanımlanmaktadır. Basın özgürlüğünü, makro ölçekte bir ülkenin, mikro ölçekte ise bir şehrin gelişmişliği, çok sesliliği, hak ve kazanımları bağlamında değerlendiriyorum. Dolayısıyla basın özgürlüğünü oldukça önemsiyor ve bu noktada Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde gerek meslek kuruluşları gerekse meslek temsilcileriyle beraber yürüttüğüm istişareler doğrultusunda çalışmalar gerçekleştiriyorum” dedi.
“Türkiye’nin basın özgürlüğünde, Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan geri kalması içimizi acıtmaktadır”
Beykoz, “Söz konusu verileri geçmişe yönelik taradığımda 2005’te Türkiye’nin basın özgürlüğünde 98. Sırada, 2010’da 138. Sırada yer aldığını görüyorum. Dolayısıyla yıllar içerisinde basın özgürlüğü bağlamında küresel normlara göre gerileme yaşadığımız ortada. Bu noktada gerek basın bileşenleri gerekse medyaya yön veren karar alıcıların özeleştiri yapması gerekir.” Dedi. Türkiye’nin batı sınırlarındaki komşusu Yunanistan’ın listede 108. Sırada yer aldığını vurgulayan Beykoz, “Bugün Türkiye’nin birçok komşusu listede maalesef bizden çok daha iyi sıralarda yer almaktadır. Yunanistan 108., Bulgaristan ise 91. Sırada kendisine yer buluyor. Bizim gibi köklü bir basın tarihine sahip ülkenin basın özgürlüğü bağlamında söz konusu ülkelerin gerisinde kalması maalesef içimizi acıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Yüksek işsizlik oranı, çalışan gazetecilerin iş ve gelir güvencesi üzerinde baskı oluşturuyor”
Açıklamalarının devamında ise Beykoz, TGS verilerine atıfta bulunarak, “İşsizlik seviyelerine bakıldığında gazetecilik mezunlarının yüzde 18.3 ile öne çıktığını görebiliyoruz. Basın sektöründe işsizlik maalesef ciddi boyutlara ulaştı. Yüksek işsizlik oranı, çalışan gazetecilerin iş ve gelir güvencesi üzerinde baskı oluşturuyor.” Dedi. Sendikalaşma oranında da basın çalışanlarının yeteri kadar örgütlenme faaliyeti gösteremediklerinin altını çizen Beykoz, “Maalesef ülkemizde özellikle basın sektörü bağlamında sendikalaşma verileri oldukça düşük. Bu durumda sektör çalışanlarının işlerine son verilmesine ve haklarının suistimal edilmesine neden oluyor” dedi.
“Yeni yılda basın çalışanlarımızın hak ve kazanımlarının iyileştirilmesi için çalışacağız”
2023 yılıyla ilgili olarak Beykoz, “Önümüzdeki yıl basın sektörü açısından oldukça yoğun olacak. Zira önümüzde çok önemli bir seçim süreci var. Bu süreçte parti temsilcilerini takip edecek ve bu yönde gecelerini gündüzlerine katarak yoğun bir mesai süreci içerisinde olacak tüm basın çalışanlarımıza şimdiden kolaylıklar diliyorum. Yaklaşık iki yıldır Türkiye’nin birçok bölgesinde basın sektörü bileşenleriyle beraber yürüttüğümüz çalışmalara önümüzdeki yıl da hız kesmeden devam edeceğiz. Umuyorum ki önümüzdeki yıl, hem yerel hem de ulusal medya çalışanlarımızın hak ve kazanımlarını iyileştirebileceğimiz bir süreci yaşamamıza vesile olur. Yeni yılın tüm ülkemize iyilikler getirmesini temenni ediyorum.” İfadelerini kullandı.