İMO BURSA ŞUBE YÖNETİMİ MESLEKTAŞLARININ SORUNLARINI HAYKIRDI
İMO BURSA ŞUBE BAŞKANI KÜÇÜKKAYALAR: “İNŞAAT MÜHENDİSLERİ DÜŞÜK ÜCRETLERE, UZUN MESAİLERE, İNSANİ OLMAYAN AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARINA MAHKUM, EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI VE YETERLİ İSTİHDAM, ADİL ATAMA İSTİYORUZ”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi inşaat mühendislerinin istihdamı, çalışma koşulları ve özlük hakları hakkında yaşanan sorunları gündeme taşıdı. İMO Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar, emeğimizin karşılığını ve yeterli istihdam, adil atama istiyoruz diyerek, “Her sarsıntıda yürekleri ağza getirmeyen sağlam yapılar üretmek, her yağmurda sele teslim olmayan güvenilir şehirler inşa etmek, ülkemizi can pazarına dönüşmeyen emniyetli yollar ile kuşatmak ve mesleğimizi ilgilendiren her alanda güvenli yaşam alanları yaratmak için sabırsızlanan inşaat mühendisleri düşük ücretlere, uzun mesailere, insani olmayan ağır çalışma koşullarına, baskıya, tehdide, güvencesizliğe mahkum ediliyor” dedi.
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu meslektaşlarının yaşadığı sorunları aktarmak için tüm Türkiye genelinde yapılan ortak basın açıklamasıyla dile getirdi. İstihdamı, Çalışma Koşulları Ve Özlük Hakları Kampanyası kapsamında Şube Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasında İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar, süreci aktardı.
Ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerden; mesleklerini, öğrendiklerini, bilimi ve tekniği; parçası oldukları toplumun hizmetine sunmak, güvenilir mühendislik hizmetlerini her bir vatandaş için ulaşılabilir hale getirmek amacıyla çalıştıklarını belirten Küçükkayalar, insan onuruna yakışır şartlarda çalışmak ve mesleklerinin hak ettiği itibarla yaşamak istediklerini vurguladı.
“SAĞLAM YAPILAR, GÜVENİLİR ŞEHİRLER, EMNİYETLİ YOLLAR İÇİN VARIZ”
“Emeğimizin karşılığını ve yeterli istihdam, adil atama istiyoruz” diyen Küçükkayalar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler, her sarsıntıda yürekleri ağza getirmeyen sağlam yapılar üretmek, her yağmurda sele teslim olmayan güvenilir şehirler inşa etmek, ülkemizi can pazarına dönüşmeyen emniyetli yollar ile kuşatmak ve mesleğimizi ilgilendiren her alanda güvenli yaşam alanları yaratmak için sabırsızlanan meslektaşlarız. Ancak okullarımızdan, ülkemizin geleceğini inşa edecek bir mesleğin mensubu olma bilinciyle ve onca hayalle mezun olmuş olmamıza rağmen, mevcut ekonomik kriz ve dizginlenemeyen kar hırsı nedeniyle işsizlikle sınanıyor; düşük ücretlere, uzun mesailere, insani olmayan ağır çalışma koşullarına, baskıya, tehdide, güvencesizliğe mahkûm ediliyor ve nihayet çoğu zaman mesleğimizle alakalı olmayan sektörlerde çalışmak zorunda kalarak hayatta kalma mücadelesi veriyoruz.”
“SORUN, SEBEP VE ÇÖZÜMLERİNİ BİLDİRİYORUZ”
Sorunu, sebeplerini ve çözümünü bildiklerini söyleyen Başkan Küçükkayalar, karar alma mekanizmalarında yer alan ve alacak olanlara taleplerini şöyle sıraladı:
- Genç inşaat mühendislerinin karşı karşıya kaldığı en yakıcı problem olan işsizliğin son bulması için kamuda ve özel sektörde istihdam alanları yaratılmalıdır. Mevzuat düzeltilmeli, 1500 m2 üzerindeki her şantiyede şantiye şefliğinin tam zamanlı bir iş olarak yürütülmesi sağlanmalıdır. Bir şantiye şefinin, belirtilen sınırın üzerine çıkan çalışma alanlarında birden fazla şantiyenin kâğıt üzerinde şefi olarak görev almasına izin verilmemelidir. Yapılacak düzenlemenin amacına uygun şekilde uygulanıp uygulanmadığı, şantiyelerde gerçekleştirilecek sürekli ve detaylı denetimlerle takip edilmeli, idaresi mevzuata uygun şekilde fiili olarak bir şantiye şefi tarafından gerçekleştirilmeyen hiçbir şantiyede yapım çalışmalarına devam edilmesine müsaade edilmemelidir.
- Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın işyerlerinde fiilen yaptıkları iş ile SGK kayıtlarında yer alan meslek kodları Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili kamu kuruluşları tarafından karşılaştırılmalı, meslektaşlarımızın yaptıkları işe uygun meslek kodu ve en az TMMOB tarafından belirlenen asgari mühendis maaşı ile çalışmaları sağlanmalıdır.
- Yapı denetim hizmetleri kamu görevi sayılmalı, bu hizmetleri yerine getiren meslektaşlarımız gerçekleştirdikleri kamu görevinden doğacak güvence ile koruma altına alınmalıdır.
- Tüm iş yerlerinde çalışma koşulları ve süreleri, mevcut durumda da denetim görev ve yetkisine sahip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince aktif ve sürekli olarak denetlenmeli, İş Kanunu ve ilgili mevzuatın fazla çalışma için belirlediği süre sınırına riayet edilmesi ve fazla çalışma sonucu işçi lehine belirlenen kazanımların meslektaşlarımız tarafından elde edilmesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri azami hassasiyetle yerine getirilmeli, tüm çalışma alanları meslektaşlarımız dahil olmak üzere bütün çalışanlar için güvenli hale getirilmelidir.
- Kamu yatırımlarında genç mühendis istihdamı zorunlu hale getirilmeli, işin nitelik ve hacmine uygun sayıda genç inşaat mühendisi istihdamı ihale şartları içerisinde yer almalıdır. Söz konusu işler kapsamında genç meslektaşlarımızın mevzuata ve ihale şartlarına uygun şekilde fiili olarak çalışıp çalışmadığı ilgili İdare tarafından sürekli olarak denetlenmeli, istihdam şartının ihlali ağır yaptırımlara bağlanmalıdır.
- Kamuda taşeronlaşmaya derhal son verilmeli, taşeron olarak çalışan meslektaşlarımız kadroya geçirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşları, ihtiyaç duydukları mühendislik hizmetlerini taşeron ve müşavir firmalardan değil, halihazırda çoğunluğu boş olan mühendis kadrolarına yapılacak adil ve şeffaf inşaat mühendisi atamaları ile oluşturulacak öz kaynaklarından temin etmelidir.
- Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelikte mühendislik hizmetlerinin nitelikli verilebilmesi amacıyla teknik kadro istihdamı artırılmalıdır.
- Kamu kurumlarına yapılacak atamalarda, adı “torpil” ile özdeşleşen “mülakat” uygulamasından vazgeçilmeli, atamalar yalnızca KPSS puanı ile adil şekilde gerçekleştirilmelidir.
- Genç meslektaşlarımızın kamuda istihdamı, atama ve güvenceli kadro konularında ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
- Kamuda çalışan meslektaşlarımızın üzerindeki siyasi baskı ve sürgün tehdidi son bulmalı, güvencesiz kamu istihdamı modelleri ortadan kaldırılmalıdır. Kamu görevlisi meslektaşlarımızın zaman içinde aşınan ücret ve özlük haklarına yönelik iyileştirmeler yapılmalı, yetersiz kamu istihdamı nedeniyle artan iş yükü, yapılacak personel alımlarıyla makul seviyeye çekilmelidir.
- Kamu görevlisi meslektaşlarımızın çalışma dönemlerinde ücretlerini oluşturan kalemlerden biri olanek ödeme oranları %180 ile %200 seviyesine yükseltilmeli ve emekliliğe yansıtılmalıdır.
- Ücretli kesimlerin omuzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayanmalıdır. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın ücretlerinde meydana gelen gelir vergisi dilimine bağlı mağduriyet giderilmelidir.
- Kamuda çalışan meslektaşlarımızınek gösterge oranları yeniden düzenlenmelidir. Çarpan grubu değişen diğer meslek grupları gibi meslektaşlarımızın da emeklilikte hak ettiklerini alabilmeleri için çarpan grubunu bir üste çıkaracak yeni ek gösterge rakamları, 1. derecenin 4. kademesindeki mühendisler için 6400 olarak belirlenmelidir.
- Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında Özel Hizmet Tazminatları belirlenen tavan oranı %160’dan %215-%260’a yükseltilmeli ve bu oran emekli aylık ücretlerine yansıtılmalıdır.
- Statik proje müellifi meslektaşlarımızın da şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor. Depreme dayanıklı yapı tasarımı gibi hayati önemi olan bir konuda verdikleri hizmetin, inşaat maliyetlerine oranla %1’in altında yani yok denecek kadar az bir maliyeti olmasına rağmen, meslektaşlarımızdan asgari proje hizmet bedeli üzerinden talep edilen iskontonun artık ortadan kalkması gerekmektedir.
- Ayrıca proje müellifi meslektaşlarımız, projelerini, metrelerce ozalit çıktısı alarak, meslek odasına, yapı denetim firmalarına ve belediyelere onay için götürmek zorunda kalıyorlar. Bu durum; proje müellifi arkadaşlarımızın proje üreterek geçirmesi gereken zamanını yolda ve ilgili kurumlarda geçirerek değerli zamanını verimsiz geçirmelerine neden olmaktadır. Ayrıca kağıt tüketimi dolayısıyla da doğamız ciddi zarar görmektedir. Bu yüzden yerel yönetimlerin ruhsat sürecindeki proje kontrollerinin dijital ortama geçmesi çok önemlidir.
“LÜTUF DEĞİL OLMASI GEREKENİ TALEP EDİYORUZ”
İnşaat mühendisleri olarak ülkeyi yöneten veya yönetmeye talip olan iradeden lütuf değil, olması gerekeni talep ettiklerine dikkat çeken İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Küçükkayalar, “Mesleğimizi ilgilendiren her alanda, hukuka ve çağdaş standartlara uygun planlama, projelendirme, yapım ve denetim faaliyetleri yürütülmesi halinde bütün meslektaşlarımızın insani şartlarda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlayacak düzeyde iş imkân ve koşullarına sahip olabileceğine inanıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.