SUSMA HAKKIMI KULLANIYOR SADECE “GÜNAYDIN DİYORUM” DERKEN İSYANIMI YAZDIM.

“Tüm Dostlara, Yoldaşlara, Canlara sesleniyorum. Hiçbir zaman yaşımı ve konumumu saklamadım.

Sizlere her zaman açık bir kitap gibi oldum. İnanmadığım hiçbir şeyi yapmadım, yazmadım ve savunmadım.

13 yaşımdan bu yana hep siyasetin içinde toplumsal olaylarda duyarlılığı olan bir insan olarak yaşadım.

Bu güne dek kimseden maddi manevi bir çıkar beklemeden onurumla ve dik durarak mücadele ettim.

Ülke gerçeklerini yazarken hep mağdur edilen kesimlerin, hakları gasp edilen insanların, sömürülen halkların yanında yer aldım.

Ne para, ne şöhret, nede unvan benim umurumda olmadı.

Senelerdir yazan bir insan olarak asla korkmadım ve gelecek hesabı yapmadım.

Sevdiğim çok dostum oldu.

Evlat konumunda sevdiğim, koruduğum ve katkı yaptığım çok insan oldu.

İhaneti de gördüm saygıyı da…

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, yıllardır her gün yazı yazarım veya kısa özlü söz benzeri panolar yaparım.

Asla gözümü budaktan sakınmam.

Kendi partimde de, ülkemde de haksızlık ve hukuksuzluğa sadece karşı koymam, ben meydan okurum!!!!

Ancak bazen inanılmaz yoruyorlar hatta üzüyorlar beni.

Son günlerde ülkedeki açlık, çaresizlik ve geleceksizlik beni çok üzdü ve canımı acıttı.

Bu koşullarda ülkeyi sömüren ve tüm varlıklarımızı yok eden Tek Adam Saray Diktasının acımasızlığı ve yoksul halkın son lokmasına da göz dikmesi beni gerçekten isyan ettirdi.

Bu koşullarda onlarca kez yazdım;

3500TL emekli maaşı ile yıllarca çalışmış ve alın teri dökmüş insanlara sadaka gibi verilmesini ve alay edilmesini kabul edemedim.

Yine açlık sınırının altında asgari ücretle çocuklarının karnını doyuramayan anneleri, ihtiyaçlarını karşılayamayan babaları gördükçe kendi emekçi babamı anımsadım ve insanlığımdan utandım.

İşte böyle bir ortamda milletvekillerinin maaşlarını bir torba yasa içinde memurlara endekslenip 56.000 TL olarak çıkarılması ve geniş bir kabulle çıkması çok canımı sıktı ve 2 kez bunu kınayarak yazdım.

İnanın bu konu herkesin canını çok sıkmış.

Birçok namuslu insan bu kadar yoksunluğun karşısında bu zammın kabul edilmesini vekillere yakıştıramadı!!!!!

Ben ikinci yazımda da bir çağrı yaptım:

Hiç kimseyi kayırmadan, hiç kimseyi korumadan veya hiç kimseyi öne çıkarmadan çağrımı en geniş kesimden en son Bursa’mızın vekillerine indirerek yaptım.

Ben vekiller bu parayı hak etmiyorlar da demedim.

Bugünkü koşullarda emekliler 3500 TL ile sürünmeye hatta ölüme terk edildiği koşullarda böyle bir zam kabul edilmez, edilmemeli dedim.

Ben vekillerden bu zammı reddetmelerini ve CHP’ Genel merkezinde açık şeffaf kontrol edilebilen ve herkesin görebileceği bir hesaba yatırılmasını istedim

Bu paranın emeklilere, elektriği kesilip evinde alete bağlı yaşayanlara, yurtta barınamayan ve açlıkla okumaya çalışan gençlere, velhasıl gerekli olana yardım olarak verilmesini önerdim.

Ayrıca bu zammı alan vekiller TBMM’ni 3 ay kapanması ile alenen bir tatile giriyorlar.

Yani beleş maaş alacaklar.

Birde her vekilin en az 3 maaşlı danışmanı olduğunu düşününce ciddi bir haksızlık olarak değerlendirdim.

Sağ olsun dürüst namuslu, vicdanlı ahlaklı ve halkı düşünen tüm insanların desteklediklerini gördüm.

Ben bu çağrımı yaptım ve ilk yanıt Toprak Adam Orhan Sarıbal’dan geldi.

Ancak tek ses veren, tavır koyan ve aradaki bu farkı adaletsizlik olarak yazıp paylaşan Toprak Adam Orhan Sarıbal’ı benim yazmam anlamsız polemiklere sebep oldu.

Dostlar bu yasanın hangi yöntemle çıkarıldığı ve bu yasa çıkarken kimin nerede olduğu tabiki önemli ama çokta sonucu etkilemiyor.

AKP ve yancısı MHP’nin oyları ile zaten tüm yasalar çıkıyor.

Bu yasa hem Torba Yasanın içine adeta saklanmış, hemde memurların katsayısına bilerek bağlanmıştı.

Toprak Adam Orhan Sarıbal bu konuya şu açıklamayı yapmış:

“Bu kanunla yapılacak memur ve emekli (yaklaşık 19 milyon vatandaş) maaş zammının geçmesi ve muhalefetin itirazı durumunda iktidarın;

“Bakın muhalefet sizin zam almanızı istemeyip enflasyona ezdirmek istedi” maddeler kısmında oluşturmamak için meclisten geniş bir kabulle geçti.”

Bu koşullarda “keşke geçmeseydi” diyebilir miyiz?

Ayrıca Toprak Adam, torba yasadaki maddeler kısmında TBMM’de genel kurulda değilmiş sonunda oylama kısmında gelmiş.

Tekrar derdimi yanlış anlamalara ve gereksiz polemiklere meydan vermek için bir kez daha yazıyorum:

Bu koşullarda milletvekillerine verilen bu maaş zammı haksızlıktır… Hukuksuzluktur. Vicdansızlıktır ve kabul edilmesi ayıp ve günahtır.

Kimse bana ısrar ve inatla yazarak:

“Bizlerin masrafı çok…her yere çelenk yolluyorum. Her yere yardım yapıyorum. Benzin ve mazot param bu kadar, gelen gidene yemek ısmarlıyorum, partiye veriyorum ve öğrenci okutuyorum… vs” diye hava atmasın

Bu konuyu daha fazla istismar etmesin hatta benim canımı da çok sıkmasın.

Bana kendinizin ve aile bireylerinizin farklı imtiyaz ve itibarlarını ve kazanımlarını yazdırmasın.

Çok mu bunaldınız bir daha aday olmayın ve insanların sinir telleriyle de oynamayın.

Bu ne doyumsuzluk ve EGO????

İnanın iki gündür sinirlerim tel tel oldu.

Bir örnekle bitirmek istiyorum. Ben çok az uyur gece gündüz haber dinler ve okuyarak yaşarım.

Bir anne isyan ediyor:

“Tavuk kemiği aldım kaynattım. Ancak bayat ekmek alamadım çocuklar aç kaldı….” diyor sayın vekiller.

Benim başka sözüm yok…

Ben kimseyi hedefe koymadım.

Kimseyi linç edin demedim.

Evet bu koşullarda bu duyarlılığı göstermezlerse hesap sorun dedim.

Çok doğru söyledim ve ben bu sözümün arkasındayım…

Hiç kimse kıvırıp “ben daha çok yardım yapıyorum” yarışına girmesin.

Zaten her biriniz çok varlıklı ve geleceğiniz garantili konumdasınız.

Bu sefer farklı davranın ve bu zamları protesto edip ortak bir hesaba yatırında samimiyetinizi görelim…

“Anlayanlara sivrisinek saz anlamayanlara davul zurna az.”

Duyarlılık gösterip destek olan, katkı koyan tüm vicdan sahiplerine teşekkür ederim.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.”