Demokrat Zafer

HAK ARAYAN, EMEĞE SAYGI İÇİN YAPILAN VE HAKSIZLIKLARA TAVIR KONAN TÜM DİRENİŞLER DESTEKLENMELİDİR.

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan adalet vurgusu.

Buğday; “Bu günü Tek Adam Saray Rejiminde gasp edilen her türlü haksızlık, hukuksuzluk, sömürü ve emeğe karşı direnme ve saygı günü olarak düşünmeliyiz.
Emek ve sermaye har koşulda çelişir.
Sermaye her zaman emeğe karşı daha güçlü ve sömürücüdür. Ancak örgütlü toplumlarda ve4 gerçekten emek yanlısı sendikalarla emekçiler haklarını daha hak ederek arayabilirler.
Ancak günümüzde Tek Adam Şahsın Devletinde keyfi kararlarla tüm kurumlar yozlaştı ve tüm kurallar yok sayıldı.
Yargı siyasallaştı; ülkede yozlaşma ve kirlenme tüm emekçilere ve kendilerine biat etmeyen tüm meslek örgütlerine baskı, şiddet, yok sayma ve haksızlık olarak egemen oldu.
Bu gün tüm yurttaşların muhtaç olduğu ve başımızın üstünde tutmamız gereken sağlık emekçileri ve hekimler hak aramak için iş bıraktılar.
Namuslu, vicdanlı, ahlaklı ve sömürüye karşı olan ilim ve bilimi önceleyen tüm insanlar bu eyleme destek vermelidir.
Saygı duymalıdır ve ülkemizin gururu olan bu hekimlere hak ettikleri tüm haklat verilmelidir.
Beşli çete ile birlikte soyulan ülkemizin tüm varlıkları hak edenlere verilmelidir…
Yine bu gün Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet yürüyüşünün yıl dönümü.
Ne kadar haklı bir eylem.
Bu kararlı Adalet yürüyüşünün özellikle bu günlerde değerini daha iyi anlıyoruz.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, bu gün 15- 16 haziran işçi direnişinin de kutlayacağız.
Bu gün ülkemizde yaşanan faşizme, keyfiyete ve soygun düzenine “DUR” demek için direneceğiz.
Hak verilmez alınır… kimse bunu unutmasın
BU GÜN:
1-HEKİMLERİN HAK ARAYIŞ İÇİN İŞ BIRAKMA EYLEMİ
2- 15- 16 HAZİRAN İŞÇİ DİRENİŞİ
Hekimler bugün yani 15 Haziran günü iş bırakmaya gidiyor.
TBMM’de görüşülecek olan ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini yetersiz bulan hekim meslek kuruluşları, seslerini bir gün yapacakları grevle duyuracak.
Greve katılaCağını açıklayan meslek kuruluşları şunlar:
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hek
imliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İşçileri Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim Sen), Kamu Diş Hekimleri Derneği (KADHED), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip Sen), Türk Diş hekimleri Birliği (TDB), Türk Tabipleri Birliği (TTB)
15 Haziran Çarşamba günü yapılacak iş bırakma eylemi hakkında açıklamalarda bulunan Hekim-Sen eylemi,
“Büyük Hekim Çalıştayı sonucunda alınan ortak karar gereği hekimliğe yakışmayacak özlük haklarını, hatalı mevzuatları, haksız malpraktis uygulamalarını, sağlıkta şiddeti, mesleki değersizleştirmeyi reddeden meslektaşlarımızla birlikte 15.06.2022 Çarşamba günü 100 bin hekim hedefli iş bırakma eylemi yapılacaktır.” sözleri ile duyurdu.
“Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak bilinen, Paşabahçe grevi, grevci işçiler ve sendikaları Kristal-İş’in karşı çıkmasına rağmen mevcut Türk-İş yönetimi tarafından TİSK ile anlaşarak bitirildi.
Buna tepki olarak, Petrol-İş’ten Ziya Hepbir, Maden-İş’ten Kemal Türkler, Lastik-İş’ten Kemal Ayav, Basın-İş’ten İbrahim Güzelce ve Tez Büro-İş’ten Muzaffer Gökçeoğlu, grevi destekleme komitesi kurarak grevin sürmesini sağladılar.
Türk-İş yönetimi ise “Sendikacılık prensip ve disiplinini çiğnedikleri” gerekçesiyle Petrol-İş, Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve Kristal-İş sendikalarını konfederasyondan geçici olarak ihraç etti.
Hükümetin, DİSK’in öncülüğünde devam eden direniş ve grevleri engellemek ve DİSK’i sendikal yaşantıdan çıkarmak için Sendikalar Yasasını (274 Sayılı Kanun) TBMM’de değiştirmesi sonucunda, işçi sendikalarına ve federasyonlara faaliyet gösterebilmeleri için işkollarındaki işçilerin üçte birini üye yapma zorunluluğu getirmesi asla kabul edilemezdi.
DİSK yöneticileri, cumhurbaşkanı ve başbakan ile yaptıkları görüşmelerden sonuç alamayınca, 14 Haziran Pazar günü yapılan toplantıda topyekûn direniş kararı aldılar.
15 Haziran’da yer yer başlayan direniş, 98 kardeşini iş cinayetlerinde yitirmiş olan Tuzla Tersanesi işçileri ile 115 işyerinden 75 bin işçinin katılımı ile yakın tarihimizin en büyük grevine dönüştü. İşçiler, kendilerine reva görülen kölelik düzenine ve sağlıksız koşullarda çalıştırılmalarına karşı patronlarının ölüm düzenine isyan ederek ve “insanca çalışma koşulları talebiyle” direnişe çıktılar.
İstanbul, İzmit ve Gebze’de 100 bine yakın işçi iş bırakarak başlattıkları direnişte, ilk olarak Kartal -Gebze bölgesindeki sanayi işçileri, Ankara asfaltı üzerinde yürüyüşe geçerek, tren ve karayollarını kesmişler, faaliyete devam eden fabrikaları işgal ederek işçi kardeşlerini direnişe kattılar.
İşçilerin karşısına coplu, tabancalı toplum polisleri ve tanklı, tüfekli, süngülü askerler çıkarıldı.
Taksim’de buluşmak üzere dört bir yandan dalgalar halinde şehrin merkezine akan işçi kafilelerinin, Haliç’teki köprüler güpegündüz açılmak ve araba vapur seferleri iptal edilmek suretiyle, önleri kesildi.
Tarihsel süreç içinde 1980/12 Eylül Darbesi ile neredeyse kazanılmış tüm işçi hakları gasp edildi. Dönemin TİSK Başkanı Halit Narin, “Şimdiye kadar işçiler güldü, şimdi sıra bizde!” deme cüretini gösterebildi.
Tüm bunların sonucunda işçiler kazanımlarından yoksun, üzerlerinde her türlü tasarrufun yapıldığı ücretli köleler haline getirildi. Sağlıksız, kuralsız, güvenliksiz, güvencesiz ve sendikal mücadeleden yoksun çalışma yaşamı, işçileri kaçınılmaz olarak -gittikçe artan özelleştirmeler ve yükseltilen işsizlik baskısıyla- kaderine boyun eğen suskunlar ordusu haline dönüştürdü.
15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi; insan emeğini sömüren, yok sayan, işçi emeğini alınabilir/satılabilir bir meta haline getiren ve daha fazla kar için işçi canına kıyan sermayeye karşı, işçi sınıfının haklı bir başkaldırısıdır.”
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ