Demokrat Zafer

Gençlerin pencereden kafalarını çıkarmaları 100 liradan başlıyor!

Bursa’da, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın katılımıyla 1. Olağan Yıldırım İlçe Kongresi gerçekleşti.

Bursa'da DEVA Partisi 1. Olağan Yıldırım İlçe Kongresi heyecanı 

CANSU ÖZDEMİR – RAMAZAN ACAR / BURSADA BUGÜN bursadabugun.com

Bursa’da DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan‘ın katılımıyla 1. Olağan Yıldırım İlçe Kongresi Sultan Davet Salonu’nda gerçekleşti.

DEVA Partisi Yıldırım İlçe Başkanlığı için Başkan Şener Temur’un tek aday olduğu kongre, Divan Kurulu’nun seçilmesiyle birlikte saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunarak coşkulu bir şekilde başladı.

Faaliyet Raporu ve Mali Rapor okunarak oy birliği ile kabul edildi.

Deva Partisi Yıldırım İlçe Başkanı Şener Temur’un konuşmasından satır başları;

“Tarihin Abideler Şehri Bursa. Osmanlı Devleti’nin tarihi sahnesine devlet olarak çıktığı ilk yer, ilk başkent. Sayın Genel Başkanımız, Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın başkentliğini yapmış, 8500 yıllık medeniyet topraklarına Yıldırım’a tekrardan hoşgeldiniz. Bursa’mızın dört bir yanı tarih kokan Yıldırım, büyük bir kültürel mirası bünyesinde barındırmaktadır. Gerek tarihi ve mimarisi ile gerekse coğrafi özellikleriyle adından söz ettirmektedir. İlçemiz 23 camii, 14 türbe, 3 tarihi medreseye ev sahipliği yapmaktadır. Emirsultan Camii, Yeşil Türbesi, Balabanbey Kalesi bunlara birer örnektir. Ayrıca Bursa Şehir Kütüphanesi ve Teleferik de Yıldırım’ın önemli değerli arasındadır. Bursa’mızın üç merkez ilçesinden biri olan Yıldırım, Türkiye geneline baktığımızda en büyük 15’nci ilçedir. Yıldırım ilçemiz ekonomik hayatta oldukça hareketlidir. Sanayi Sitesi ve tekstilin merkezi Vişne Caddesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Tarım ve hayvancılık alanlarında oldukça gelişmiş olan ilçemiz turizm sektöründe de damga vurmaktadır. Tarih boyunca Uludağ’ın gerdanlığı beşi bir yerdesi olarak kızık yerlerinden Cumalıkızık Köyü’müz UNESCO tarafından 2014 yılında Dünya Miras Listesine girmiştir. Yıldırım ilçemiz 69 mahallesi ile ülkemizin neredeyse her coğrafi bölgesinden ve farklı kesimlerden pek çok hemşehrimizi bünyesinde barındırmaktadır. Bu sebeple de ilçemizin sosyo-kültürel zenginliği ön plana çıkmaktadır. Yıldırım, Bursa’nın en çok göç alan ve aynı zamanda en çok göç veren ilçes konumundadır. Bunun altında yatan sebeplerin farkındayız ve çözüm için sahalardayız. Bu nedenle ilçemizin ihtiyaçlarının, alayı-kültürel zenginliğinin önemini ve potansiyelini biliyor, DEVA Partisi Yıldırım İlçesi Teşkilatı olarak bu gayretle ve inançla çalışıyor, Yıldırım’a deva olacağımıza sonsuz inanıyoruz.”

Deva Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz’ün konuşmasından satır başları;

“Bugün Bursa‘nın ikinci büyük ilçesi, adeta Bursa’nın ortana çocuğu Yıldırım için bir aradayız. Sizler kaç kardeşsiniz bilmiyorum ama benim sadece bir ablam var. Buna rağmen amcamlarla birlikte büyüdüğümüz 6 çocuklu bir ailede yetiştik, bu sebeple ortanca olmayı sizlere anlatabilecek kadar bir tecrübe sahibiyim. Çocukluğumda Atıcılar’da, Samanlı’da toprak yollarda dolaşmış, şeftali bahçelerinde, artezyenlerde su içmiş, göletlerinde zaman geçirmiş, Davutdede’de çıraklık yapmış bir çocuk olarak sizlere bugün hiç sesi çıkmayan, derdi sorulmayan büyük bir ailenin ortanca çocuğu olan Yıldırım’ın gönlünden geçenleri hissettirmeye çalışacağım. Bu sebeple sizlere ‘Yıldırım’ı anlamak, yarım kalmak ve beklemek’ başlıklı konuşma hazırladım. ‘Burası Yıldırım, burada kardeş çok. Kardeş çok ama imkanlar sınırlı. En büyük abiler şanslı. Abi sıfatının kendilerine sağladığı marifet alanı, kabiliyet ve o senin abin imtiyazı. En küçükler daha da şanslı. O da küçük cümleleri, anne-baba korumacılığı. Ortancanın hali duman. Ortanca çocuk olmakla ilgili en sevdiğim tespit genelde ortanca çocuk ne büyüğün ayrıcalığına, ne de küçüğe gösterilen özene sahip. Burası Yıldırım, Bursa’nın ortanca çocuğu. Kendinden büyük bir abisi Osmangazi, kendinden küçük bir kardeşi Nilüfer var. Bu yaşına kadar ne abilik ayrıcalığına ne de küçüğe gösterilen özene sahip ortanca çocuk. Ortanca, kendi başına getirilen, ailenin  en sağlam çocuğu. Burası Yıldırım, Bursa’nın ortanca çocuğu. Şartlar farklı, hepimiz aynı şehirde yaşıyoruz, aynı büyük bir aile gibi. Ortam aynı ama şartlar farklı. Ortanca çocuğu anlamak için, Yıldırım’ı anlamak için Yıldırım’da yaşamanız lazım. Hava Bursa’da farklı, Yıldırım’da farklı, Osmangazi de farklı. Bir sabahçı kahvesinde cebinde dünden kalan 20 Lira ile, iş bulma umuduyla gezeni bilmek lazım. Sokağın başında olsa bile üşüyen insanları bilmek lazım. İnşaatta çalışan elinde mala ile sıva yaparken, kanal açarken, şap betonu dökerken soğuktan morarmış elleri bilmemiz lazım. Tüm gücüyle çalışıyor olsa bile yetemiyor olmanın, dikkate alınmamanın, ne gerekiyorsa yapsa bile hep yarım kalmanın duygusunu, o duygunun gönüllerde bıraktığı yorgunluğu bilmek lazım. Yıldırım’da binalar yarım, kapılar yarım. Caddeler, sokaklar, kaldırımlar, asfaltlar yarım. Burası Yıldırım Bursa’nın ortanca çocuğu.Burası Yıldırım, Bursa’nın yarım kalan, hep eksik kalan hikayesi. Bizler, hayalleri yarım kalan gençleri, gönülleri yarım kalan babaları, muradları yarım kalan anneleri, ömürleri yarım kalan kardeşleri, geleceği yarım kalan çocukları bilerek geliyoruz. Bugüne kadar Yıldırım’ın dertlerini çözemeyen, ortanca çocuğun sesini duyamayanlara, hakkını sormaya geliyoruz. Yıldırım’ın hakkını Yıldırım’a teslim edeceğiz.”

Ali Babacan’ın konuşmasından satır başları;

Bugün; tarihin ve bereketin şehrinde, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın başkentinde, Uludağ’ın eteklerinde, Bursa‘da, Yıldırım‘da bir kez daha sizlerle buluştuğum için çok mutluyum. Partimiz kurulduktan sonra Bursa’ya ilk olarak, il binamızın açılışını yapmaya gelmiştim. Sonra İnegöl ve Osmangazi ilçe kongrelerimiz vesileleriyle yine buradaydım. 3 buçuk ay önce, coşkulu bir katılımla, Bursa il kongremizi gerçekleştirdik.

Son olarak, geçen ay, Nilüfer ilçe kongremiz vesilesiyle bir araya geldik. Bugün ise Yıldırım’dayım. Altıncı kez Bursa’dayım. Tabii bu durum diğer illerimizde bir miktar rahatsızlık oluşturuyor sanırım. Ancak ne yapalım, Bursa böyle kısmetli bir ilimiz. Yapacak bir şey yok! Bugün Yıldırım heyecanlı… Yıldırım’ın bu heyecanı, bize ne kadar doğru yolda olduğumuzu ispatlıyor. DEVA Partisi, Bursa’ya çok yakışıyor arkadaşlar, çok. Çünkü Bursa, gençlerin kenti. DEVA Partisi de gençlerin partisi. 4 Gençler, DEVA Partisi‘nin kuruluşundan beri karar mekanizmalarının tam da merkezinde yerlerini alıyorlar. Genel Merkez Yönetim Kurulumuzda, partimizin en yetkili karar merciinde bile üniversite öğrencisi arkadaşlarımız var. Tüm teşkilatımızda en az %20 oranında gençlik kotası var. Bugün itibariyle Türkiye genelinde üyelerimizin yüzde 38’i, 30 yaşının altındaki gençlerden oluşuyor. Var mı böyle bir başka parti? Ben bilmiyorum, bilen varsa göstersin. Ama bakın, neden DEVA Partisinde bu kadar genç var? Nedenini çook iyi biliyorum. Çünkü gençler, DEVA’da fırsat eşitliği olduğunu görüyorlar. 5 Çünkü gençler daha iyi bir yaşamı, hep beraber, DEVA Partisi’yle yükseltebileceklerini çok iyi biliyorlar. Ama arkadaşlar, Gençler, “Harçlıklarımızla sokağa çıkmak, bir kafede oturmak, sinemaya gitmek mümkün değil artık!” diyor. Geçen gün Ankara’da şehir merkezinde bir sinemanın bilet fiyatlarına baktım. Öğrenci bileti 26 lira. Alışveriş merkezlerinde bir sinema filmi öğrencilere 36 lira. Bakın yarın 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Bu vesileyle de tüm tiyatro emekçisi arkadaşlarımın gününü tebrik ediyorum. Peki gençler tiyatroya gidebiliyor mu? Gidemiyor. 6 Yemesiydi, içmesiydi derken, geldiğimiz noktada, gençlerin pencereden kafalarını çıkarmaları 100 liradan başlıyor. Gençler, “Sosyal medyada düşüncemi açıkladığımda, kapıma polis dayanmasından, ileride iş bulamamaktan korkuyorum” diyor. Kapısını çalıp, misafiri olduğum tüm vatandaşlarımızın evinde bunları görüyorum. Evin oğlu “Korkudan sosyal medyada paylaşım yapamıyorum” diyor. Çocuğun annesi babası da evlatlarının başına bir iş gelmesinden çekiniyor. Onlar da çocuklarına “Aman evladım karışma hiçbir şeye” diyor. Gençler iş bulamıyor; iş bulanı da düşük ücretli işlere mahkûm ediliyor.

Sonra da buldukları ilk fırsatta, kendilerine başka bir ülkede hayat kurmayı hayal ediyorlar. Çünkü gençler Türkiye’de mutlu değiller. Türkiye, YouTube’da videoların altına “Cebimde 60 lira parayla yurt dışına çıkma hayali kuruyorum” diye yazan mutsuz gençlerin ülkesi oldu. Arkadaşlar, Biz bu durumu asla kabul etmiyoruz. Biz gençlere, gasp edilen hayatlarını iade etmeyi taahhüt ediyoruz. Yarının Türkiye’si için gençlerin aklına ihtiyacımız olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Biz gençlere fırsat eşitliği sağlayacağız. 8 Gençlerin istihdam olanaklarını arttıracağız. Onlara düşüncelerini ifade edebilecekleri, yeteneklerini geliştirebilecekleri özgürlükçü bir iklim sunacağız. İş baskısıyla, siyasi iklim baskısıyla, sosyal çevre baskısıyla nefeslerinin kesilmeyeceği, kendileri gibi olacakları bir ülke hazırlayacağız. Bunun için buradayız, bunun için gecegündüz hep beraber çalışıyoruz.

Sosyal yardımları bağımlılık sağlansın diye değil, vatandaşlarımızı zor durumdan çıkartsın diye, sosyal devlet ilkesi gereği sunacağız. Yeşil, yaşanabilir bir çevrede yaşamın kapılarını aralayacağız. Ve topyekûn zenginleşeceğiz. İnanın arkadaşlar ne yaptığını, ne yapacağını bilen bir yönetimle tüm bunlar hızla düzelir. İşte o yüzden biz kadrolarımızla, her alanda yapacağımız eylem planlarıyla emin adımlarla emaneti teslim almaya geliyoruz.

Buraya çok yoğun bir Ankara gündemiyle geldim. Biliyorsunuz şubat ayının sonunda, 6 parti olarak ülkemizi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem‘e kavuşturmak için önemli bir mutabakat sağladık. Yakın siyasi tarihimizde bir ilki gerçekleştirdik. 45 sayfalık bir metin üzerinde, bütün detaylarıyla mutabık kaldık. 15 İktidar partileri ülkeyi kutuplaştırarak, ayrıştırarak, ötekileştirerek yönetirken, bizler, siyasette “uzlaşı” dedik, “mutabakat” dedik. Yarın ise, bizim ev sahipliğimizde, 6 partinin genel başkanı bir araya gelecek ve bundan sonraki süreci değerlendireceğiz. Genel Merkezimizde sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nu ağırlayacağız. Görüşmelerimizin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Değerli arkadaşlar, önce hukuk demiştim. 16 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin son istatistiklerine göre, 2021 yılında en çok insan hakkı ihlali Rusya, Ukrayna ve Türkiye’de tespit edildi. Lige bakın ya. Üstelik hükûmet bu ihlaller tespit edildiğinde, bağlı olduğumuz sözleşmeyi de uygulamıyor. Bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin altında Türkiye’nin imzası var mı? Var. Devlet, “Bu sözleşmeye uyacağız” diye taahhüt vermiş mi? Vermiş. Kuruluşundan bu yana, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yargıçlar görev yapıyor mu? Yapıyor. 17 Rahmetli Özal’dan bu yana, vatandaşlarımızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru hakkı var mı? Var. Yetmedi; taraf olduğumuz uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin iç hukukumuzu bağladığı, kendi Anayasamızın hükmü değil mi? Hükmü. Ve bütün bunlar, zamanında bizim kendi vatandaşlarımızın hakkını hukukunu korumak için yapılmış işler. Bir gün gelir de, otoriter bir iktidar, vatandaşlarımıza zulmetmeye başlarsa, insanların nefes alacağı bir kapı olsun diye atılmış adımlar bunlar. Ama AİHM bir karar veriyor; Sayın Erdoğan’ın keyfi yüzünden karar uygulanmıyor. 18 Böyle bir şey olmaz, olamaz. Siz hukuku ihlal ederseniz, güveni kaybedersiniz. Güveni kaybederseniz, ekonomiyi krizden asla çıkaramazsanız.

Hiç endişeniz olmasın. En kısa zamanda, ülkeyi bir kişinin kafasına estiği gibi yönetmesine son vereceğiz. 19 Hiçbir ayrım yapmadan, tüm vatandaşlarımızın hukuk güvenliğini sağlayacağız ve refahını yükselteceğiz. Gençlerin kaçmak değil, yaşamak istedikleri bir Türkiye’ye çok yakında kavuşacağız. Türkiye’yi mutlu gençlerin, mutlu kadınların, mutlu çalışanların, mutlu insanların ülkesi yapacağız. Otoriter ittifak ortaklarının DEVA Partisi’ni engellemek için ürettiği tüm o entrikaları boşa çıkaracağız. Bizim çözüm haritamız belli. Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız. Toplumu kutuplara ayırmayacağız. 20 Hep beraber Türkiye’nin yaralarını saracağız. Demokrasi ve atılım için durmadan, yorulmadan koşacağız. Artık Türkiye’nin devası var, Yıldırım’ın devası var. Hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Kongremiz hayırlı uğurlu olsun.

Ülkemizde sadece gençler mi mutsuz? Bakın, geçenlerde bir rapor yayınlandı. Adı, Dünya Mutluluk Endeksi. Uluslararası bir rapor bu. 9 Bu raporda neye bakıyorlar biliyor musunuz? Kişi başına düşen gelire, özgürlüklere, sağlık ve sosyal yardım imkanlarına, yolsuzluklara, eğitime ve satın alım gücüne bakıyorlar. Buradan da ülkelerin mutluluk seviyesini belirliyorlar. 146 ülkeyi, vatandaşlarının mutluluk seviyesine göre sıralamışlar. En mutlu ülke Finlandiya, en mutsuz ülke Afganistan çıkmış. Peki Türkiye nereye yakın? Maalesef Finlandiya’ya değil, mutsuz ülkelere yakın. Ülkemiz tam 112. sırada. Sıralamaya bakıyorsunuz; Türkiye, daha yakın zamanda topraklarında savaş görmüş Irak’tan bile daha mutsuz. 10 Yani ülkeleri gelir, özgürlük, sağlık, sosyal yardım, yolsuzluk, eğitim ve alım gücü kriterlerine göre sıraladığınızda Türkiye Irak’ın da gerisinde kalıyor. Hani değerli bir şairimizin “Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?” dizeleri var ya… Bu dizeler belli ki AK Parti ile MHP’nin seçim sloganı oldu. Ülkeye mutsuzluktan başka bir şey sunamıyorlar. Bu iktidar yüzünden ülkede antidepresan satışları patladı. İki ay önce yayınlanan bir habere göre, 2017 yılında ülkede 48 milyon kutu antidepresan satılırken, bu rakam 2021’de 59 milyon kutuya çıktı. 11 Taraflı ve partili Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nde antidepresan satışları 11 milyon kutu arttı. Huzur getirecek dedikleri sistem Türkiye’yi depresyona soktu. Bu sistem Türkiye’ye mutsuzluk getirdi. Türkiye’yi mutsuz insanlar ülkesi yaptı. Arkadaşlar, Mutsuz insanların ülkesinde çarşının pazarın yüzü gülmez. İnsanlar işe bile gitmek istemez. Gençler yarınlarını kara kara düşünür. Kimse otobüste, dolmuşta mutlu bir şekilde seyahat etmez. Mutsuz insanların ülkesinde kaygı olur, depresyon olur, şiddet olur, güvensizlik olur. Mutsuz bir ülkede hayat çekilmez. 12 İşte onun için bizim en büyük sorumluluğumuz, ülkemize neşesini geri kazandırmaktır. Bizim en büyük ödevimiz; Türkiye’yi huzura kavuşturmaktır. İşte biz, o endekste yazan kriterlerin hepsini yükselteceğiz. Önce özgürlük! Refaha giden yol, özgürlükten geçer. Hukuk devletini inşa edeceğiz. Herkesin hukuk güvenliğine sahip olduğu bir sisteme kavuşacağız. Eğitimde fırsat eşitliği sağlayacağız. Ülkenin doğusuymuş batısıymış hiç fark etmez, kuzeyi güneyi hiç fark etmez; en ücra köşeye dahi nitelikli eğitim ulaştırmak için çalışacağız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ