Demokrat Zafer

SANAYİ KURULUŞLARINA VERİLEN GAZIN KESİLMESİ VE ELEKTRİK KESİNTİLERİNİN NEDENİ İKTİDARIN HATALI ENERJİ POLİTİKA VE UYGULAMALARDIR

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu sanayi kuruluşlarına verilen gazın kesilmesi ve elektrik kesintileri ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferudun Tetik yaptı. Tetik tarafından yapılan açıklama şöyle:

BOTAŞ tarafından 20.01.2022 tarihinde yapılan bir açıklamada; “Gürbulak-Ağrı Giriş Noktasından sağlanan doğal gazın, İran tarafındaki doğal gaz iletim hattında meydana gelen bir arıza nedeniyle 20.01.2022 tarihinden itibaren 10 gün süre ile sağlanamayacağı” ve “Elektrik ve doğal gaz sistem dengesinin korunması amacıyla yüksek tüketimi olan sanayi tesisleri ve elektrik santrallerin doğal gaz tüketiminde kısıtlamalar yapılacağı” belirtilmişti.

Bu durum doğalgaz depolamasının yetersizliğini ortaya koyması yanı sıra dışa bağımlılığın ve yanlış enerji politikalarının açık bir sonucudur. Sanayide gaz ve elektrik kesintilerinin üretimi durduracağı, maliyetleri artıracağı ve zaten çekilmez olan hayat pahalılığını artıracağı da açıktır.

Doğalgazın Türkiye’nin birincil enerji arzında payı yüzde 27,1’dir. 2021’in ilk onbir ayında tüketilen elektriğin üçte biri, doğalgaz yakıtlı santrallarda üretilmiştir. Yaşamımızda bu kadar önemli yeri olan doğalgazda, yüzde 99 oranında dışa bağımlıyız. 2020’de doğalgaz ithalatının üçte biri Rusya Federasyonu’ndan, dörtte biri Azerbaycan’dan yapılmış, İran’ın payı ise yüzde 11 olmuştur.

BOTAŞ verilerine göre, ülkemizin günlük kuramsal gaz giriş kapasitesi; boru hatlarından 199 milyon, LNG tesislerinden 77 milyon, FSRU tesislerinden 56 milyon, depolama tesislerinden 48 milyon m3 olmak üzere toplam 360 milyon m3’dür. Bu durumda, İran’dan gelen 28,5 milyon m3 gazın kesilmesi, kapasitede yalnız yüzde 8 azalması sonucunu verecektir.

Oysa uygulamada durum daha farklıdır. BOTAŞ’ın günlük 360 milyon m3 rakamının gerçekleşmesi için, bütün boru hatlarının dolu olması, gazın sözleşme değerlerine uygun olarak eksiksiz gelmesi, bütün FSRU ve LNG limanlarında LNG tankerlerinin tam kapasitede sorunsuz boşaltıyor olması ve doğalgaz depolarının tam olarak dolu olması gerekir. Ayrıca, bu rakama dahil olan ancak halen boşta bekleyen ve yıllık kapasitesi 6,5 milyar m3 olan Azerbaycan-Erzurum hattına Azerbaycan’dan gazın gelmesi ve BOTAŞ şebekesine gaz verebilmesi de lazımdır. Enerji yönetimi bu hattan temin edilen gazın daha yüksek fiyatlarla ve ilave taşıma bedelleri ile Eskişehir’den alınmasına yönelik hatalı karar ve uygulamadan derhal dönmelidir.

İran’dan gaz arzının ileride de herhangi bir nedenle aksaması olasılığına karşın, Güney, Güneydoğu ve Doğu illerinin gazsız kalmaması için:

•              Azerbaycan’ın Türkgözü giriş noktasından Erzurum’a gelen boru hattından uygun koşullarda gaz temininin sağlanması,

•              Mevcut kompresör istasyonları ve boru hattı şebekesinin çift yönlü çalışmasına imkan verecek yatırımların hızla sonuçlandırılması, şebekelerdeki eksik yatırımların tamamlanması,

•              Bölgede doğalgaz deposu olarak kullanmaya uygun formasyonların araştırılması gerekmektedir.

Kesintilerde Türkiye’nin gazsız kalmaması için mevcut depolama tesis projeleri bir an önce bitirilmelidir.

Tüm bu olumsuzluklar ile birlikte organize sanayi bölge müdürlüklerine yazılı olmayan, “sözlü bildirimler” yapılarak, fabrikalara verilen elektriklerde de 72’şer saatlik kesintilere gidileceği bildirilmiştir. Her ne nedenle olursa olsun, faaliyetleri süreklilik arz eden sanayi kuruluşlarına gaz ve elektrik arzının üç dört günlük sürelerle kesilmesi sanayiye darbedir, kabul edilemez. Enerji kesintisi bildirimleri son anda yapılmış bu sebeple fabrikaların üretim veya bakım planı yapması imkânsız hale gelmiştir. Bu ciddi plansızlık üreticileri zor durumda bırakmıştır.

İçinde bulunduğumuz bu durum maalesef plansızlık ve dışa bağımlılığın bir sonucudur. Ülkemiz, elektrik enerjisinin yaklaşık %35’ini doğalgaz çevrim santrallerinden sağlamaktadır. Diğer ithal kaynakları da göz önüne aldığımızda ihtiyacımız olan elektrik enerjisinin %55’inden fazlası ithal kaynaklardan karşılanmaktadır.

Doğalgaz temininde güçlük çeken kamu elektrik üretim tesislerinin alternatif yakıtlarla üretimini sürdürmeleri sağlanmalıdır. Kapasite mekanizması yöntemi ile çalışmadıkları aylar-yıllar için kamudan adeta haraç olarak milyonlar tahsil eden santrallar da derhal devreye girmelidir.

Bu vesile ile belirtmek isteriz; ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasının köklü çözümü, toplum çıkarlarını gözeten kamusal planlama ve kamu hizmeti yaklaşımı ile enerjinin azami ölçüde yenilenebilir kaynaklara dayalı etkin ve verimli temini, iletimi ve dağıtımından geçmektedir.

Dışa bağımlılığımızı arttıran, satın alma garantili ithal fosil kaynak ile enerji üretme sevdasından vazgeçilmelidir. Yine ithal kaynak ile üretim yapacak olan, döviz bazlı olarak piyasanın 3 katı satın alma garantisi verilmiş Nükleer Santral projeleri durdurulmalıdır. Enerji üretim santralleri çeşitlendirilmedir.

Enerji ihtiyacımız, bu çerçevedeki toplumsal, kamusal, ulusal çıkarlar temelindeki bir planlama sistematiği ve uzun vadeli öngörülerle, düşük maliyetle üretim ve dağıtım yoluyla geniş kesimlerin sürekli ve en ucuz şekilde yararlanmasına imkân verecek biçimde karşılanmalıdır. Kâr odaklı üretim, iletim, dağıtım ve satış politikasının reddedilmesi gerekir.

Toplumun enerji ihtiyacını güvenli ve en ucuz biçimde karşılama amacını gözeten kamucu, toplumcu enerji politikalarına yönelmek gerekmektedir. Başka türlü dışa bağımlılıktan, kesintilerden, fahiş fiyat artışlarından ve zincirleme hayat pahalılığından kurtulmak mümkün değildir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ