Demokrat Zafer

Üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz” dedi.

Milli Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar” Programında Milli Muharip Uçak (MMU)’un tanıtım videosu gösterimi yapıldı. Konuşmaların ardından Milli Muharip Uçak Mühendislik Merkezi, Kompozit İmalat Tesisi, Uzay Sistemleri Mühendislik Binası, Depo Seviyesi Bakım ve Onarım Merkezi, TUSAŞ’ın yanında kurulan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (HAB) yapımı tamamlanan tesislerin açılışı gerçekleştirildi.

Milli Teknolojiler ve Yeni Yatırımlar Toplu Açılış ve Tanıtım Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 20 yıl önce 62 olan savunma projesi sayısının bugün 750’yi geçerken, bu alanda faaliyet gösteren firmaların sayısının 56’dan bin 500’e çıktığını, savunma sanayi projelerinin bütçesinin 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara, sektörün yıllık cirosunun 1 milyar dolardan 10 milyar dolara, ihracatın 248 milyon dolardan 3 milyar 224 milyon dolara yükseldiğini kaydetti.

“Sektörün yıllık cirosu 1 milyar dolardan 10 milyar dolara yükseldi”

Türkiye’nin harp endüstrisinin tarih öncesine kadar dayandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milattan önce 3’üncü yüzyılda Hunların menzil ve darbe gücü yüksek çift kavisli yayları imal ettiğini biliyoruz. Gazneliler’in savaş fillerine zırh giydirmesinden Selçukluların donanma inşasına kadar bir çok alanda tarihimizde kendi döneminin ilki mahiyetinde çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Osmanlı da ilk yıllarından itibaren tersaneciliğini geliştirmiş, Avrupa ordularında henüz yokken topçu ocağı kurmuştur. Asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere pek çok ürün ihracatı yapan Osmanlı, 18. yüzyıldan sonra bu alandaki öncülüğünü yitirmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde başlatılan kalkınma hamlesinde savunma sanayimiz özel bir yere sahiptir. Bu dönemde Vecihi Hürkuş, Nuri DemarağŞakir zümreNuri Killigil gibi müteşebbislerin çabalarını maalesef iç ve dış engellemeler sebebiyle akamete uğradığını görüyoruz. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu bünyesinde kurulan fabrikalar da arzu edilen etkinlikte çalıştırılmamıştır. Sonuçta savunma sanayimiz neredeyse tamamen dışa bağımlı hale getirilmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı döneminde önce tehditle başlayan, ardından ambargo ile devam eden gelişmeler, kendi kendine yeten bir savunma sanayine olan ihtiyacımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Halkımızın destek ve teveccühleri ile kurulmuş olan Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları eliyle hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kurumlar bu sürecin ürünleridir. Rahmetli Turgut Özal döneminde de yerli ve modern savunma sanayinin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Savunma Sanayi Müsteşarlığı kurulmuştur. Bu çerçevede 2000’li yıllara kadar yerli üretim yanında ofset projeleri vasıtasıyla ülkeler arası ortak programlara ağırlık verilmiştir. Hükümete geldiğimizde her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de artık hiçbir şey eskisi olmayacak dedik ve adımları atmaya başladık. Kendi kendine yeten, ülkemizi kimseye muhtaç etmeyecek, yerli ve milli sistemleriyle de dostlarına elini uzatan tam bağımsız bir savunma sanayi kurmak için tüm imkanları seferber ettik. Savunma Sanayi İcra Komitemizin 2004 yılı Mayıs toplantısı, dışarıdan hazır alımların terk edilmesi ve milli savunma sanayimizin öncelikli kaynak olarak yapılandırılması konusunda adeta bir dönüm noktası olmuştur. Bugün Türk savunma sanayi Cumhurbaşkanlığına bağlı Savunma Sanayi Başkanlığımızın koordinasyonunda yüklenicileri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri, geliştirdiği özgün ürünleri ve ihracatı ile ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline gelmiştir. Nitekim ülkemizde 20 yıl önce sadece 62 olan savunma projesi sayısı bugün 750’yi geçerken, bu alanda faaliyet gösteren firmalarımızın sayısı 56’dan bin 500’e çıkmıştır. Savunma sanayi projelerinin bütçesi 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara, sektörün yıllık cirosu 1 milyar dolardan 10 milyar dolara, ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar 224 milyon dolara yükselmiştir” diye konuştu.

“Geleceğin harp ortamına da ülkemizi hazırlıyoruz”

Kara ve deniz araçlarında sadece Türkiye’nin değil, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldiğini kaydeden Erdoğan, “Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilin 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3 ülkesi içindeyiz. Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara, maruz kaldığı gizli açık ambargolara, dışarıdan ve içeriden yürütülen sabotajlara rağmen bu seviyelere gelmiştir. Şöyle bir geri dönüp baktığımızda neler görüyoruz neler. İHA istedik vermediler, biz de Bayraktar’ı, Anka’yı, Akıncı’yı, Aksungur’u yaptık. Mühimmat istedik vermediler, bizde MAM’ıSOM’uTEBER’i yaptık. Füze istedik vermediler, biz de Bora’yı, Atmaca’yı, Bozdoğan’ı yaptık. Hava savunma sistemi istedik vermediler, ilk etapta başka ülkeden aldık, şimdiler Hisar’ları yaptık, yakında Siper’i ve daha ötesini de tamamlayacağız. İHA’larda kullandığımız kamera ambargo koydular. Sandılar ki böyle yapınca biz HA’yı kullanamayacağız, onu da kendimiz yaptık. Sınırlarımız içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yürütebilmeyi, sınır ötesi barış harekatlarımızı istediğimiz gibi gerçekleştirmeyi işte bu başarılara borçluyuz. Artık çıtayı daha yukarıya çıkartarak geleceğin harp ortamına da ülkemizi hazırlıyoruz. Ar-Ge yatırımlarımızı artırarak ileri teknoloji gerektiren sistemleri birer birer hayata geçiriyoruz. Sürü İHA’lar ve deniz platformlarından savaş yönetim sistemine, insansız araçlardan yapay zekaya, elektromanyetik sistemlerden lazer silahına, uydulardan uzay sistemlerine kadar savunma sanayinde olmamız gereken hangi teknoloji alanı varsa hepsine varız” şeklinde konuştu.

“Tüm yalancılara ve sahtekarlara sesleniyorum, biz ülkemize ve milletimize hizmet etmekten asla yorulmayacağız”

Tüm unsurları ile savunma sanayini her zaman ayrı bir yere koydukları belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mehmetçiğimizin, polisimizin, jandarmamızın, yurt içi ve sınır ötesi operasyonlarda kullandığı silahları kimseye muhtaç olmadan geliştirmek ve üretmek için bu alana milli hassasiyetlerle eğiliyoruz. Savunma sanayini her zaman siyaset üstü bir alan olarak gördük. Ancak zaman zaman, özellikle son dönemde dozu artan bir şekilde bu konudaki çarpıtma ve yalan kampanyalarının kimi zaman iftira derecesine varacak ölçüde artırıldığını görüyoruz. Arifiye’deki tank palet fabrikası ile ilgili söylenen yalanları yüzlerine vurmaktan bıktık, ama onlar aynı yalanları tekrarlamaktan bıkmadılar. Son olarak bir milli savunma sanayi şirketimizin küresel ülkelere satıldığı yalanını dolaşıma soktular. Bu haberi ilgili kuruluşlar başta olmak üzere herkes yalanlamasına rağmen tezvirata devam ediyorlar. Biz bu yalanların amacının söz konusu savunma sanayi kuruluşlarımıza sahip çıkmak değil, ülkemizin savunma sanayi hamlelerini baltalamak olduğunu biliyoruz. Buradan tüm yalancılara ve sahtekarlara sesleniyorum, biz ülkemize ve milletimize hizmet etmekten asla yorulmayacağız ama siz bir gün mutlaka yalanlarınızda boğulacaksınız” ifadelerini kullandı.

“Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz”

“Buradan bir kez daha ilan ediyorum, savunma sanayinde artık daha planlı ve sistematik, orta ve uzun vadeli hareket edeceğimiz döneme giriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Gençler, mühendislerimiz, kızlı erkekli burada. Hepsi adeta 7/24 çalışıyorlar. Niçin? Bu ülke savunma sanayinde adeta erişilemez hale gelsin diye. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarikine rıza göstermeyeceğiz. Elimizdeki sınırlı kaynağı kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak asıl önceliğimiz olmaya devam edecek. Kamu ve özel şirketleri ile bu konuda savunma sanayi sektöründen daha fazla gayret, daha verimli çalışma, daha hızlı sonuç beklediğimi zaten biliyorsunuz. Geldiğimiz seviye önemlidir ama kesinlikle yeterli değildir. çok daha iyisini yapmak, çok daha ileri seviyelere ulaşmak için sektörü daha çok çalışmaya, daha çok ürün ortaya koymaya, daha çok küresel başarılar sergilemeye davet ediyorum. Kurumlarımız arasındaki işbirliğini, uyumu, paylaşımı geliştirerek savunma sanayindeki hedeflerimize en kısa süre de ulaşacağımıza inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak savunma sektörüne bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en güçlü şekilde destek vermeyi sürdüreceğim.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ