Demokrat Zafer

Karademir; ‘Satma yetkimiz var’

www.olay.com.tr’de yayınlanan, Mustafa Özdal ve Yaman Kaya’nın hazırlayıp, sunduğu “Gündem Özel” programına katılan Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, yerleşkelerinin Kestel’e taşınmasının artık gündemde olmadığını kaydetti. Karademir, “Bu aşamadan sonra oraya üniversite değil, herhangi bir entegre bütüncül proje yapılabilir mi tam emin değilim. Kamulaştırma geri döndü. BTÜ’nün 44 tane vatandaşın arazisini alma gibi bir planı varken 9 parça bölük yeri olmuş oldu. Onları da satacak mıyız, ticari bir faaliyette mi kullanacağız bakacağız, satma yetkimiz var” dedi.

Gündem Özel”Bursa Teknik Üniversitesi’nden gerçekleştirilen yayında, Rektör Prof. Dr. Arif Karademir’i ağırladı. Gazeteciler Mustafa Özdal ve Yaman Kaya’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Karademir, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

BTÜ’den büyük başarı

TÜBİTAK tarafından başlatılan 2244 Sanayi Doktora Programı’nda Türkiye birincisi olmalarını değerlendiren BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “2244 Sanayi Doktora Programı; Güney Kore’de, Almanya’da, İskandinav ülkeleri, ABD, Kanada’da zaten yıllardır yapılan bir sistem. Bu sistemin amacı sanayide çalışan doktoralı eleman sayısını artırmak. Türkiye gibi ülkelerde maalesef doktorasını bir kişi yaptığı zaman tırnak içinde söylemek gerekirse üniversiteye kapağı atar, hoca olur anlayışı var. Halbuki tam tersi, sanayide çalışan mavi yakanın daha da fazlası beyaz yaka daha da fazlası yüksek lisans, doktoralı eleman sayısı olması lazım yaklaşımı var. Niçin, eğer yüksek lisans, doktora çalışanı fazla ise bir fabrikanın o fabrika kendi projesini yapabilir. Kendi markasını üretebilir. Montajcı bir kimlikten kendisine marka oluşturan bir yapıya dönüşebilir diye dizayn edilmiş. Devlet de oyun kurucu rolüyle bunu çok güzel bir şekilde dizayn etti. Çünkü ciddi bir destek var. Bu sanayi doktora programında en az 3 tane personelin doktora yapıyor olması lazım. Bunun 5 yıllık finansmanının yüzde 75’ini devlet veriyor, maaşın. Bittikten sonra da üç yıl daha yüzde 60’ını veriyor. Bir de bu proje kapsamında doktora yaptığınıza göre bir bütçe olacak; iki milyon, üç milyon onu da vereceğim diye pozitif ayrımcılık yapıyor. Bursa Teknik Üniversitesi’nin genç ve iletişimi çok iyi hocalarımız ve konularında uzman arkadaşlarımızla beraber arabalarla, minibüslerle bütün sanayicilerimizi gezdik, çayımızı, kahvemizi içtik, 100 tane biz aslında anlaşma yaptık ama TÜBİTAK bunun 23 tanesini onayladı. İnşallah diğer seferlerde de diğerlerini onaylayacaklar ve gerçekten yeni bir üniversite olmamıza rağmen Bursa ve bizim için bir gurur kaynağı oldu. Hem sanayicilerimize, hem hocalarımıza çok teşekkür ediyorum hem de devletimizin yaptığı bu projenin herkes tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar imzalamış olmak yetmiyor peki, ne aşamada, ne kadarı aktive oldu derseniz, onda da en fazla projeyi aktive eden üniversiteyiz şu anda” ifadelerini kullandı.

Kestel’e taşınma rafa kalktı!

BTÜ’nün kampüs alanı ilk olarak Kestel’de konuşlanacak şekilde belirlenmişti. Ancak 15 Temmuz hain darbe girişimi işleyişin seyrini değiştirdi.

Prof. Dr. Karademir, süreci şöyle anlattı:

BTÜ’de birinci dönem rektör olduğumuz zaman hızlı bir şekilde kamulaştırmamızı yaptık, mimari proje aşamasına da geçtik. Pazartesi günü mimari projeye imza atacakken ki o projede rektörlük ve iki fakülte binamız vardı, yaklaşık 40 bin metrekarelik bir inşaat mimari projesiydi, pazartesi imza atacaktık cuma günü darbe girişimi oldu. Dolayısıyla bizim tamamen dışımızda gelişen bir olayla Orhangazi Üniversitesi darbe girişiminden yaklaşık 20 gün sonra tamamen bize geçmiş oldu. O sırada zaten bütçe konusunda ciddi sıkıntı vardı. Dolayısıyla somut olarak Kestel’de inşaatlara başlayamadık. Kamulaştırmaların hepsini yapmıştık o zaman. Bütün hepsinin ödemelerini yaptık. Ancak maalesef diyorum artık avukatlarımızın belki teşviki ile veya vatandaşlarımızın bir şekilde motive edilmesiyle diyelim Yargıtay’a gitti insanlar. Mahkeme kararı ile ödemiş olduğumuz ücretlerin az olduğunu ve değer artışına gidilmesini istediler ve bu haklarıymış zaten. Yargıtay da 20 milyon daha değer artışı yaptı. Onun da ödenmesi konusunda başarılı olamadık öyle söyleyeyim. Ben başarılı olamadım diyeyim. Kısacası o ek 20 milyonu ödeyemedik. Mahkemeye bunu yazdık. Mahkeme de o zaman kamulaştırma iptal diye karar verdi. Şöyle bir karar verdi üniversitenin verdiği ücreti kabul edenler tapularını versinler ve paralarını alıp işlerine devam etsinler, üniversitenin verdiği bedeli kabul etmeyenler paraları geri ödesinler. Şu anda tam bilmiyorum açıkçası ama zannediyorum 9 parça bizim elimizde. Ki onlar da dağınık dağınık. Biliyorsunuz 44 parça vardı orada. Toplam 325 dönüm. 9 parça var zannediyorum hepsi 45-50 dönüm tutuyor. Ki parça parça, bir şey yapamazsınız. Diğer yerlerin çoğunda vatandaşlarımız zannediyorum geri almaya çalışıyor. Birkaç tanesi parasını verdiler, geri aldılar.

Üniversite gelmiyor: Kestel’deki 9 arazi satılabilir

Prof. Dr. Arif Karademir, “Bu aşamadan sonra oraya üniversite değil, herhangi bir entegre bütüncül proje yapılabilir mi tam emin değilim. BTÜ’nün oraya şu anda gitmesi biraz zor gibi. Çünkü kamulaştırmaya tekrar yeniden başlanması gerekir. Ankara buna nasıl yaklaşır bilmiyorum. Şu anda böyle bir taşınma gündemde yok. Kamulaştırma geri döndü. BTÜ’nün 44 tane vatandaşın arazisini alma gibi bir planı varken 9 parça bölük yeri olmuş oldu. Onları da artık satacak mıyız, ticari bir faaliyette mi kullanacağız bakacağız, satma yetkimiz var. Onu satıp, binalarda kullanabiliriz. Şu anda bulunduğumuz yer bildiğiniz gibi Hacivat deresi, aşağıda metro hattı ve üstte eski ismiyle Şevket Yılmaz Hastanesi olarak bakarsanız bir ada şeklinde. 325 dönüm. O da manidardır. Kestel’de vatandaştan alacağımız araziler de 325 dönüm tutuyordu burası da 325 dönüm. Burada şu anda 3 kardeş paylaşmış gibiyiz. Belediyemizin otobüs garajı olarak kullandığı yer var ve valiliğimizin ihtiyaçtan dolayı kullandığı yer var. FETÖ darbe girişiminden önce biz burayı aldığımız zaman o projeler, yapılan çizimlerde komple buraya dönük bir proje yapılmıştı ve toplam kapasitesi 20 bin öğrenciyi kaldıracak şekilde dizayn edilmiştir. Dolayısıyla evet burada bizim kullanabileceğimiz yerler var zannediyorum valilik ve belediye de zamanla oralardan daha güzel yerlere geçeceklerdir diye düşünüyorum. Bunu istiyoruz” dedi.

BTÜ’nün sanayi ile arası nasıl?

“Üniversite ile sanayi ve paydaşlarımız, sosyal bilimler arasında doğal, sürdürülebilir, sağlıklı iletişim ve gelgitlerin olması gerekiyor. Akademisyen ve personel gidiş gelişinin iyi olması lazım. Biz zaten proje yapıyoruz, karşıdaki muhataplarımızın da sıkıntıları var, onlar bizim zaten yapmış olduğumuz mesleki faaliyetlerin doğal bir parçası olmak zorunda. Birisi ilaç arıyor bizim saçma sapan işlerle uğraşan bir kurum olmamamız lazım” görüşünü belirten Prof. Dr. Karademir, “Yurt dışındaki üniversitelerin yaptığı sisteme gelmemiz lazım. Bu anlamda evet başarılıyız, şunu unutmayalım tamamen yeni kurulmuş bir üniversite olarak bu aşamaya gelip 2244 Sanayi Doktora Programı’nda Türkiye birincisi olmak gerçekten küçük bir şey değil. Artı en genç üniversite olarak en girişimci üniversite endeksine girmiş olmak küçük bir şey değil. İki tane daha faktör var bir en genç üniversite olarak en aktif teknoloji transfer ofisini kurmuş olmak ki bu işte paydaşlarla olan iletişimin dozunu gösteriyor ve anonim şirket bu ticari firma hüviyetinde. Son olarak da bakanlığın da teveccühü ile tek ortaklı tekno kentini kuran bir üniversiteyiz. Sadece BTÜ sahibi. Dolayısıyla bu organlar teknokent, teknoloji transfer ofisi ve üniversitedeki hocaların yaptığı projelerden başka tabii mezun öğrencileri de içine katmak lazım sanayi ile iyi ilişkiler yapmak için kurulan başka bir organizasyon yok aslında o anlamda o kalemlerde BTÜ bence başarılı. Bunlara karşın koşmamız lazım, daha gidecek çok yolumuz var” şeklinde konuştu.

Özel üniversite kalitesinde sınıf konsepti var

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Karademir, “Üniversitenin dışında şehrin de kişinin yetişmesine çok büyük katkısı olduğunu biliyoruz onun için Bursa’nın nimetlerini bir yan tarafa koyalım. Onun dışında BTÜ’deki sınıflar çok kalabalık değil. Bu çok önemli. Akademisyen ile kişilerin iletişim kalitesi açısından amfide mi ders görüyorsunuz, dört şubeli bir sınıfınız mı var yoksa 30-40-50 kişilik mi bu çok önemli. O açıdan bence çok avantajlıyız. Özel üniversite kalitesinde sınıf konseptimiz var. Sözel ve sayısal bütün öğrencilerimiz isteğe bağlı ingilizce hazırlığa giriyorlar bir yıl ve ben iddia ediyorum İngiltere’de 8 yıl kaldım, Londra’daki bir dil kursuna gidin samimi söylüyorum bizim dil kursu kadar kaliteli olmayabilir. Çünkü daha çok Pakistanlı ve Afrika’dan bir sürü genç öğrenciler var. Bizim 15 kişilik sınıflarımız var ve çok kaliteli eğitim veriyoruz. İngilizce eğitim hazırlık yapıyoruz demiyoruz ingilizce öğretiyoruz diyoruz. Peki, ispatı nedir, ispatı şu devlet biliyorsunuz sınav yaparak yurt dışına eleman gönderiyor yüksek lisans, doktoraya. Gitmeden önce bu elemanların Türkiye’de kurs almasına müsaade ediyor ve ücretini kendisi ödüyor. İşte bu şekilde kurs veren 5-6 yerden birisiyiz biz. İngilizce hazırlığımız çok önemli. Sınıftaki dersin kalitesi hocanın gençliğine, yaşlı hocalarımız lütfen yanlış anlamasınlar, hocalarımızın gençliğine ve öğrencilerle olan iletişim kalitesine ve anlatılan bilginin ne kadar güncel olduğu açısından çok önemli. Kuvvetli laboratuvarlarımız ve öğrenci kulüplerimiz var. Öğrenci kulüplerimizin başında TEKNOFEST kulüpleri geliyor ki bunda bence tartışmasız çok iyiyiz diye düşünüyorum” dedi.

BTÜ, TEKNOFEST’e de damga vurdu

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, sözlerini şöyle tamamladı:

TEKNOFEST, 2244 Sanayi Doktora Programı’nda olduğu gibi, bazı üniversitelerde 50 yıldır bazılarında 100 yıldır yapılan yarışlar aslında. Mesela Harley Davidson motorları ve diğer yarış araçlarını düşünürseniz 50-60 yıllık geçmişleri var. TEKNOFEST gibi bütün konsept değil de segment segment yarışlar yapılıyor. Deniz araçları, hava araçları gibi. TEKNOFEST gerçekten milli teknolojinin gelişmesi ve bu anlamda ilgisi olan gençlerin yetişmesi için çok önemli bir çalışma. Biz buna inanıyoruz ve hem paydaş üniversiteyiz hem katılımcı üniversiteyiz. Her sene de katılan öğrenci sayımız ve takımımız artıyor. Geçen sene biz 100 takım katıldık. 6 bin lisans öğrencisi olan bir üniversiteydik geçen sene bu sene arttı biraz ve 100 takım çıkarmak öyle gerçekten kolay değil ve takımların 52 tanesi de finalist takım oluyor, onlarca da ödül alıyor çocuklar. Bizim uyumayan atöyle ve laboratuvarlarımız var. Her takımda en az 15-20-30 tane öğrencimiz var. Danışman hocalarımızla beraber güzel çalışmalar yapıyorlar ve aslında TEKNOFEST öğrencinin hayata atıldığı zaman kendi başına yapacağı bir işin gerçek anlamda bir provası. Mükemmel sonuçlar elde ediyoruz. Yükseköğretim Kurulu Başkanımız geçen geldiği zaman çocuklarla atölyede çay içti. Bir saatten fazla muhabbet etti. Diğer üniversitelerin rektörleri ve kendi ekipleri sağ olsunlar BTÜ’nün modelini alalım diye geliyorlar. Şimdi biz bir ileri kademeye geçtik teknik okullarımızla da güzel iş birlikleri yapıyoruz. İnşallah bu sayede sadece üniversite gençliği değil profesyonel ekip değil eğitim kanadımız olan bütün gençlerin icat çıkaran, üretim yapan, ben de yapabilirim diyen bir nesle dönüşmesine çalışıyoruz ve bundan da gururluyuz.”

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir’in açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.

RÖPORTAJ

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ