Demokrat Zafer

Memleket’te Kongre Heyecanı! “Bursa’yı Parsel Parsel Pazarlayanlara Artık Dur Deme Vakti Gelmiştir!”

29 Ağustos Pazar Günü Nilüfer’de İbrahim Yazıcı Stadında yapılacak olan il kongresi için adaylığını açıklayan Memleket Parti Bursa Kurucu İl Başkanı Güner Aklan; “Seçime 2 aday ile gitmek MEMLEKET’teki demokrasi anlayışının ne kadar objektif olduğunu göstermektedir. Memleket Partisi bu demokrasi yarışından ve sınavından daha da güçlenerek çıkacaktır. İl başkanlığına atanmışlıktan seçilmiş bir il başkanı olmak, Bursa kamuoyunun önüne çıkmak için bu kutlu davada adayım.” dedi. Aklan sözlerinin devamında; “Bursa’yı hor ve hakir gören belediyecilik anlayışını ilk seçimlerde MEMLEKET olarak yıkacağız. Memleket’e gençlerimiz yoğun ilgi gösteriyor. Z kuşağı ile Bursa’da başka, farklı bir siyaseti getireceğiz. İl kongresi sonrası tüm enerjimizi Bursa’ya Bursalılara adayacağız.” dedi.

Aklan’ın basın açıklamasının satır başları; “Doğasıyla, tarihiyle, turizmiyle, kültürüyle yere göğe sığdıramadığımız, ülkemizde kime sorsanız yaşamak için tercih edeceği ilk üç şehirden biri olan Bursamız maalesef uzun zamandan bu yana kötü yönetiliyor. Zaman zaman güzel şehrimize ilişkin sorunları bir çok kesim dile getirse de, yeterince yol alınmadığı gibi, sorunlar farklılaşmaya ve çoğalmaya da devam ediyor. Memleket Partisi olarak biz bu sorunlara Bursalı hemşerilerimiz adına dikkat çekmeye ve takip etmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda şehrimizin önemli sorunları;

* İmar, Kaçak ve Çarpık Yapılaşma: Şehrimizde özellikle Yıldırım, Gürsu ve Osmangazi ilçelerimizde bu sorun yoğun olarak görülmektedir. Bursa’nın sanayileşmesi ve diğer illerden gelen göçlerle başlayan bu sorun, insanlarımızın başlarını sokacak bir ev yapma amacıyla özellikle hisseli taşınmazlara ruhsatsız olarak evlerini inşa etmeleri, yerel yönetimler için de büyük bir sorun teşkil etmiştir. Bunun önüne geçmek için yerel yönetimlerin, bulundukları bölgelerde, teknik ekipleriyle kontrollerini sıklaştırmaları ve Kaçak Yapı yapanlara caydırıcı önlemlerini arttırmaları gerekmektedir. Kendi evini ruhsatlı yapmak isteyen ve imkanları kısıtlı olan vatandaşlarımıza yerel yönetimle, yapı ruhsatı ile ilgili Akademik Odaların mensupları arasında işbirliğine gidilerek, Proje Fiyatlarında ve Ruhsat Harçlarında indirimler yapılmalıdır. Ayrıca Belediye Meclislerinde kişi ve kurumlara özel, parsel veya ada bazlı İmar Planı Revizyonları yapılmakta ve onaylanmaktadır. Anayasamıza göre Kişiye Özel Plan Değişikliği, eşitlik ilkesine aykırı olan uygulamalara son verilmeli ve parsel veya ada bazlı plan tadilatı yapılmamalıdır.

* Sosyal Donatı Alanlarının Yetersiz Olması: Kent planlamasının önemli ilkelerinden biri de bölgenin nüfusuna göre sosyal donatı alanları ayrılmasıdır. Hatta yasal olarak bununla ilgili imar düzenlemesi yapılırken vatandaşın arsasından belirli oranda DOP(Düzenleme Ortaklı Payı)alınmaktadır. Ancak şehrimizin özellikle yoğun olarak göç alan ve nüfusun sürekli olarak arttığı bölgelerinde, sosyal donatı alanları, orda yaşayan nüfusa yetmemekte, ilçe belediyeleri de bu konuda yeterince hizmet verememektedirler. Burada yaşayan hemşerilerimiz de çareyi şehrin başka bir bölgesine gezmek ve eğlenmek için gitmek zorunda kalmaktadırlar. Vatandaşlarımızın yaşadıkları bölgede sosyal, sportif ve diğer hizmetleri almaları en doğal hakkıdır. Bunun için de yerel yönetimler kendi bölgelerinde ki sosyal ve kültürel donatı alanlarının sayısını arttırmak için gerekli çalışmaların yapılmasına hız vermelidirler. Daha çok kültür, sanat ve spor alanlarının hizmete sunulması sağlanmalıdır. Ayrıca mevcut yeşil alanların ve rekreasyon alanlarının korunması ve buraların imar planı revizyonları ile imara açılmaması gerekmektedir.

* Kentsel Dönüşüm: Ülkemizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yoğun olarak kentsel dönüşüm projeleri yapılmıştır.2015 yılında kentimizde Bursa Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararları ile verilen 0.50 ek emsal alanı artışı alarak uygulanan kentsel dönüşüm örneklerinin, mevcut imar planı bütünlüğünün bozulması, üst ölçekli planlarla uyumsuzluğun olması, kent içinde birbirinden kopuk parçalar oluşturması, kentsel rantın, yani kentsel dönüşüm sonrası oluşan rantın, sermaye tarafından değil, kentte yaşayanlar tarafından paylaşılması gerçeğinin ve kentsel kimliğin gözetilmemesi, kentsel dönüşümün sadece mekansal dönüşüm olarak algılanması, kentin çöküntü bölgeleri diye adlandırılan yerlerinde hiçbir mimarlık ve mühendislik hizmeti almadan kaçak olarak yapılan binaların yoğun olarak bulunduğu ihtiyaç alanlarında değil de, rant alanlarının dönüşümünde kullanılıyor olması, yapı ve nüfus Yoğunluğun artmasına, sosyal donatı alanları için gerekli yerlerin ayrılmamasına, ulaşım akslarının aynı ölçülerde kalmasına, altyapı sisteminin değiştirilmemesi gibi kötü sonuçlara sebep olmuştur. Her ne kadar 0.50 emsal daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilse de, bu süre içinde ruhsatlar alınmış, halen o ruhsatlara dayalı inşaatlar da devam etmektedir. 0.50 emsal artışının parsel bazında Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından istisnasız her kentsel dönüşüm projesine verilmesinden ötürü, eskiden maksimum 6 kata sahip olan binalar, bir anda kentsel dönüşüm uygulamasıyla 10, 12 hatta 15 kat imar yüksekliğe sahip olmaktadır. Binaların yapı yaklaşma mesafeleri de olması gerektiğinden daha da az yapılınca, Doğanbey Mahallesi örneğinde olduğu gibi, bir anda birbirlerinin doğal ışığını ve havasını engelleyen, kent siluetini bozan yapılar ortaya çıkmaya başlamıştır. İmar Barışı adı altında çıkarılan kanuna dayanarak, tamamen ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yapılan binalara verilen yapı kayıt belgeleri de risk taşıyan binalara çözüm olmamış ve olamayacaktır. Şehrimizde yapılacak kentsel dönüşüm uygulamalarında bölge veya bölgesel bazda yeniden tasarlanmalı, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat ve diğer Mühendis Odaları, Sosyologlar, Şehir ve Toplum Bilimciler ile, bölgede yaşayanlar buna gereken katkılarını koymalıdırlar. Kentsel Dönüşümün merkezinde insan olmalı ve mutlaka onların istek ve görüşleri dikkate alınmalıdır.

* Ulaşım ve Trafik: Kentimizde artan nüfus yoğunluğu ve buna bağlı olarak yeni konut ve ticari alanların eklenmesi, ihtiyaç gereği ailelerde birden fazla araca sahip olunması ve son dönemdeki pandemi koşulları, ister istemez trafik yükünün artmasına sebep olmaktadır. Yeni yapılacak Ulaşım Master Planında bunlar göz önünde bulundurulmalı ve trafiği rahatlatıcı tedbirler alınmalıdır. Kentimizde yaşayan insanların toplu taşıma araçlarını tercih etmeleri sağlanmalıdır. Raylı Ulaşım Sisteminin gün içinde taşıdığı yolcu sayısı da dikkate alınarak, bu sistemin kentimizin her noktasına ulaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Bunun yanında toplu ulaşım ,fiyat, kalite, hizmet gibi unsurlarla teşvik edilmelidir.

* Şehrimize Ait Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması: Bursa Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olma özelliğine sahip şehirdir. Bu sebepten ötürü kentimizde özellikle Osmangazi ve Yıldırım İlçelerinde birçok tescilli anıtsal yapı bulunmaktadır. Bu yapılar zaman içerisinde özelliklerini kaybederek yıpranmışlar ve yeniden ayağa kaldırılma ihtiyacını hissetmişlerdir. Geçmiş zamanlarda bu anıtsal yapılar restore edilseler de, bunların aslına uygun yapı malzemeleriyle ve uzman firmalar tarafından onarıldıklarını söylemek mümkün değildir. Bunlara örnek olarak Balibey Hanı, Tophane Saat Kulesi, Hisar Surları, Ördekli ve diğer hamamları sayabiliriz. Bundan sonraki restorasyon çalışmalarının doğru malzemelerle ve işin uzmanı firmalar ve teknik insanlar tarafından yapılması daha doğru olacaktır. Sivil mimarlık örneği yapı sahiplerinin de eskiyen ve yıkılmak üzere olan evlerini restore ettirmeleri hususunda uzun, zorlaştırıcı ve zahmetli yollar yerine daha teşvik edici kolaylıklar sağlanmalıdır.

*Çevre ve Hava Kirliliği: Şehrimizde bulunan büyük ve küçük ölçekli 17 Organize Sanayi Bölgesi ve diğer işyerlerinde bulunan endüstriyel tesislerin ve Ovaakça’da yer alan Termik Santralin bacalarından çıkan duman ve zehirli gazlar ve diğer atıklarının gelişigüzel doğaya salınması, bu tesislerin arıtma sistemlerinin yetersiz olması, kentimize göç eden insanların oluşturduğu nüfus ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yapı yoğunluğu, trafiğe çıkan ve giderek artan araçların egzozlarından çıkan gazlar, kentin bazı bölgelerinde hala doğalgaz yerine katı yakıt kullanılması, çevre ve hava kirliliğinin artmasına sebep olmaktadır. Yerel yönetimlerin, kendi bölgelerinde yer alan endüstriyel tesisleri, ilgili Akademik Odaların da desteğini alarak sık sık denetime tabii tutmaları gerekmektedir. Çevre Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Meteoroloji Mühendisleri Odası ile işbirliğine gidilerek etkin ve zamanında çözümler üretilmelidir.

*Gürültü Kirliliği: Nüfus yoğunluğunun ve trafiğe çıkan araç sayısının artmasıyla birlikte Kentimizde giderek artan bir gürültü kirliliği sorunu ortaya çıkmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yayınladığı ve Binaların Gürültüden Korunması Hakkındaki Yönetmeliğin, 17 adet ilçe Belediyemizin İmar Müdürlüklerinde onaylanacak ruhsat projelerinde akustik rapor ve akustik projelerin istenmesi ve binaların uygulamaları esnasında yapımcı firmalar tarafından akustik rapor ve akustik projelerde yer alan yapı malzemelerinin ve bileşenlerinin binaların iç ve dış cephelerinde kullanılmasının, belediyelerin ilgili birimleri tarafından denetlenmesi durumunda bazı sorunları da aşılabileceği görülmektedir.

*Belediyelerin ve Diğer Resmi Kurumların Kentin Dinamikleri ile Uyumlu Çalışması: Sivil toplum kuruluşları, Bursa Akademik Odalar Birliği’ne mensup meslek örgütleri,esnaf odaları ve şehrimizde kurulu 2 Üniversitenin akademisyenleri,siyasi partilerin temsilcileri ile birlikte hareket edilerek ortak akılla yönetilmesi, sorunların çözülmesi yönünde büyük bir adım ve umut olacaktır.Şehri ortak akılla yönetmek,bugün ilerlemiş toplumların en büyük özelliklerinden biridir.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ