Demokrat Zafer

Uluabat’taki kirlilik TBMM gündemde!

CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Uluabat Gölü’nde yaşanan kirliliği Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Altaca Kayışoğlu, Uluabat Gölü’nün karşı karşıya kaldığı kirlenmenin araştırılması, göldeki doğal hayatın sürdürülebilir noktaya getirilmesi ve bölge halkının eski geçim kaynaklarına yeniden kavuşabilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun Meclis Araştırma Önergesi’nde şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye ve Bursa’nın önemli göllerinden birisi olan Uluabat Gölü’nün karşı karşıya kaldığı kirlenmenin araştırılması, göldeki doğal hayatın sürdürülebilir noktaya getirilmesi ve bölge halkının eski geçim kaynaklarına yeniden kavuşabilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.”

 Uluabat Gölü’nde yaşanan kirliliğin araştırılması ve giderilmesi için verilen araştırma önergesinin gerekçeleri şöyle sıralandı:

“Denizlerimizde yaşanan kirliliğin müsilajla kendini saklamaktan vazgeçip açığa çıkmasıyla birlikte akarsu ve göllerimizde yaşanan benzer sorunların da incelenmesi zorunluluğu doğmuştur.

Ülkemiz genelinde birçok gölün kirlilik ve su kullanımındaki yanlışlıklar nedeniyle kuruma noktasına geldiği bilinmektedir.

Bursa’ya 25 km uzaklıkta, sığ bir tatlı su gölü olan Uluabat Gölü de bu göllerden birisidir. Göl havzası 10.500 km2 alanı kapsayan Uluabat Gölü balık ve kuş popülasyonları açısından Türkiye’nin en zengin göllerinden birisidir. Sahip olduğu değerler nedeniyle Nisan 1998’de T.C. Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar Alanı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 4. Uluslararası Expo 2000 Konferansı’nda uluslararası Yaşayan Göller Ağı’na dâhil edilmiştir. Göl yüzeyine rastgele yayılan ve fırtınalı havalarda dalgakıran görevi gören 11 adet ada bulunur. Gölün kuzey kıyısında bulunan iki yarımadadan birinde Eskikarağaç, diğerinde Gölyazı mahalleleri yer alır. Uluabat Gölü’nü Kocasu ile Mustafakemalpaşa(Kirmastı) Çayı besler. Ancak, göller gibi akarsularımızın durumu da istenen düzeyde değildir. Bu nedenledir ki göllerimizi beslediğini düşündüğümüz akarsularımız aynı zamanda o göllerin sorunu haline de gelmektedir. Kirmasti çayı da taşıdığı erozyonla göle dolgu yapmakta, Uluabat’a zarar vermektedir.

Gölün en önemli olaylarından birisi de yazın suların 1 metreye kadar düşmesi, kış aylarında ise 6-7 metreye kadar yükselmesidir.

Anadolu’ya kuzeybatıdan giren kuş göç yolu üzerinde yer alması nedeniyle Uluabat Gölü, kuş varlığı yönünden yalnızca ülkemizin değil, Avrupa ve Ortadoğu’nun da en önemli sulak alanlarından biridir.

Uluabat Gölü, Türkiye’deki en geniş nilüfer yatakları olan göl olma özelliğine de sahiptir.

Büyük ve sığ bir göl olan Uluabat, sucul bitkiler açısından Türkiye’deki en önemli göllerden biridir.

Gölde genellikle turna, sazan, yayın, yılan, kadife, kızıl kanat, sarı kanat, muskufya, İsrail sazanı ve kerevit de dahil olmak üzere 17 değişik balık türü bulunmaktadır. Göldeki olumsuzluklardan etkilenen ve önemli ihraç kalemlerinden birisi olan kerevit ise yok olmakla karşı karşıyadır.

Uluabat Gölü çevresinde 17 yerleşim birimi bulunmaktadır. Gölyazı, gölden yararlanan ve geçim kaynağı balıkçılık olan bir belde olması nedeniyle öne çıkmaktadır. Tarımsal arazi yetersizliği nedeniyle % 85’i balıkçılıkla geçinen belde halkı, gölün kirlenmesinden ya da göle yönelik herhangi bir tehditten doğrudan etkilenmektedir.

Son yıllarda Uluabat Gölü’ne yakın yerlerde ardı sıra kurulan fabrikaların organize sanayi bölgesi kimliği kazanmasıyla birlikte göl çevresinde yaşanan sanayileşmenin Uluabat Gölü’ne yeni bir tehdit oluşturmaması için var olan veya var olduğu söylenen arıtma tesislerinin sıkı denetlenmesi ve çalışır durumda tutulması, deşarj kriterlerine uygun suları deşarj etmelerinin sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Aksi halde deşarj edecekleri suların kirliliğe neden olması kaçınılmazdır. Diğer taraftan kurulan OSB’lerin gereksinim duydukları suyun sağlanacağı yeterlilikte tek ve önemli kaynak da Uluabat Gölü’dür. Hâlihazırda deri ve boya OSB’leri için yapılmış olan gölete, Uluabat Gölü’nden su verildiği bilinmektedir. Geçmişte söz konusu OSB alanları için Çınarcık barajından elektrik üretimi amacıyla kullanılan ve Uluabat Gölü’ne verilen sudan sağlanmak üzere talepte bulunulmuştur. Bu talebin daha da artacağı açıktır. OSB’ler gibi BUSKİ’nin de benzer kaynaktan 145 milyon metreküp içme suyu temini planı bulunmaktadır. Bu durum Uluabat Gölü’nün varlığı ve biyolojik çeşitliliği için büyük bir tehdittir.

Bu bağlamda;

Türkiye ve Bursa’nın önemli göllerinden birisi olan Uluabat Gölü’nün karşı karşıya kaldığı kirlenmenin araştırılması, göldeki doğal hayatın sürdürülebilir noktaya getirilmesi ve bölge halkının eski geçim kaynaklarına yeniden kavuşabilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ